Meme Kanserinde Yayilma Yollari

Meme Kanserinde Yayılma Yolları 

Lokal yayılım gösteren tüm invaziv kanserler eninde sonunda lenfatik ve lenfohematojen yollarla yayılım gösterirler. Olguların üçte ikisinde tanı sırasında lenf nodu metastazları vardır. Lenfatik yayılım mümkün olan tüm yönlere doğrudur. Lateral yayılımlar aksillaya, süperior yayılımlar supraklaviküler ve boyun lenf nodlarına, medyal yayılımlar diğer memeye, inferior yayılımlar abdominal organlara ve lenf nodlarına ve derin yayılımlar iç meme arterleri boyunca yerleşmiş göğüs içi lenf nodlarına doğru olur.
Lenfatik drenajın en sık görüldüğü iki yayılım yeri; aksiller lenf nodları ve internal meme arteri boyunca yerleşen nodlardır. Kan yoluyla yayılıma bağlı olarak vücudun herhangi bir organında ya da organlarında uzak metastazlar gelişir. Meme kanserinin en çok metastaz yaptığı organlar; akciğerler, kemikler, karaciğer, sürrenaller, beyin ve meninkslerdir. Bu bölgelere yayılmış olan tümörlerde plevral, peritoneal kavite ya da serebrospinal sıvıdan elde edilen örneklerin sitolojik incelenmesi ile kanser hücreleri saptanabilir. 

Meme Kanserinde Patolojik Prognostik Faktörler 

Meme kanserinde çok sayıda klinik, patolojik özellikleri temel alan hastanın tedavi ve biyolojik davranışını etkileyen prognostik faktörler tanımlanmıştır. Bunlardan en önemlileri tümör çapı, tümör tipi, aksiller lenf nodu metastazı, grade, östrojen ve progesteron reseptör varlığı ve c-erbB-2 onkoproteininin aşırı ekspesyonudur.

1-  Aksiller lenf nodlarının durumu, hastalıksız sağ kalımı ve total sağ kalımı gösteren en önemli prognostik faktördür. 4 ve 4’ten fazla lenf nodu tutulumunda prognoz kötüdür. Metastatik lenf nodu sayısı kadar, metastatik lezyonun çapı, lenf nodu çevresi yumuşak dokuya yayılım da prognozu olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir. 

2-  Tümör hacmi en önemli bağımsız prognostik faktörlerden biridir ve nodal tutulum ile birlikte evrelemede kullanılan 3 özellikten 2’sini oluşturmaktadırlar. Artan tümör hacmi ile birlikte lenf nodunun tutulum oranı artmakta ve 5 yıllık sağkalım oranı da düşmektedir.
3-  Tümörün histolojik tipi: Tübüler, kolloid, medüller, lobüler ve papiller gibi özel histolojik tipteki invaziv kanserlerde 30 yıllık sağkalım oranı %60’ın üzerinde iken, bu oran duktal karsinomlarda %20’nin altındadır. Agresif davranan tipler içinde taşlı yüzük hücreli karsinom, invaziv mikropapiller karsinom ve inflamatuvar meme kanseri sayılabilir.

4-  Lenfovasküler tutulum. 

5-  Hücre kinetiğine ait değişiklikler: Prognostik bir parametre olarak meme kanserinde hücre kinetik analizleri, güvenilir ve objektif kriterler olup aksiller lenf nodu metastazlarından bağımsızdır. Hücre kinetik özelliklerinin saptanmasında, başlıca tümör hücrelerindeki proliferatif oran ve DNA içerikleri incelenir. Proliferasyon, timidin bağlama indeksi (TBİ), flow sitometri, mitotik sayımlar ya da hücre siklusu sırasında açığa çıkan sellüler proteinlerin (Siklinler, Ki-67) immünohistokimyasal yöntemle ölçülebilir. Yüksek proliferasyon oranı izlenen tümörler kötü prognoza sahiptir 

Meme kanserlerinde TBİ, ortalama %5’dir. Yüksek TBİ değerlerine sahip karsinomlar hızlı büyür ve erken rekürrens gösterirler. Ki-67, G0 hariç tüm hücre siklusunda nükleusta mevcut bir nükleer antijene karşı geliştirilen monoklonal bir antikordur. Ki-67 büyüme fraksiyonunun yüksek olduğu tümörler daha agresiftir.

Meme Kanserinde Tani

Meme Kanserinde Tanı 

Meme kanseri tanısında klinik, görüntüleme ve patolojik yaklaşımların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Memede kitle meme kanserinin ilk belirtisidir. Buna ilişkin olarak memedeki tüm kitlelerin araştırılması gerekir. Kitlenin meme kanserini düşündüren özellikleri; hastanın 30 yaşın üzerinde olması, kitlenin son zamanlarda ortaya çıkması veya boyutunda artma görülmesi ve kitlenin tek ve solid olmasıdır. Ancak meme kanserinin bazı tipleri palpabl bir kitle oluşturmaz. Buna örnek olarak lobüler karsinoma in situ verilebilir.

Memenin mamografik tarama yöntemleri ise mikrokalsifikasyon ya da memedeki diğer yapısal değişikliklerin görüntülenmesi ile meme kanseri tanısına yardım eder. Ek olarak ultrasonografi, solid ve kistik lezyonların ayrımında çok yararlı bir yöntemdir. Patolojik yaklaşım olarak bir doku örneğinin mikroskobik incelenmesi, meme kitlesinin değerlendirilmesinde kesin sonuç verir. Doku; ince iğne aspirasyonu, kor iğne biyopsisi ve insizyonel ya da eksizyonel açık biyopsi yollarıyla elde edilebilir.