Artrit ve Romatizma Nedenleri Etkileri

Artrit ve romatizmanın nedenleri ve etkileri

Bunlar nedir ve sizi nasıl etkilerler
Romatizmal hastalıkların 200'den fazla cinsi vardır ve hep­sinin neden ve sonuçlarını bir tek bölümde açıklamak im­kansız olduğu için, burada yalnızca artrit ve romatizmanın en yaygın olan üç tipi üstünde duracağız.
Romatoit artrit (iltihaplı artrit)
Osteoartrit (dejenerasyon yapıcı artrit)
Fibromiyalji (kas romatizması, ya da, fibrosit)

Romatoit artrit

Muhtemel nedenleri

İngiltere'de ve başka yerlerde çok miktarda araştırma yapıl­masına ve çeşitli teorilerin ortaya çıkmasına rağmen roma­toit artritin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Belki de en akla yatkın teori bağışıklık sisteminin bozulması so­nucunda, enfeksiyonlara saldırması gereken antikorların vücudun kendisine yönelerek tahrip etmesidir. Bu işlem oto-bağışıklık hastalığı olarak bilinir.

Aynı zamanda bir virüsün de ya doğrudan eklemin iç yü­zeyine saldırarak, ya da, normal hücreleri enfekte edip ek­lemlerin dış kaplamasını değiştirerek, onları vücudu işgal eden zararlılara karşı savunmakla görevli makrofaj hüc­relerinin tanımayacağı hale getirip romatoit artrite neden olabileceği düşünülmüştür.

Bu bağışıklık işlemi, örneğin, organ naklinde gerçekleşir. Böyle bir durumda nakledilen organın reddedilmesini önle­mek için özel ilaçlar (immünosüpresif ilaçlar) kullanılarak iş­lemin kontrol altına alınması gerekir. Romatoit artritte sinovya zarındaki hücrelerin retrovirüs adlı özel bir virüs ta­rafından değiştirerek antikorların saldırısına hedef haline getirildiğine inanılır. Retrovirüs yıllarca hareketsiz kalabilir, fakat başka bir virüs enfeksiyonuyla uyarılıp harekete ge­çebilir.

Diğer bir teori de romatoit artritin başka bir kusurlu gen tarafından kuşaktan kuşağa geçirilebileceği şeklindedir. Bu geni taşıyan aile üyelerini romatoit artrite eğilimli hale ge­tirebilir, ya da, hastalıklarının şiddetini artırabilir.

Romatoit arteriti olan insanların kanında 'romatoit faktörü' adlı belirli bir proteinin bulunabildiği ve bir kan testiyle be-lirlenebileceği bilinmektedir. Fakat bu proteinin hastalık or­taya çıkana kadar görünmemesinden dolayı bu test teşhis için pek yararlı olmaz.

Ayrıca beslenme şeklinin de bir faktör olduğu ve belirli yi­yeceklerin (özellikle et ve et ürünlerinin) yenilmesinin bir in­sanı hastalığa daha açık hale getireceği bilinmektedir. A-raştırmalar vejetaryen bir diyetin koruyucu bir önlem olabi­leceğini ve belirtilerin kontrol altına alınmasında kesinlikle yardımcı olduğunu göstermiştir.

Diğer birçok hastalıkta olduğu gibi aşırı stres de bir romatoid artrit krizinin tetikleyicisi olabilir. Stresin kaynağı yok edilince hastalık belirtilerinin de nasıl hızla kaybolduğu hakkında pek çok örnek vaka anlatılmaktadır.

Etkileri

iltihaplı artritte sorunun kaynağı, adından da anlaşıldığı gibi
(eklemin kendisinde oluşan değil iç yüzeyinde bulunan ve çevresini saran) iltihaptır. İltihaplanma işlemi vücudun bir enfeksiyon, ya da, yaralanmayla uğraşma yoludur. Etkile­nen bölüme gelen kan miktarı artar ve böylece iyileşme sü­recine yardımcı olmak için daha çok beyaz kan hücresi (/ö-kosit) getirilir.

iltihaplanmanın klasik belirtileri ısınma, kızarma, şişlik, ağrı ve işlev kaybıdır. (Bunlara kan akışının hızlanması ve kandaki iyileştirici kimyasalların kılcal kan damarlarından il­tihabın nedenini etkisiz hale getirerek iyileşmeye yardımcı oldukları hasta bölgeye sızması neden olur. İltihabı baş­ladığı yere hapseden belirli hormonlar yoluyla iltihabın ya­yılması önlenir.)
Romatoit artritte vücudun iyileşme işlemlerinin karşısında savaşılacak zorlu ve ne yapacağı önceden kestirilemeyen bir düşman vardır. Önce bir ekleme, sonra da bir başkasına ve belki de aynı anda birçoğuna saldırabilir. Aniden ve hiç umulmadık bir şekilde görünüp kaybolabilir, ya da, seçtiği ekleme yerleştikten uzun bir süre sonra tahribata başlar.

Hafif vakalar. İngiltere' deki tüm romatoid artrit vakalarının yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan hafif krizlerde parmaklar ve bilek genellikle ilk olarak ağrıyan ve şişen yerlerdir. Sa­bahları başlangıçta ağrı ve tutulma daha fazla olur, fakat hızlı bir şekilde azalır ve hasta (parasetamol gibi) basit bir ağrı kesiciyle bunlarla başa çıkabilir. Bu aşamada yalnızca eklem kapsülünün iç yüzeyi iltihaplanır; iltihap birkaç gün, ya da, hafta içinde geçer ve eklem normale döner. Bu süre içinde hastanın ateşi yükselebilir, fakat genelde kendini iyi hisseder ve büyük ihtimalle doktora gitmenin gerekmediğini düşünür.

Mutedil vakalar. Romatoit artrit vakalarının çoğunluğu (yüz­de 60'ı) ağrı, şişme ve tutulmanın daha şiddetli ve uzun sü­reli olduğu 'mutedil' kategoride gerçekleşir. Hastalık aniden, ya da, kademeli olarak ortaya çıkabilir ve yalnızca parmak ve bilek eklemlerini değil, aynı zamanda ayakları, omuzları, dirsekleri, dizleri ve hatta çene kemiğini etkileyebilir.

Eklemler tipik bir şekilde özellikle sabahları ilk olarak tu­tulmuş ve ağrılı olacak, tutulma o gün içinde açılmasına rağmen, gece tekrarlayacaktır. Hasta genel bir rahatsızlık ve ateşin yanı sıra halsizlik, hassasiyet ve moral bozukluğu hisseder.

Ağrı parmaklardan başlayarak sırasıyla bilek, omuz, ayak bileği, ya da, dizi etkileyerek eklemden ekleme atlayabilir. Benzer eklemleri de etkileyebilir (örneğin eller, kollar ve ba-caklardaki benzer eklemler). Beklenmedik bir şekilde ta­mamen kaybolabilir ve belli olmayan bir süreden sonra aynı beklenmedik şekilde yeniden alevlenebilir.

Romatoit artrit, krizlerinin sıklığı ve şiddeti önceden kes­tirilemeyen bir hastalıktır. Nemli soğuk hava bu hastalığı a-ğırlaştırabileceği için kuru ve sıcak iklim yararlı olur.
Romatoit artritin bu daha uzun süren krizlerinde iltihapla­nan sinovya zarı kalınlaşarak eklem boşluğuna yayılır. Ta­şan sıvılar ve hücreler de ekleme sızar ve kemik uçlarını örten kıkırdakları tahrip etmeye başlar. Eklemin sabit dur­masını sağlayan bağlar ve kasları kemiklerle birleştiren ten-donlar da çoğunlukla iltihaplanır (şekil 5). Klasik tıbbi tedavi bu nedenle iltihabı azaltarak eklemin ciddi hasar görmesini önlemeyi amaçlar.

İltihap cilt altında oluşabilir ve dokununca acı veren kü­çük yumrular ortaya çıkabilir. Bu yumruların en çok ortaya çıktığı yerler ön kolda, dirseğin hemen altında ve belde, sakrumun (kuyruk sokumunun) yukarısındadır. Anemi (kan­daki demir eksikliği) ek bir komplikasyon olarak ortaya çı­kabilir.
Ağır vakalar. Gerçekten ağır olan vakaların yüzde 10'unda iltihaplanıp kalınlaşan sinovya (iç yüzey) yalnızca kıkırdak­ları değil kemiklerin uçlarını da eritir ve böylece eklem tam olarak işlev yapamaz hale gelir. Bağlar da zayıflar ve ke­mikleri yerlerinde tutamaz, böylece eklemin tümü sağlam­lığını yitirip deforme olur. Talihsiz hasta büyük acıya ve sa­katlığa maruz kalır ve normal yaşantısını sürdürmek için yardım ve desteğe muhtaç olur.

Yari Mobil Omurga Eklemleri

Yarı mobil omurga eklemleri

Sırt romatizmal hastalıklardan sıkça etkilendiği için omur­ganın yapısına bir göz atmaya değer (şekil 8) Yirmi dört belkemiği omurunun hem sabit olup hem de hafifçe hareket etmesi gerektiğinden bunlar 'yarı mobil' kategorisine gir­mektedir.

Omurların yüzeyinde koruyucu bir kıkırdak örtü vardır. Her omur çiftinin arasında da bir yastık, ya da, darbe emici görevi yapan ve omurlar arası disk adı verilen bir kıkırdak diski (menisküs) bulunur. İçinden omuriliğin geçtiği bir ka­nal. vardır ve beyinden gelen sinyalleri vücudun diğer bölümle­rine ulaştıran sinirlerin kökleri omurilikte bulunur.

Bu sinirler omurilikteki köklerinden, omurlarda bulunan ve foramina denen küçük delikler içinden dışarı çıkarlar ve omurga zedelenmesi sonucu hasar gördükleri taktirde vü­cudun bir bölümü felç olabilir.
Boyun spondilozu olarak bilinen ağrılı boyun hastalığına, aşınarak bir sinir köküne baskı yapan bir disk, ya da, omur neden olur. Bel ağrısı da diskin lifli kaplamasının zayıfla­ması ve disk göbeğinin yerinden çıkarak bir sinir köküne baskı yapması sonucunda oluşabilir. Bu bildiğimiz 'disk kaymasıdır' ve genellikle belde olduğu kadar bacakta da ağrıya neden olur.