Rektum Kanseri Nedir

Rektum Kanseri Nedir



Epidemiyoloji



Kolorektal kanserler gastrointestinal sistem malignensileri arasında en sık görülen kanserler olup 2. sırada yer alır. Kolorektal kanserlerin görülme sıklığı 50 yaşlarından sonra gittikçe artar ve 60-70 yaşlar arasında en yüksek düzeye ulaşır. Yaklaşık % 20‘si 50 yaşından önce ortaya çıkar. Genç hastalarda kolorektal kanser varlığında ülseratif kolit veya ailesel polipozis sendromları araştırılmalıdır.



Etiyoloji



Rektum Kanserinde Genetik faktörler



Tüm tümörlerde olduğu gibi rektal kanserlerde de kromozomlarda değişiklikler mevcuttur. Birçok kanser hücresinde kromozomal distorsiyon ve atipik konfigürasyon izlenmiştir. Atipinin artmasıyla prognozun kötüleştiğine dair çalışmalar mevcuttur (1). Moleküler genetik çalışmalarla; erken dönemde adenomdan karsinoma dönüşte gen mutasyonu ve Sa kromozomunda delesyon olduğu ispatlanmıştır. Familial polipozis sendromlarında Ras onkogen aktivasyonu ve 6,17,18. kromozomlardaki delesyonların etkin olduğu bildirilmiştir.



Familial Adenomatöz



Polipozis otozomal dominant geçişlidir. Puberte çağında polipler görülmeye başlanır. Polipler başlangıçta seyrek olup sayıları giderek artar. Koruyucu kolektomi yapılmazsa kanser gelişme olasılığı çok yüksektir.



Gardner sendromu, Turcot sendromu, Peutz Jeghers sendromu ve Juvenil polipozis koli sendromlarında kanser riski artar.


Diet faktörleri



Çevre riski faktörlerinden en önemlisi; diet alışkanlıklarıdır. Hayvansal yağdan zengin gıdalarla beslenen toplumlarda kolorektal kanser görülme sıklığı artmıştır. Özellikle doymamış yağların adenomdan kansere dönüşümünde etkili olduğu gösterilmiştir. Yağın yıkım ürünleri mikroflorayi etkileyerek anaerobik bakterileri artırarak epitelyal proliferasyonu hızlandırır. Yağ aynı zamanda fekal safra asitlerine dönüşerek bir karsinojen olan litokolik ve deoksikolik aside bakteriler tarafından metabolize edilir. Safra asidi konsantrasyonunu artıran kolesistektomi, gastrik cerrahi (terminal ileum rezeksiyonu) gibi durumlarda kolorektal Ca riski artar.



Karoten, selenyum, C ve E vitaminleri, retinoidler ve bitki yağları kolorektal kanser riskini azaltır. Dietsel kalsiyum alımında azlık ve D vitamini eksikliği Ca riskini artırır.


Rektum Damar Yapisi ve Arterleri

Rektumun Damar yapısı



Rektumun Arterleri



1- Superior rektal (hemoroidal) arter: internal iliak arterlerin dalı olup rektumun süperiorunu besler.


2- Medial rektal(hemoroidal) arter: internal iliak arterin dalı olup rektum orta kısmını besler.


3- İnferioral rektal(hemoroidal) arter: internal pudental arterin dalı olup rektum inferiorunu besler. Ayrıca internal pudantalis arterden çıkan dallar anusu besler. Arterler birbirleriyle anastamoz yaparlar.



Venöz dolaşım



1. Süperior rektal ven; inferior mezenterik vene dökülür.


2. Medial rektal ven; internal iliak vene dökülür.
3. İnferior rektal ven; internal pudental vene dökülür. İnferior mezenterik ven portal vene, internal iliak vende vena kava inferiora dökülür. Bu venlerin birbirleriyle yaptıkları, anastomozlar sonucunda rektum çevresinde portokaval anastomaz meydana gelir.



Rektumun lenfatik drenajı



Üst rektal bölge lenf damarlarında bir kısmı süperior rektal arterler boyunca uzanır. Pararektal lenf nodları ve sigmoid mezokolon alt parçası içindeki lenf nodlarından geçerek inferior mezenterik lenf nodlarına yükselir. Anal kanal ve rektumun 1/3 alt kısmının drenajı internal iliak lenf nodlarınadır.



Rektumun innervasyonu



Sempatik lifler pelvik ve inferior mezenterik pleksustan, parasempatik lifler 2-4. sakral sinirlerden gelir. Bu sinirler rektum arterlerini takip ederek inferior-superior rektal pleksusları yaparlar.



Rektumun histolojisi



Rektumun dört fonksiyonel tabakası vardır.



1. Mukoza; epitel, destekleyici lamina propria ve ince musklaris mukoza bileşenlerinden meydana gelir. Rektumun mukozasında plika ve villus izlenmez. Goblet hücreleri ve enterositlerden zengindir. Lamina propriada submukozaya uzanan plazma ve lenfosit hücreleri bulunur.



2. Submukoza; mukozayı destekler ve kollajenden meydana gelir. Lenfatikleri, sinirleri ve vasküler elemanları içerir. Parasempatik ganglionlar mukozal glandlara ve muskularis mukozaya dallar gönderir. Bu submukozal plexusua meissner pleksusu denir.



3. Muskularis propria, iç sirküler tabaka ve dış langutudinal tabaka şeklinde sıralanmış düz kas yapılarından oluşur. Bu iki tabaka arasında Auerbeach pleksusu denilen parasempatik ganglionu bulunur.


4. Seroza: en dış tabakadır. Major damar ve sinirleri sarar. En üst parçası peritonla, alt parçası mezotel ( basit squamoz epitelle) çevrilmiştir.


Anal kanalda tabanı pektinat çizgi ve valvleri ile tabana bağlanan 8-10 adet longütudinal anal kolumna vardır. Bu valvlerin posteriorunda anal sinüs (kript) adı verilen mukus bezlerinin yeraldığı küçük cepler bulunur. Anal kanal pektinat çizgiden sonra mezotelle döşelidir. Anus düzeyinde muskuların proprianın iç sirküler tabakası kalınlaşarak internal anal sfinkteri oluşturur. Longutudinal kas tabakası sfinkterin üzerine doğru uzanarak bağ dokuya yapışır. Eksternal ana sfinkteri çizgili kaslar oluşturur ve levator ani içerisine doğru uzanır.


Rektumun fizyolojisi;



Defekasyon refleksi; rektuma peristaltizmle gelen feçes Hauston kapakçıklarına yaptığı basıyla defekasyon isteğini oluşturur. Bu duyu 2. ve 3. sakral segmentlere visseral afferent liflerle ulaşır. Lokal refleks kavisleri çalışır. Oluşan rektal gerginlik beyne ulaşır. Nervus erigentesler tarafından oluşturulan peristaltizm ile sfinkter ani kası gevşer. Nervus pudendalis somatik motor noronlarını inhibe eder. Muskulus sfinkler anı externus gevşer. Kortikospinal yollarla bilinçli olarak sfinkler ani externus kası kasılarak defeksiyon işlemi durdurulabilir.


Rektum Nedir

Rektum Nedir



Rektum Anatomisi



Rektum 12-15 cm uzunluğunda promontoryum hizasından başlayarak inferiorda anüs aracılığı ile dışarı açılan, gastrointestinal kanalın son parçasıdır. Anotomik olarak; 1/3 üst, 1/3 orta ve 1/3 alt olmak üzere bölümlere ayrılır. Pratikte her segmentin yaklaşık 5 cm kadar olduğu varsayılır. En alt parçası genişleyerek ampulla rektiyi oluşturur. Rektum, frontal ve sagital planda eğriliklere sahiptir. Başlangıçta fleksura sakralis adı verilen ve aşağı inerken sakrumla koksisin öne iç bükeyliğini izleyen eğriliği yapar.



Diyafragma pelvisten geçerek kanalis analis öne doğru devam eder. Anorektal bileşkedeki bağırsagın öne dış bükeyliğine fleksura perinealis denir. Bunlardan ayrı olarak; rektum önde sağa, ortada sola ve altta tekrar sağa olmak üzere üç eğrilik daha gösterir. Anal kanal alt ucunu, rektal musküler tabaka üzerinde levetor ani kasının insersiosu oluşturmaktadır. Diğer kolon segmentlerinden farklı olarak rektum; appendices epiploika, mezenter, tenya koli ve haustraları yoktur. Rektumun üst 2/3‘lik kısmı periton ile örtülüdür. Üst bölümlerde ön ve yan kısımları, alt bölümde sadece ön tarafı peritonla kaplıdır. Periton son bölümde erkeklerde vesica urineriaya atlayarak excavatio rectovesicalisi, kadınlarda vajinanın arka duvarına atlayarak excavatio rectouterinayı oluşturur. Rektum genişlediğinde daha çok belirginleşen, plica transversalis recti (Hauston kapakçıkları) denilen enine kıvrımlar sahiptir.



Rektumun Komşulukları



Rektum posteriorunda 3., 4. ve 5. sakral vertebralar, koksiks, süperior rektal arter ve ven, priformis kası, sakral pleksus, koksigeal kaslar ve levator ani ile komşuluk gösterir.



Kadında rektum anteriorda; periton kıvrımlarının üzerinde uterus, vajinanın üst parçası; excavatio rectouterine ve bu parçadaki ileum kıvrımları ile komşudur. Periton kıvrımlarının altında ise vajinanın alt bölümü ile komşuluk yapar. Erkeklerde rektum anteriorda; mesane fundusu ve vesica seminalis, duktus deferensler, üreterlerin terminal parçaları ve prostat ile komşudur.