Hiperaktivite ve Ogrenme Guclugu

Hiperaktivite ve Öğrenme Güçlüğü Tedavisi

Hiperaktif çocuklara çok sık eşlik ettiği için öğrenme güç­lüklerinin iyi anlaşılması ve iyi yönlendirilmesi özellikle önemlidir. Öğrenme insan aklının en önemli vasıflarından birisidir. Öğrenmeyen veya öğrenemeyen kişilerin hayatı­nın ne kadar problemli hale geleceğini kolaylıkla tahmin edebiliriz. Kişinin yeni deneyimler, bilgiler ve becerileri kazanması bilgi ve becerilerinin öğrenerek geliştirmesi hayatı kolaylaştırırken öğrenme yolunda yaşadığı zorluk­lar ise onu önemli yararlardan alıkoymaktadır. Öğrenme güçlüğü yani "learning disorder" dediğimiz bu problemde zekanın bazı alanlarında yaşanan aksaklıklar vardır. Çok farklı zeka fonksiyonları olduğunu biliyoruz bu zeka fonk­siyonlarından bazılarında kişinin kendi kapasitesini gös­terememesi öğrenme güçlüğüne yol açar. Bu tamamen nörogelişimsel farklılıktır. Nasıl ki her insanın kişiliği, karakteri, sesi, parmak izi, iris tabakası farklı olmakta aynı şekilde öğrenme yolları da farklılıklar arz etmektedir. Bazı kişiler sözel alanda çok iyi öğrenme becerisi ortaya koyarken bazıları motor veya performans becerilerinde güzel bir beceri ortaya koymaktadır. Öğrenme güçlükleri etkilenme şekline göre okuma güçlüğü, yazma güçlüğü, matematik güçlüğü gibi alanlarda olabilir. Örneğin bir çocuğun çok iyi resim becerisi, uzaysal mekansal yete­neği, el göz koordinasyonu olabilirken okuma veya yaz­ma alanında kendi zekasını ortaya koymakta zorlanabilir. Bu nedenle öğrenme güçlükleri özellikle okul becerisini olumsuz yönde etkileyebilir.

Belirtileri

Yavaş okuma, eksik okuma, okuma çalışmalarını sev­meme, okuduğunu anlamama, kelimlerin sonunu yanlış tamamlama gibi belirtiler okuma güçlüğünde sık bir şe­kilde görülürken, harf karıştırma, harfleri ezbere yaza-mama, hatırlamakta güçlük çekme, yazmayı sevmeme, bozuk yazı eksik yazma durumları da yazma güçlüğünün belirtisi olabilir. Aynı zamanda basit matematik işlemleri yapamama, formülleri ezberleyememe, çarpım tablosu­nu beklenmedik bir şekilde karıştırma durumları da ma­tematik güçlüğünde görülebilir.
Okul öncesi dönemde öğrenme alanlarında isteksizlik, basit kavramları öğrenememe, kelimelerin yerini karış­tırma, geç konuşma, dil becerilerinde eksiklikler, farklı öğrenme yolları kullanma, öğrenme esnasında çabuk sı­kılma gibi belirtiler olabilir.
Okul çağında temel bir belirti olmasa da derslere karşı isteksizlik, çalıştığı halde istediği verimi elde edememe, okuma ya da yazmada güçlükler, derslere karşı başarı­sızlık duygusu, özgüven eksikliği hatta duygusal değişik­liklere bile yol açabilmektedir.

Sebepleri

Öğrenme güçlüklerinde sinir sistemi gelişirken farklı bağlantıların olduğu, olması gereken bağlantıların ise olmadığı gibi görüşler öne sürülse de kesin bir sebebi ortaya konamamıştır. Ancak sol elini kullanan kişilerde, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olanlarda, anne ya da babasında bu türlü zorluklar olanlarda daha sık görülmektedir. Bu sebeple genetik etkenlerin önemi birçok çalışmada vurgulanmıştır. Ancak kesin bir sebebi tam olarak ortaya konamamıştır.

Ne sıklıkla bulunur

Okuma güçlüğü genel toplumda %U oranında bulunur. On binlerce çocuk ve gencin bu türlü bir zorluğu olduğu düşünülmektedir. Bu kişiler okuma faaliyetlerinde zorla­nırlar ve yaşa uygun okuma hızı gelişmez. Okuduklarını anlamakta da zorlanırlar. Ders başarısızlığı, öğrenme problemleri, okulu sevmeme, dersleri sevmeme ve duy-gusal-davranışsal problemlere yol açabilir. Bu kişilerin okuma güçlüğü tespit edilip eğitim çalışmaları ile des­teklenmez ise giderek zorluk artabilir. Yazma güçlüğü de % h oranında bulunur. Yapılan birçok araştırmada farklı sonuçlar bulunmasına rağmen ortalama bütün öğ­renme güçlükleri %4.-30 arasında görülmektedir. Hipe-raktif çocukların %30-70 kadarında, davranım bozukluğu olanların %30-4.0 kadarında öğrenme güçlüğü vardır. Bu kişilerin özellikle eğitim hayatı yıllar ilerledikçe büyük sorunlar oluşmaktadır.

Hiperaktivite Tedavi

Erken tespit ve müdahalenin çok önemli bir yeri vardır. Sinir sistemi maturasyonu olmadan yani tam olarak eri-şikin seviyesine gelmeden müdahale olursa başarı oranı artmaktadır. Tedavide özel eğitim çalışmaları uygulanır. Bu eğitim çalışmalarında öğrenme alanları desteklene­rek güçlükler giderilebilir. Ek olarak dikkat eksikliği var ise dikkat eksikliğini gideren ilaç tedavileri uygulanır. Tanı bir çocuk psikiyatristi tarafından konmalı ve tedavi bu kişi tarafından yönlendirilmelidir.

Son zamanlarda oluşturulmuş yapılandırılmış eğitim programı olan OGS (okumayı güçlendirme seti) okuma güçlüğünde önemli faydalar sağlamaktadır. Bu sistemde sembolik öğrenmede kullanılan harflerden başlayarak öğrenen kişinin hiç bir eksiğini bırakmadan sembollerin pekiştirilmesi ve etkin bir şekilde zihne yerleştirilmesine yardımcı olur. Bu sistemle geçmişte zayıf olarak öğrenip sınıf atlayan öğrenciler de dahil olmak üzere en temel noktadan bütün eksiklikler giderilmeye çalışılır. Sem­boller artık o kadar pekişir ki görsel algı, görsel dikkat ve ayrımlaştırma becerileri de artar. Bu sayede okuma esnasındaki teklemeler ve tutukluklar giderek azalır.


Yazma güçlüğüne yönelik olan eğitim programı YGS (el yazısını güçlendirme setidir) dir. Düzgün ve eksik­siz yazmak başarıda önemlidir. Birçok çocuk yazmayı sevmediği için ödev yapmamakta ve başarısı giderek düşmektedir. Doğru yazmak için farklı ve hedefe yönelik bir çalışma programı gerekir. El yazısını yazma ve oku­ma birçok öğrenciye karmaşık ve zor görünmektdir. Bu program ile el yazısı yazmak ve okumak oldukça kolay hale gelir. Özellikle harflerin çizme şekilleri, harflerin tanınması, doğru kelime, doğru cümle yazma farklı bir eğitim tarzı ile çalışılır.

Özel Öğrenme güçlükleri içinde yer alan yazma güçlüğü (disgrafi) kişinin düzgün yazamaması, yazmayı öğren­mekte güçlük çekmesi, yanlış yazması, yazarken çabuk yorulması gibi belirtiler gösterir. Sistemli ve birçok duyu sistemine hitap eden öğrenme programları bu kişiler­de faydalı olabilir. Bu programlar özellikle el kaslarının kuvvetlendirilmesi, harflerin tanıtılması, öğrenmenin pekiştirilmesi, yazmanın kolaylaştırılması ve yaşa uygun öğrenme becerilerinin kazanılması gibi faydalar sağla­maktadır.Eğer yazma güçlüğü zamanında müdahale edilmez ise okul ve eğitime karşı ciddi bir başarısızlık duygusu, en­gellenme hissi ve akademik özgüven eksikliği oluşabilir. Okumak kadar yazmak ta başarıda önemlidir. Kendisini yazılı bir şekilde ifade edemeyen kişilerde zamanla ders başarısızlığı derinleşmekte ve öğrenme düzeyi düşmek­tedir.

Hiperaktif Cocuklarda Aile Davranisi

Hiperaktif Çocukların Anne ve Babaları Nasıl Davranmalıdır

Tedavi konusunda en belirleyici noktalardan bir tanesi de anne ve babanın hiperaktif çocuğa yaklaşımı noktasında­dır. Bu yaklaşım uygun olduğu ve çocuğun hiperaktif ya­pısına ters düşmediği durumda tedavinin gücünü oldukça artırır. Aslına bakılırsa bütün anne babalar hekime veya bu konu ile ilgili bir uzmana başvurduklarında "çocuğu­muza nasıl davranabiliriz? Nasıl davranmamız uygun ve çocuğumuz için faydalı olur?" şeklinde sorular sormak­tadırlar, istikrarlı ve devam eden uygun davranış durumu çocuğun prognozunu yani hastalığın gidişatının olumlu olmasına katkıda bulunur.

Eşlik eden ek psikiyatrik sorunların olması anne baba tutumunu daha da önemli hale getirmektedir. Sorunla­rın artmaması için çocuğun tedavisini üstlenen uzmanlar tarafından anne ve babanın uygun bir şekilde yönlendi­rilmesi önemlidir. Bütün bunlardan dolayı çocuğa anne ve baba tarafından yapılan yönlendirmelerin ve davranış şekillerinin aşağıdaki gibi olması faydalı olacaktır.

a-Çocuğun özgüvenini zedelememek ve aradaki ilişkiyi bozmamak için anne ve babaların hiperaktif çocukları hakkında aşırı eleştiri, yargılama ve sürekli cezalandır­madan kaçınmaları gerekir. Genelde anne ve babalar için gerçekten çok zor olan bu çocukların bakımı ve eğitimi sürecinde bazı yorgunluk belirtileri oluşabilir. Bu belirti­ler çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumundan dolayı gösterdiği davranışlar görüldüğünde "yaramaz" "beceriksiz" gibi veya başka türlü yaklaşımlarda bulun­malarına sebep olabilir.

b-Hiperaktif çocukların aşırı hareketliliklerinden doğa bilecek ev kazaları veya başka türlü kazalara karşı uyanık olmaları gerekir. Özellikle okul çağı öncesi çocuklar için ev kazaları yönünden dikkatli olunmalıdır. Hareketlilikten dolayı devamlı kıpır kıpır olan çocuğun gözlemlenmesi ve bu konuda ev içinde takibi önemlidir. Aynı şekilde okul çağındaki ve daha büyük çocuklar için sokakta ve evin dışındaki kazalar açısından dikkatli olunmalıdır. Bu ko­nuda yolda yürürken ani olarak arabaların önüne fırlayan çocuklar, ağaca tırmanıp düşen çocuklara ve bunun gibi düşme, yaralanma olayları başına gelmiş hiperaktif ço­cuklara Taslamaktayız. Bu konularda çocuk ile konuşma ve uyarma, evde çocuklar için kazaya neden olabilecek eşyaların düzenlenmesi faydalı olur.

C-Okul öncesinden başlayarak hiperaktif çocuklar ile ko­nuşurken mutlaka göz teması kurarak konuşmalı ve ona bir şey anlattığımızda mümkün olduğu kadar uzun süreli bizi dinlemesini sağlamalıyız. Bu durum çocuğun dikkat süresini artıran ve bizim iletişimimizi kuvvetlendiren bir fayda sağlar.

d-Okul öncesinden başlamak kaydı ile hiperaktif çocuk­lar ile bire bir bazı eğitsel faaliyetleri yaparak onların mümkün olduğu kadar ince motor becerilerini artırmaya çalışmalıyız. Bu eğitsel faaliyetler arasında yaşına göre kesme, yapıştırma, boyama, çizme, oyun kurma vb faa­liyetleri sayabiliriz. Unutulmamalıdır ki hiperaktif çocuk­ların ince motor becerileri konusunda yapısal olarak bazı eksiklikleri olabilir. Bu türlü bire bir yapılan faaliyetlerin onun ince motor becerilerini artırma etkisi olduğu gibi dikkat süresini de artırıcı etkisi vardır. Yine ek olarak ço­cuğa belli bir meşguliyet sağlayarak onun daha az davra­nış problemleri göstermesine yardımcı olur.

e-Mümkün olduğu kadar anne ve babanın çocuk ile iyi bir ilişkisinin olması gerekir. Alınan kararların ve yapı­lacak görevlerin bu iyi ilişki zemininde halledilmesi fay­dalıdır. Aksi takdirde anne veya babadan biri ile kopan ilişki sonucu veya iyi olmayan diyalog zemininde çocuğun verilen komutları yapması ve görevlerini yerine getirmesi zorlaşır. Ayrıca çocukta kaygı durumunu artırarak onun daha fazla davranış problemleri göstermesine neden olur. Anne ve baba ile bozuk olan ilişki zemininde çocukta tedaviye uyumsuzluk artacak ek olarak başka psikiyatrik sorunların oluşması kolaylaşacaktır. Özellikle ergenlik döneminde bu ilişki zemini zaten hassas bir noktaya gelir. Eşlik eden hiperaktivite ve dikkat eksikliğine bağlı sorun­ların olması ergenlik döneminde hassas olan bu ilişkiyi daha da zora sokabilir. Karşı gelme bozukluklarının çok sık olduğu bu çocuklarda anne ve baba ile olan ilişkinin bozuk olması çocukların daha fazla anne ve babaya karşı gelmelerine neden olabilir.

f-Hiperaktif çocukların kuralları bozmalarına veya onla­rın çıkardığı sorunlarla başa çıkma aşamasında bu ço­cuklara tatlı sert muamele tavsiye etmekteyiz. Tatlı sert muameleden kastettiğimiz şey ne çok fazla hoşgörülü olarak çocuğun davranışlarının kontrolden çıkmasına ve davranış problemlerinin artmasına neden olmak ne de çok aşırı disiplinli olarak çocuğu kurallar ve yapılması gereken disiplin sınırları ile bunaltmaktır.

g-Çocuk ile ilgili anne veya babadan birinin koyduğu ku­ralları diğer ebeveynin bozması son derece sakıncalıdır. Bu durumda zaten hassas olan davranış tablosunun bo­zulmasına ve hiperaktif çocuğun bu davranış ve uygula­ma değişikliklerini kullanmasına sebep olabilir. Doktor tarafından önerilen davranış ödevlerinin bozulmaması ve bunların ısrarla uygulanması açısından da çocuklara karşı olan tutumların ebeveynler tarafından tutarlı ve bir­birini destekleyen tarzda olması önemlidir.

h-Hiperaktif çocuklar ders çalışırlarken anne ve baba­dan biri tarafından desteklenmesi önemlidir. Bire bir ders çalışma her zaman mümkün olmadığı ve çocuğun pasif konuma düşmesine sebep olması ihtimali vardır. Bun­dan dolayı bu türlü bire bir ders çalışma olduğu dönemde mümkün olduğu kadar çocuğun ön planda olmasını ve dikkatinin ders üzerinde uzun süre devam etmesini sağ­lamak önemlidir. Tek başlarına bırakıldığında hiperaktif çocuklar ders çalışma konusunda zorluk çıkarabilirler. Bu sebeple mümkün olduğu kadar dolaylı yardım edil­mesi, dersi anlama ve uzun süre başında kalma açısın­dan oldukça faydalı olur.

I-Anne ve babaların çocuğun ilaç kullanımı açısından durumunu ve ilaç alma saatlerini takip etmeleri ve bu konuda çocuğun kafasında olan soru işaretlerini ve aksa­yan noktaları düzenli olarak doktora iletmeleri faydalıdır. Anne ve babaların yardım aldıkları uzmana karşı gös­terdikleri güven duygusu ve üzerlerine düşen görevler konusunda hassas davranmaları çocuğun bu konuda te­daviye olan uyumunu artırır. Anne ve babanın muhtemel olarak tedavi ve dikkat eksikliği/hiperaktivite durumu ile ilgili soru işaretlerini çocuğun yanında yüksek sesle dile getirmemeleri önemlidir. Anne ve babadan tedavi konu­sunda biraz çekimserlik ve aksama gören çocuk hiperak-tif yapınında getirdiği sıkıntılar ile tedaviye olan uyumunu bozabilir.

j-Hiperaktif çocukların yaptıkları hatalara karşı anne ba­baların ani ve sabırsız tepkiler vermesi söz konusu olabi­lir. Hiperakivitenin genetik geçişli etkilerinin olmasından dolayı da çocuğa dönük bu tip davranış şekillerini sık sık görmekteyiz. Zaten anne ve babada bu konuda genetik yatkınlık olmasından dolayı ani davranışlarda, fevri re­aksiyonlarda bulunuyorsa bu çocukları açısından sıkıntılı bir durum oluşturabilir. Kendi tepkileri konusunda dik­katli olmaları gerekir. Bu' türlü aşırı ve sabırsız tepkile­rinden dolayı çocukları ile olan ilişkilerini bozma tehli­kesi vardır. Bu konuda ani reaksiyonlardan kaçınmaları ve ani tepkiler ile aradaki ilişkiyi bozmamaları önemlidir.

Dikkat Bozukluğu

k-Anne ve babanın çocuğa yönelik onun yapabileceği be­densel aktiviteler konusunda müsait zemin hazırlaması önemlidir. Hiperaktivite belirtilerinden dolayı evde çok aşırı sıkılan ve hareket kısıtlılığı olan bir ortamda uzun süre durmasından dolayı çocukta belli bir dönem sonra uyum problemlerinin arttığını görmekteyiz. Bedensel ak­tiviteler çocukların enerjilerini atabilecekleri zemin hazırlayarak onları rahatlatmaktadır. Buna bağlı olarak ço­cuklarda ev içinde veya diğer yapması gereken görevler konusunda daha fazla uyum sağlandığını görmekteyiz. Yalnız bu aktiviteler konusunda anne ve babanın çocuk ile ortak karar alması önemlidir. Ortak alınan kararı uygu­lamak konusunda gösterilen uyum anne ve babanın tek başına aldığı kararın uygulanması konusunda gösterilen uyumdan çok çok daha fazladır.

l-Uygun davranışların ödüllendirilmesi çok önemli bir davranış tedavisidir. Genelde hiperaktif çocuklar özgü­ven konusunda da sıkıntı çektikleri için bu ödüllendirme ve onaylama yeterli olduğu müddetçe hem daha az sorun çıkacak hem de çocuğun başarılarının artmasına zemin hazırlanacaktır.

m-Aynı şekilde uygun ödüllendirme gibi uygun cezalan­dırma da dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileri göste­ren çocuklar için hayli önemli olmaktadır. Bu konuda is­tenmeyen davranışların yerleşmemesi için anne babalar çoğu zaman ya çok aşırı ya da çok hafif cezalandırmalar yapmaktadırlar. Bu durum çocukların olumsuz davranış­ları konusunda sıkıntıları artıracaktır. Çocuk eğitiminde ödülün daha fazla olması cezanın ise ona göre daha az olması gerekir. Sürekli ceza alan bir çocuğun iletişim pa-terninin bozulduğu, ilişkide karşılıklı olarak problemlerin arttığı bilinir. Cezanın amacına uygun ve çok kırıcı olma­ması gerekir. Verilecek cezalarında önceden bilinmesi çocuğun cezaya olan uyumunu artırır.

Dikkat Eksikliği Bozukluğu

n-Geleneksel aile yapısında babalar çocuk eğitimini an­nenin üzerine bırakma eğilimindedir. Anne ise ev işleri ve çocuk bakımından yorgun düşmüştür. Özellikle hipe­raktif çocukları olan anne ve babalar bu eğitimi birlikte götürmeli çocuk bakımı annenin üzerinde kalmamalıdır. Anne yorulacak ve bu konuda eşinden de yeterli desteği bulamaz ise birçok sıkıntı oluşabilir. Genelde çocuk psi­kiyatrisi kliniklerine çocukları annelerin getirip götürdü­ğünü görmekteyiz. Bu durum babaların çocukları ile ilgili bu sorumluluğu daha çok annelere verdiğini göstermektedir. Eğitimin sadece bir ebeveyn üzerine kalması son derece sakıncalı olmakla birlikte beraber bu eğitim ve yönlendirmenin üstlenilmesi gerekir.

O-Anne ve babanın ayrı ayrı her gün için hiperaktif ço­cuğa vakit ayırması gerekir. Bu birlikte geçirilen vakit çocuğun kendi özgüveninin artışına neden olduğu gibi ek olarak davranış yönlendirmesi ve çocuğun durumundan haberdar olunması açısından oldukça faydalı olmaktadır. Anne ve babalar özellikle uygun bir vakit olan akşam sa­atlerinde veya kendi belirleyecekleri günün herhangi bir saatinde çocukları ile birlikte konuşma, oynama, durum değerlendirmesi yapma gibi bir aktivite şekli belirleyebi­lirler. Bu durumda uzun vadede çocuğun davranışlarının yönlendirilmesi, sorunların zamanında fark edilmesi, aradaki ilişkinin iyi bir seviyede devam etmesi, çocuk ile arada güven ilişkisinin sağlanması, ortaya çıkan sorunla­rın çözümü açısından oldukça yararlı olmaktadır.

Burada hemen şunu belirtelim ki birlikte geçirilen zamanın süresinden daha fazla önemli olan durum geçirilen zamanın kalitesidir. Çocuğa ayrılan zaman ona değer verildiğinin, onun sevildiğinin, onun ile ilgilenildiğinin bir göstergesi olup çocukları oldukça rahatlatır. Sorunların bu türlü zaman ayrılması durumunda oldukça azaldığını görmekteyiz.

p-Anne ve babaların çocukları ile birlikte oldukları za­manlarda ona verdikleri görev ve komutların olabildi­ğince açık ve anlaşılır şekilde olması gerekir. Anne ve babalar dikkat eksikliğinden dolayı çocuklarının verilen komutları almamasından şikayet eder. Açık, anlaşılır ve yaşına uygun komutlar olduğunda komutları anlaması daha kolay olur.

r-Özelikle planlama, organize olma, muhakeme bece­rileri konusunda çocuğa yardımcı olunabilir. Unutma ve organizasyon
problemlerinin azalması için çocuğun bu becerileri ile ilgili eğitimciden yardım alınabilir. Mevcut olabilen aksaklıkları çok büyütmemek çocuğun bu zorlu­ğunun farkında olarak destekleyici yaklaşmak ama prob­lemin çözümü konusunda da önlem almak yararlıdır.

Cocuklarda Hiperaktivite

Çocuklarda Hiperaktivite

Öğretmenler Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklara Nasıl Davranmalıdır, Hiperaktivite Eğitim Ppt
Cocuklarda Bebeklerde Hiperaktivite

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukla­rın okulda yönlendirilmesi çok önemli olmaktadır. Eğer okulda öğretmen tarafından uygun bir yönlendirme olur­sa verilen ilacın ve uygulanan tedavinin etkinliği oldukça artmaktadır. Eğer okulda öğretmen tarafından uygun bir yönlendirme olmazsa tedavinin etkinliği azalmaktadır.

Tanı aşamasında öğretmenlerin gözlemleri çok değerli olup çocuğun okuldaki işlevselliği, derse katılımı, dik­katini devam ettirebilmesi, hareketliliği konusunda bilgi alınması gerekmektedir. Ek olarak anne babalar ve öğ­retmenler sınıf içerisinde nasıl bir tutum takınmalıyız? şeklinde sık olarak sorular sormaktadırlar. Elbette ki bütün çocuklara sınıf içerisinde uygun muamele gerek­mektedir ama özellikle hiperaktif çocuklar için bu durum daha fazla önemli olmaktadır. Öğretmenlerin sınıf içeri­sinde bu belirtilerin zararlı etkilerini en aza indirmek ve çocuğun derse katılımını ve anlamasını daha da artırmak için yapması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz

a-Değerli öğretmenlerimizin dikkat eksikliği ve hiperakti­vite durumu düşündükleri çocukları mutlaka bir uzmana yönlendirerek bu konuda çocuğun ders başarısının düş­mesi ve uzun vadede karşılaşılacak sorunların önlenmesi açısından erken müdahaleyi sağlamaları önemlidir. b-Bazı ailelerimizin bu konuda yeterli bilgisinin olmama­sından ve çocuğun uzun vadede gösterdiği bu belirtileri sanki normal gelişimin bir parçası gibi algılamaları söz konusudur. Diğer çocuklar ile kıyaslama olmadığı için çocuklarının gösterdikleri bu belirtileri anne babalar far­kında olmayabilir. Öğretmenlerimiz bu konuda anne ve babayı bilgilendirerek durumun kontrol ve tanının net­leşmesi için bir uzmana yönlendirme konusunda ailelere tavsiyelerde bulunmalıdırlar.

C-Dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileri gösteren ço­cukların dikkatlerinin daha az dağılacağı sınıfın ön sıra­larına oturtmaları uygun olur

d-Hiperaktif çocukların özellikle arka sıralarda veya on­ların dikkatini daha kolay dağıtacak sınıfın yaramaz ve ders başarısı düşük öğrencilerin arasında kalmamaları sağlanmalıdır.

e-Hiperaktif çocukların dikkat eksikliği belirtilerinin ve sınıfa yönelik uyumlarının özellikle çocuğun seviyesinden çok ağır olan müfredat karşısında daha da ağırlaştığı bi­linmektedir. Çocukların zeka seviyesinden çok daha fazla ve ağır olan müfredatın çocukların genel olarak seviyesi­ne indirilmesi gerekmektedir.

f-Aynı şekilde zeka düzeyi çok yüksek olan çocukların müfredat olarak çok hafif olan sınıflarda eğitim yapması onların ders programını hafife alarak ve anlatılanlardan sıkılarak ders içerisinde dikkat dağınıklığı göstermeleri­ne neden olmaktadır. Öğretmenlerimizin bu konuda nor­malden çok zeki olan çocukların meşgul olabileceği ek görevler ve ödevler vererek durumu idare etmeleri uygun olacaktır.

g-Hiperaktif çocukları [eğer sınıfta birden fazla olan sa­yıda varsa ) bir arada oturtmak veya onları sınıfta ayrı bir yere izole etmeye çalışmak son derece sakıncalı bir du­rum olup mevcut sorunların artışına neden olmaktadır.
h-Hiperaktif çocukların ders başarısızlığından dolayı arkadaşları tarafından sınıf içersinde "tembel" "hay­laz" "yaramaz" gibi yakıştırmalarda bulunulması on­ların zaten sıkıntıda olan özgüvenleri açısından sorun olmaktadır. Böyle bir durum söz konusu olduğu zaman öğretmenler tarafından engellenmesi gerekir. Özellikle hiperaktif çocukların başarılı ve olumlu yönlerinin tespit edilerek arkadaşları arasında nazara verilmesi sağlana­bilir. Sınıf içi görevler verilmesi ve bu görevleri yaptığında ödüllendirilmesi sağlanabilir. Ek olarak sınıf içinde basit sorulardan başlayarak tahtaya kalkması bildiklerini ifade etmesi faydalı olur. Unutulmamlıdır ki olumlu yaklaşım onun özgüveni artırır davranış sorunlarını ve aldığı kötü rolü azaltır.

Bebeklerde Hiperaktivite

1—İlaç kullanan hiperaktif çocukların bazılarına doz ara­lığı olarak ilacın etkili olması için okul saatlerinde de ilaç verilmesi gerekmektedir. Çocuğun ilaç kullanması konu­sunda öğretmen tarafından aileye yardımcı olunması ge­rekir. Bu konuda çocuğun gösterebileceği aksaklıkların öğretmenleri tarafından hatırlatılarak önlenmesi uygun olur.

J-Hiperaktif çocuğun gösterdiği başarıların ödüllendiril­mesi önemlidir. Bu konuda öğretmenler hiperaktif çocu­ğun olumlu davranışlarını ödüllendirerek onun bu başa­rısını teşvik etmeleri gerekir. Olumlu davranışlar onay­landığı ve öğretmen tarafından tasdiklendiği hissettiril-diği zaman hiperaktif çocukların olumlu davranışlarının arttığını ve derse olan ilgilerinin arttığını görmekteyiz.

k-Bazı çocukların derslerde gösterdiği başarılar ve par­mak kaldırmalar öğretmen tarafından görmezlikten ge­lindiği zaman çocukların sınıf ve ders içerisindeki tutu­mu hareketlenme, dikkat çekme davranışları veya dersi dinlememe şeklinde olabilmektedir. 0 nedenden dolayı çocukların sürekli görmezlikten gelinmesi mevcut so­runları oldukça artırır.

l-Maalesef bazı öğretmenlerimiz hiperaktivite durumu­nu yanlış anlayarak bunu çok ağır bir hastalık olarak algı­lamakta, aileye ve çocuğa karşı karamsar tutum ve sözel yönlendirmelere girişmektedirler. Unutulmamalıdır ki dikkat eksikliği ve hiperatktivite durumu uygun tedavi ve yönlendirme yapılırsa hemen hemen diğer çocuklardan farkı olamayan bir duruma getirilebilir. Öğretmenlerin bu konuda yanlış yönlendirme durumuna girmemeleri ve olumsuz bakış açısından uzaklaşmaları uygun olacaktır.

Hiperaktivite Dağınıklığı

m-Öğretmenlerimiz dikkat eksikliği ve hiperaktivite du­rumu olan çocukların aileleri ile daha fazla irtibatta bulu­narak çocuğun
durumu konusunda aile ile sıkı bir görüş alışverişinde bulunmaları gerekir. Hatta bazı ilgili öğret­menlerin tedavi ekibinin bulunduğu yere kadar gelerek veya çocuğun durumunu yakından takip ederek aileye bu sorun hakkında yardımcı olmaya çalıştıklarını görmek­teyiz. Bu türlü durum aileler için inanılmaz psikososyal destek olmaktadır.

n-Hiperaktif çocukların sınıf yapıları mümkün olduğun­ca mevcudu az sayıda olmalıdır. Bu durum mevcut eğitim şartları açısından çok zor olmakla birlikte eğer imkan var ise bu türlü bir ayarlama onların davranış kontrolünü ve yönlendirmesini çok iyi bir şekilde yapmaktadır.

O-Disiplin ve kuralların çok aşırı olduğu, çocukların sı­nıf içerisinde çok gergin oldukları sınıf ortamı çocukların kaygı durumunu artırarak mevcut belirtilerin artışına ne­den olur. Tam tersi bir durum olarak da disiplin durumu çok gevşek olan sınıfların ve kurallar konusunda çok ta-vizkar olması çocukların kendilerini sınırlama ve kuralla­ra uyma konusunda gevşek olmasına neden olur.

p-Öğretmenlerin çocuğun yapısal olan bu durumunu, şımarıklık ve yaramazlık olarak değerlendirmemesi ge­rekir. Unutulmamalıdır ki dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu çocuğun yapısal bir özelliği olup çocuk ortaya koyduğu birçok belirtiyi bilerek değil dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumundan oluşturmaktadır.
T-Dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu gösteren ço­cuğa sınıf içerisinde verilen yönergelerin olduğunca açık ve anlaşılabilir şekilde olması ve çocuk ite göz teması kurularak aktarılması çok önemlidir. Verilen yönerge ve komutları hem anlamayı hem de uygulamayı kolaylaştır­mak için bu durum gerekmektedir.

Hiperaktivite Bozuklukları

S-Dikkat eksikliği belirtilerinden dolayı çocuğun dağı­lan dikkatini derse toplamak oldukça zor olmaktadır. Bu dağılan dikkati toplamak için çocuğun dağılan dikkatini mümkün olduğunca derste tutmaya çalışmak çocuğun ders başarısında ve kullanılan ilacın etkinliğini artırma­da önemli olmaktadır. Çocukların dağılan dikkatini top­lamak için onlara sınıf içerisinde görevleri vermek veya ara sıra onların isminin geçmesi faydalı olmaktadır. Da­ğılan dikkati toplamak için onlara sınıf içerisinde vazife­ler vermek (tahtayı silmek gibi) oldukça faydalı olmakta ve dikkatin sık sık anlatılan ders üzerine odaklanmasına yardımcı olmaktadır.

t-Aşırı cezalandırma ile zaten zedelenmeye müsait olan özgüvenin zedelenmemesi önemlidir. Cezalandırma ko­nusunda taviz verilmemesi ancak aşırı cezalandırma ya­pılmaması önerilmekte ve bu çocuklara tatlı sert mua­mele uygulanması önerilmektedir.
U-Elbette ki kalabalık sınıf ortamlarında bütün çocuklar ile tek tek ilgilenmek zor olabilir. Ancak bu türlü bir belir­ti gösteren çocuk ile özellikle yoğun dikkat gerektiren iş yaptığı dönemlerde bire bir ilgilenme onun o görevi başa­rı ile yapmasına yardımcı olmaktadır. Bire bir ilgilenme durumu dikkat eksikliği gösteren çocuklar için motive edici ve dikkat eksikliği belirtilerini en aza indiren olumlu bir tesir yapmaktadır.

V-Hiperaktif çocukların bedensel aktiviteleri onları biraz daha rahatlatmakta ve sınıf içerisinde daha sakin durma­larına yardımcı olmaktadır. Bu konuda öğretmenlere de bedensel aktiviteye yönelik faaliyetleri çok fazla ihmal et­memeleri konusunda uyarmak isteriz.

y-Hiperaktif çocuklara bazı durumlarda okulda bir ön­yargı oluşmakta ve bu çocuklar neredeyse günah keçisi haline getirilmektedir. Okulda herhangi bir olay olduğun­da önyargılı bir şekilde hemen bu çocuklar suçlanmakta ve bazı durumlarda hiç suçu olmadığı veya olaya etkisi çok az olduğu halde hiperakif çocuklar suçlanmaktadır.

Bu türlü durumlar onların belirtilerinin daha şiddetli yan­sımasına sebep olmakta özellikle ilerleyen yıllar içerisin­de onların sorunlarını çok büyütmektedir.

Z-Hiperaktif çocuklardan çok aşırı derecede başarı beklentilerine girmek onları oldukça sıkıntılı hale getir­mektedir. Bu konuda belli bir beklentinin olması onları başarıya iteceği gibi çok aşın beklentilerin olması da on­ları kaygıya ve davranış problemlerinin artmasına neden olacakt
ır.

Hiperaktivite Tedavisinde İlac Yeterli Midir

Hiperaktivite Tedavisi

Hiperaktivite Tedavisinde İlaçlar Yeterli Midir?


Dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtilerinin şiddet de­recesine göre, eşlik eden başka bir problem olup ol­mamasına göre ilaç tedavisi ve ek tedavi metotları uy­gulanmaktadır, ideal tedavi ve başarılı sonuç için ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi, psiko-eğitsel destek ve davranış tedavisi de faydalı olacaktır. Ancak ilaç tedavisi olmadan psikoterapi ve eğitim yeterli gelmemektedir. Bu konuda ilaç tedavisi ile birlikte diğer ek tedavi metotla­rı uygulanmalıdır. Bu durumda çocuk-hekim-aile-okul dörtgeni önemlidir. Bu dörtgenin bir ayağı eksik olursa ideal tedavi olamayacaktır. Öğretmenin ve ailenin uygun yaklaşım ve yönlendirmesi tedavinin etkinliğini oldukça artırmaktadır.

Anne babalar doktorlarının yönlendirdiği tedavi seçene­ğini uygulamak durumundadır. Ek olarak başka tedaviler uygulanmasa bile sadece ilaç tedavisi ile bile önemli fay­dalar sağlamaktadır.

İlaç Kullanımı Konusunda Önemli Noktalar, Dikkat Eksikliği Tedavisi

Bu konuda çocuğa uygun yönlendirme ve tedavi konusun­da bilgi verme çok önemlidir. Çocuk niçin doktora geli­yor? Ne kadar daha gelecek? ilaç almasa ne olur? Dokto­ra gelmek kötü bir şey midir? Şeklindeki soru işaretlerini telafi etmek gerekir. Bu durumun açıklaması ve çocuğun kafasına takılan bu soru işaretlerinin giderilmesi doktor tarafından yapılmalıdır. Doktorun tedavisine aile ve oku­lun vereceği destek ve bakış açısı çocuğun tedaviye olan uyumunu belirlemektedir. Bu konuda doktorun uygun açıklamaları ve çocuk ile ideal uyumu çocuğun kafasındaki soru işaretlerini azaltacak ve tedaviye olan uyumunu artıracaktır. Bu konuda yapılan uygun açıklama ve uygun yönlendirme ile çocuklarda ilaç kullanılması ile ilgili so­run kalmamaktadır.

ilaç tedavisine başlandıktan sonra belli aralar ile doktor ile görüşmek gerekir. Çünkü her çocuğun ilaca vereceği cevap aynı değildir, ilaç dozunun ayarlanması, bu ilacın faydalı olup olmadığı görüşmelerde değerlendirilmelidir. Anne babalar ilaç tedavisi konusunda kafalarına takılan soruları mutlaka doktorları ile paylaşmalıdır. Tedaviyi bırakmak isteseler bile bundan doktorlarının haberi ol­malıdır. İlaç ile ilgili gördükleri yan etkileri doktorlarına bildirmeleri faydalıdır. Kısacası ilaç tedavisinde önemli olan konulardan birisi de ilaç tedavisi yapan tedavi ekibi ile kurulacak sağlıklı iletişimdir.

Dikkat Eksikligi ve Bozuklugu İlac Tedavisi

Dikkat Eksikliği

Hiperaktivite Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Bağımlılık Yapar Mı

Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda kullanılan merkezi sinir sistemi uyarıcılarının bu ço­cuklarda ileri ki dönemlerde madde bağımlılığı gibi bir risk oluşturduğu gibi halk arasında söylentiler vardır. Bu söylentilerin ne maksatla oluşturulduğu belli olmasa da bunun bilimsel bir desteği yoktur. Yapılan çalışmalarda bu çocuklar ile hiperaktivite durumu olmayan çocuklar arasında bu yönde anlamlı bir fark bulunamamıştır. Hat­ta tedavi edilen çocukların erişkin döneminde daha az madde bağımlılığına yakalandığı gösterilmiştir.

Özellikle tedavi edilmeyen, yeterli psikososyal desteği olmayan, okul ve aile ilişkilerinde değişik zorluklar yaşa­yan, işlevselliği bozulmuş olan çocukların madde kullanı­mı açısından risk altında olması muhtemeldir. Bu durum sadece hiperaktivitesi olan çocuklar için geçerli değil bu türlü problemi olan bütün çocuklar için geçerlidir.

Özellikle ilaç kullanımının bu türlü bir yatkınlık oluştur­duğu konusundaki söylentiler spekülasyondan öteye git­memektedir. Tam tersi olarak zamanında tedavi planına alınmış ve ilaç ile hiperaktivite ve dikkat eksikliği belirti­leri kontrol altına alınmış gencin psikososyal işlevselliği daha az bozulacak, sıkıntıları daha az olacak, başarısızlık ve kendi özgüven kaybından dolayı yukarıda bahsedilen sıkıntılara daha az maruz kalacaktır. Bu yönden ele alı­nırsa ilaç kullanımının madde bağımlılığı konusunda ko­ruyucu olduğu söylenebilir.

Yalnız her ilaç gibi merkezi sinir sistemi uyarıcılarının su-istimal edilmesi muhtemeldir. Gereksiz kullanım, uygun olmayan yoldan vücûda alma, ilaca psikolojik şartlanma doğru değildir. Bu türlü sorunların oluşmaması için dok­torun önermesi ve reçete etmesi gerekir. Doktor kontrolünde ve gerekli olduğu durumlarda kullanıldığında madde ve ilaç bağımlılığı söz konusu değildir. Riskli di­yebileceğimiz grupta özellikle de davranım bozukluğu ve madde kullanımı olan grupta kullanılırken daha dikkatli olmalı ve yakın takibe almalıdır. Anne babaların bu türlü spekülasyonlar ile tedavi ve işleyen düzeni bozmamaları çok önemlidir. Zaten hiperaktif çocuklarda tedavi döne­mi süresince yalnız ilaç yazılmamakta yapılan bireysel ve grup terapileri ile çocuğun ilaç kullanma konusunda oluşabilecek sıkıntılarda gözlenmektedir.

Anne babaların bu hassasiyetinden faydalanan ve hiperaktiviteyi tedavi ettiğini öne süren bir çok kişi umutları sömürmekte ve hiçbir faydası olmayan yöntemlerle anne baba ve çocukların psikolojilerini bozmaktadır. Bu açıdan kendisini faydaları ve etkinliği ile ispat etmiş tedavilerin öncelikli olarak uygulanması çocuğunuz için en faydalı olan şekildir.

Hiperaktivite Sendromu

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliğinin İlaç Tedavisinin Zararları

Hiperaktivite Sendromu

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu durumunun tedavisi çok önemlidir. Bazı aileler ilaç kullanmak ve kul­lanmamak yönünde kararsız kalmaktadır. Tedavide ilaç kullanımı genelde 6-7 yaşlarından sonradır. Elbette ki bütün anne babalar çocukları için en iyisini düşünür ve en iyi tedavinin, en az yan etkili ilacın ve tabii ki mümkünse ilaçsız tedavinin olmasını ister. Tıpta en önemli prensip­lerden bir tanesi de "her şeyden önce zarar vermemek" prensibidir. Sonuçta tıp fakültesini bitirmiş ve elinde re­çete yazma yetkisi bulunan hiçbir doktor sorumsuz ve gereksiz bir şekilde bırakın herhangi bir ilacı aspirinin bile gereksiz kullanımını istemeyecektir.

Sonuçta binlerce doktorun reçete ederek kullanılması­na izin verdiği, ilaç denetleme kurullarının onayladığı bir ilacın zararlı olması şöyle dursun hastanın şu anki mev­cut sağlık durumunu bozacak olmasına ve kötü bir etkiye sebep olmasına izin vermesi asla düşünülemez. Yıllardır yapılan bilimsel çalışmalar ve klinik tecrübeler ilaçların güvenle kullanımı konusunda bize en önemli bilgileri ve­rir. Bir ilacın kullanıma hazır olmadan geçtiği aşamala­rı öğrendiğiniz zaman, ilaç konusunda aşırı ve anlamsız korkuların ne kadar yersiz olduğu gayet açık bir şekilde görülür. Bundan dolayı ailelerin ilaç tedavisi konusunda çok daha rahat olmaları gerekmektedir.

Elbette ki her ilacın vücuda giren her yabancı maddenin insan vücuduna belli bir etkileşimi ve yan etkisi vardır ama aynı ilacı psikiyatri dışı hekimler kullandığı zaman ailelerin önyargısı bu kadar olmamaktadır. Halkımızın genel ön yargısı olarak psikiyatriden verilen ilaçlar sanki çok uyutan, insani fonksiyonları azaltan, zararlı bir takım maddeler gibi algılanmaktadır. Bu önyargılı durumun za­rarı da elbette erişkinlerden çok tedavi ve yönlendirme ihtiyacı duyan binlerce çocuğu etkilemektedir, ilaç tedavisinin yan etki durumunu bütün anne babaların bilmesi en tabii hakkıdır ve hekimlerde bu konuda bilinçlendir­mekten hiçbir zaman geri durmayacaklardır. Ama ailele­rin kulaktan dolma ve spekülatif haber ve bilgiler ile ço­cuklarının geleceği ile oynaması gerçekten düşünmeye değer bir konudur. İlaç tedavisinin gerekliliği bir çocuk psikiyatristi tarafından kesinleştirildikten sonra ilacın doktor kontrolünde kullanılmasında fayda vardır. Bu ilaç tedavisi elbette ki ömür boyu olmayacaktır bütün ilaçla­rın belli bir kullanım zamanı vardır.

Amerikalı bir araştırmacının yaptığı çalışma sonuçlarına göre çocukluğunda ilaç kullanmış hiperaktif çocukların erişkin olduklarında ilaç tedavisi almayanlara göre daha mutlu oldukları', iş doyumlarının daha fazla olduğu, mad­de kullanımının daha az olduğu gösterilmiştir.

Hiperaktivite Cocuk İlac Tedavisi

Hiperaktivitede İlaç Tedavisi Sonucu Ne Tür Değişiklikler Olur

Hiperaktivite Çocuk


ilaç kullanımı ile genelde olumlu değişiklikler olur. Ço­cuk daha önce olmayan birçok yeni özelliği kazanmaya başlar. Derste daha dikkatli ve daha organize olduğu için dersi eskiye göre daha iyi dinler buna bağlı olarak ço­cuğun dersi anlama durumu daha da artar. Daha önce çocukta mevcut olan derse dikkatini veremediği için an­layamama ve dersi dinlememe alışkanlığı ve buna bağlı ders başarısızlığı azalır. Bu ders başarısızlığı yerine dersi dinleyebilen buna bağlı daha iyi anlayan, anladığı için daha keyifli ders çalışan ve zamanla ders başarısı yükselen ço­cuklar haline gelirler.

Bu durum hem anne babaların çocuklarına olan güvenle­rinin artışına hemde çocuğun kendine olan özgüveninde artışa neden olur. Hatta sınıfın sonlarında yer alan hipe-raktif çocukların ilaç kullanmaya başladıktan sonra sı­nıfın en üst sıralarına geldiklerine bile şahit olmaktayız. Derslerde başarılı olan çocuk artık dersleri sevmeye ve bu motivasyon ve kendine olan güven ile artık evde daha iyi ders çalışmaya başlar. Hiperaktif çocukların anne ba­baları ve öğretmenleri ile olan uyum ve ilişkinin iyi olması önemlidir. Bu ilişkinin iyi kalması çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtilerinin daha az sıkıntı oluşturması açısından mühimdir. Bu olumlu değişiklik zaman ile bazı çocuklarda ilacın kullanılmasına rağmen fayda görmeme ile sonuçlanabilir. Faydasızlık geliştiğinde doz ayarlama­sı, ilaç değişikliği veya ek bir ilaç uygulanabilir.

ilaç tedavisinin yararını birçok çocuk tedaviye başladıktan sonra görmektedir ancak bazı durumlarda ilaç tedavisi­nin fayda sağlamadığı hatta çocukta başka yan etkilere yol açtığı da görülmektedir. Genele oranla küçük bir ihtimal olan bu süreçte tanının tekrar gözden geçirilmesi, başka eşlik eden problem olup olmadığı, uygun doz kullanılıp kullanılmadığı, başka ilaç alıp almadığı gibi faktörler tek­rar gözden geçirilmelidir. İlacın yarar sağlamadığını gö­ren anne babaların ilacı kesmek yerine doktor ile görüşe­rek başka tedavi alternatiflerini konuşmaları faydalıdır.

Hiperaktivite İlaclari

Hiperaktif Çocuklarda En Sık Kullanılan İlaçlar, Hiperaktivite İlaçları

Hiperaktivite tedavisinde ilaç kullanımı bu hastalığın gidi­şatı açısından önemli bir konudur, ilaç tedavisi olmadan hiperaktivite tedavisi oyalamadan başka bir şey değildir, ilaç tedavisi ile çocuğa ve ailesine rahat nefes aldırmak mümkündür. Zaten hiperaktivitenin ve dikkat eksikliğinin sıkıntılı belirtileri ile iyice yorulmuş ve işlevsellik kaybına uğramış olan ailenin alternatif tedavi metodları ile zaman kaybetmesi çok fazla geçerliliği olmayan bir yoldur. An­cak ilaç tedavisinin yanında destek olarak diğer alternatif tedavi metotları uygulanabilir.

Çok kısa bir süre içinde hiperaktif çocukların ilaç ile bir­likte iyi sonuçlar alarak gerek okul ve ders başarılarını düzeltmeleri gerek hastalığın belirtilerini ilaç yardımı ile yenmeleri gerekse anne baba ve öğretmen ile ilişkilerin düzelmesi açsından ilaç tedavisi çocuklar ve aileleri açı­sından can simidi olmaya devam etmektedir.

Amerika'da çok daha uzun yıllardır kullanılan metit-fenidat etken maddeli "ritalin" veya uzun etkili olan "concerta" tedavisi ülkemizde de son yıllarda başarı ile kullanılmaya başlanarak bu konuda dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileri gösteren çocuklar için destek ol­maktadır. Ayrıca ülkemize henüz gelme aşamasında olan "atomoksetin" etken maddeli bir ilacın da tedavide etkin bir şekilde kullanıldığını belirtmek gerekir.

Bu konuda en sık kullanılan ve hemen hemen ilk tercih bir merkezi sinir sistemi sitümülanı olan ilaçlardır. Bun­ların kısa etkili ve uzun etkili şekilleri vardır. Ayrıca bu çocuklarda ek başka tanıların olma durumuna göre SSRI türü antidepresanlar, trisiklik antidepresanlar veya dok­tor kontrolünde başka ilaçlarda kullanılabilir.

Tedavide en önemli prensip çocuk ve genç psikiyatrisi uzmanları tarafından yapılan değerlendirme sonrasında ilaç tercihinin netlesmesidir. ilacın yaşa göre seçimi, boy kilo ve çocuğun tıbbi durumu değerlendirilerek yazılma­sı gerekir. Unutulmamalıdır ki ilaç tedavisi doktor kon­trolünde özellikle çocuk ve genç psikiyatrisi nezaretinde kullanılması gerekir. Bunu vurgulamamamızın sebebi gereksiz doz, aşırı doz, yanlış tanı, uygunsuz tedavinin önüne geçilmesi çocuk ve genç psikiyatrisi uzmanının te­daviyi devam ettirmesi ile mümkündür.

Hiperaktif Dikkat Eksikligi Tanisi

Hangi Aşamalardan Sonra Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Tanısı Konulmalıdır

Hiperaktif Dikkat Eksikliği


1-İlk aşama bir çocuk psikiyatristi tarafından yapılan psikiyatrik muayenedir. Bu muayene sırasına çocukta bu duruma yol açabilecek herhangi bir bedensel veya ruhsal bir sorun olup olmadığı araştırılmakta ve çocuğun davra­nış örüntüsü genel olarak değerlendirilmektedir. Psiki­yatrik muayene sırasında çocuğun genel ruhsal durumu, işlevselliği, semptomların şiddet derecesi, muayene sı­rasındaki ruhsal gözlem, ek başka psikiyatrik sorunların olup olmadığı, aile ve okul durumu ayrı ayrı değerlendiri­lerek kilinik olarak ön tanı konulmaktadır.

2-İkinci aşamada çocuğun ailesinden yani anne ve baba­sından dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye yönelik ayrı ayrı bilgiler ve çocuğun geçmişinden beri gösterdiği belirtiler öğrenilmeye çalışılmaktadır. Belirtilerin ortamlara göre değişimi, çocuğun bebeklik döneminden beri gelişim öy­küsü, hiperaktivite ve dikkat eksikliği belirtilerinin ortaya çıkma dönemleri, çocuğun geçirdiği önemli bir hastalık olup olmadığı, anne ve babanın çocuğa yönelik tutumları, değerlendirilmektedir. Anne babaya çocuğun hiperakti­vite belirtilerinin şiddetini ve varlığını ölçen ölçekler ve­rilerek çocuğun durumu anne ve baba gözü ile değerlen­dirilmektedir.

3-Üçüncü aşamada çocuğun okuldaki davranışları değer­lendirilmeye çalışılmaktadır. Öğretmen ile gerek yüz yüze gerek ise telefon ile görüşülerek çocuğun durumu hakkın­da bilgi alınmaya çalışılmaktadır. Öğretmenler sınır içeri­sinde diğer çocuklara kıyas ile durumu objektif bir şekilde değerlendirmektedir. Ek olarak öğretmene de çocuğun hiperaktivite ve dikkat eksikliğini ölçen ölçekler verilerek durumun varlığı ve şiddeti değerlendirilmektedir.

4-Dördüncü basamak olarak çocuğun psikometrik testleri yapılarak eşlik edebilecek sorunlar hakkında, çocuğun genel zeka işlevselliği hakkında ve varsa özel öğrenme güçlüğü durumu ile ilgili ayrıntılı bilgiler elde edilerek çocuğun ilerleyen süreç içerisinde yapılacak ek yönlendirmelere zemin hazırlanmaktadır.

5-Son olarak doktor tarafından gerekli görülürse bazı organik tetkikler yaptırarak (EEG , Kan sayımı vb) ve gerekirse nörolojik konsültasyon isteyerek çocuğun bu durumu ile ilgili eşlik edebilecek diğer durumlar dışlan­maktadır.

Bütün bu yapılan değerlendirmeler sonucunda çocuğun hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumu ve bu durumun şiddeti ve çocuğu ne ölçüde etkilediği gayet açık bir şekil­de ortaya konmakta ve gerekli psikiyatrik müdahale için çocuk, aile ve öğretmen yönlendirilmektedir.

Cocukta Dikkat Eksikligi Sendromu

Dikkat Eksik ve Hiperaktivite Bozukluğu Neden Tedavi Edilmelidir

Çocukta Dikkat Eksikliği Sendromu


Bu yapısal durumun tedavi edilmesi ya da edilmeme­si çocuğun bütün hayatı açısından mühim bir konu olup onun bütün hayatını değiştirebilmektedir. Tedavisiz kalan çocukların ileri hayat aşamalarında karşılaştıkları sıkın­tılar çok büyüktür. Bu sıkıntıları madde madde sıralamak yerinde olur

a-Özgüven azalması: Hiperaktif çocukların aşırı hare­ketliliğinden ve dikkat eksikliğinden dolayı çocukluktan beri etraftan "yaramaz çocuk" " tembel çocuk" gibi ya­kıştırmalar söz konusu olur. Dikkatsizce hatalar yaptık­larından ve bir kısmında ince motor becerilerinin yeterli olmamasından dolayı sakarlıkla, beceriksizlikle suçlana­bilirler. Buna bağlı olarak da kendi özgüvenleri hak et­medikleri halde giderek zedelenir.

b-Kendilerinde olan kapasiteyi ortaya koyamama:
Zeka düzeyi hiperaktif çocuklarda her seviyeden olmakla birlikte genel olarak zeka seviyeleri normal sınırlardadır. Ancak burada temel eksiklik ve sıkıntı bu çocukların ken­di zekalarından ve kapasitelerinden beklenen seviyeyi yakalayamamalarıdır. Yani çocukta normal zeka olduğu halde zekasını ders başarısında, dikkat ve konsantrasyon gerektiren işlerde ortaya koyamaz ve ders başarısızlığı, dikkat gerektiren görevleri yapamama gibi sıkıntılar söz konusu olur.

C-Ders başarısızlığı: Biraz önce saydığımız maddeye pa­ralel olarak çocuk kendi kapasitesini dikkat eksikliğinden dolayı kullanamadığı için ders başarısızlığı söz konusu olur. Hiperaktif çocukların zeka kapasiteleri, ders çalış­ma süreleri ve derse olan gayretleri göz önüne alındığın­da daha az başarılı oldukları görülür. Ders başarısızlığı­nın uzun süreli etkileri ile çocuğun davranış sorunları ve diğer saydığımız sorunlar giderek artar.

d-Okul ve öğretmen ilişkilerinin bozulması: Hiperak-tif çocuklarda ders başarısızlığı, derslerde gösterilen hareketlilik ve dikkat eksikliği, dersten çabuk sıkılma, ders boyunca dikkatini verememe, derste arkadaşları ile konuşma onlar, dikkatini derste uzun süre yoğunlaştıra-mama, derste ani fevri hareketler, hareketlilikten dolayı okulun kendi kuralarına uymama görülebilir.

e-Anne baba ve aile ile ilişkilerin bozulması: Hiperaktif çocukları yönlendirmek ve gün içinde meuşgut etmek onları idare etmek anne babaları çok yorar özellikle ele avuca sığmayan bir çocuğun yıllar yılı farklılaşan dav­ranışlarını doğru bir şekilde yönlendirmek gerekir. Bu davranışlar ile nasıl yönlendirme yapacağını bilemeyen, ortaya çıkan problemleri çözemeyen her anne baba belli bir safhadan sonra sıkıntı yaşayabilir.

f-Arkadaş ilişkilerinin bozulması: Hiperaktif çocuklar­da hareketlilik ve dikkat eksikliğinin yanı sıra, impulsi-vite dediğimiz "fevri" olma durumu söz konusudur. Bu durumdaki hiperaktif çocuk ani ve beklenmedik tarzda bazı aklına gelen hareketleri yapabilir, ani ve fevri bir şe­kilde davranışları olabilir. Bu davranışlar olduğunda za­ten grup içindeki kurallara uymakta zorlanan çocuklar, oyunlardaki kurallara ve arkadaş ilişkilerindeki düzene uymakta güçlük çekerler. Buna bağlı olarak da arkadaş­ları arasından dışlanabilirler.

g-Sosyal aktivitelerin kısıtlanması: Hiperaktif çocuk­ların hareketliliği çoğunlukla herhangi bir ortam ayırt etmez, ortam seçmez, yani hemen her ortamda bu hare­ketlilik ve özellikler devam eder. Bu durum anneleri daha çocukluk yıllarından beri misafirliklerde, marketlerde, alışveriş merkezlerinde, toplu ulaşım araçlarında zor du­rumlarda bırakabilir. Yani hiperaktif çocukların anneleri bu çocuklar ile herhangi bir sosyal ortamda bulunrken sıkıntı yaşayabilir.

h-Davranış problemleri: Hiperaktif çocuklarda bitmez tükenmez bilmeyen enerjinin yönlendirilmesi çok önem­lidir. Eğer bu enerji tedavi ve müdahale ile iyi yönlendiril-mezse çocuklarda ek olarak birçok davranış problemleri söz konusu olabilir. Davranış sorunlarının artması çocu­ğun anne-baba ve okul ile ilişkilerinin bozulduğu dönem­lerde artar. Bu dönemde anne babanın sözünü dinleme­me, yalan söyleme, tutturma nöbetleri, kardeşine karşı zarar verici davranışlar, okulda diğer çocuklara zarar verme, toplum kurallarına uymama, öğretmene karşı gelme, okuldan kaçma, riskli davranışlar görülebilir.

İ-Madde kullanımı: Hiperaktif çocuklarda madde kul­lanımına özellikle ergenlik dönemi ve sonrasında rast­lanmaktadır. Madde kullanmaya eğilimin nedeni ise yine bu enerjinin ve çocukların iyi yönlendirilip tedavi edilme­mesi, ilişkilerinin bozulması, hayattaki sık karşılaşılan sıkıntılar ve başarısızlıklardan dolayı kendini salıverme, bozuk arkadaş çevreleri, anne baba ile çatışmalar, ek olarak görülen psikiyatrik durumlar (depresyon, davranış bozukluğu, kaygı bozuklukları gibi] gelir.
Zamanında tedavi, tedavinin devam ettirilmesi, başarının devam ettirilmesi, aile ve sosyal ilişkilerin sağlıklı olma­sı, mutluluğun devam etmesi madde kullanımı konusun­da koruyucu faktörlerdir.

j-Birlikte görülebilecek diğer psikiyatrik durumlar: hi­peraktif çocuklarda ek olarak özel öğrenme güçlükleri, davranış bozukluğu, karşıt gelme bozukluğu, depresyon, madde bağımlılığı gibi ek sorunlar olabilir. Ek olarak gö­rülen psikiyatrik durumların olması hiperaktif yapının iyi tedavi edilmesi konusunda önemi artırır. Hiperaktiviteye eşlik eden psikiyatrik durumlar mevcut belirtilerin şidde­tini artırır ve daha başka belirtilerin de ortaya çıkmasına sebep olur.

Bütün bu sebeplerden dolayı hiperaktivite tedavisi önem­lidir ve ihmale gelmez. Kitapta sık sık vurgulanan belir­tileri tanımak ve erken tedaviye başvurmak önemlidir. Aksi takdirde birçok çocuk ve gencin gelecekte yaşaya­cağı problemlere zemin oluşabilir. Anne babaların bazı problemlerin farkına varması bu açıdan mühimdir.

Okulda Dikkat Bozuklugu ve Hiperaktiflik

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Okulda Yaşanan Sorunlar

Hiperaktif çocuklarda okula başlamadan önce kısmen sorunlar idare edilebilmektedir. Ama çocuk için hemen hemen ilk sosyal deneyim olan ve önemli bir işlevsellik alanı olan okulda ki bozulmalar çocuğun ve ailenin genel durumunu ve moral durumunu ciddi derecede etkiler. Ai­leler çoğunlukla okuldaki sorunlardan dolayı profesyonel yardım için başvururlar. Öğretmenlerde okulda ciddi an­lamda sıkıntı çekmekteyken ailenin yıllardır alışageldiği davranışların sorun olduğunu ifade ederler. Bu şekilde aile bazı sebeplerle ertelettiği tedaviye başvuru gerekli­liğini yerine getirir.

Okulda yaşanan sorunları şu şekilde özetleyebiliriz: Dersi uzun süre dinleyememe, sık sık derste dikkat dağınıklığı, öğretmeninin konuşmalarını uzun süre takip edememe, uzun süre derse dikkatini verememe, dersten çabuk sı­kılma, okul eşyalarını sık sık kaybetme, sırasının defte­rinin dağınık olması, verilen ev ödevlerini yeteri kadar organize edip yapamama, okuldaki sınavlardan sık sık başarısız olma, öğretmeninden ders dolayısıyla sık sık uyarı alma, el yazısındaki karmaşa, ince motor becerile­rin yetersizliğinden dolayı kesme, boyama, yapıştırma iş­lemelerinde yetersizlik, arkadaşları ile sık sık konuşma, dikkatinin küçük bir ses ve uyaran ile sınıf içerisinde da­ğılması, kıpır kıpır olmasından dolayı sınıfta sık sık ayağa kalkması, derste ayakta dolaşması, devamlı elini ayağını kıpırdatarak arkadaşlarının dikkatini çekmesi, uzun süre sırasında oturamama, çok konuşma, sorunun sonunu beklemeden cevabını yapıştırma, öğretmeni konuşurken sözün arasına girme, sonunu düşünmeden ani hareket­lerde bulunma, arkadaşları ile grup içerisinde uyum sağlayamama, arkadaşları ile uzun süre oyunda kalamama, grubun kurallarına bağlı kalmakta zorluk, sırasını bekle­me güçlüğü, arkadaşlarına zarar verme, arkadaşlarının okul eşyalarına zarar verme, okuldaki küçük çocuklara kaba davranma, okulda yaramaz ve çete diye kabul ediLen gruplara katılmaya eğilim, sık sık okuldan uzaklaştırılma, okulda uygun olmayan kişiler arkadaşlık ve sonucunda madde kullanımı, ev ödevlerini yapmaya karşı isteksiz­lik, okulda öfke patlamaları, ödevlerini düzenli yapmama gibi sorunların bir kısmı hiperaktif çocuklarda bulunabi­lir. En önemli sorunlardan bir tanesi de okuldaki arkadaş grubundan dışlanması ve bu konuda arkadaşlarına uyum sağlayamadığı için okul içerisinde arkadaşsız kalmasıdır. Veya tam tersi olarak riskli arkadaş gruplarını tercih on­lar arasında bulunmaya çalışma ve olumsuz arkadaşlık­ları tercih etme olabilir.

Ek olarak okuldaki başarısızlıktan dolayı okul içerisin­de "tembel" "yaramaz" "haşan" gibi yakıştırmaların ol­ması, ders başarısızlığı gibi durumlar çocuğun okul ile olan uyumunu ve ilişkilerini bozar. Özellikle bu konuda bilinçsiz ve sabırsız öğretmenlerin olması, ailenin ve öğ­retmenin beklentilerinin ders ve başarı konusunda yük­sek olması çocuğun gerginliğini daha da artırmaktadır. Bu durumda çocuğun kendine olan güveni azalır, kaygı durumu artar, depresif belirtiler artar, uyumu daha da bozularak sorunların artışına neden olur.

Bütün bu nedenlerden dolayı çocukların önemli bir kısmı sınıfta kalır, üçte birlik kısmı ise eğer tedavi ile müda­hale edilmez ise okuldan atılırlar. Küçük bir bölümü ise destek faktörleri ve üstün zeka performansı ile bazı so­runların üstesinden gelebilir.
Okul ile ilgili sorunların halledilmesi çocuğun işlevselli­ğinin artmasına, kedine olan güvende olumlu gelişmeye yardımcı olur. Tedavi ve destek programlan ile eğitimi­nin devamı, sosyal statü kazanması, öğrenim hayatını devam ettirmesi, yaşanması muhtemel sorunları en aza indirecektir.

Dikkat Eksikligi ve Hiperaktivite Tanisi

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Tanısı

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısının pro­fesyonel bir uzman tarafından konması uygun olur. Çün­kü yanlış tanı ve tedavi mevcut sorunları çok daha fazla artıracaktır. Bu tanı genellikle klinik görünüm, aileden alınacak öykü, öğretmenden alınacak bilgiler ile birleş­tirilerek konur. Tanıyı kesinleştirmek için anne babaya verilecek belirti tarama formları, öğretmen gözlem for­mu, yapılacak IQ testi (ayrıcı tanı açısından VVISC-R uy­gundur), diğer noropsikiyatrik testler yardımcı olur. Bir çocuk psikiyatristi tarafından yapılacak psikiyatrik mu­ayene sonucu eşlik eden başka psikiyatrik hastalıkların olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer ek bozukluklar var ise onlarında tedavisi yapılmalıdır. Gözden kaçırılan her­hangi bir durum dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu­nun tedavisinin güçleşmesine neden olur.

Yapılacak tetkiklerden biri de EEG (elektroensefalogra-fi) tetkikidir. Bu tetkik beynin elektrofizyolojik işleyişinde bir sorunun olup olmadığını veya mevcut klinik duruma neden olacak ikincil bir etkenin olup olmadığı konusunda bize fikir verir. Ek olarak ilaç başlamadan önce bu tetki­kin yapılmasında fayda vardır. EEG tetkiki bir çocuk ve er­gen psikiyatrisinin tanıyı koymasından sonra eğer gerek görülürse istenebilir.

Özellikle çocuklarda toprak yada boya yeme alışkanlığı var ise bu tür çocuklarda kan kurşun düzeyine bakılması iyi olur. Çünkü kanda bulunan kurşun aşırı hareketlilik ve dikkat eksikliğinde bazı belirtilere neden olmaktadır.Hİperaktif çocukların muayene esnasında gözlenmesi, oyun esnasında izlenmesi de faydalı olacaktır. Erişkin dikkati­nin çocuğun üzerinde yoğunlaştığı zamanlarda belirtiler ortaya çıkmayabilir. Çocuğun psikiyatrik muayenesi ile bu tanı net bir şekilde konabilir.

Hiperaktivite Belirtileri İle İlgili

Hiperaktivite Belirtileri

aşağıda sıralanacak olan ilk al­tısı hiperaktivite son üçü fevriliğe ait olan bu belirtilerin Hiperaktif çocuklarda belirtilerin tamamının olması ge­rekmez en az altı tanesinin son altı ayda bulunması tanı koymak için yeterlidir).

a-Çoğu zaman elleri ayakları kıpır kıpırdır ya da otur­duğu yerde kıpırdanıp durur: Hiperaktif çocuklarda ilk gözlemde bu belirti hemen fark edilir. Çocukların oturdu­ğu yerde bile kıpır kıpır oldukları görülmektedir.

Örneğin sakin bir şekilde oturması gereken çocuk otur­duğu yerde ayaklarını sallar, ayakları durduğu zaman parmaklarını kımıldatır, yani devamlı kıpır kıpır olma hali vardır. Anne ve babalar bu durumu "eli dursa ayağı dur­muyor, ayağı dursa eli durmuyor" şeklinde ifade ederler. Bu davranış şekli hiperaktif yapıdan kaynaklanmakta olup bu çocukların tabiatı gereği devamlı hareket halindedirler ve kıpır kıpırdırlar.

Hareketlilik ve enerjik olma hali yaş ilerledikçe azalır. Hiperaktif diyebileceğimiz aşırı hareketlilik daha çok okul öncesi ve ilkokulun ilk yıllarında göze çarpar. Daha sonraki yıllarda hareketlilik yavaş yavaş azalır.. Ergen­lik döneminde ise hareketliliğin yerini iç huzursuzluğu alabilir.

Hareketli çocuklara dur, sus, yapma gibi aktiviteyi kı­sıtlayıcı mesajlar uygun değildir. Evdeki eşyaların zarar görmemesi veya evin yapısı için çocuğu kısıtlamak doğ­ru değildir. Bu çocuklara güvenlikli ortamlar oluştura­rak enerjilerini dışa atmaları sağlanmalıdır. Aktivitesini dışa atan çocuklar daha sağlıklı gelişecektir. Kapalı, dar, sıkıcı mekanlarda uzun süre kalan çocuğun daha da huzursuzlaşması ve agresif hale gelmesi söz konusudur. Günlük yapılacak gezintiler, park, bahçe, oyun ve spor ortamları çocukların bu enerjik dünyalarına çare olabi­lir. Onlara negatif mesaj vererek değil uygun ve güvenli ortam sağlayarak enerjinin dışa atılması sağlanabilir.

b-Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar: Bu belirti özellikle sosyal ortamlarda ve sınıfta zor durumda bırakır. Anne babalar çocukları ile gittikleri bir restoranda hiperaktif çocukları yerlerinde oturamadığı sık sık ayağa kalktığı için strese girebilirler. Aynı şekilde hiperaktif çocuklar özellikle sınıfta oturdukları yerden kalkıp öğretmeni zor durumda bırakabilirler. Bu durum hiperaktif çocukların sık sık çevreden uyarı almasına neden olur. Özellikle sabit oturması gereken bu gibi yerlerde oturamama hi­peraktif doğadan kaynaklanmaktadır. Çoğu zaman bu durum belirgin olarak göze çarpar.

Hiperaktivite İle İlgili

C-Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur yada tırmanır (erişkinlerde bu durum kendine has huzursuzluk duyguları ile belirli olabilir): Hipe­raktif çocuklar bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahiptirler. Sanki bir motor tarafından sürülüyormuş gi­bidir. Bu durum özellikle çocukların yürümeye başladığı dönemlerden beri sıklıkla göze çarparak etraftakilerin dikkatini çeker.

d-Çoğu zaman sakin bir biçimde boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır:
Hiperaktif çocukların diğer arkadaşları ile uyumunu bozan belirtilerin başında bu belirti gelir. Bu çocuklar özellikle di­ğer arkadaşları gibi sakin bir şekilde vakit geçirememekte olduklarından ve bu türlü sakin yapılan etkinliklerden ça­buk sıkıldıkları için bu türlü oyunlardan uzak kalırlar. Yine aynı şekilde onlardan sakinlik beklenen grup aktivitelerine katılmak istemezler. Bu türlü sakin yapılan grup aktivite-leri onları oldukça sıkar, bunaltır ve monoton gelir. Diğer arkadaşları gibi bu konuda sabır gösteremedikleri için uyumsuz görülerek çok eleştirilirler veya dışlanırlar.

e-Çoğu zaman hareket halindedir ya da bir motor tara­fından sürülüyormuş gibi davranır: Bu belirtide de hipe­raktif çocukların bitmez tükenmez enerjilerinden kaynak­lanan bir durumu görmekteyiz. Hiperaktif çocuklarda bu hareketlilik o kadar fazladır ki sanki içlerinde bir motor varmış gibi hareket ederler. Bu onları diğer çocuklardan farklı olarak çok hareketli yapar ve bu hareketliliğin etkisi ile bir an bile yerlerinde durmuyormuş gibi görünürler. Bu belirtinin de yaşıtlarına kıyasla çok fazla olduğunun altını çizmek gerekir.

f-Çoğu zaman çok konuşur: Hiperaktif çocuklar ha­reketlilikten ve bitmez tükenmez enerjiden dolayı ya­şıtlarına göre daha çok konuşurlar. Çok konuşma bu çocuklarda çoğunlukla zaman ve mekan tanımadan bir çok ortamda görülür. Bu çocuklar çoğu zaman belirgin bir şekilde fazla konuşurlar. Yakınları, anne babaları bu durumdan bıkabilir, "hiç susmuyor" ya da "devamlı ko­nuşuyor" diye bahsederler. Çok konuşma zaten birçok yönden sıkıntı oluşturan hiperaktif belirtiler karşısın­da ailenin çocukları ile daha kolay iletişim problemleri oluşturmasına ve bıkmasına neden olur. Özellikle sınıf­ta da bu durumun devam etmesi öğretmen ve okul iliş­kilerinin bozulmasına zemin hazırlar.
Bu durumdan öğretmenler oldukça şikayetçi olurlar.

Fevrilik veya İç Tepkisellik Belirtileri

a-Çoğu zaman sorulan sorular daha tamamlanmadan cevabını yapıştırır: Hiperaktif çocuklarda fevrilik de­diğimiz durum sıklıkla belirgin bir şekilde göze çarpar. Etrafta ki kişilerin o an ondan beklemediği ani reaksi­yonlar gösterebilirler. Bu belirtide çocuklarda karşılıklı konuşurken diğerinin konuşması bitmeden hemen söze girerek cevabı verme şeklinde olabilir. Aklına gelen bir düşünceyi hemen belirtirler. Bu durum özellikle okulda belirgin bir şekilde öğretmeni rahatsız edebilir. Çocuklar soruların sonunu beklemeden ve sorunun sonunu hiç dü­şünmeden hemen cevabı vermek, aklına geleni söylemek ve hemen konuşmak isteyebilirler. Bu durum onların fev­rilik dediğimiz yönlerinden kaynaklanmakta olup yaşıtla­rına göre oldukça belirgindir.

b-Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır. Hiperaktif çocukların sabırsızlıkları hayli dikkat çekicidir. Acelecilik ve sabırsızlık okul içerisinde veya sosyal ha­yatta belirgin olarak göze çarpar. Çocuklar sırada bek­leyemezler, sabırsızdırlar, hemen istediklerinin olmasını isterler, tutturmalar şeklinde mutlaka olmasını istediği şeyleri takip edebilir. Hatta zaman geçse bile istediği şeyi unutmayıp tekrar talep etme olabilir. Bu tepkiler sonu­cunda çocuk etraftaki kişiler ile uyumsuzluğa girebilir.

C-Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptık­larının arasına girer (örneğin başkalarının konuşmala­rına ya da oyunlarına burnunu sokar): Hiperaktif çocuk­larda iki kişi konuşurken lafa karışma sık olarak görülür. Hiç beklenmedik anda birisi hakkında düşündüğü onun hoşuna gitmeyecek bir sözü söyleyebilir. Yalnızca iki kişi­nin konuşmasının arasına girme değil iki kişinin karşılıklı olarak yaptığı işe de müdahale şeklinde de olabilir. Özel­likle yaşıtları ile birlikte yapılan faaliyetlerde başkalarının kendi arasında olan aktivitelere karışma görülebilir.

Dikkat Eksikligi Hiperaktivite Belirtileri

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Belirtileri

Dikkat eksikliği belirtileri aşağıdaki belirtilerin hepsinin hiperaktif çocukta bulunması gerekmez, aşağıdakiterden en az altı tanesinin olması ve son altı aydır bu belirtilerin bulunuyor olması yeterlidir]

a-Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara verememe okul ödevlerinde ve işlerinde dikkatsizce hatalar yapma: Dikkatini ayrıntılara verememe durumu çocuklarda çok sık görülen belirtidir hatta anne ve babalar özellikle okul çalışmalarında veya çocuğa dikkat gerektiren işler yaptırdıklarında bu belirtiyi sıklıkla fark edip tedavi için başvururlar. Bu belirti özellikle dikkat gerektiren işlerde basitçe hatalar yapmaları ile kendini gösterir. Karşıdan karşıya geçerken çocuk hiç sağına soluna bakmadan yola atlayabilir. Bu durum hem dikkat eksikliğinden hemde dürtüsellikten kaynaklanabilir.
Örneğin yazılı sırasında çok basit bildiği bir şeyi dikkati­ni veremediği için o ayrıntının gözden kaçması ile yanlış yapma ile sonuçlanır. Anne babalar bu belirtiden dolayı oldukça sıkıntıya girerler, çocuklarının zeka seviyesine göre bu türlü hata yapmayı ve dikkatsizliği anlamakta güçlük çekerler. Aynı şekilde ev ödevlerinde bildiği halde ayrıntıları kaçırdığı için hatalı yapma olur. Bu sebepten ev ödevi yapmak çok sıkıcı ve stresli hale gelebilir. Bu du­rum hiperaktif çocuklarda sürekli vardır. Yani gelip geçici ve başka psikiyatrik nedenlerden dolayı değildir.

b-Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde yada oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır: Bu durum hiperaktif çocuk­ların anne ve
babalarının sık olarak dile getirdikleri bir şikayettir. Anne babalar bu durumu genelde" aklı başka yerlere gidiyor" veya "bizi dinlerken gözü etrafta gezi­niyor" diye ifade ederler. Yani çocuk ders çalıştığı yerde ufak bir tıkırtıdan veya etraftaki herhangi bir uyarandan çabucak etkilenerek devam ettirdiği işi kesintiye uğratır ve dikkatini dağıtarak başka şeyler ile uğraşmaya baş­lar. Bu durum yine sınıf içinde de sık olarak kendini belli eder. Örneğin öğretmen konuştuğu yerde ta arka sıra­larda kalem oynatan veya konuşan çocuklar nedeniyle hemen dikkati dağılır ve dersten koparak onunla ilgilen­meye başlar sonradan tekrar derse dönmesi zorlaşır. Bilinçli öğretmenler bu durumu hemen fark ederler. Bu durum çoğu zaman hiperaktif çocukta vardır, gelip geçici dalgalanmalar ile çocuklarda olabilecek dikkat dağınıklı­ğı bu durum kapsamına girmez.

Görsel uyaranların dikkati dağıtması da sık görülür. Ders çalışırken görme alanına giren bir eşya dikkatini çekebi­lir. Hemen elindeki ödevi bırakıp etraftaki objelerle ilgile­nebilir. Özellikle çocuğun ilgi alanı olan eşya ve uyaranlar daha çabuk dikkatini çeler. Dikkatin çelinmesi ile derse olan konsantrasyon bozulur. Çocukların en önde oturarak dersi dinlemesi ve ders çalışırken fazla uyaran olmayan ortamlar oluşturulması bu konuda yardımcı olacaktır. An­cak çok mükemmel ortamlar hazırlansa da ilaç tedavisi olmadan bu belirtinin önüne geçmek zor olmaktadır.

C-Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görülür: Hiperaktif çocuklarda dik­kat dağınıklığı ve hareketlilikten dolayı karşılıklı iletişimi (bu genelde karşılıklı konuşma şeklinde olur) belli bir se­viyede uzun süre devam ettiremezler. Karşılıklı konuşma durumu da belli bir dikkati gerektirdiği için özellikle uzun süreli konuşmalar sırasında bu çocuklar belli bir süreden sonra dikkatlerini aynı konu üzerinde devam ettiremeye­cek ve söylenenlerden belli bir süre sonra kopacaktır. Bu duruma neden olan belirtiler zaten hiperaktivitenin doğasında bulunan dikkat eksikliği, dikkatini devam et­tirememe, dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketlilikten kay­naklanmaktadır.

d-Çoğu zaman verilen komutları izlemez ve okul ödev­lerini, ufak tefek işleri ya da işyerindeki görevlerini tamamlayamaz (bu durum karşı gelme bozukluğuna ya da verilen komutları anlayamamaya bağlı değildir):
Hiperaktif çocuklarda yine bu problemin doğasından kay­naklanan nedenlerden dolayı verilen ardı sıra komutları takip etmekte güçlük çekerler. Burada yine esas etken dikkat eksikliği ve dikkat dağınıklığı durumuyla beraber yürütücü fonksiyonlarda problemler olabilir. Özellikle güntük işlerde bu belirgin olarak göze çarpar. Örneğin hiperaktif çocuğa bazı tariflerde bulunarak (mutfağa git, beyaz dolabın kapağını aç, dolabın içindeki kutudan bisküvileri bir tabağa koyarak getir) bir şey almak üze­re mutfağa gönderdiniz, hiperaktif çocuk oradaki dikkat ve planlama probleminden dolayı verilen komutları ardı sıra yerine getiremeyerek verilen görevi başarı ile yerine getiremeyebilir. Okulda verilen bir ödeve dikkatini vere­mediği için eve geldiğinde unuttuğunu fark eder. Başka bir örnek verecek olursak ev ödevleri sırasında ardı sıra verilen komutlara dikkat etmediği için bu ödevleri devam ettirerek tamamlaması güç olabilir.

Planlama, organize olma, sıralı işlemleri zihinde tutma gibi yürütücü fonksiyonların hiperaktif çocuklarda daha farklı çalıştığı şeklinde araştırma sonuçları vardır. Bu sebeple sadece dikkat problemleri değil yürütücü fonk-siyonlardaki sorunlarda bazı zorluklara yol açabilir. Göz kontağı kurarak tane tane konuşma, sıralı işlemlerde destek olma, çalışma hafızasını kuvvetlendirecek eği­timler faydalı olacaktır. Aynı zamanda ilaç tedavisi de bu konuda faydalı olmaktadır.

e-Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker: Bu belirtiler çocuğun gün­lük işlerini zora sokabilir. Özellikle okuldan ve evden kendisine sık sık görevler ve sorumluluklar verilen ço­cuklar verilen bu görevler sırasında dikkat problemleri, planlama ve organize olma zorluğundan dolayı ek olarak da aşırı hareketliliğin oluşturduğu durum ile verilen işle­ri düzenlemekte güçlük çekebilirler. Verilen görevlerde yardım edilmeden organize olma, işi sıraya koyma, aşa­ma aşama hedefe gitme durumu aksayabilir.

f-Çoğu zaman zihinsel çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bu gibi işlerde yer almaya karşı isteksizdir: Hiperaktif çocukların temel sorunların­dan bir tanesi de bu belirtidir. Özellikle dikkatini devam ettirememe ve dikkatsizce hatalar yapma nedeniyle ço­cuklar zihinsel çaba gerektiren işleri yapmak istemez, bu işler onlara oldukça zor gelir. Hiperaktif çocuklar bu tür­lü işlerde yaptıkları hatalardan dolayı akademik özgüven eksikliği de olabilir. Dikkatlerini devam ettirmek çok zor ve yorucu olduğundan git gide bu tip görevlerden uzak­laşırlar ve yapmadıkça da bu türlü faaliyetlerden soğur­lar. Dersin başına oturan hiperaktif çocuk sık sık dersin başından kalkar ve anlamsız bahaneler ile dersi bölmeye çalışır. Dersin başından o kadar sık kalkmak ister ki ne­redeyse iki üç dakikada bir bu durumdan dolayı dersin bü­tünlüğü bozulur. Ders çalışma olayı hem anne ve babalar için hem çocuklar için oldukça sıkıntılı bir hale gelir.

Psikoeğitimsel müdahale yöntemleri ile çocukların ders ile ilgili oluşan ön yargıları, öğrenilmiş çaresizlik duy­guları ve akademik sorunları çözümlenebilir. Hem ilaç tedavisi hem de psikoeğitimsel müdahale teknikleri ile çocukların derse ve bu tip görevlere karşı motivasyonu artırılabilir. Çocuğun kademeli olarak başarısının artması sağlanır. Özellikle okuma, yazma ve dikkatini kullan­ma gibi derste temel ihtiyaçlar desteklenir. Bazı eğitim programları ile bu atanlarda yapılacak çalışma ve çocuğa sağlanacak psikolojik destek bu sorunun çözümünde ilaç tedavisinin etkinliğini artırır.

g-Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinlik­ler için gerekli olan şeyleri kaybederler (örneğin oyun­caklar, okul ödevleri, kalemler, kitaplar ya da araç ve gereçler): Bu durum hiperaktif çocuklarda dikkat eksik­liğinden ve görevleri düzenleme zorluklarından kaynak­lanabilir.

Hiperaktif çocukların anne ve babaları çocuklarının okul eşyalarını kaybettiklerinden, hemen her gün kalem, sil­gi, kalemtraş gibi eşyaların okulda kaybolduğundan veya unutulduğundan yakınırlar. Çocukların bu durumu anne babalar için sıkıntı kaynağıdır. Çocuklar unuttukları ve kaybettikleri eşyaları için anne ve babalarından söz işit­tikleri için onların özgüvenlerinin azalmasında ve sıkıntı­larının artmasında negatif bir etken olur.

h-Çoğu zaman dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağı­lır: Bu belirti dikkat eksikliğinden daha farklı olarak ufak tefek uyaranlar ile dikkatin o yöne çekilmesi yani dikkat dağınıklığı diyebileceğimiz bir durum şeklindedir.

Anne ve babalar özellikle onlara bir görev verdiklerinde çabucak dikkatlerinin dağıtmasından ve asıl görevlerin­den uzaklaşmalarından yakınırlar. Öğretmenleri ise sınıf içerisinde olur olmaz ses ile veya kıpırtı ile bu çocukların dikkatlerinin dağıldığının hemen farkına varırlar ve onları bu konuda sık sık uyarmak zorunda kalabilirler. Bu du­rum bu hastalığın dikkat fonksiyonlarındaki eksiklikten ve yoğunlaşamamaktan kaynaklanmaktadır yoğunlaşma ol­madığı için çocukların dikkati kolayca dağılabilmektedir.

Normalde diğer çocuklar konsantre olduktan sonra dik­katlerini kolay kolay dış uyaranlarla dağıtmazlar. Hipe­raktif çocuklar ilgi alanlarında o kadar yoğunlaşırlar ki (hyperfocus) hatta anne ve babayı duymuyormuş gibi dav­ranabilirler. Ancak istemedikleri faliytelerde hemen her uyaran ile özelliklede dersten kaçış vesilesi de yapılarak dikkat dağılır ve dikkat başka uyaranların üzerine kayar.

I-Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır: Hipe­raktif çocukların unutkanlıkları çoğunlukla zeka sorunla­rından kaynaklanmaz. Unutkanlık özellikle dikkat eksikli­ğinden kaynaklanmaktadır. Yani çocuğa herhangi bir gö­rev verdiğiniz zaman o göreve yönelmişken dikkatini baş­ka uyaranların dağıtması ile o görev ile ilgili bazı şeyleri çocuk unutabilir. Bu unutkanlık durumu özellikle okulda ve günlük işlerde olabilir. Unuttuğu için çevreden sık sık eleştiri alması bu çocukları oldukça sıkıntıya sokar.
Onların zaten sorunlu olan günlük işlerini organize etme yeteneklerini daha da çıkmaza sokabilir. Tekrar altını çizmek gerekirse bu unutkanlık durumu çoğunlukla zeka sorunundan değil hiperaktif yapıdan kaynaklanmaktadır.

Cocukta Dikkat Eksikligi Sendromu

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocuklarda en sık görülen davranış problemidir. Değişik araştırmalarda farklı oranlar verilmekle birlikte genelde rakamlar bir­birine yakındır. Genel popülasyonda erkeklerde daha sık görülmekle birlikte okul öncesi çocuklarda %5-10 ara­sında değişen oranlar bildirilmektedir. Ülkemizde yapı­lan bir araştırmaya göre okul çağı çocuklarında %5 ora­nında tespit edilmiştir. Bu kadar sık görülen bir durumun tanınması ve bu çocuklara gereken psikiyatrik yardımın verilmesi çok önemli olmaktadır. Diğer türlü bu çocuklar tanınmamakla birlikte tecrübesiz kişiler tarafından yan­lış tanılar konularak oyalanmaktadır. Özellikle "çocuktur düzelir" "erkek çocuk aşırı hareketli olur" "babasıda bu şekildeydi" türü yaklaşımlar bu çocukların aylar ve yıllar­ca bu belirtilerle sıkıntılar çekmesine ve zamanında te­davi müdahalesinin yapılamamasına neden olmaktadır.

Bir Çocuk Neden Hiperaktivite Belirtileri Gösterir

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite konusunda kesin olarak tek bir neden yoktur. Genel olarak birçok nedenden bah­sedilmekle birlikte birçok araştırma bulgularına dayanı­larak bazı nedenler iyice netlik kazanmaya başlamıştır. Bu nedenler arasında en önemlilerinden biri genetik ge­çiştir. Yani anne babasının herhangi birinde dikkat eksik­liği ve hiperaktivite durumu olan bir çocukta bu durum diğer yaşıtlarına göre daha sık olarak görülür. Birinci ve ikinci derece akrabalarında hiperaktivite olan kişilerde sıklık yine fazladır. Tek yumurta veya çift yumurta ikizle­rinden birinde hiperaktivite varsa diğerinde de görülme sıklığı artmıştır.
Beyindeki nöronal gelişimin farklı olması, bazı nörot-ransmitterlerin yeterli miktarda olmaması ve beyin yarım küreleri arasındaki lateralizasyon sorunu olarak da bazı sebep olarak görülmüştür.

Hamilelik veya doğum sırasında çocuğun maruz kaldığı hipoksi, travma, doğum komplikasyonları, hamilelikte al­kol ve sigara kullanımı, erken bebeklikteki bazı hastalık­lar ile beynin hasar görmesi de suçlanan nedenlerdendir.

Yiyeceklerdeki katkı maddeleri, suni tatlandırıcılar ve ko­ruyucu kimyasal maddeler de bir zamanlar suçlanmış, hatta tedavi amaçlı çocuklara diyet tedavisi uygulanmıştır.

Bu gün yurt dışında bazı merkezlerde halen diyet tedavisi uygulanmaktadır. Diyet kısıtlaması yapılan hiperaktif ço­cukların bundan fayda sağladığına dair bir kesin bir bulgu yoktur.

Hava, su ve ev eşyalarında mevcut bulunan kimyasal maddelerin, petrol ürünlerinin ve zehirli gazların da be­yinde "nörotoksik" etki yaparak hiperaktivite nedeni ol­duğu öne sürülmüştür.

Hamilelikte sigara içilmesi, çocukların yanında sigara içilmesi ve sigara dumanı içindeki zehirli gazların "nöro­toksik" tesirle beyne zarar vermesi bilinen bir gerçektir. Sigara kullanan aile üyelerinin çocukların yanında sigara içmemeleri özellikle önerilir. Sigaradan alındığı düşünü­len keyfin çocukların öğrenme ve dikkat sorunlarına yol açtığı unutulmamalıdır.

Bebeklik veya erken çocukluktaki kötü bakım ve ihmal durumları da hiperaktif çocukların geçmişlerinde diğer çocuklara göre daha sık görülmüştür.

Son zamanlarda yapılan görüntüleme tetkikleri ve bazı araştırmalar sonucunda gözler beynin frontal lobuna (ön lob] çevrilmiştir. Frontal lobun fonksiyonlarından, davra­nışların kontrolü, yargılama, çalışma hafızası, öğrenme süreçleri ve sosyalizasyon üzerinde etkileri belirgin olduğundan bu bölgedeki bazı gelişimsel sorunların dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunlarına yol açtığı öne sürül­mektedir.

Bazı anne babalar çocuklarındaki durumdan dolayı kendi­lerini suçlama eğilimine girmektedir. Bu son derece yan­lış bir tutumdur. Her anne babanın pedagojik açıdan bazı hataları olabilir. Pedagojik hataların doğrudan çocuklar­da hiperaktif belirtilere yol açtığı düşünülmemelidir. Bu türlü bakış açısına sahip hemen her problemde anne ba­bayı suçlama eğilimine giden uzman kişiler bile olabilir. Şurası bilinmelidir ki hiçbir anne baba çocuğunun zararı­nı ve kötülüğünü istemez. Yanlışlıkla yapılagelen bazı ha­talar var ise bunlar uygun yönlendirme ve bilgilenme ile düzelir. Ancak bazı pedagojik yönlendirmelerin hiperaktif çocukların aile ve okul ortamındaki sorunlarını çözmele­rine yardımcı olduğu düşünülmektedir. Davranış terapi­lerinin, davranış yönlendirme tekniklerinin bu konudaki yararı çoktur. Ancak hiperaktivite nedeninin tek başına anne baba hatalarına bağlamamak gerekir. Dört dörtlük sevgi alan ve yetiştirilme ortamına sahip çocuklarda da bu türlü sorunlar olabilmektedir. Ailede bir sorun varsa tespit edilerek düzeltilmesine yardımcı olunmalıdır.

Dikkat Daginikligi ve Hiperaktivite

Dikkat Eksikliğinin Belirginliği yada Hiperaktivite Nasıl Görülür

Örnek I:

Dikkat eksikliğinin önde olduğu tipte genelde hareketlilik olmadığı için okul yıllarına kadar kolay kolay tanınmaz, okul yıllarına kadar çok hareketli olmayan çocuk etraftan fark edilmez.

Dikkat eksikliği yönünde okul öncesi dönemde genellikle çok az faaliyete katıldığı için için sanki hiçbir sorun yok­muş gibi olur.

Okula başladığı ilk aylardan itibaren herkes şaşırır, çünkü etraftan az çok zeki diye bilinen çocuk o dönemde dersle­ri anlamadığını, uzun süre dinleyemediğini, öğretmeninin dikkat dağınıklığından dolayı kendisini sık sık uyardığını söyler. Aynı zamanda ikinci yarıya gelmelerine rağmen hala okuma yazma konusunda fazla ilerleyemediği, evde ders çalıştırılırken sık sık dikkatinin dağıldığı, uzun süre dikkatini ders üzerinde toparlayamadığı ve dikkatini der­se devam ettiremediği, dikkat
eksikliğinden ve basitçe hatalar yaptığından dolayı sınavlardan başarısız olduğu, bütün bunlardan dolayı okula gitmek, ders çalışmak is­temediği, okulda sık sık eşyalarını kaybettiği, ödevinin ne olduğuna dikkat etmediği, her ders saatinin büyük bir sıkıntı anı olduğu, ders sırasında basit bahaneler bula­rak dersi sık sık böldüğü, sık sık aralarla dersin başından kalktığı, dersi çok nadir eksiksiz tamamladığı ve çok na­dir başında uzun süre kalabildiği fark edilir.

Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite

Bu durumda hareketliliğin geri planda olduğu dikkat ek­sikliğinin ön planda olduğu durumdan bahsedebiliriz.

Örnek II:

Hiperaktivite ve fevrilik önde olduğu durumda çoğun­lukla yürümeye başladığı dönemden itibaren çok aşırı ve yaşıtlarından hemen farkedilen derecede fazla hareket­lilik, devamlı kıpır kıpır olma, mobilya üzerinde, dolap­ların üzerinde gezme, hızlıca oradan oraya koşuşturma, sanki bir motor tarafından sürülüyormuş gibi görünme, çok konuşma, başkaları konuşurken sözün arasına gir­me, otururken dahi ellerinin ayaklarının oynaması veya biryerlere dokunmaya çalışma, ataklık, başkalarının ön­ceden kestiremediği reaksiyonlarda bulunma, ağzından istemeden başkalarının hoşuna gitmeyen bazı sözler ka­çırma, akına geleni hemen yapma, kendisini ilgilendiren veya ilgilendirmeyen işlere müdahale etme, hiç düşün­meden ani tepkiler verme, hiç sonunu düşmeden zararlı işlere girme, ani hareketler, sonucu düşünmeden ani iş­lere girme, diğer çocuklara acımasız davranabilme, on­lara kızdığında onlara ani olarak vurma, iç huzursuzluğu varmış gibi sürekli bir arayış içinde olma, eşyalara zarar verme durumu olabilir.

Okula başladığında ise dikkatini istediği zaman toplaya­bildiği, ders çalışma konusunda çok fazla sorun olmadığı, evde isterse ders çalışabildiği, ders başarısının çok fazla düşmediğini, ders durumunu az çok başarılı devam ettir­diğini ancak sınıfta gezdiğini, yerinde oturmakta güçlük çektiğini, sık sık söze karıştığını, sabırsızlık gösterdiğini, arkadaşları ile oyun oynamakta ve oyun kurmakta zorlandığını, hiç düşünmeden soruları cevaplamaya çalıştı­ğını gözlemleriz. Burada dikkat eksikliği çok geri planda hiperaktivite ve fevrilik ön planda bulunmaktadır.

Örnek III:

Bu durumda hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite ve içtepkisellik (fevrilik) belirtileri ikisi birlikte bulunur. Genelde hiperaktif çocuklarda hem örnek I deki hem de örnek II deki belirtiler mevcuttur. Yukarıda sayılan hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite belirtileri belli oranlar­da bu çocuklarda bulunmaktadır.

Bir çocukta hiperktivite durumunun olduğunu kesinleş­tirmek için bu problemlerin çok yaygın ve uzun süreli olup olmadığı diğer yaşıtlarından çok anlamlı olarak bu belirtilerin fazla olduğu ve hemen her ortamda olup ol­madığı uzmanlar tarafından araştırılmalıdır.

Diğer Örnekler:

1- Cenk 4 yaşında anne babasının tek çocuğudur. Bi­raz enerjik olması dikkat çekmektedir. Aynı zamanda ilk torun olan Cenk büyükanne ve büyükbaba tarafından el üstünde tutularak her dediği yapılmaktadır. Cenk sürekli istediklerini ağlayarak söylemektedir. Anne babası tara­fından kurallar uygulanmaya çalışıldığında bile etrafın­daki büyükleri devreye girerek Cenk'in kurallara uyması engellenmektedir. Zamanla bazı şaşırtıcı tepkiler, öfke patlamaları, istediği olmadığında bağırıp çağırma davra­nışları gözlenmeye başlanmıştır.

Ev harici başka mekanlara gidildiğinde Cenk bütün ku­rallara uymakta ve sakin davranmaktadır. Ev ortamında Cenk sanki tamamen farklı bir kimliğe bürünmekte ve kuralları hiçe saymaktadır. Cenk'in enerjik olması, ku­rallara uymaması, dağınıklığı ve ani tepkileri anne baba­nın aklına "acaba hiperkatif mi?" sorusunu getirmiştir. Bu açıdan bir uzmana danıştıklarında Cenk'in Hiperaktif olmadığını öğrenmişler ve uygulanan bazı pedagojik yön­lendirmeler ile davranışları düzelmiştir."

Bu örnekte görüldüğü gibi pedagojik açıdan bazı yan­lışlıklar çocuklarda davranış kontrolünde problemlere, kurallara uyma zorluğuna ve günlük hayatta onu yönlen­dirmede bazı zorluklara sebep olmuştur. Uzman yardı­mı sonrasında uygulanan ve çocuğun aşırı zorlanmadan kurallara uyması sağlanmıştır. Bu değişim zamana yayı­larak yavaş bir şekilde sağlanmıştır. Uzman yardımı ile birlikte tutum birliği, bazı kuralların yerleştirilmesi, yeri geldiğinde otorite ve hoşgörü uygulaması ile önemli bir ilerleme sağlanmıştır. Bu örnekte gördüğümüz yanlış yetiştirme metodları çocuklarda kurallara uyma zorlu­ğu, öfke patlamaları ve bazı davranış problemlerine yol açmaktadır ve hiperaktif çocuk olarak yanlış algılamaya neden olmaktadır.

Ama şunu da unutmamak gerekir çocuk hem hiperaktif hem de yanlış pedagojik yönlendirme var ise o zaman belirtiler çok daha şiddetli seyretmektedir. Yani çocuk hem hiperaktif belirtileri hem davranış problemlerini bir arada göstermektedir. Mesela iç enerjisi fazla, aceleci, sabırsız, çabuk sıkılan, tutturmaları olan, dikkati dağınık, müdahaleci, çok konuşan, kurallara uyma zorluğu olan bir hiperaktif çocuğa ek olarak yanlış tutum ile çok aşırı şımartma ve tutum farklılığı içinde yanlış yetiştirme ek­lendiğinde o zaman sıkıntı daha da artmaktadır. Özellikle bu durumun ayrımında bir uzman desteği gerekmektedir. Şımartılmış bir çocuk veya hiperkatif denmesi için uzman gözlemi ve yorumu önemlidir.

2- "Fırat 9 yaşında sakin bir çocuktur. Anne babası ile iyi diyalogu olan Fırat'ın sadece ders çalışırken anne baba ile çatışması olmaktadır. Evin kurallarını yerine getiren, okulunda ders başarısızlığı problemi dışında sevilen bir öğrencidir. Derslerinde özellikle el becerisi, teknik beceri gerektiren derslerde iyi olmasına karşın sözel derslerde önemli bir zorlanma görülmektedir. Yazı yazmak sıkıcı, kitap okumak onun için en son yapılacak aktivite gibi gel­mektedir.

Annesi ona her gün kitap okutsa bile okuma hızı artma-makta ve okumada isteksizlik devam etmektedir. Ders konusu ne zaman gündeme gelse hemen yüzü kızarmak­ta ve en basit dersleri bile yaparken mutsuz olmaktadır. Bu durumun normal olmadığını, zekasını dersine yansı­tamadığını fark eden ailesi bir uzmana başvurmuşlar ve yapılan değerlendirme sonrasında Fırat'ın "Özel Öğrenme Güçlüğü" problemi yaşadığı tespit edilmiştir. Uygulanan okuma ve yazma eğitimleri sonrasında, eğitim açısından yönlendirilmesi ite Fırat'ta kısa zamanda önemli değişik­likler olmuştur." Bu örnekte ise hiperaktiviteye çok sık eşlik eden özel öğrenme güçlüğü sorunu olan bir çocuk görülmektedir.

Bu açıdan derse karşı ilgisizlik hiperaktif çocuklarda ol­masına rağmen özgül öğrenme güçlüğü olan bir çocukta da derslere karşı ilgisizlik problemi görülmüştür. Derse karşı ilgisizliği olan çocukları sadece hipreaktif çocuk ola­rak değerlendirmemek gerekir. Hiperaktif olsa bile %30-70 oranında eşlik edebilen özel öğrenme güçlüğünün de eşlik edip etmediği uzman yardımı ile anlaşılmalıdır. Eğer bir çocukta hiperaktivite tedavisi yönünde ilaç kullanılıyor ve halen istenen netice alınamıyorsa öğrenme güçlüğü olup olmadığı tekrar değerlendirilmelidir. Unutmayınız ilaç dikkati artırırken çocukta öğrenme güçlüğü sorunu varsa bu onda derslere karşı zorluğun devam etmesine sebep olur.

Öğrenme güçlüğü ayrıca tedavi edilmeden çocukta olumlu değişiklik görmek zordur. Hiperaktif çocuğun okuma hızı, okuduğunu anlayıp anlamadığı, yazma becerisi, yazılı anlatımdaki başarısı değerlendirilmelidir. Mesela ilkokul 1 de dakikada 70 kelime, ikinci sınıfta 80 kelime, üçüncü sınıfta 90 kelime, dördüncü sınıfta 110 kelime, beşinci sınıfta 120 ve üzeri kelime okuması gerekir. Bu okuma hızı yoksa çocukta okuduğunu anlama güçlüğü, ders yapmayı sevmeme, yanlış okumadan dolayı hatalar, ödev yapma zamanının uzaması gibi sıkıntılar devam eder. Eğer ek olarak yazı yazma konusunda da sıkıntı varsa bu durumda çocuk yazı yazmayı sevmediği için ders yapmak onun için daha da zor hale gelecektir.

Bir çok anne babanın düştüğü önemli hata çocuğunda ilaç kullanması ile her şeyin düzeleceği ve çocuğunun ders olarak bütün sorunlarının biteceği şeklindedir. Bu türlü bir sonuç olabilmekle birlikte iyi sonuç alınamadığında etkin bir eğitim yönlendirmesi ve çocuğun özel öğrenme güçlüğü olup olmadığının araştırılarak tedavi edilmesi gerekir.

3- "Serap 11 yaşında dördüncü sınıfa giden bir öğren­cidir. Derslerindeki başarısı son aylarda düşmeye başla­mıştır. Ders çatışmaya karşı bir isteksizlik olmuş dersin başında uzun süre zaman harcamasına rağmen dersi yeterince öğrenememektedir. Çoğu kez ders çalışmak istememekte ve derslerini hep ikinci plana atmaktadır. Ders esnasında öğretmenini uzun süre dinleyememekte ve çabuk sıkılmaktadır. Görünüşte cok hareketli olmayan Serap rehber öğretmeninin aileye tavsiyesi ile bir uzmana başvurmuşlardır. Yapılan incelemede Serap'ta "dikkat eksikliği" problemi olduğu ve dersin yoğunlaş­tığı bu sınıflarda derslerin içinden çıkamaz hale geldiği tespit edilmiştir. Yapılan yardım sonucunda Serap'ın ders başarısı giderek artmış ve başarısını tekrar eski haline getirmiştir?" Bu örnekte yaşanan durum daha çok dikkat eksikliğinin ön planda olduğu hiperaktivite durumudur. Dikkat eksikliğinin tedavi edilmesi başarı oranını da gi­derek artırır.

Yaş büyüdükçe çocukların hareketlilikleri daha geri plan­da kalır. Özellikle ilkokul 4 ve 5. Sınıftan sonra çocuk­larda hareketlilik azalır. Çocuk sakin olduğunda dikkat eksikliği yaşasa bile aile bunu fark etmekte zorlanabilir. Hareketli çocuk hiperaktif olabilir mi? diye dikkatleri çe­kerken hareketli olmayan sadece dikkat eksikliği olan çocuğun dikkat çekmesi de zor olur. Bu tür durumlarda çocuğun dikkat eksikliği gözden kaçmakta, ders başarısı giderek düşmekte ve okuldan kopabilir. Hareketli olma­yan çocukların ders başarısızlığı var ise dikkat eksikliği olup olmadığı veya öğrenme güçlüğü olup olmadığı de­ğerlendirilmelidir.

Hiperaktivite Dikkat Bozuklugu Cesitleri

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Çeşitleri

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu üç şekilde olabilir. Bunlardan birincisi dikkat eksikliğinin çok belirgin olma­dığı sadece aşırı hareketlilik ve fevrilik ile giden durum­dur. Bu durumda çocukta sadece aşırı hareketlilik ile ilgili şikayetler fazla olup dikkat eksikliği önemli bir problem değildir.

Hiperaktivitenin Üç Tipi Vardır;

Dikkat Eksikliği Önde, Hiperaktivite Önde, Her İkisinin bir arada görüldüğü tipi

İkinci tipte ise tam tersi olarak dikkat eksikliği çok belirgin olup hareketliliğin önemli olmadığı veya çok belirgin bir şekilde bulunmadığı durumlardır. Bu durumda özellikle dikkatini verememe, uzun süre devam ettirememe, sık sık dikkat dağınıklığı ile belirlenen bir durum söz konusudur. Aşırı hareketlilik ise çok önemli bir sorun değildir. Bu du­ruma doğrudan dikkat eksikliği bozukluğu denebilir. Ba­zen yanlış anlaşılarak sadece aşırı hareketli çocukların tedavisi yapılmaya çatışılmakta, dikkat eksikliği olan ço­cuklara gerekli ve zamanında müdahale yapılmamakta­dır. Bu durum çocukların sorunlarını oldukça artar.

Üçüncü tipte ise hem dikkat eksikliği hem de aşırı hare­ketlilik çok belirgin olarak bulunur. Bu durumda çocukta bütün belirtiler yaygın olarak vardır. O zaman hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite ile ilgile tedavinin yapılması gerekir.

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikligi Nedir

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği Nedir

Hiperaktivite deyince kiminin aklına iyi kiminin aklına kötü şeyler gelir, aslında çevremizdeki bir çok çocuk veya erişkinde hiperaktivite vardır ama çoğu zaman bunların farkına varamayız. Bazen yaşın getirdiği özellikler ola­rak yorumlar bazende geçmişten beri iç içe yaşadığımız özellikler olduğu için önemsemeyiz. Giderek hiperaktivi­te hakkında bilgiler artmış olup artık en azından ülkemiz açısından 10-20 yıl öncesi zamanlara göre daha iyi bilin­mekte ve fark edilmektedir. "Yaramaz" "haylaz çocuk" "atak çocuk" "hiç yerinde durmuyor" diye tabir edilen çocukların birçoğunda hiperaktivite olabilir. Ancak şura­sı bir gerçek ki sakin görünen veya bazı ortamlarda sakin oturan çocuklarda da hiperaktivite görülebilmektedir.

Hiperaktivite Dikkat

Kimi ailelerin çocuğuna hiperaktif tanısı konunca çocu­ğuna dahi denmiş gibi sevinmekte kimi aileler ise ço­cuğuna çok kötü bir tanı konmuş gibi çok üzülmektedir. Aslında bu iki durumda oldukça hatalı olup mühim olan çocuğu olduğu gibi kabul ederek hiperaktif olsun veya ol­masın onun için en iyi olanını yapmaktır. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumu önemli bir avantaj olmadığı gibi çok önemli bir sorunda değildir. Sadece onu bilmek ve onun tedavisini yönlendirmek önemlidir.

Aslına bakarsanız tedavi veya tanı için başvuran kişiler oldukça şanslı grubu oluşturmaktadır. Esas olarak fark edilmemiş ve tanı konarak yönlendirilmemiş veya tedavisi düzenlenmemiş hiperaktif çocukların daha şanssız oldu-ğu bir gerçektir. Hiperaktivite belirtileri ile okulu ve gün­lük hayatı başarılı bir şekilde idare etmek zorunda kalan ve çoğu zaman idare edemeyen kişileri gördüğümde onlar adına yapılacak çok şey olduğunu düşünmekteyim. Anne babalar, eğitimciler ve öğretmenlerin bu durumu tanıma­sı oranında erken tanı ve yönlendirme mümkün olacak ve sorunlar çıkmadan önce müdahale edilmiş olacaktır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Nedense bazı anneler çocukları çok hareketli olduğu buna ek olarak çok anlamlı derecede dikkat eksikliği ol­duğu halde görmezden gelmektedir. Bunun sonucunda oluşmuş okul başarısızlığı olduğu halde çocuklarını he­kime getirmemekte, bu durumu kendilerine göre idare etmeye çalışmaktadırlar. Yönlendirme ve müdahale ya­pılmadığı için çocuklarının psiko-sosyal açıdan ve akade­mik açıdan geleceklerine olumsuz tesirde bulunabilmek­tedirler. Beni bu türlü bir kitabı yazmaya iten en önemli neden; anne baba, eğitimci ve her birey için bu durumun farklı algılanmasını önlemek ve hekim olarak bilgilendir­me görevimi yapma amacıdır. Önceden fark edilerek ba­şarı ile yönlendirilmiş fertlerin gelecekte olumlu gidişatı ve bunun sonucunda hayattaki başarıları aile ve toplum için önemlidir. Eğitimsizliğin ve cehaletin toplumun ba­şına açtığı problemleri hepimiz görmekteyiz. Bu açıdan ruh sağlığı ile ilgilenen kişilerin kişiyi topluma kazandı­racak, zayi olmasını engelleyecek ve akademik gidişatına olumlu tesirde bulunabilecek olan önlemlerin alınmasına yardımcı olması gerekir. Tedaviye her başvuran çocuğun bütün sorunlarının çözülmesi ve mutlak başarılı gidişat sağlanması gibi bir iddia hiç bir hekimde bulunmamak­tadır. Ancak bilgilendirme ve kişiye özel yönlendirme ile birçok problemin oluşması engellenebilmekte ve olumlu gidişata yardımcı olunmaktadır.

Bazıları hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumunu sadece çok aşırı hareketlilik olarak algılama hatasına düşerler. Hareketliliğin çok aşırı olmadığı ama dikkat eksikliğinin anlamlı olduğu hiperaktif çocuklar daha güç tanınırlar. Yaşı ilerlemiş yani orta okul lise dönemine kadar idare edilmiş ve hiperaktivite (aşırı hareketlilik) şikayetleri geri plana düşmüş çocuklarında tanınması güç olur. Kimbilir belki de çok zeki olduğu halde tedavi edilmediği için oku­lun en tembel ve yaramazları olarak bilinen çocuklardan birisi erken dönemde tedavi yapılmamış hiperaktif bir çocuk olabilir. Çok hareketli ve " bu çocuk dahi olabilir" denen ve okula başladığında herkesi hayal kırıklığına uğ­ratarak giderek özgüveni azalan ve başarısızlık duygusu yaşayan bir çocukda hiperaktif olabilir. Kim bilir belki de siz veya çok yakından tanıdığınız birilerıde hiperaktif ola­bilir. Hiperaktivite %5-10 sıklıkla görülen oldukça yaygın bir durumdur. Uzun vadede başarısızlık, madde bağım­lılığı, suça eğilim ve sosyal problemler yaşayan kişilerin tedavi edilmemiş hiperaktif kişiler olma ihtimali vardır. Aile ve toplum açısından uygun yönlendirilmediğinde iş­levsellik kaybettiren bu problemin zamanında müdahale edilmesi gerekir.

Bu kadar sık görülen ve bu kadar önemli sonuçlar (kitabın ilerleyen dönemlerinde ayrıntılı anlatılacaktır) doğuran bu bozukluk artık eskisinden çok daha iyi tanımlanmakta ve daha iyi tanı ve tedavi edilmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu hakkında en çok konuşulan ve en çok araştırma yapılan psikiyatrik bozukluklar arasında ön sıralarda yer almaktadır. Özellikle geçtiğimiz on yıl bu alanda çok önemli gelişmelere vesile olmuştur.

Dikkat eksikliğini azaltan ve dikkatlerini toplamaya yar­dımcı olacak değişik tıbbi tedaviler, davranışlarını yön­lendirecek davranış terapileri bulunmaktadır. Bunların hangileri etkin hangileri etkisiz bu kitapta güncel bilgiler ışığında bilgi verilecektir. Her önüne gelenin terapi ve eğitim adı altında bir şeyler yapmaya çalıştığı ülkemizde gerçek tedavi ve yönlendirme önem kazanmaktadır.

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikligi Anasayfa

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Çeşitleri

Dikkat Eksikliğinin Belirginliği Nasıl Görülür

Hiperaktivite Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Dikkat Eksikliği Bozukluğunun Belirtileri

Hiperaktivite Belirtileri

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Tanısı

Hiperaktivite Bozukluğunda Okulda Yaşanan Sorunlar

Dikkat Eksik Bozukluğu Neden Tedavi Edilmelidir

Hangi Aşamalardan Sonra Hiperaktivite Tanısı Konulmalıdır

Hiperaktivite İlaçları

Hiperaktivitede İlaç Tedavisi Sonucu

Hiperaktivite Sendromu

Hiperaktivite Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Bağımlılık Yapar Mı

Hiperaktivite Tedavisinde İlaçlar Yeterli Midir?

Hiperaktivite ve Öğrenme Güçlüğü Tedavisi

Cocuklarda Bebeklerde Hiperaktivite

Hiperaktif Çocukların Anne ve Babaları Nasıl Davranmalıdır