Omurga Egriligi Buyuklugunun Olcumu

Omurga Eğriliğinin büyüklüğünün ölçümü



Eğriliğin derecesinin belirlenmesinde Cobb metodu standart kabul edilir. Ölçüm uç (end) vertabraların tespiti ile başlar. Üst end vertebranın üst yüzeyine ve alt end vertebranın alt yüzeyine dik hatlar çizilir. Bu çizgiler arasında oluşan açı Cobb açısıdır. Primer eğriliğin altında ikinci bir eğrilik varsa, orijinal eğriliğin alt vertebrası, ikinci eğrilik için üst son vertebra olur ve onun inferior yüzeyindeki aynı çizgi kullanılır.


Sagittal planda yan grafıde, torakal bölge için T4-T12 arası, lomber bölge için L1-L5 arası ve torakolomber kavşak için T11-L2 arası Cobb metodu ile ölçülür. Hastada torakal ve lomber bölgedeki normalden sapma değerlerine bakılarak eğriliğin lordoz veya kifoz komponentinin olup olmadığı araştırılır.



Vertebra rotasyonunun ölçümü



Skolyozu oluşturan deformitelerden biri olan rotasyonun değerlendirilmesi için değişik metodlar geliştirilmiştir. En yaygın kullanılan diğer yöntem Nash Moe tarafından tarif edilen apikal vertebranın pedikül gölgesinin hareketidir. Buna göre rotasyon beş dereceye ayrılmaktadır. Pediküllerin simetrik olması 0 rotasyonu, orta hattı geçmesi ise grade 4 rotasyonu göstermektedir.



Vertebral rotasyonun belirlenmesinde bilgisayarlı tomografi(BT) de kullanılabilir. BT, pahalı olmasına rağmen doğruluğu Nash-Moe metodu ile kıyaslandığında çok daha iyidir.


http://zehirlenme.blogspot.com

İdiyopatik Skolyoz Nedir

İdiyopatik Skolyoz Nedir


İdiyopatik skolyoz yapısal nedenli skolyozların yaklaşık %80’ini oluşturmakta olup deformitenin nedeni bilinmemektedir.


İdiyopatik skolyoz büyüme çağında herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Ortaya çıkışı bakımından üç zaman diliminde zirve yapar. Bu şekilde idiyopatik skolyoz ,deformitenin başladığı yaşa göre üç gruba ayrılır.



1-İnfantil idiyopatik skolyoz: 3 yaşın altındaki deformitelerdir. Erkeklerde daha sık görülmekle beraber, genellikle sol torakal eğriliklerdir. Kompansatuar eğrilikleri yoktur.



2-Jüvenil idiyopatik skolyoz: 3 ile 10 yaşlan arasındaki deformitelerdir. Erkek ve kızlarda eşit oranda görülmektedir. Sıklıkla eğrilik sol torakal yönde olup ilerleyicidir.



3-Adölesan idiyopatik skolyoz: 10 yaş ile iskelet gelişiminin tamamlanmasına kadar ortaya çıkan deformitelerdir. Kızlarda daha sık görülür. Genellikle sağ torakal ve sol lomber eğrilik görülür.


Adölesan idiyopatik skolyoz bu üç grup arasında en çok görülen skolyoz türüdür. İskelet gelişimini tamamlamış hastalarda görülen skolyoza erişkin skolyozu denir.1'2



PREVALANS



İdiyopatik skolyozun prevalansının değerlendirilmesinde iki yöntem kullanılmıştır. Birincisi tüberküloz taramalarında kullanılan akciğer radyografilerine dayanmaktadır. Bir diğer yöntem ise okul taramalarıdır, skolyozun prevalansı konusunda daha kesin bir tablo sunmaktadır.10 derecenin üzerinde %1.5-3 , 20 derecenin üzerinde ise %0.2-0.3 olarak bulunmuştur.



ETYOLOJİ



Bir çok araştırma yapılmasına rağmen kesin bir neden bulunamamıştır. Son yıllarda etyopatogenezde başlıca üzerinde durulan faktörler şunlardır.



-Nörolojik Fonksiyon Bozukluğu:


Yeni literatürün büyük bir kısmı nörolojik anomalilerin idiyopatik skolyozun ana nedeni olduğunu savunmaktadırlar. Wyatt ve arkadaşları 1984’de medulla spinalisin arka kolonunu değerlendirdiklerinde posterior kolon yollarında bir anormallik olduğunu düşünmüşlerdir.



Idiyopatik skolyoz için diğer bir nörolojik teori de melatoninin normal omurga gelişimindeki düzenleyici rolüdür. Kontrol grubuyla kıyaslayınca skolyoz hastalarında melatonin seviyesi önemli ölçüde düşük bulunmuştur.



-Bağ Dokusu Anormallikleri:


Skolyoz hastalarının ligamantum flavum lifleri histolojik olarak incelendiğinde, fıbroelastik sistemde lif yoğunluğunun azaldığı ve düzensiz dağılım içinde olduğu gösterilmiştir.


Skolyoz olan kişilerde anormal trombosit yapısı ve fonksiyonu bildirilmiştir.


Kasların kas-tendon birleşim yerinde bir anormallik, kalsiyum, bakır ve çinko düzeylerinde bozukluklar olduğu görülmüştür.



-Endokrin Bozukluk:


Idiyopatik skolyozlu hastaların yaşıtlarına göre daha uzun uzun boylu olmaları endokrin bir nedeni düşündürmüştür. Skogland çalışmasında, büyüme hormonunun pitüter salınma mekanimasında hipersensivitide ve testesterol düzeylerinde artış saptanmıştır.



-Genetik Faktörler:



Idiyopatik skolyozun aynı ailenin birçok bireyinde görülebilmesinden dolayı araştırmacılar bu hastalığın nedenini genetik faktörlere bakarak açıklamaya çalışmışlardır. Wynne-Davies 1968’de yaptığı çalışmada, dominant ve multipl gen geçişinin idiyopatik skolyoz etyolojisinde etkili olduğunu söylemişlerdir


Cowel ve arkadaşları 590 ebeveyn ve 110 skolyotik ikizlerin araştırılması sonucu dominant bir geçiş ileri sürmüş, sporadik yakalanma oranının %20 olduğunu saptamışlardır.39


Sonuç olarak bir çok çalışma yapılmış olmasına rağmen idiyopatik skolyozun etyolojisinde kesin bir neden bulunamamıştır.



PATOFİZYOLOJİ



Skolyozun derecesine göre yapısal değişikliklerin boyutu da değişebilir. Bu değişiklikler eğriliğin apeksinde en fazla olur.


Basınç etkisiyle intervertebral diskler konkav tarafta daralır. Hacmi değişmeyen nükleus pulposus konveks tarafa doğru kayar. Proteoglikan içeriği azaldığından visko elastik yapısını kaybetmiştir. Bu olay eğriliğin yapısal hale geçmesinin ilk sebeblerinden biridir ve geriye dönüş yoktur. Eğrilik bu aşamada düzeltilse bile nükleus pulpozusun bu yapısı düzelmeyecek, fakat eğrilikteki kompansasyon vertebra şekillerinin değişmesi ile saklanacaktır.


Torakal vertebralardaki rotasyondan dolayı konveks taraftaki kostalar sırta doğru yükselir ve konveks tarafta hörgüç manzarası (rib hump) oluşur. Sternum asimetrik ve laterale deplase olabilir. Memelerde çoğu zaman asimetri görülür.


http://zehirlenme.blogspot.com

Skolyoz Nedir

Skolyoz Nedir



Günümüzde, skolyoz radyolojik olarak omurganın orta dikey çizgisinin yana doğru 10 dereceden fazla kaymasına denmektedir. Omurgadaki bu yana eğilme, vertebranın rotasyonuyla birlikte olduğundan üç boyutlu bir deformite meydana gelmektedir. Frontal planda laterale kayma, aksiyel planda rotasyon ve sagittal planda lordoza neden olan intervertebral ekstansiyon görülmektedir.



Günümüzde geçerliliğini koruyan en geniş skolyoz sınıflaması 1973 yılında Amerikan Skolyoz Cemiyeti(Scoliosis Research Society-SRS) tarafından etyolojiye göre yapılmıştır.


Terminoloji



Yapısal (strüktürel) eğrilik: Normal fleksibilitesini kaybetmiş,fikse, lateral angulasyonu ve rotasyonu olan eğriliklerdir. Traksiyon ve eğilme grafılerinde tam düzelme gözlenmez.



Yapısal olmayan (non-strüktürel) eğrilik: Yapısal olmayan eğilme ve traksiyon grafılerinde tama yakın düzelme eğilimi gösteren eğriliklerdir.



Primer eğrilik: İlk ortaya çıkan eğrilik



Kompensatuvar (sekonder) eğrilik: Normal vücut aksının sağlanması için gelişen ,yapısal komponentin üst veya altında yer alan ikincil eğriliktir. İlk aşamada yapısal olmayan tiptedir. Fakat zamanla dokuların bulundukları pozisyonda fıkse olmaları nedeniyle yapısal hale gelebilirler.



Majör eğrilik: Daha büyük ve daima yapısal olan eğriliktir.



Minör eğrilik: Daha küçük olan eğriliktir. Yapısal veya yapısal olmayan tip olabilir.



Çift majör eğrilik: Genellikle aynı derecede ve rotasyonda, iki yapısal eğriliğin birlikte olduğu skolyozdur.



Apikal vertebra: Bir eğrilikte vertikal akstan en fazla uzaklaşan ve rotasyonu en fazla olan vertabradır.



Apikal vertebra/Disk translasyonu: Apikal vertebra yada diskin orta noktasının midsakral çizgiye uzaklık miktarıdır. Özellikle torakolomber ve lomber skolyozlu hastalarda


dekompansasyonu belirlemek ve takip etmek için bunun ölçülmesi gerekmektedir.


Stabil vertebra: Midsakral çizginin tam ortasından geçtiği vertebradır.


Pelvik çarpıklık: Kronal planda pelvisin horizontal düzlemdeki deviasyonudur.


http://zehirlenme.blogspot.com