Gastrit Nedir Akut Gastrit Hastaligi

Gastrit Nedir, Gastrit Belirtileri ve Tedavisi

Mide duvarı iltihabıdır. Tanısı oldukça zordur. Öykü, fizik muayene, radyoloji ile tanı konamaz. Gastrit erken Ca tanısında bir atlamadır.

Akut veya kronik olabilir. Kronik ya akutun devamıyla olur ya da birden fazla rekürrensle kronikleşebilir. Endojen veya eksojen nedenlerle meydana gelebilir.

Akut Gastrit Nedir

1. Akut gıda intoksikasyonu (Akut basit eksojen gastritler) :

Basit tiptir- En çok alkol intoksikasyonuunda olur. 4-5 saat sonra şiddetli epigastrik ağrı, dolgunluk hissi, bulantı, kusma, diare, hafif ateş, iştahsızlık ve genel yorgunluk olur. Aşırı kusmalar sonucu hemorajik kusmalar görülebilir. Gıdaya bağlı gastroenteritis de denir. Elektrolit bozukluğu olur. Kan basıncı düşer. 24-48 saat hastaneye yatırılır, iv mayi verilir, oral hiçbir şey verilmez. Endoskopik çalışma yapılabilir. Bütün gastritlerin tanısı endoskopi ile konabilir, intoksikasyondan sonra endoskopi zordur. Mukoza anormal, hiperemik, ödemlidir. Yer yer ufak erozif odaklar vardır. Biyopside iltihabi hücre infiltrasyonu görülür. Hastalık ilerlerse kronik süperfisial gastrit ortaya çıkar. (Mide Gastrit)

2. Korozif gastritler:

Asit veya alkali alınmasıyla olur. Korozif ösefajit olmadan olmaz. Klinik çok ağırdır. Maddenin yaptığı ülserasyonlar görülür. Ağızda, özefagusta, midede geniş ülserasyonlar ve nekrotık sahalar görülür. Klinik tablo 2 gruba ayrılır. Sistemik ve lokal bulgular vardır. Sistemik olarak kan basıncı düşer, nabız süratli ve zayıftır, taşipne vardır. Periferik kollaps vardır. Epigastrik ve retrostemal ağrı vardır. İlk olarak şokla mücadele edilir. Sıvı şokla mücadele edilir. Sıvı ve elektrolit verilir. Kan kusarlar. Oral hiçbir şey verilmez. (Reflü Gastrit)

3. Enfeksiyöz gastritler
:

Bakterinin mide mukozasına yerleşmesi sonucu olur. Pnömonia, salmonella, influenza, difteri ve kızılın hematojen yolla toksinleri gelir. Bunlar pangastritis yaparlar. Biyopside PNL çoktur. Semptom olarak iştahsızlık, bulantı, kusma, ateş, epigastrik ağrı ve yanma vardır.

4. Püriilan gastritler:


Primer bir mide hastalığı varken yabancı cisimlerin bu alana yerleşmesiyle olur. Mukoza direnci kalmamıştır. Mide mukozasından serozaya ilerler. Lokal veya tümdür. Prognozu çok kötüdür. Cerrahi esnasında kaybedilirler. Mide tamamen püy halindedir. Genel olarak ateş, titreme, karın ağrısı, kusma, epigastriumda adale defansı, kontraksiyonlar vardır. Lökosit 20. 000-30. 000 dolayındadır, PNL hakimdir. Geniş spektrumlu antibiyotikler verilir.

5. Erozif gastritler:

Etyolojik faktörlerin alımından kısa bir süre sonra tahribat olur. Aşağılara inmez. Etyoloji kalkınca spontan olarak iyileşir. Hiçbir sekel bırakmaz. İlk 24-48 saatte klinik tablo olur. Akut kanamalar vardır. Bol kan kusarak gelir. Kan yerine konur, asit sekresyonunu inhibe eden ilaçlar veriTr. İlk 24-48 saatte gastroskopi mutlaka yapılır. Epitel deskuamasyonu 48 saat sonra yerine gelir. Bu süreden sonra hiçbir şey görülemez. En önemli etken aspirindir. Alkolle birlikte olursa daha etkindir. Stress, asit sekresyonu artması, safra reflüsü, kan akımı azalmasında da akut erozyon olabilir. Tüm bunlardaki sebep mukozal bariyerin bozulmasıdır. (Gastrit İçin)

Midedeki koruyucu faktörler ortadan kalkarsa erozyon olma olasılığı artar. pH alkali ise alınan aspirin porlardan emilir. Zarar vermeden geçer. pH 3'ün altında ise aspirin hücrenin lipoprotein membranını eritir. Hücrelerde deskuamasyon olur. Mide lümenindeki H+'ler içeri diffüze olur. Hücrelerden çıkan histamin mide mukozası kapillerinde vd yapar. Bolca kan lümene akar. Yemekten sonra alınırsa daha az etkilidir. Kan akımı azalması, safra reflüsü varsa bu etkiler fazlalaşır.

Kronik Gastrit

1. Kronik Yüzeyel Gastrit
2. Kronik Atrofik Gastrit
3. Gastrit atrofi
4. Hipertrofik gastrit
5. Granülomatöz gastrit (eozinofilik gastrit)

Etyolojide bakteriler lokal enfeksiyonlar, safra regürjetasyonu vb. rol oynar. Tbc, sarkoidoz gibi granülomatöz hastalıkların seyri sırasında granülomatöz gastrit oluşur.

Süperfisial Gastrit: Akut gastrit nedenleri devam ederse olur. Sigara, çay, alkol vb. etkindir. Tanı endoskopi ile konur, ülser şikayetleri veya ekşime, yanma gibi nonspesifik yakınmalar olabilir. Radyolojide önemli bulgu yoktur. Mide mukozası hiperemik, ödemli, mukus salgısında artma ve mukus yapısında bozulma vardır. (Gastrit Beslenme)

Gastrik Atrofi: Total olarak glandüler hücre tahribi varsa gastrik atrofi denir. Atrofik gastritte ise glandüler tabakadaki bazı hücrelerin (parietal veya esas hücre) kaybıyla diffüz veya yerel harabiyet vardır. İlerleyici değildir. Atrofik gastritte HCI sekresyonu azdır veya yoktur. Klinik olarak yemekten sonra olan hazımsızlık ve midedeki dolgunluktan yakınma vardır. Kesin tanı endoskopi ile konur. Mukoza incelmiş, atrofiye olmuştur. Vasküler yapı daha belirgin hale gelmiştir. Pililer kaybolmuştur. Mukus yapımı az olduğu için kolayca erozif odaklar meydana gelebilir. Biyopside MNL infiltrasyonu, nadir olarak eozinofiller görülür. Glandüler tabakada esas ve parietal hücreler yoktur.
Gastroskopi yapılamıyorsa mide asidine bakılır. Histamin stimülasyon testi uygulanır. Histamine rağmen asit yoksa histamine refrakter aklorhidri vardır. Bu durum varsa en sık pernisiyöz anemi ile beraberdir.

Atrofik gastritte otoimmün olay da rol oynayabilir. Uzun süre safra regürjitasyonu da atrofik gastrik yapar. Tiroidit, addison, juvenil diabet ve nadiren Fe eksikliği anemisiyle birlikte atrofik gastrit görülebilir.

Pernisiyöz anemi ve kronik atrofik gastritte 2 tip Ab oluşur;
1, Parietal hücre stoplazmasına karşı olan Ab'ler
2. İntrensek faktör Ab'leri
Gastrik biyopside intestinal metaplazi vardır. Mide Ca'sına predispozandır. Adenomlar ortaya çıkar. Sonra Ca nelişebilir. Bu vakalar 6 ayda bir kontrol edilir.

Hipertrofik gastritte aşırı salgı vardır. Daha çok açlık ağrısı vardır. Peptik ülsere benzer. Fazla alkol, sigara alımı rol oynar. Menetrier hastalığı hipertrofik gastritin bir şeklidir. Gastrik polipozis vardır. Pililer ileri derecede hipertrofiktir. Asit titrasyonu yüksektir.

Mide Suyu ve Mide Oz Suyu

Mide Suyu, Mide Öz Suyu

Kesin bir analiz yapılamaz. Duedonal sıvı, ağız sıvısıyla karışık bulunur. Dansitesi 1002-1007, saydam, renksiz, fazla akıcı olmayan, parlak bir sıvıdır. H20, inorganik maddeler (HCI, HC03, Na, K, Ca, CI, P, S04) , organik maddeler (enzimler, pepsin, mukus, katepsin, jelatinaz) ve diğer maddeler (kan proteinleri, laktat, non-protein nitrojen) mide suyu içinde bulunur.

Mide sekresyonunu stimüle edenler HCI'yi stimüle eder. Mukus/HCI oranı bozulursa peptik ülser oluşur.

Mide sekresyonunu stimüle edenler; gastrin, Ach, histamin, Ca'dur. Antrumun gerilmesi, pH yükselmesi, protein ürünleri ile gastrin aracılığıyla mide sekresyonu uyarılır.

Pepsin, pepsinojen adlı ön madde olarak salınır. Asit ortamda pepsin haline döner. Molekül ağırlığı 35-500 olan protein bir maddedir. 7 tip fraksiyonu vardır. 2 grupta incelenir. İdrarda salınan pepsine üropepsinojen denir. Pepsin stimülasyonu da HCI gibi stimüle edici faktörlerle artar. Bazal şartlarda (uyku ve istirahat) ve stimülasyonlarla pepsin salınır.

Bazal mukus boyun hücreleri, kardia bezlerindeki mukus hücreleri, pilor bezlerinin mukus hücreleri ve Brunner bezlerinden salınır.

Stimülasyonlar sonucu parietal hücrelerden HCI salınır. Devamlı sekresyon ile pH Ve gelince midede inhibisyon olur. pH 3'e yaklaşınca tekrar gastrin salınır, parietal hücrelere etkir, HCI salınır. Asit salmımı feedback kontrolü altındadır. İnhibe edilmede sekretin, kolesistokinin pankreozimin, VIP, glukagon, bulbogastron gibi duedonal bölgedeki APUD hücrelerinden salınan hormonlar rol alır.
Mukus yüzey epitelinin üstünü örten, saydam, parlak ve akıcı bir maddedir. Gözle görülebilen ve görülmeyen olarak 2 şekildedir. Gözle görülmeyen (erimiş) mukusta 3 tip bulunur. Solubl, mukoproteaz, glandüler mukoprotein, Bu HCl'ın mide epiteline zarar vermesini önler. Ayrıca yüzey epitelinin kendi bariyeri de vardır.

Mide Sekresyon Fazları

1. İndijestif devre: İstirahatte iken olan devredir. Kızgın, sinirli olunca da bu devredir.
2. Dijestif devre:
a. Sefalik. Düşünme ile olur.
b. Gastrik. Antrum gerilmesiyle olur.
c. İntestinal. Mide boşalmış, içerik duedonuma geçmiştir.

Analiz

Açlık sekresyonu saat 20. OO'den sonra bir şey yemeyen kişide sabah nazogastrik sonda ile mideden alınan sekresyondur. Açlık mide suyu volumu 60-100 cc arasıdır. Saydam olmalı, gıda artığı içermemelidir. Bir patoloji varsa ve mide boşalamıyorsa (normalde 3-3. 5 saatte boşalır) durum değişir. Su, semisolid, solid gıdalar farklı oranda boşalır. Mide boşalması gecikirse ilkin açlık mide suyu volumu artar, yemek artıkları içerir.

Bazal Mide Sekresyonu;

a. 1 saatlik. Sabah aç karnına 4 fraksiyon şeklinde toplanır.
b. 12 saatlik gece sekresyonu
Erkeklerde 1 saatte 2. 5 mEq, kadınlarda 1. 2 mEq'dır. 12 saatte HCI 16-18 mEq ve mide suyu 600-700 cc olmalıdır.

1. Histamin Testi: Hastada bazal şartlarda asit yoksa buna aklorhidri denir. Bunlara histamin verilir ve asit salınırsa önemli bir patoloji yoktur. Histamin verilmesine rağmen sekresyon artmazsa histamine refrakter aklorhidri vardır denir. Asit titrasyonu çok yüksekse Zollinger Ellison sendromu olabilir. Histaminle fark olmaz, çünkü hücreler zaten maximal çalışmaktadır.

2. İnsülin Testi: Vagotomi yapılmış hastaya insülin verilince hasta hipoglisemik dönemde olduğunda vagus kesilmemişse asit artar, vagotomi varsa asit yine düşük düzeydedir.

Hiatus Hernia Nedir

Hiatus Hernia

Hiatus hernia midenin bir kısmının göğüs boşluğu içine kaçmasıdır.
1. Rolling Hiatus Hernia: Diafragma defekti vardır. Midenin bir kısmı yukarı çıkar. Özefagus normaldir. Paraösefajial hernia da denir.
2. Sliding (Kayıcı) Hiatus Hernia: Kardia yukarı kaçmıştır, özefagus da olaya katılır.
3. Kısa Özefagus: Tartışmalıdır.

Doğuştan diafragma defekti sonucu olur. Bazen bu özefagusla beraberdir, sliding tip olur. Bazen atrofik diafragmadan kolayca hernie olur. Karın içi basıncı artınca da olabilir.

Mide mukozası özefagusa göre koyudur. Sliding hiatus hernide mide salgısı geri kaçar, özefagusta ülserasyonlar olur. Rolling tipi hemilerde çok defa ödem, kanama olur. Bunlarda da ösefajit olur ama daha azdır.

Hiatus hernia orta yaş ve kadınlarda sıktır. Ülser ve safra kesesi taşlarıyla sık görülür. Yüz normal kişinin 5-6'smda, yüz duedonal ülserlinin 15-16'sında hiatus herni görülür

Asemptomatik olabilir. Belirtiler:

1. Retrostemal yanma (Pyrozis) : Yanma daha çok yemeklerden sonradır. Asit salgısının özefagusa gelmesiyle olur.
2. Retrostemal ağrı
3. Regürjitasyon: Gıdaların ağıza geri gelmesidir. Kardia fonksiyonunun ortadan kalkmasıyla oluşur. Yatınca kolaylaşır.
4. Yutma güçlüğü
5. Kanama
6. Angina pektorise benzer ağrı: Göğüs boşluğuna hernie olan kısım fazla ise kalbe bası yapar. Ancak angina pektorisin tam tersine ağrı daha çok hasta yatınca olur.

Fizik muayenede birşey bulunamaz. Tanı öykü ile konur. Ayrıca röntgende görülür ama görülmeyebilir de. . . Endoskopi yapılabilir. Sliding tipte ise özefagus kısalır. Ayrıca mide salgısınını kolayca özefagusa regürjite olduğu görülür. Ösefajit olup olmadığına bakılır.
Ayırıcı tanıda akalazya, peptik ülser, angina pektoris sayılabilir.

Asemptomatik hastalarda sağaltıma gerek yoktur. Hiatus hernia sağaltımı tıbbidir. Düzgün aralıklarlajantiasit uygulanır. Diet verilir. İçki ve baharat almamalıdır. Hasta boş mide ile yatmalıdır. Yatma şekli de önemlidir. Yatak başucu altına 25 cm. 'lik takoz konur. Yastık koymakta yararlı olabilir.
Şatky halkası özefagus alt ucunu daraltabilir. Hiatus herni ile karışır. Çok defa hiatus heri ile birliktedir. Dilatasyonla kolayca yırtılır.

Mukoza, submukoza, muskular tabaka ve seroza tabakaları vardır. Mide mukozası sekresyonda en önemlidir. Mukoza; yüzeysel epitel, glandüler tabaka, lamina propria ve muskularis mukozadan oluşur. En önemlisi glandüler tabakadır. Yüzey epiteli mukus salgılar.

Glandüler tabaka kardia, fundus ve pilor bölgesinde bulunur. Kardiada 2-3 cm'lik yer işgal eder. Mukusa benzer salgısı vardır. Fundus bezleri kadiadan pilora dek yaygındır. Bu bezler üç ayrı kesimde (boyun, gövde, isthmus) bulunurlar. Boyun ve gövdede hücre yapıları değişiktir. Burada esas sekresyon yapıları bulunur. Parietal hücreler (kenar hücreler) HCI sekresyonu, esas hücreler pepsin sekresyonu yaparlar. Ayrıca indiferansiye olmamış hücreler, yüzey epitelini anımsatan hücreler, endokrin kökenli hücreler fundus bezlerinin yapısında bulunurlar. Pilorik bezler gastrin salgılayan G hücreleri içerirler.

Osefajit Nedir

Ösefajitler, Ösefajit Nedir

En belli başlı neden hiatus herniadır. Reflü nedeniyle olur. Biyopsiyle inflamasyon saptanır, inflamasyon uzun sürerse fibröz doku oluşur, distal kısım daralır. Daralan segment kardio spazma göre daha uzundur. Daralan segment üstünde daha az genişleme olur. Diğer sebepler:

1. Bakteriyel: Üst hazım kanalı iltihabları, tonsillit vb. sonucu
2. Kimyasal nedenler: Asit ve alkalilerle olur. sık rastlanır. Yaralar derin olur. Ösefajit derinliği miktara ve konsantrasyona bağlıdır. Birinci, ikinci, üçüncü dereceden yanıklar olabilir. 1. derece yanıkta olay yalnızca mukozadadır. 1-2 günde düzelir. 2. derecede yanık muskularis mukozaya kadar gelir, inflamasyon çok daha fazladır. Skar dokusu oluşur ve fibrozis, daralma, yutma güçlüğü yapar. Perforasyon olursa fetaldır. 2. derecede yanıktı dilatasyon yanında sekonder enfeksiyonu önlemek için antibiyotik, daralmayı önlemek için steroid verilir. Darlık ilk haftada olduğunda ilk haftada dilatasyon yapılır. Tüm bunlara rağmen daralma varsa ameliyat gerekir. Özefagus tümüyle replase edilir, yerine kolon konur.
3. Travmatik ve fiziksel ajanlar: Uzun süre kalan sonda, çok soğuk ve sıcak maddeler, röntgen ösefajite yol açabilir.

Klinik

1. Disfaji
2. Pyrozis, epigastrik ağrı
3. Kusma, kilo kaybı, geğirti
4. Melena, hematemez
5. Barret sendromu: Mide mukozasının özefagusun distal ucu kaplamasıdır. Bu epitel olayın şiddetine göre proksimale doğru ilerler Asit salgısıyla çoğunda ösefajit olur. Ülserler daha derindir Barret mukozasında ülserleşme ile darlık ve adenokarsinom gelişme riski artar Klinik triad: disfaji. retrosternal ağrı. hematemez-melena.

Tanıda özefagus grafisi yararlıdır ama yeterli değildir. Kean tanı ösefagoskopi ve bu esnada biyopsiyle konur.
Sağaltım etyolojik etkenin ortadan kaldırılmasıdır. Mideyi nötralize eden antiasitler yararlıdır.

Ozefagus Nedir Ozefagus Atrezisi

Özefagus Hastalıkları, Özefagus Nedir

Özefagus ağız yolu ile alınıp farinxi geçen içeriklerin mideye ulaştırılması ile görevli bir tubuler organdır. Topoğrafik olarak servikal torasik ve abdominal özefagusa ayrılır. Trakea kolumna vertabralis aorta ductus torasikus sol ana bronş akciğer hilusları, mediastinal plevra ve bunlardan geçen damar ve sinirlerle komşuluğu vardır. Boyu 25 cm, kesici dişlerden kardiya ya kadar olan mesafe 40 cm. dir. Kesici dişler özefagus mesafesi 14,15 cm.dir.

Özefagusta üç darlık vardır

1. Farinxle birleştiği yerde
2. Sol ana bronşta kesiştiği yerde
3. Diafragma seviyesinde.
Özefagusun duvarı içten dışa doğru 4 kattan yapılmıştır.
1. Mukoza: Çok katlı yassı epitelden oluşur. Altında sırası ile lamina proprıya ve muscularis mukoza vardır.

2. Submukoza
3. Kas tabakası
a) Longitüdinal kas tabakası
b) Sirküler kas tabakası: 1/3 üst kısmı çizgili 2/3 alt kısmı duz kaslardan oluşur.
4. Fibröz doku: Kas tabakasını örterek onu çeviren fasia ile birleşir. Özefagus duvarında iki sinir plexus vardır. (Özefagus Kanseri)

a) iç ve dış tabakalar arasında Auerbach plexusu
b) Submukozada Meissner pleksüsü bulunur Bu pleksüslerde ganglionlar vardır. Bu ganglionlara da parasempatik preganglionik sinirlerin synapsis yaptığı yerlerdir.

Özefagusun venöz dolaşımı klinik yönden önem taşır. Torasik özefagus venöz kanını azigoz sistemine, abdominal öz. ise V. coronariya aracılığı ile V. porta sistemine boşattır. Bu iki sistem arasındaki anastomozlar yüzünden portal hipertansiyonda öz. varisleri gelişir.

Yutma, karmaşık ve iyi koordine edilen bir motor aktivitedir Yutma merkezi medulla spinalistedir. Solunum ve kardiyo inhibitör merkezlerle yakın ilişkisi vardır. Bu nedenle yutma sırasında solunum durur, kalb atım sayısı artar. Yutma işlemi 4 safha da mg. (Özefagus Atrezisi)

1 Lokmanın hava yolunun korunmasıyla birlikte farinxe aktarılması,
2 Üst öz. sfinkterinin gevşemesi,
3 Öz kası tarafından peristaltik kasılmaların başlatılması ve distal yönde ilerlemesi.
4. Alt öz. sfinkterinin gevşemesidir.

Özefagusta 3 türlü peristaltik hareket vardır.

1. Primer peristaltizm: Farinxte başlayan dalganın yayılmasından
ibarettir
2 Sekonder peristaltizm: Primer peristaltik hareket lokmayı özefagusdan geçirmeye yetmeyince gelişir ve onu tamamlar. Özefagus duvarının lokma tarafından gerilmesinden doğar.
3 Tersiyer Peristaltizm: Patolojik.durumlarda mg.
Özefagusun fonksiyonel ve anatomik bütün bozukluklarında teker teker veya çeşitli kombinasyonlar halinde ve değişik şiddette mevcut olabilen başlıca 4 semptom şunlardır;

1. Regürjitasyon:
Mide suyunun ve kimusun ağıza gelmesi ve dışarı atılmasıdır. Kusmadan farkı bulantısız ve atılanın az_oluşudur. Gastroözofajial sfinkter yetersizliğinde ve öz.un tam boşalamadığı hallerde mg. Başlıca akalaziya, özefagus dıvertikülü hıatus hernisi. özefaqus__tümor ve ülserlerinde görülür. Peptık ülserde hipersekresyon ve pilorda obstruksiyon veya spazm varsa gelişebilir. (Barret Özefagus)
Rüminasyon: Ağza gelen materyalin tekrar yutulması halidir. (Geviş netlime) Somatik bir nöroz dur.
2. Pirozis (Mide yanması)
Asid mide kapsamının özefagusa geri gelmesiyle oluşur. Distal özefagusta anormal nöromuskuler aktiviteye ve kas tonusunda bozukluğa veya (lastroozotajıal reflüxe bağlıdır. Aklorhıdrili şahıstada görülebilir
3. Dısfaji:
Yutma esnasında gıdanın takılıp duraklaması ile duyulan güçlük veya rahatsızlık hissidir. Yutma güçlüğü, hareket (motilite) bozukluklarına veya öz. tümeninin benign veya malign bir hastalık nedeniyle daralmasına bağlı
olabilir

Özefagus motilite bozukluğu ile seyredenler; Akalazva, Aperistalsis (scleroderma). diffuz özefagus spazmı.
Lümen daralması ile seyredenler; iltihabi hastalıklar (kandıda enfeksiyonu), maling tümörler (squamoz h. li veya adenokarsinom) . benign striktur (reflu. alkalen alımı) . özofajial web.

Odinofaii: Yutma sırasında duyulan ağrıdır. Genellikle özefagus tıkanması reflu özofajiti veya radyasyon hasarına bağlı mukoza hastalığı yahut viral yada mantara bağlı infeksiyonlarda o. ç.

4. Ağrı:

Özefagus duvarında gerginliği arttıran motor aktiviteden doğar Motor bozukluklar ye iltihabi lezyonlar büyük çoğunlukla distal öz. da oturduğu için ağrı en çok sternumun alt kısminda ve ksifoid bölgesinde duyulur. Devamlı ağrı penetrasyon ve perforasyon ihtimalinin düşündürür. Özofajial ağrı anjina pektoris ile karıstırılabilir

KALAZYA

Buna kardiyo özofajial relaxasyon da denir. Etyolojisi bilinmemektedir. Kardia açık ve gevşektir. regürjitasyon vardır. Akalazyanın tam tersidir Akalasya da KÖS spazmı mevcut iken burada KOS yetmezliği sonucu mide içeriği özefagusa regurjite olur. Özelllikle bebeklerde sık görülür. Erişkinlerde görüldüğünde KÖS yetmezliği denilir ve çok nadir rastlanır (Mide Özefagus)

Erkek/Kadın oranı 1'dir Hastalığın önemli komplikasyonları vardır En sık aspirasyon pnömonisi görülür Sık sık mide içindeki içeriğin özefagusa geçmesiyle ösefajit olur ve bu da hematemez yapabilir Uzun sürerse gelişme geriliğine yol açabilir.

1. Klinik bulgular. Neonatal devrede başlayan devamlı ve sık kusma. Ayrıca sık AC rahatsızlıkları.
2 Ba mideden özefagusa kolaylıkla kaçar.
3. Sağaltımdan tanıya. Bebek koyu mama ile beslenip bu sırada kucakta tutulursa kusma olmaz.

Akalazya Hastalığı Nedir

Kardianın spazmı akalazyadır. Proxi-malde dilatasyon olur. Bu genişleme süreyle orantılıdır. Özefagus hacmi normalde 150 cm3 tür, akalazyada bu 1-2 İt. olabilir. Daralan kısım daima düzgündür. Özefagus içinde ülserasyonlar olur. Kardia dardır ama organik lezyon yoktur.

Esas neden Auerbach myenterik plek-susundaki ganglion hücrelerinin olmayışıdır. Özefagus gevsevemez. Ganglion hücreleri muskularis tabakasındadır. Yokluğu ancak rezeksiyon yapılınca gösterilebilir. Oysa ba-zı hastalarda ganglion hücreleri bulunabilir. Bu yüzden etyolojide psişik bir neden de sözkonusu olabilir. Chagas hastalığında parazit ganglion hücrelerini özefagus ve kolonda parçalar. Aynı bulgular oluşur.

Akalazyada klinik

1. Disfaji ( % 100 görülür.)
2. Regurjitasyon ( % 75 görülür.)
3. Retrostemal ağrı (% 25 görülür.)
4. Yutma güçlüğü hem katı hem de sıvı gıdalar için geçerlidir. Ca'ya bağlı darlıklarda ise önce katı, sonra hem katı hem sıvı gıdalar alınamaz. Semptomlar daima intermitantdır Hastalık ilerleyince devamlı hale geçer.

Gıdalar takılınca hastalar 1-2 bardak su içerler. Ağırlık nedeniyle spazm çözülür. Ya da göğüs içi basıncını arttırırlar, gıdalar geçer. Bazen bunlar yapılsa bile gıdalar mideye gitmez, kusarlar. Kusmuk kötü kokuludur. Akşam yatınca orise. oradan da trakeaya kaçabilir ve öksürük nöbeti başlar.

Kontraktil Halka

Özefagus alt ucunda ösefagogastrik birleşkenin 2.5-5 cm. üst kısmında bulunur. Özefagusun lümen eksenine dikey olur. Ba'lı grafide 2-6 mm. yüksekliğinde keskin kenarlı (-) gölge şeklinde görülür. Halka özefagusta simetrik darlık yapar. Daima diafragma üstünde oluşur.

Asemptomatik insanların %1-6'sında bulunur. Bu halka çapı 3-3. 5 mm. arasındadır 13 mm. 'den küçük ise disfaji oluşur. 25 mm. 'den büyükse asemptomatiktir Semptom yıllarca süren intermitant disfajidir. Nöbet sıklığı darlığa bağlıdır. Nöbet sıklıkla ekmek, et gibi katı yiyecekler yiyince, büyük lokma yutunca başlar. Retrostemal takılıp kaldığı yeri kesin olarak lokalize edebilir.

Tanı röntgenle konur. Ösefagoskopi diğer organik hastalıklardan ayırır. Sağaltım için önce dilatasyon yapılır. Yarar sağlamazsa cerrahi olarak dar seğmenle müdahale edilir

Dıffüz spazmlı hastalarda anti-kolinerjik ilaçlar, sedatifler verilir. Disritmide ise kolinerjik ilaçlar verilir.

Ultrasonografi Cihazi Nedir

Ultrasonografi Nedir, Ultrasonografi Cihazı

Karaciğer içi lezyonların değerlendirilmesinde önemli bir metoddur. Lezyonun büyüklüğünü, eko yapısını, solid-kistik ayrımını yapar. Bu hastalıklarda karaciğerin büyüklüğü eko yapısı, damar değişiklikleri, yüzeyi ve kenar açısını gösterir. Akut hepatitte eko azalır. Ödem ve nekroza bağlıdır. Kenar açısı ve damarlar değişmez. Kronik hepatitte fibrozis nedeniyle granüler tarzda eko saptanır. Parenkim ekosu artmıştır. Damarda düzensizlik ve incelme olur.

Karaciğer steatozunda (yağlanma), eko patognomoniktir. Diffuz, eko artımı olur (beyaz karaciğer). Depo hastalıklarında granüler görünüm ortaya çıkar. Hodgkin, lenfoma ve lösemide normal homojen görünüm kaybolur.

Sirozda ultrason değerlidir. Küçülme, bazen büyüme olur. Fibrozis ve nodüler yapı özelliği nedeniyle parenkimde nodüler eko farklılıkları olur. Ke­nar açısı küntleşir. Yüzeyde nodüler düzensizlik ortaya çıkar, intrahepatik portal ven ve hepatik venler incelenir, periferik dallar Silinir. Yer yer irreguier seyir gösterir. Kaudaz lob büyür. Lig terisn uzantısı boyunca paraumbilikal ven ortaya çıkar. Portal vende genişleme karında accit, dalak büyüklüğü de önemlidir.

Tümör, kist ve apsenin ultrasonla tanı ve takibi kolaydır. Sirozda hepatoma gelişimi erken dönemde ultrasonla yakalanabilir. Amip ve pyojenik apse, ekodan fakir olarak görülür. Metastatik kanser etrafında ekojenik ortada eko kaybı olan alan şeklindedir. Prostat kemik, meme CA metastazı pürekojeniktir. Hepatomada eko kaybı gösteren halo saptanır.

Safra kesesi ve yolları, kese hastalıklarında ultrason, radyolojinin yerini almıştır. Taş ekojenik yapı ve akustik gölge şeklinde görülür. Akut kolesistitin erken tanısında önemlidir. Kese büyük, duvar kalındır. İçinde çamur ve taş bulunur. Ultrason + IDA tanıda yardımcıdır.

Safra kesesi CA, metastaz yapmadan tanı konabilir. Kolesterol kristalleri, polipolid adenomyoma tozis saptanabilir. Hasta aç olmalıdır.

Safra kanallarının değerlendirilmesinde önemlidir. Kolestaz ayırımını sağlar Pankreas, diğer organlara göre tanısı daha zordur. Akut pankreatitte organ büyür, parenkim ekosu azalır. Kontum fazla düzensiz değildir. Kanal hafif genişler. Kronik pankreatitte eko artar. Organ normal veya küçüktür. Eko heterojendir. Kanal genişleme ve daralma gösterir. Kanalda taş, psedokist görülebilir. Pankreas CA tanınabilir. Koledok ve pankreas kanalı genişler. Tümör görülebilir. Kuyruk Ca'yı göstermek zordur.
Portal sistem, portan ven normalse 1-2 mm.'dir. Hipertansiyonda genişler. Trombüs, ascit, dalak büyüklüğü, kollateral venler gösterilebilir.

ERCP ve PTK

PTK chiba yöntemiyle yapıl.r. 0.8 mm. çaplı Chiba iğnesiyle yapılır. İğne çok flexibldır. İntrahepatik kolestazda 60 kanala girme şansı vardır. Kanal genişlemişse %99 oranında kanala girilebilir. PTK extrahepatik kojestazistejı kanman in verini ve sebebini ortaya çıkarmaya yarar. Tümörde tıkanma yeri irreversibldir. Taşlarda menisküs belirtisi vardır. Dıştan basıda sıçan kuyruğu şeklindedir.

ERCP, yandan gören aletlerle duodenumun 2. kıtasına girilir. Papillanın orifisinden kanülle girilir. Kanala opak madde verilir. Başarı oranı %99-92'dir. MI, genel durumu çok bozuk olanlar dışında kullanılır. Akut pankreatit rölatif kontrendikasyondur. Safra kanalı ve pankreas kanalına ait patolojiden ortaya çıkarar. Koledok taşı, kolanjio-karsinomda önemlidir. Gövde ve kuyruk CA'ta kanalda kesilme belirtisi vardır.

Endoskopik Papillatomi: Endoskopla papilla Waterinin papillatomla eletro cerrahi olarak kesilmesidir.

Endoskopik Papillatomi Endikasyonları

1. Koledok taşları
2: Oddi sfinkteri fibrozisi

Kolisistektomi yapılanlarda seçilmiş sağaltım yöntemidir. Hem kese hem kanalda taş var, fakat hasta cerrahiye verilemiyorsa yine papillatomi yapılır. Taşların büyüklüğü 2 cm'den az olmalıdır. Taş çevresinde düzensizlik oluşsuz etki yapar. Taşın tek veya multipl olması papillatomi yapılmasına-engel değildir.

Akut pankreatit rölatif kontr-endikasyondur. Kanama diyatezi, ateş de kontrendikasyondur. Kanama, perfosaryon, taşın koledok alt ucuna katılması akut pankreatit, kolanjit komplikasyonları oluşturur.

Endoskopi Nedir Mide Endoskopi

Endoskopi Nedir, Mide Endoskopi

Fiberoptik sistem kullanılmaktadır. Bunun için cam elyaftan faydalanılır. Panendeskopla özefagus, mide ve duodenum incelenebilir. Koledoskop, jejenumun proximali endoskopla incelenir. Rutind Treitz'den sonraki ince bağırsak kısmı endoskopla incelenmez. Rektoskopi rutin olarak yapılır. Rektum ve rectosigmoidde 30 cm.'ye kadar olan kısmı rijid endoskopla ve proximal aydınlatma ile incelenir Sigmanın S kısmen rijid rektoskopla görülemez. 30 cm.'den sonrası fiberoskoplarla görülür (kolonoskopi). Cecuma kadar inceleme yapılabilir. (Endoskopi Sonrası)

Endoskopi yardımıyla bazı özel tetkikler yapılabilir. Endoskopik retrograd kolanjio pankreatografi. Papilla wateri kanule edilir. ERCP çok kullanılır.

Endoskopi ile görülün lezyonlardan biyopsi alınır. Kolonoskopi ile polipektomi yapılır. Multipl adenomatöz polip varsa cerrahiye verilir (Kolektomi). Kanayan lezyonlar, elektrokoterle veya lazerle koagüle edilebilir. Ampulla wateri'de taş varsa endoskoptan bıçak çıkarılır ve papillatomi yapılır. Taş küçükse kendiliğinden düşer. Taş büyükse sepet kateterle taş alınır. Ya da taş kırılarak çıkarılır.
Endoskopi, içi boş organların, gerçek ve potansiyel boşlukların ucu ışıklı aletlerle gözlenmesidir. Günümüzde fiberoptik sistem kullanılmaktadır. Rektoskop, laparaskop rijiddir. Yabancı cisim çıkarmada da rijid olanlar kullanılır. Endoskopi Nasıl

Endoskopi Endikasyonları

Disfajiler
Üst GIS kanaması
Sindirim sistemi ile ilgili semptomları olduğu halde radyolojisi normal olanlarda
-Radyoloji yapılamıyorsa (Gebelik vs...)
-Radyolojide saptanan lezyonun doğrulanması
-Ameliyattan sonra radyolojik incelemeden önce endoskopik tetkik tercih edilir.
-Erken mide CA tanısı -İlaçlar ülsere etkisini tespit etmek

Karin Agrisi ve Karin Muayenesi

Karın Muayenesi

Diğer sistem hastalıkları çoğu kez GİS semptomları ile gelebilir. Anamnez ile tanıya yaklaşılır.
Gün ışığında sert bir zeminde sırtüstü yatırarak muayene edilmelidir. Muayene sağ taraftan yapılır. Ağrıyan yer en son muayene edilmedilir.

Karın Muayene

Yüzüstü, iki büklüm hareketsiz yatan hastada pankreas ağrısı düşünülür. Akut karın tablosundaki hasta hareket etmez, karın solunumu dahi yapmak istemez. Kolikler renal veya safra yolu kökenlidir. Amplitütü en büyük ağrılardandır. Hasta hareketlidir, yerinde duramaz. Karın muayenesinde inspeksiyondan sonra oskültasyon yapılmalıdır. Ancak şart değildir, bazı vakalarda buna uyulmaz.

Karın kabaca 4 kadrana ayrılır. Umblikusdan geçen yatay çizgiyle ve ksifoid-pubis çizgisi ile kadranlara ayrılır.

inspeksiyonda sarılık, döküntüler, peteşi-purpura, tashe-rose (rose-spot) görülebilir. Tashe-rosa göbek çevresinde kabarık olmayan, kızarık, _ağ-rısız. kasıntısız, basmakla solmayan döküntülerdir. Büyüklüğü 0.1-0.5 cm'dir.

kanamanın devam ettiğini gösterir. Gelen kanı atmak için peristaltizm artmıştır. Barsak seslerinin azalması konstipasyonda olur. Tümden kaybolması ise paralitik ileusu gösterir. Elektrolit dengesizliğinde mipopotasemi') ve retroperitonal olaylarda paralitik ileus gelişebilir.

KC üzerinde üfürüm varsa bu hepatoma, siroz, arterio venöz malformasyonlarda olabilir. Umblikusun sağı-solu lomber bölgeler dinlenir. Renal arter stenozu. renovasküler hipertansiyonda üfürüm duyulur.
Rektal tuşa kontrendikasyon yoksa her hastaya yapılmalıdır. Tuşa ile rektum Ca'larının erken tanısı sağlanabilir.

Perforasyon için ayakta direkt karın arafisi. renal kolik düşünülüyorsa yatarak direkt karın grafisi istenmelidir.

Karın Ağrısı, Çocuklarda Karın Ağrısı

Ağrı genellikle doku hasarına işaret eden sübjektif bir duygu olup, sindirim sistemi hastalıklarının en sık rastlanılan ve hastayı çoğu kez hekime başvurmaya zorlayan başlıca belirtidir.

Karın ağrısının yeri, zaman­laması, niteliği ve seyri tanı açısından önemli ipuçları verir. Karın ağrısı, genellikle aşşağıdakilerden bir yada birkaçının özelliklerini taşır:

1. Visseral Ağrı; genellikle kunt, karın içi organların çok segmentli, çift taraflı innervasyonu nedeniyle konumu iyi belirlenemeyen ve çoğu kez orta hat yerleşimli bir ağrıdır. Kaynağını karın içi bir organdan alır ve kramp veya sancı niteliğinde olabilir. (İshal Karın Ağrısı)

2. Paryetal (Somatik) Ağrı; şiddetli, çoğu zaman yeri iyi belirlenen, lateralize bir ağrıdır ve paryetal peritonun genellikle iltihabi nedenlere bağlı olarak uyarılmasıyla ortaya çıkar.

3. Yansıma şeklinde ağrı; karnın belli bir bölgesinde, hastalıklı iç organdan uzak, ancak aynı spinal segmentten innerve olan alanlarda algılanan yüzeyel veya derin bir ağrıdır. Bazen ağrıya yüzeyel aşırı duyarlılık da eşlik eder. (Mide karın Ağrısı)

Sempatik duyu lifleri (şekilde ince çizgi ile gösterildi) ve spinal duyu lifleri, medulla spinalisin arka boynuzunda aynı nöron ile sinapsis yaparsa. yansıma ağrısı oluşur.


Karın Ağrıları Ayırıcı Tanısı

A. Akut Karın Ağrısı

1. Cerrahi gereken
2. Cerrahi gerekmeyen

B. Kronik Karın Ağrısı

Karında ağrıya en hassas ver parietal periton iken en az hassas yer barsak mukozasıdır. GIS'ta iltihap serozaya ilerlerse hastalar ağrıyı orta hatta hissederler. Xiphoid ve göbek civarında ağrı olur. Akut apandisitte ağrı epigastriumda olabilir. İltihap serozaya ilerlerse sempatik sinir sistemi etkilenir. Ve ağrı organın bulunduğu yöreye lokalize olur. Buraya basınca ağrı oluşur. Cilltte hiperestezi bulunur. Murphy noktasında hassasiyet (safra kesesi ağrılarında) ve sağ skapula altına yansıyan ağrı vardır. Bulbus arka yüzünde ülser olursa ağrı sol tarafta hissedilir. (Karın Ağrısı Nedenleri)

Acil Cerrahi Gerektiren Karın Ağrısı

1. Perforasyon: Genellikle ülser neden olur. Gastrik ülser perforasyonu duedonal ülsere göre daha azdır. Gastrik ülser perforasyonunda asit peritona geçer ve şimik peritonit tablosu oluşur. Duedonal ülser perforasyonunuda olan peritonitte tablo o kadar ağır değildir.

Hastada şiddetli ağrı oluşur. Hemen tansiyon ve nabıza bakılır. Hastanın rengi solar, soğuk soğuk terler. Ülser hikayesi alınır. Ağrının ne kadar önce başladığı sorulur. Yapılacak ilk is KC-dalak perküsvonudur. Bu bölgelere gaz toplanır ve timpanik ses alınır. Şiddetli Karın Ağrısı

Ayakta direkt batın grafisi çekilir. Diafragma altında gaz toplanır. Bunun için 4-6 saat geçmiş olması gerekir. Kapalı perforasyon olursa arkada kapalı gaz birikimi olur.
Cerrahi öncesi hazırlık yapılmalıdır. IV SF uygulanır. Sıvı ihtiyacı sağlanır. Kanama varsa transfüzyon yapılır.

Gecikmiş vakalarda peritonit oluşur. Önceleri lokal sonra asit yayıldıkça generalize hal alır. Önceleri hasta karnı kontraktedir ve çöküktür. Yaygın peritonit ve ileus gelişmişse karın bombeleşir. Vakanın geciktiğini ve operasyon şansının azaldığını gösterir.

İnce Barsak Perforasyonu: Tifo seyrinde olur. Ülser perforasyonundan ayrı olarak bakteriel peritonit de gelişir. Tifo %80 kabızlıkla, %20 ishalle seyreder. Tifoda perforasyon 2-4. haftalar arasında özellikle üçüncü haftada olur. Beyaz küre sayımı yapılır. Tifoda lökopeni vardır. Perforasvonda lökositoz olur.

2. İleus: Özellikle çocuklarda invaginasyon şeklinde oluşur. Yetişkinde ise strangülasyonla oluşur. Fıtık bölgesinde sıkışma ile olabilir. Kalın barsakta da volvulus sonucu oluşur.
İnce barsak ileusu daha sıktır. Göbek çevresinde kolit tarzında ağrı oluşur. 2-3 dakika aralıklarla gelir. Hasta önce mide içeriğini kusar, sonra safra, sonra da ince barsak içeriği kusulur. Kalın barsak ileusunda fekaloid kusuiabilir. Bu vaka gecikmiştir. Karında gaz-sıvı tıplanmasına bağlı gerginlik vardır. Olay başında hızlıysa da sonraları yavaşlar. Zaman zaman metalik timpanik ses duyulur.
Ayakta direkt karın grafisinde hava-sıvı seviyesi saptanır. Hastaya Müller-Abott tüpü yutturulur ve barsak boşaltılır. Bu arada IV sıvı verilmelidir. (Karın Ağrısı Nedir)
Kalın Barsak Volvulusu: 50 yaş üzerinde erkeklerde sıktır. Çoğunlukla sigmoidde olur. Sol alt kadranda hassasiyet ve gerginlik vardır. Burada aşırı gaz toplanır, bu direkt grafide gözlenir.

3. Över Rüptürü, Dış Gebelik: Alt kadranda şiddetli ağrı ile gelir. Hasta terler ve yüzü soluktur. Bu adrenalin deşarjına bağlıdır. Adet öyküsü alınır. US kullanılabilir. Pelvise ponksiyon yapılır. Karına 300 cc SF verilir ve geri. alınır. Gelen mayi kırmızı ise tanı konur. Bu yöntem peritonit erken döneminde de yapılabilir. Bol parçalı bulunur.

4. Over Torsiyonu: Şiddetli ağrı olur. Tanı US ile konur.

5. Karın Travması. Kanamalar oluşur. Dalak, böbrek, KC travmalarında karın içine kanama oluşur. Karın içine ponksiyon yapılmalıdır.

6. Apandisit: Çocuklarda daha sıktır. Bulantı-kusma olur. Karın sağ alt kadranda ağrı olur. Ağrı başlangıçta epigastriumdadır. Mc Burney noktası ağrılı olabilir. Ayrıca başka bölgede de hassasiyet alınabilir. Bu özel-likleriyle safra kesesi ve ülser ağrısıyla karışabilir. Sürekli Karın Ağrısı

Rektal ateş önemlidir. İlk sa­atlerde koltuk altı ateşi normalken rektal ateş yüksek olabilir.

Rosing işaret Apandisitte sol bölge palpe edilirken ağrı olmasına denir.

Gastroenteroloji Anasayfa

Karın Muayenesi ve Karın Ağrısı

Endoskopi

Ultrasonografi

Özefagus Hastalıkları

Ösefajitler

Hiatus Hernia

Mide Suyu

Gastrit

Mide Tümörü

Crohn Hastalığı

Ülseratif Kolit

Malabsorbsiyon Sendromu

Divertiküller

Kolon ve Rektum Ca

Portal Hipertansiyon ve Kanamalar

Periton Hastalıkları

Ascites

Hepatik Koma

Toksik Hepatitler