Beyin Hastalıklari ve Tedavisi

Beyin Hastalıkları Sebepleri

Beyin, Sinir ve Damar Hastalıkları
Koma, çırpınma ve kasılma nöbetleri, ih­tilaç krizleri, eğer önceden sağlıklı olan bi­rinde ortaya çıkarsa, beyinde bir rahatsızlı­ğın belirtisi sayılır.
Bu belirtilere pek çok hastalıkta veya ciddi örselenmelerde rastlanabilir. Bazı ilaçlar ve uyuşturucular da aynı durumu yaratır. Yan­lışlıkla yüksek dozda ilaç almak veya bilerek içmek de tehlikeli durum yaratır.

Kanamalar ve had beyin hastalıkları


Beyin Hastalıkları Tedavisi
Kafatası içinde bir damarın çatlaması so­nucu meydana gelen kanamalar, beyni sıkış­tıran bir kan toplanmasına yol açabilir.
Bir beyin damarının çatlaması veya tıkan­ması da, beyinde bir arıza yaratır. Bunu, vü­cudun bir yarısına felç inmesi veya dil tutulması gibi araz izler.
Beyin enfeksiyonları da (apse, menenjit, kafaiçi yangısı) çoğunlukla bu üç belirtiden biriyle, anide başlar.
Bazı tümörler de, ne kadar iyi huylu olur­larsa olsunlar, bu belirtileri yaratabilir.

ilaçlar ve oksijen yetmezliği

Bazı ilaçların beyin üzerinde dolaylı veya dolaysız, ayrıcalıklı etkileri vardır. Doğru dozlarda kullanıldığında, tedavi edici sonuç verirler. Ancak aşın dozlar herkeste bir be­yin arızasına sebep olabilir
Uyuşturucular ve alkolizm de insanı komaya sokup, kasılma ve ihtilaç nöbetlerine sü­rükleyebilir.
Beynin sinir hücresi, oksijen eksikliğine karşı çok duyarlıdır. Her türlü solunum ve kan dolaşımı bozuklukları, süratle hastalık arazı geliştirir.

Kanda şeker azalması

Sinir hücresi, beslenmesinde önemli rol oynayan şekerin eksikliğine karşı da çok du­yarlıdır. Bu yönden hiçbir rezervi de yoktur. Bu yüzden kan dolaşımı yoluyla sağlanan gli­koza tamamen bağımlı olacaktır. Normal ola­rak glikoz oranı, pankreasın bir hormonu olan insülin tarafından korunur. Bazı koşul­larda oranın düzenlenmesi kötüleşir (mide, karaciğer ve pankreas hastalıkları).

Diyabette, insülin salgılaması yetersizdir. Tedavi, insülini enjeksiyonla hastaya verme­yi amaçlar. Gündelik ihtiyacı böyle sağlanır. İnsülin dozu çok yüksekse veya İnsülin dozajlamasına göre şeker alımı çok zayıfsa, kan­daki şeker oranı düşer. Buna tıpta hipoglise­mi denir. Bu durum, beyinde çok çabuk bir arıza yaratabilir. Bütün şeker hastaları bunu bilir ve ilk fenalaştıkları sırada ağızlarına ata­bilmek için yanlarında hap şeker bulundurur­lar (terleme, genel sıkıntı, baş dönmesi ve acıkma hissi). Ancak bunun tekrarı beyin arı­zasına doğru gelişir.

Koma hali başlarsa, acele doktor çağır­makta yarar vardır. Doktor, damara glikozlu serum enjekte edecektir. Vakit kaybedilmemişse, komaya giren komadan çıkacak, ih­tilaç veya kasılma halindeki hasta da, sakinleşecektir.
Had alkolizmde de ciddi kanda şeker ek­sikliği komplikasyonları görülebilir. Sadece bu nedenle sızacak kadar çok içmiş bir sar­hoşu doktora emanet etmeden bu halde bı­rakmak, hiç doğru değildir.

Soğuk ve ısı

Bütün bilgisayarlar gibi, beyin de soğuğa (donma) ve ısıya (sıcak çarpması, güneş geç­mesi, ateş yükselmesi) karşı çok duyarlıdır.
Çocuklar —özellikle de iki yaşından kü­çük olanlar— yüksek ateşe karşı çok duyarlı olurlar. Bir çocuğun ateşinin 40°C'nin üstü­ne çıkmasına asla müsaade etmemek gerekir (yan sayfaya bakın). Sayıklamalar, kendin­den geçme ve çırpınma nöbetleri ortaya çıkar ve bunu ciddi beyin arızaları izleyebilir.

İhtilaç Krizleri ve Tedavisi

İhtilaç krizleri

Bir davranış bozukluğu, yalnız bir akıl hastalığının değil, beyin hücresinin zaafının da sonucu olabilir. Bunu öncelikle düşünmek­te yarar vardır, çünkü bu konudaki tıbbi yar­dım türü, bazen hayati önem taşıyacak hale gelebilir. Bu tür nöbetlerde zoraki baş ve kol hareketleri, tutarsız konuşmalar veya tehlikeli intihar girişimleri görülür. Çevre için de teh­dit yaratabilir. Alkoliklerde ortaya çıkan "delirium iremens" haline çok benzeyebilir.

İhtilaç Krizlerinde Tedavi ve Yapılması gereken

Bu endişe verici ve tehlikeli dahi olabi­lecek durumla karşılaşırsanız, öncelikle davranışınızın bir dramı önleyebileceği­ni bilin. Soğukkanlılığınızı koruyun. Nö­bet geçiren kişi kendisi veya çevresi için tehlikeli olmaya başlarsa, belli etmeden polise haber verin. Bu arada kendisiyle konuşarak ilişkiyi sürdürün, diyalogu koparmayın, koruyucu bir iyilikle üzerine eğilin, onu tahrikten, inatla karşı çıkmak­tan kaçının. Saçmalıklarına katılmanız gerekse bile, konuşmayı kesmeyin. Bu bozukluklar bir beyin arızasından ileri ge­liyorsa, ancak bir doktor teşhis koyabi­lir. Gösterişli bir tedavi jesti de söz ko­nusudur (örneğin hipoglisemi gibi).

Çırpınmalar ve Tedavisi

Çırpınmalar, Çırpınma Nedir

Normal kas gücü, uzuv hareketsiz iken da­hi kasları gerilim halinde tutar.
Gücün yeğinliğindeki salınımlar, aslında ciddi bir belirti olmayan sarsıntılara yol açar. Özellikle de korku ve öfke hallerinden sonra ortaya çıkar.
Buna karşılık kas gücünün geniş çaplı salınımları yüz veya uzuvların bir bölümünde çok daha önemli "ihtilaçlı" hareketler yara­tır.

Doktor olmayan birinin bu kasılma ve çırpınmaların sonradan mı , yoksa tedaviden mi veya başka bir ne­denden mi kaynaklandığını anlaması zordur. Bu yüzden burada çırpınma ve kasılma ola­rak, önceden sağlıklı birinin geçireceği ve dok­tor olmayan kişilerde beyin hücrelerinde bir arıza olacağı kuşkusu uyandıran istemsiz ih­tilaç hareketlerini kastettik.
Sara krizinden sonra, bazen hasta derin bir komaya girebilir, ama bu geçicidir. Ba­zen de yine geçici davranış bozuklukları ve krizi hatırlamamak hali görülür.

Çırpınma Tedavisi ve Yapılması gereken

Daha çok bir uzuvda veya yüzde başlayıp, sonra bütün vücuda yayılan çırpınma krizlerinde, önce hastayı yere düşmeden tutmaya çalışın. Çünkü bilincini kaybet­miştir.
Hasta çırpınmaya ve kasılmaya baş­layınca, dilini ısırması ve kan yutması mümkündür. Bunu önlemek için, dişleri­nin arasına yuvarlayacağınız bir mendil sokun.


Daha sonra kendisini yan emniyet ya­tışında yere uzatın. Çünkü krizi geçici ko­ma hali izleyecektir. Derhal doktor çağı­rın.

Kalp Masajı Nasıl Yapılır

Kalp masajı, Kalp masajı nasıl yapılır

Kalp Masajı Nedir
Duran bir kalbe suni olarak basınç yapı­larak, içinde kalan kan dışarıya atılabilir. Gerçekten de kalp, göğüs kafesi içinde, ya­nında akciğerler, önünde göğüs kemiği, ar­kasında da belkemiği bulunan bir konumda­dır.

Kalp masajı uygulaması, Göğüs kemiğine dikey bir basınç uygula­nırsa, kalp sıkıştırılmış olur ve karıncıklarda bulunan kan, akciğer damarına doğru sürü­lür. Akciğerlere vardıktan sonra da büyük atardamarla bütün organlara, özellikle de be­yine pompalanır.
Basınç kaldırılınca, kalp başlangıçtaki şeklini almak için, yeniden kanla dolar. Uyul­ması gereken ritm, üç saniyede yaklaşık beş kez basınç-bırakmadır.

Yapılması gereken

• Çok acele tıbbi yardım isteyin.
• Hızla nabzın atıp atmadığını ve gözbe­beklerinin çok büyüyüp büyümediğini kontrol edin.
• Solunum yollarını açın
• Hastayı sert bir zemin üzerine yatırın (çünkü göğüs kemiği üzerine yapacağı­nız basınç, ancak somya yayları gibi ne­denle etkisiz hale gelebilir).
• Eğitilmiş ve uzman bir ilkyardıma de­ğilseniz, hayat busesini deneyin Kalp tamamen durmuşsa, oksijenin durumu düzeltmesi mümkündür.

Bilgili ilkyardımcılar için (Suni solunum ve kalp masajı)

Hayat busesiyle havalandırma sağlandık­tan sonra, aşağıda gösterilen teknikle masaja başlayın (bir hayat öpücüğünden sonra, beş masaj).

• Önce masaj yapacağınız yer olan göğüs kemiğinin yerini saptayın: Gerçekten de yer doğru saptanmazsa, ciddi zedelen­meler olabilir (kaburga kemiklerinin kırıl­ması, vb.).


• Hastayı sırt üstü, sert bir zemine yatı­rın. Kolları vücuduna yapıştırın.Kotların­dan birinin yanına diz çökün.


Bir elin parmakları göğüs kemiğinin bir kenarına, diğer elin parmakları da alt kenarına konur. Başparmağınızın yardı­mıyla göğüs kemiği boyunca üçte birlik oranda bölgeyi saptayın (insanoğlunda genelde meme uçları hizasındadır).
Ellerinizden birinin içini göğüs kemi­ğinin üzerine dikey koyun. Diğer el, des­tek olarak ilkinin üzerine dayanır.


Basınç, kollar gerili olarak, dikleme­sine ve bir hamlede yapılmalıdır. Yine ay­nı şekilde, birden kaldırılmalıdır. Basınç, göğüs kemiğini 3-5 cm. çökertecek güç­te olmalıdır.


• Dikkati Önemli, fakat uyulması güç iki nokta vardır: Basınç kesinlikle dikey ola­rak yapılmalı, sarfedilen güç de, ne çok, ne zayıf olmalıdır.
Bir kurtarıcı daha olursa, bilek ya da uyluk kemiğinden nabız ölçülerek, masa­jın "etkenliği" denetlenebilir

Doktorların yapacakları

Kalp sektesi halinde gelen doktorlar ekibi, ilk-yardımcıların yerini alıp, taşınabilir tıp aygıtlarını yerleştirerek, daha olay yerinde reanimasyon faa­liyetine girişebilir.

Doktorlar elbette başlatılan kalp masajını sürdürecek, fakat bir yandan da önce maskeyle hastaya saf oksijen vermeyi deneyeceklerdir. Daha sonra gırtlağa bir tüp sokup, otomatik respiratöre bağlayacaklardır. Aynı zamanda asitleşmeye karşı ve ilaçların etkisini sağlamak için bir damara da serum verebilirler. Hasta ayrıca monitöre bağlanıp, kalpte elektrik faaliyetinin başlayıp başlamadığı, normale dönüp dönmediği, elektrokardiyoskoptan gözlenir. Durum iyice kontrol altına alındıktan sonradır ki, hasta, hastaneye gönderilmek üzere cankurtarana taşınır ve bu arada tedavi ve kontrol, aralıksız sürdürülür.

Kalp Durması ve Sebepleri

Kalp Durması Sebepler, Kalp Krizi

Kalp Krizi Nedir

Kalp, çukur ve otomatik olarak atan bir kastır. Kan dolaşımını sağlayan bir pompa ol­duğu da söylenebilir. Tam olarak durması, oksijensizlikten (her tür solunum bozukluk­ları), bazı ciddi zehirlenmelerden (bazı ilaç­lar) ya da bazı özel hastalıklardan (miyokard enfarktüsü gibi) kaynaklanabilir.

Kalp durmasından önce genellikle kasıl­malarında ani hızlanmalar ya da yavaşlama­lar veya ritminde düzensizlikler görülür. Bu bozukluklar, kalp sektesinden önce tedavi edilmelidir. Çünkü o anda kan dolaşımı öy­lesine düzensizleşmiştir ki, bunun sonuçları tam bir kalp sektesinin aynısıdır.

Kalp Krizi (Durması) Belirtileri

Kalp durmasının nedenleri ve Belirtileri çok açıktır. Hasta, adeta ölüye benzer:

— Yüzü sapsarıdır, tam anlamıyla hareket­sizdir ve hiçbir uyarıya tepki göstermez; ay­rıca hiçbir solunum belirtisi yoktur;
— Boynunda veya bileğinde nabız hissedil­mez;
— Göz kapaklan kaldırıldığında, gözbebek­lerinin ölçüsüz şekilde genişlediği görülür: Bu, oksijensizlikten büyük ıstırap çeken beynin işaretidir.

Kalp Krizi Etkiler, Kalp Krizi Sonrası

Bu aşırı acil durum karşısında, derhal tıb­bi yardım sağlamak gerekir.
Oksijen yüklü kanı yeniden beyine ulaş­tırmak için sadece üç dakika vardır, çünkü beyin hücrelerinin büyük bir çoğunluğunun yok olmadan önce daha uzun süre oksijen­sizliğe tahammülleri yoktur. Bu nedenle hız­la akciğerleri havalandırmak ve kan dolaşı­mını sağlamak kaçınılmazdır.


Ancak yoğun ve hastanın naklinden ön­ce, olay yerinde tıbbi bir müdahale hayati ve beyinsel faaliyetlerin kurtarılmasını sağlaya­bilir.

Bunun için de doktor gelmeden önce acil kurtarma girişimleri yapılmış olmalıdır.
Öncelikle solunum yollarının işlerliğini ve hayat busesiyle suni solunumun sağlanması­nı garantiye almak gerekir. Her kurtarıcı da bunun altından kalkabilir. Kan dolaşımı da kalbe yapılacak masajla başlatılabilir. Ancak bu bir uzman işidir. Çünkü bu nazik masa­jın, bazı tehlikeleri de vardır.


Yara Nasıl Tedavi Edilir

Yarayı boğma: Asla, eğer...

Yaraya asla düğüm atmayın: Bu çok zor, ıs­tırap verici ve zor bir yöntemdir. Ayrıca teh­likelidir, örneğin, çok iyi yerleştirildiği tak­dirde, konulduğu yerin altındaki kan dolaşı­mım tamamen durdurup, tam anlamıyla ok­sijensiz kalan hücrelerin ölmesine sebep ola­bilirsiniz. Boğulan uzvu, bir saat sonra belki de kesmek gerekebilir.

Ayrıca boğulan uzvun altındaki bütün toplardamarlar da sıkışacağından, toksik maddeler dışarı atılamaz ve burada birikir. Ancak kurtarıcıların düğüm atmaları yasak olmakla birlikte, bir yaralıya böyle bir düğüm atılmışsa, buldukları zaman çıkarmaları da yasaktır. Çünkü bu durumda toksik madde­ler birden kan dolaşımına karışıp, şoka, hat­ta kalp sektesine sebep olabilir.
Ancak yarayı boğma yasağının geçerli ol­madığı iki durum vardır:

• Eğer yaralarının bir uzvu tamamen kopmuşsa;
• Başka yaralılar varsa ve onların yardımına koşacak başka kurtarıcı yoksa.
Bu nedenle bir yaranın nasıl boğulacağı yöntemini de açıklıyoruz.

Yaraya düğüm nasıl atılır?

Yaraya düğüm, uzuvların ancak köklerine, bacağın ya da kolun yukarısına atılır

Geniş ve esnemeyen bir kumaş parçası alın: Kravat, kaşkol (esnek dokulardan ve telden kaçının), Yaraya bastırmaya devam ederken, U şeklinde katlayacağı­nız kumaş parçasını, uçları size bakacak şekilde ya­ralının uzvu altından geçirin.

Hiç gevşetmeden İki ucu da uzvun çevresinde dolan­dırıp, İkisini ayrı yönlere kıvırın ve İki ucu düğümleyin.

İki serbest ucunu boşluktan geçirip, kemeri sıkın ve kan duruncaya kadar sıkmaya devam edinYaralıya düğüm attığınızı, ne zaman yerleştirdiğinizl görünür şekilde belirtin ve kendisini hemen hastaneye sevkedin.

Yerel Kompresyon Noktaları

Yerel kompresyon, Kompresyon testi (ölçümü)

Kompresyon nedir
On dakika süreyle kanayan bir yaraya elle kompresyon yapmak, kanamaların büyük çoğunluğunu durdurur. Kanama hâ­lâ devam ederse, bir sargı kompresyonu yapılabilir.

Temiz bir mendil ya da sargı beziyle ya­rayı 10 ile 20 dakika sıkın. Elle yapılan bu kompresyon işleminden sonra, gerekir­se, sargı beziyle de bir pansuman yapa­bilirsiniz. Bu pansumanı çok sıkmak ge­rekmez. Yaralıyı doktora götürmeye ye­tecek kadar zamanı kazandırır. Düğüm at­mayın. Aşağıdaki hareketler yetersiz ka­lır ve kanama devam ederse, uzvun kan damarını sıkıştırın.

ilkel kompresyon. Biz yardımcınız elle kompresyonu sürdürürken, 1 m. uzunluğunda ve 5 cm. eninde bir kumaşı iki ucundan yırtın ve ortadan yırtmaya gayret edin.

Bu iki ucu yeterince düğümleyin, çok sıkmayın. Yardımcı bu sırada elle yaraya bastırmayı sürdürsün.Elle yerel kompresyon devam etmiş olsun

Kumaşın yırtılmayan tarafını yaraya bastırıp, diğer dört ucunu kolun iki tarafına doğru yayın.(Pnömotik kompresyon)


Bandın diğer iki ucuyla da aynı işlemi yineleyin. Kompresyonun bittiği sırada genellikle kanama da durmuş olacaktır

Bir yardımcı elle kompersyonu sürdürürken, pansu­man bezinin iki ucunu banda) için çevirin.


Sıkı, fakat aşırı kuvvetli olmaması gereken bir pan­suman, kan dolaşımını Doğmamalıdır. Bu nedenle kazazedenin nabzını kontrol ederek, kan dolaşımının durmadığını gözleyin.

Yapılması gereken Atardamar kompresyonu

Yaraya yerel olarak yapılan kompresyon yetersiz kalırsa, yarayla kalp arasındaki
atardamarı sıkıştırmak gerekir. Burada başlıca üç sıkıştırma noktası tanıtıyoruz.

Yüz ve boyundaki yaralar

Elinizi, dört parmağınız ensesine, başparmağınız gırt­lak çıkıntısına gelecek şekilde hastanın boynuna ko­yun ve başparmağınızı, boyun kaslarına bastırarak, kaydırın. Yaralının nabzını burada hissedeceksiniz. Dikkat: Yaralı buna kolay dayanamayabllir. Çünkü beynin yarısını besleyen atardamarı sıkıştırıyorsu­nuz.

Kol ve ön koldaki yaralar

Yaralının kolunu pazısı hizasında tutup, dört parma­ğınızı arkaya kaydırın. Başparmağınız kolun İçinde kalsın. Kolu kuvvetlice sıkarak, tuttuğunuz kısmı dı­şa doğru çevirin. Böylece pazı atardamarını, pazı ke­miğine doğru sıkıca bastırmış ve sıkıştırmış olacak­sınız.

Kalça ya da bacak yaraları

Her zamanki gibi atardamarı sıkıştırmak İçin, İlgili ke­miğe kuvvetlice bastırmak gerekir. Yaralının sırt üs­tü yattığı bu konumda, dikey olarak kasık boşluğu üzerine bastırın. Böylece uyluk atardamarını sıkış­tırmış olursunuz. Burada verdiğimiz başlıca üç atar­damar sıkıştırma noktası, yaranın yerel kompresyo­nu İle kanamayı durdurmaya yarayabilir. Hastaneye varıncaya kadar bu kompresyon, sedyede ve cankur­taranda da sürdürülmelidir.

Kompresyon noktaları

Şekilde vücudun İki yanındaki başlıca üçer kompres­yon noktasını görüyorsunuz. Bunlar, en önemli atar­damarların yolu üzerindedir. Bulunmaları bunlardan daha zor olan kompresyon noktaları da vardır. Siz öncelikle bu üç noktayı keşfetmek İçin alıştırma­lar yapın. Aslında olay basittir. Eğer konumunuz İyiy­se, çok bastırmadan atardamarın atışını hissedebi­lirsiniz.

Şok Şok Geçirme Bilinç Kaybı

Şok Hali, Şok Geçirme, Şok ve Bilinç Kaybı

Şok ya da bayılma hali, damarlardaki ka­nın bazen azalması, bazen de damarlara in­tibak etmekte güçlük çekmesinden kaynak­lanan bir kan dolaşımı bozukluğudur.

Bu tür bayılmanın ciddi olup olmadığını siz bilemezsiniz. Bunu ancak bir doktor söy­leyebilir. Ancak basit bir bayılma olayında bi­le ne yapılması gerektiğini bilemezseniz, bu bile felaketle sonuçlanabilir.

Şok Belirtileri

Had bir zedelenme, şiddetli bir ağrı, bir kanama ya da ciddi hastalıklardan sonra, kan damarlarının çevresindeki kaslar ya tam ola­rak gevşer veya aksine aşırı gerilir: Bayılmayla sonuçlanan şoklara, bu sebep olur.

Kişinin yüzü solar, soğuk ter atar. Bilin­cini kaybetmese bile, normal halinde değildir. Kuşkulu, telaşlı, tutarsızdır. Ölçülmesi de zor­laşır. Parmak uçlan soğur. Üşümekten ve su­samaktan şikâyet eder.

Şok Geçirme Durumunda Tedavisi ve Yapılması gereken

Derhal doktordan yardım isteyin. Bu arada bayılan kişinin sıcak kalmasını sağ­layın. Kendisini sırt üstü yatırıp, gerekti­ğinde ayaklarını biraz daha yukarı kaldı­rın. Böylece beynine daha çok kan ulaş­masını sağlayabilirsiniz.

Özellikle onu ayakta ya da oturur du­rumda bırakmayın. Beyni kanla gerekti­ği kadar beslenmediğinden, bayılıp düşebilir.

Bayılma ya da şok durumundaki biri­nin kan dolaşımı, yarı boş bir şişeye ben­zetilebilir, içerdeki sıvının bütün şişeye yetmesi isteniyorsa, hastayı sırt üstü ya­tırmak gerekir.

Beyninin kanla beslenmesi gereken kişi sırt üstü yere yatırıldıktan sonra, tıbbi yardım beklemek gerekir.

Nabız Nasil Ölçülür

Nabız nasıl ölçülür?

Nabız Nedir
Kalbin doğru atıp atmadığını his­setmek ve atışlarını ölçebilmek için k[şinin nabzını yakalamak ve saniyeleri gösteren bir saate bakmak yeterlidir. Nabız, doktor için önemli bir göstergedir. İşte nabız ölçme­nin iki yöntemi. Çalışın!

Nabız Atışı, Nabzın boyundan ölçülmesi

Nabız Yüksekliği ve Düşüklüğü
Elin ortadaki üç büyük parmağını yatay olarak boyun kenarına, boyun damarını ezmeden bastırın. Atışları hissederek, dakikadaki atışı sayabilirsiniz.

Nabzın bilekten ölçülmesi

Nabzını ölçtüğünüz kişinin başparmağı hizasındaki oluğa, elinizin ortadaki üç büyük parmağını bastırın. Kolaylıkla hissedeceğiniz nabız atışlarını sayabilir­siniz.

Kan Dolaşımı Bozuklukları

Kan dolaşımı bozuklukları

Kan Dolaşımı Nedir
Kan dolaşımının durduğu anda, oksijenin akciğerden hücreye taşınması da sona erer. Bu durma da çok kısa bir anda gerçekleşir. Kan dolaşımı bozukluğu, şu hallerde meyda­na gelebilir:

— Kan ve alyuvar kaybı (kanama, ciddi kansızlık)
— Kan damarlarının uyumsuzluğu ya da tıkanması halinde (şok hali)
— Kanın pompalanma gücünün durması ya da yetersizliği (kalp durması).
Eğer basit önleme, kurtarma, yardım ve tıbbi reanimasyon yöntemleri çok kısa süre­de uygulanmazsa, kan dolaşımı bozuklukları birkaç dakikada ölümü getirebilir.
llerki sayfalarda kan dolaşımı bozukluklarının belirtilerini öğrenecek ve doktor yar­dımı gelene dek, yapılması gerekenleri anlayacaksınız.

Kalp ve Kan dolaşımı nasıl olur

Kan dolaşımı, solunumun ikinci aşama­sıdır. Soluma hareketleriyle oksijen, akciğer­lere kadar taşınmıştır.

Akciğer petekleri düzeyinde zarı geçen ok­sijen, kana ve alyuvarlara karışır. Buna kar­şılık, karbonik gaz ters yönü izleyerek, solu­numla dışarı atılır.

Demek ki kan, akciğerlerdeki petekleri kuşatan çok ince kılcal damarlarda temizlen­mektedir.

Küçük kan dolaşımı

Kalbin sağında iki büyük akciğer kan da-marıyla gelen mavi renkli kan, oksijensizdir. Aynı kan bu kez kalbin sol bölümüne döne­cektir. Böylece yeniden kırmızı rengine kavu­şacak, yani oksijen yüklenecektir.
İşte kanın kalp içinde, akciğerlerde, son­ra yeniden kalpte dolaşmasına, "küçük kan dolaşımı" denir.

Büyük kan dolaşımı

Oksijen yüklü kanın şimdi de nasıl dolaş­tığını izleyelim. Kırmızı, yani temiz kan, kal­bin sol bölümüne geldikten sonra, büyük bir basınçla büyük atardamara pompalanır. Da­ha sonra da bedendeki bütün damarlara. Gi­derek incelen bu kan damarları, sonunda kıl­cal damarlarla biter.
Oksijen bu sayede hücrelere kadar ulaşır. Bu aşamada kan yeniden oksijenini yitirip, kırmızıdan maviye dönüşür. Hücrelerin sal­dığı karbonik gazı yüklenir.
Toplardamarlar da aynı şekilde küçükten büyüğe doğru gider. Sonra kalbin sağına va­rır. Kalbin bu bölümü de kirli kanı akciğer­lere temizlenmek üzere yeniden pompalaya­cak ve yeni bir işlem başlayacaktır. İşte ka­nın kalbin sol kesiminden kılcal damarlara, sonra toplardamarlara ve yeniden kalbin sağ kesimine pompalanmasına, büyük kan dola­şımı denir.

Tansiyon ve nabız

Kanın damarlarda dolaşımı, kalp kasının sağladığı kasılmalarla sağlanır (dakikada 80 defa). Bileğinizdeki nabzınızı ölçerek, bu ba­sıncı hissedebilirsiniz. Basınç düşerse, nabız atışlan güç işitilir. Nabzın ölçüleceğini bilme­niz gerekir.

Damarlardaki kan basıncı ya da kısa de­yimiyle tansiyon, ancak doktor tarafından öl­çülür ve yalnız o rakamları değerlendirebilir. Atar ve toplardamarlar, sürekli gerilim altın­daki kaslarla kuşatılmıştır. Buna damar gü­cü denir. Tansiyon yüksekliği, işte bu gücün abartılması halidir. Bu abartma, kan dolaşı­mında bozukluklara sebep olabilir. Şok ha­li, budur. Bu durumda kanın hacmi, damar­ların alabilme imkânına uyum sağlayamaz.

Alyuvarlar


Kan dolaşımının amacı, oksijeni hücrelere kadar taşımaktır. Kanın oksijen taşıma gü­cünü artırmak için, alyuvarlar özellikle görev­lidir. İçerdikleri "hemoglobin" sayesinde, bu hücrelere bir "oksijen otobüsü" gözüyle bakılabilir.

Kandaki alyuvarların sayısı, doktor için önemli bir veridir. Bu sayı çok düşükse, kan­sızlık söz konusudur. Oksijenin taşınmasın­da da bir sorun olduğu ortaya çıkar. Kanamalarda kan kaydı, dolayısıyla hemoglobin kaybı olduğundan, aynı durum söz konusu­dur.

Bazıları kalıtsal olan hastalıklarda ve ze­hirlenmelerde (karbon oksidi), alyuvarların hemoglobinleri, oksijen alma yeteneklerini yi­tirir.

Kan dolaşımı bozukluğu belirlileri, Kan dolaşımı Hastalıkları


Vücutta Kan dolaşımı bozukluklarının ilk belirti­leri, öncelikle kanın kanla iyi beslenememesiyle ortaya çıkar. Bunlar, baş dönmeleri,sı­kıntı, görme ve unutkanlık sorunlarıdır. Sı­kıntılar, özellikle hastanın ayakta olduğu za­manlarda daha belirginleşir. Çünkü kan, ken­di ağırlığı ile yer çekimi yüzünden beyinden uzaklaşır. Bu nedenle hastayı hemen sırt üs­tü yere yatırmak, beyninin yeniden kanla bes­lenmesini sağlamak
gerekir.

Hayat Öpücüğü Nasıl Uygulanır

Hayat öpücüğü Nasıl Uygulanır?

Hayat öpücüğü adı verilen yöntem, çok acil durumlarda ve hiçbir alet olmadan başvuru­lacak suni bir solutmadır. Bu çok basit yöntemi herkes becerebilir, süratle ve nerede olur­sa olsun uygulanabilir. Ancak hastanın sırt üstü uzanmış olması ve ağzı ile burnunun görülebilecek-kadar yüzünün ezilmemiş olması şarttır. Dikkat! Hayat öpücüğünü toksik buhar yutmuş bir kazazedeye uyguluyorsanız, hava verme sırasında, zehirlenen kişinin çıkarttı­ğı toksik havayı içinize çekmemek için belli şekilde uzaklasın.

Ağzı açmak

Sırt üstü yatan kazazedenin yanı­na geçin. Boynunu ve kravatını açın. Bir elinizle alnına, bir eliniz­le de çenesine bastırarak ağzını açın.

Ağız boşluğu temizliği

Bir parmağınızı çengel gibi büküp, mendille sarın, ağzını tıkayan ya­bancı cisimleri (takma diş, yemek artıkları vb.) temizleyip atın.

Burnun tıkanması ve üflemeye hazırlık

Alnına dayayacağınız elinizin iki parmağı ile kazazedenin burnunu iyice sıkın. Böylece üflemeye baş­ladığınızda, burundan kaçağı ön­leyebilirsiniz. Öbür elinizle kazaze­denin başını ensesinden tutarak arkaya kaydırın.

ilk aşama: Üfleme

Kazazedenin başını arkada tuta­rak, ağzınızı ağzına yapıştırın ve olanca gücünüzle ciğerlerine üfle­yin. Bu, göğüs kafesini kaldıracak­tır.

ikinci aşama: Edilgin soluk verme


Çekilip, üflediğiniz havanın çıkar­tıldığını, göğüs kafesinin şişinin indiğine bakarak doğrulayın. Bu, edilgin bir soluk vermenin başlan­gıcıdır.

ikinci dönem: Bir daha üflemek

Bir daha hava üfleyin ve edilgin soluk vermenin devam ettiğini gözlemleyin. Yardım gelene dek, hayat öpücüğünü sürdürün. Yetiş­kin biri için dakikada 15-20 arası üfleme, en iyisidir.

Doktor ne yapar?

Hayat öpücüğü, tıbbi yardım gelene kadar beklemeyi sağlayan bir yöntemdir. Dok­tor yetiştikten sonra, hemen sizin yerinizi alır. Kazazedeye hava üflemede bir mas­ke ve kauçuk bir balon kullanılır. Daha sonra kazazedenin gırtlağına sonda soku­lur ve bu da oksijen tüplerine bağlı otomatik bir aygıta bağlanır.

Akciğer Solunum Tikanıklığı

Akciğerler hava almıyorsa, Akciğer Hastalıkları

Solunum Tıkanıklığı
Beyin soğanının solu­numu sağlayan sinir mer­kezlerinin tahribi ya da sı­kışması: Dolaysız, yani doğrudan zedelenme, kana­malar, İlaç zehirlenmeleri, uyku hapları, uyuşturucu­lar, vb...

Göğüs kafesinin hareket­siz kalması ya da tahribi: Çok sayıda kaburga kemi­ğinin kırılması, hava alıp vermede yerel ya da tam bir aksamaya sebep olabi­lir. Göğüs kafesinin de ezilmesi, elbette aynı etki­leri yaratır.

Kasın, toksik bir madde ya da bir kas hastalığı ile da­mara uğraması: Mizasteni, Güney Amerika Kızılderili-terinin okları ucunda kul­landıkları çok şiddetli za­hirin etkisine benzer belir­tileri olan bir hastalıktır.

Omuriliğin boyundaki uzantısında sinir yolu has­talığı: Bu da bir kırılma so­nucu bir bölgenin zarar görerek ensedeki omur kemiklerinin kaymasıyla ya da bir hastalığın sonu­cu olarak (çocuk felci gibi) ortaya çıkar.

Solunum yolları Akciğer Hastalığı Tedavisi ve Yapılması Gereken

Önce hastanın soluyup solumadığını kontrol edin Eğer hava alıp veremiyorsa, bir dakika bi­le kaybetmeden solumayı sağlamak ge­rekir. Bunun çeşitli yöntemleri vardır: Gö­ğüs kafesi sıkıştırılabilir (harici yöntem­ler). Ancak bunun etkisi sınırlıdır ve bil­meyenler için uygulaması güçtür. Doktor­lar genelde iç yöntemlere başvurup, su­ni havalandırma için solunum yollarına üfler (hayat busesi). En iyi ve etkili yön­temin bu olduğu kuşkusuzdur

Yabancı Cisim Yutmak Çıkarma

Yabancı Cisim Yutmak

Larenks veya ses tellerinin engellenmesi, havanın solunum yollarına girmesini önler.

Yabancı cismi çıkarmak

Yabancı cisim yeterince büyükse, iki par­mağı kanca gibi tutup dikkatle çıkartabi­lirsiniz. Ama daha çok batırmamaya özen gösterin.

Hemlich hareketi

Yabancı cismi çıkaramazsanız, oturan ka­zazedenin arkasına geçin, iki kolunuzla kucaklayın, iki elinizi mide boşluğu üze­rine bitiştirin; bundan sonra önden arka­ya doğru ani bastırın: Böylece kazazede­nin bağrını anide sıkıştırıp, diyaframını yukarı kaldırmış, yabancı cismi de çıkan havayla çıkartmış olabilirsiniz. Bu hare­keti, şampanya şişesinin fırlayan manta­rına benzetebiliriz. Bu harekete, Hemlich adı verilmiştir. Karnın ani sıkıştırılmasıyla birlikte yaklaşık bir litre hava, başlangıçta saatte 300 km.'lik bir hızla boşalır. Böyle bir hareketle yabancı bir cismin kolayca atılabileceği anlaşılabilir. Hareket, büyüker gibi, küçüklere de uygulanır.

Judoka hareketi

Karşınızda biri larenks spazmı geçirirse, kendisini oturtup, sırtına birkaç kere kuv­vetlice vurun ya da kürek kemiklerinin üzerine bir diz darbesi indirin. Buna da judoka hareketi denir.

Çeşitli girişimler de başarıya ulaşmazsa, hiç vakit kaybetmeden yardım isteyin. Kazazede genellikle bir kulak-burun-boğaz uzmanına götürülür. Solunumun en­gellenmesi tam değilse, yardım yetişene kadar veya hastaneye götürülmesi sıra­sında, hastayı teselli edip, cesaretlendirin. Kendisinin seçtiği pozisyonu bozma­yın, çünkü en rahat soluyabileceği pozisyon, herhalde budur.


Yabancı cisimler

Yabancı cisimlerin boğaza kaçarak tıka­ması olayına, genellikle yaşlılarda ve küçük çocuklarda daha çok rastlanır.
Yaşlıların refleksleri yavaşladığından, be­sin artıklarına ve takma dişlere dikkat etmek gerekir.
Küçük çocuğunuz artık hareket ediyorsa, eline geçirdiği her şeyi ağzına götürüyorsa, boğazına kaçıp boğulmasına sebep olabilecek her şeyi ortadan kaldırın.

Parkta ya da odada ufak oyuncakları, ço­cuktan uzak tutun (bilye, düğme gibi). Aynı şekilde, küçük oyuncak parçalarını da (küçük tekerlekler, inşaat oyunu parçaları) meydan­da bırakmayın. Toplu ve çengelli iğneler, düğ­me ye jetonlar, madeni paralar, kurufasulye taneleri ve dolmakalem kapakları da ortalıkta bırakılmamalıdır.

Doktorların yapacağı

Boğaza ciddi bir yabancı cisim kaç­ması olayında, doktorlar hızla havanın geçmesini sağlamalıdır.
Eğer olay basit bir şişme (ödem) ise, iltihaba karşı ilaçlar, müsekkinler, sıcak ve nemli bir atmosfer, çok defa krizin geçmesi için yeterlidir.


Buna karşılık tıkanma önemliyse, ve­rilen ilaçlara boyun eğmezse, solunum yollarını serbest kılmak için gırtlağa bir tüp sokmak gerekir.

Duruma göre ilgili uzman hekimler duruma müdahale edecektir: Anestezist, reanimasyon uzmanı ve doktor, larenjos-kopla gırtlağa tüp sokar. Boğaz uzmanı, yabancı cismi çıkartabilmek için acil ola­rak bronkoskopi uygular. Bazı olaylarda cerrah çok acil olarak gırtlağa dışardan dahi müdahale edip, açabilir.

Larenks Katı Engeller Tedavisi

Katı engeller, Larenks

Lareks Hastalıkları
Larenks, gırtlağın üst ucunun hizasındadır. İki ses telinden oluşan larenks, ses çıkart­maya yarar. Ama ayrıca önemli bir rolü da­ha vardır: Solunum yollarının bekçiliğini ya­par.

Lareks İltihabı Sebepleri

Larenks düzeyinde farklı mekanizmalar, solunum yollarım tıkayabilir. Bu bölge, ay­rıca bazı enfeksiyonlara ve lokal zedelenme­lere maruz kalabilir.

Boğazı çok hassas kimselerde basit bir ök­sürük bile ses tellerinin şişmesine veya spaz­mına sebep olabilir.

Larenks ve ses tellerinin dokuları şişerek, havanın geçiş yolunu daraltabilir. Buna "la­renks ödemi" denir. Arı ve eşekarısının ağ­zın içini sokması veya bazı enfeksiyonlar, ya­nıklar ve yara-bereler, olayın nedeni olabilir. Alerjik reaksiyonların sonucunda da ortaya çıkabilir.

Bu durumlarda yüzde şişlikler görülür. Tedaviyi, kortizonlu ilaç uygulayan doktor yapabilir.
Tıkanma bazen de larenks kasının kasıl­masıyla meydana gelebilir.

Larenks spazmına daha çok lokal bir ze­delenmeden (boğaza su kaçması, boyuna dar­be) sonra rastlanır. Uzak zedelenmelerin de (sırt üstü düşmek, boğaza darbe) sebep oldu­ğu vakidir.
Genellikle hafif olan bu spazm, normal­de kendi kendine geçer. Ama ciddi ise ve ha­va almayı engelliyorsa, judoka hareketi uy­gulamak gerekir.

Lareks Belirtileri, Lareks Ödemi


Larenks tıkanmasının sebebi ne olursa ol­sun, belirtileri çok çarpıcıdır. Konuşamayan kazazede, öksürür ve soluk almakta büyük güçlük çeker. Eşek anırmasına benzer karak­teristik bir hırlama çıkarır. Oturup, soluya­bilmek için çırpınır.

Larenks Kati Engeller Tedavisi

Katı engeller, Larenks


Lareks Hastalıkları
Larenks, gırtlağın üst ucunun hizasındadır. İki ses telinden oluşan larenks, ses çıkart­maya yarar. Ama ayrıca önemli bir rolü da­ha vardır: Solunum yollarının bekçiliğini ya­par.

Lareks İltihabı Sebepleri

Larenks düzeyinde farklı mekanizmalar, solunum yollarım tıkayabilir. Bu bölge, ay­rıca bazı enfeksiyonlara ve lokal zedelenme­lere maruz kalabilir.

Boğazı çok hassas kimselerde basit bir ök­sürük bile ses tellerinin şişmesine veya spaz­mına sebep olabilir.

Larenks ve ses tellerinin dokuları şişerek, havanın geçiş yolunu daraltabilir. Buna "la­renks ödemi" denir. Arı ve eşekarısının ağ­zın içini sokması veya bazı enfeksiyonlar, ya­nıklar ve yara-bereler, olayın nedeni olabilir. Alerjik reaksiyonların sonucunda da ortaya çıkabilir.

Bu durumlarda yüzde şişlikler görülür. Tedaviyi, kortizonlu ilaç uygulayan doktor yapabilir.
Tıkanma bazen de larenks kasının kasıl­masıyla meydana gelebilir.

Larenks spazmına daha çok lokal bir ze­delenmeden (boğaza su kaçması, boyuna dar­be) sonra rastlanır. Uzak zedelenmelerin de (sırt üstü düşmek, boğaza darbe) sebep oldu­ğu vakidir.
Genellikle hafif olan bu spazm, normal­de kendi kendine geçer. Ama ciddi ise ve ha­va almayı engelliyorsa, judoka hareketi uy­gulamak gerekir.

Belirtiler


Larenks tıkanmasının sebebi ne olursa ol­sun, belirtileri çok çarpıcıdır. Konuşamayan kazazede, öksürür ve soluk almakta büyük güçlük çeker. Eşek anırmasına benzer karak­teristik bir hırlama çıkarır. Oturup, soluya­bilmek için çırpınır.

Tıkanma Tıkanma Nedenleri

Gırtlaktaki engeller, Tıkanma, Tıkanma Nedenleri

Boğazda Tıkanma

Sıvı engeller

Gırtlak düzeyinde besinler ve sıvılar, so­lunum yolu üzerinde karşılaşır.
Solunum borusuyla yemek borusunun bu kesişmesi, ayırımı sağlayan normal refleksler­le kollanır. Doğal olarak sıvılar geldiğinde, ani bir refleks, larenksi kapatır. Daha sonra bu sıvılar ya yutulur ya da atılır.
Larenksin refleks kapanışı ya da yutma refleksi aksar veya tamamen ortadan kalkar­sa, sıvılar gırtlakta kalıp, akciğerleri boğma tehlikesini yaratabilir.

Bu sıvılar mideden gelirse, genellikle asit­lidir.

Yüz ya da yüzdeki boşluklarda oluşan (burun, kulak) kanamalardan da kaynakla­nabilir.
Ayrıca bu sıvılar durumun ciddiyetini an­layamayan biri tarafından verilen sıvılar da olabilir.
Bilinci sarsılmış ya da sarsılacak durumda olan birine, içecek hiçbir şey vermemek ge­rekir.

Belirtiler

Bayılan ve bilinçsiz bir kişide nefes boru­suna sıvı kaçtığı, gırtlağından gelen gurultu­lu seslerden anlaşılır.

Doktorların yapacağı ve Tedavisi

ilk aşamada, ağız boşluğu, boğaz, nefes borusu ve bronşlardaki sıvıyı çekmeyi deneyeceklerdir. İkinci aşamada, sindirim ve nefes borularını ayırmak için, ne­fes borusuna bir tüp salarlar. Bu tüp, ucundaki baloncuk sayesinde solunum
yol­larını kurutmayı sağlar.

Solunum Yollarının Açılması

Solunum yollarının açılması

Soluk Tıkanıklığı
Kendisini sarstığınız halde uyanamayan ve horlayıp, boğuluyormuş izlenimi veren biri karşısında, derhal ve hiç vakit kaybetmeden aşağıdaki hareketleri yap­mak gerekir. Bu hareketler, solunum yol­larını açarak, yeniden solumayı sağlar.

1. Ağzı açmak

Hastayı sırt üstü yatırdıktan sonra, yaka sini gevşetin, varsa kravatını çözün, başını iyice geriye dayayıp, bir elinizle alnını bastırın, diğeriyle de çenesine dayanıp, ağzını iyice açın.

2. Kaçan cismi çıkarmak

Alnına basıp başını arkada tutmaya de­vam ederek, bir veya iki parmağınızla ve mümkünse bir mendille, muhtemelen so­lunum yolunu tıkayan yabancı cismi, ağız boşluğu içinde arayın.

3. Dilin sarkmasını önlemek

Dil kaslarının bağlı olduğu alt çeneyi yu­karıya kaldırıp ileri çekerek, hastanın di­lini yukarı çekin. Böylece solunum yol­larını açıp, soluksuz kalmayı önleyecek­siniz.

4. Yan yatış durumuna getirmek

Dilin yeniden boğazın dibine düşmesini önlemek için, hastayı yan olarak, sağa ya da sola yatar hale getirmek gerekir.

Doktorların yapacağı

Yarı baygın halde, fakat sırt üstü yatma­ları da gerekli olan kişilerin dillerinin, bo­ğazlarını kapatacak şekilde sarkmaması için, doktorlar genellikle ağızlarına bir tür kauçuk boru sokarlar. Bunun sertliği ve biçimi, hasta dişlerini sıksa dahi, hava­nın geçmesine izin verir.

Emniyet için yan yatış

Emniyet için yan yatış pozisyonu, baygın herkese uygulanabilir. Özellikle üst solu­num yollarının işlerliğini sürdürmesini sağlar. Kusma ve boğaz arkası kanamalarda, sıvı­ların dışa boşalımım kolaylaştırır. Baygın kişinin, bu sıvıların boğazına kaçarak boğul­masını önler. Yan yatırma pozisyonu, hasta sağa ya da sola yatırılarak uygulanabilir.

Belkemiği kırılmasından şüphelenilen kişiler de yan yatırılmalı, ancak belkemiğinin düz pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir.

Hasta baygınsa, kendisini sırt üstü yatırdıktan sonra yanına diz çökün, kemer hizasına yaklaşın, gömleğinin yakasını açıp solunumunu ferahlatın

Bulunduğunuz yönde, hastanın başının yanına bir yastık veya onun yerini tutacak bir şey yerleştirin
Hastanın size yakın olan kolunu iyice yana açın

Sonra bir elinizfe hastanın aksi yöndeki kolunu dirseğinden tutup, diğer elinizle size eh uzak dizini kavrayın ve yukarı kal­dırın.

Dirseğini ve dizini kendinize doğru çeke­rek, bedenini çevirin. Yan gelince, yine üst bacak kıvrık olmak koşuluyla, ayağı­nı diğer bacağının üzerine getirin. Başı, artık iyice yastığa oturtulmalıdır.

Hastayı emniyet için yan yatışa getirdik­ten sonra, çenesinin mümkün olduğun­ca göğsünden uzakta olmasına dikkat edin. Böylece başı, daha geride olacak­tır.

Solunum Yolu Tıkanıklığı

Tıkanan solunum yolları - Ağız karşısındaki engeller

Solunum Yolu Hastalıkları
Ağız ve burnun tam anlamıyla tıkanma­sı, ani soluk kesilmesine sebep olur. Bu tür kazalar genellikle iyi gözetilmeyen küçük ço­cukların başına gelir. İşte, başlıca iki olay:

1. Genellikle küçük çocuklar başlarına şef­faf bir plastik torba geçirerek, hemen nefes­siz kalır ve kendilerini kaybeder.
2. Patavatsızca büyüklerin yatağına yatı­rılan bebek, kendisi için çok büyük yastık ve yorganların altında kalarak, kurtulamayıp soluksuz kalabilir.

Solunum Sıkıntısı Tedavisi ve Yapılması Gereken

Çocuğun bilinci yerindeyse, soluma­sına engel olan şeyi (plastik torba veya yastık) çekip almak, yeterlidir. Ama ço­cuk boğuluyor gibiyse ve bilincini kaybet­mişse, derhal doktora haber verin ve tıb­bi yardım yetişene kadar ilerde gösteri­len şekilde solunumu denetleyin. Çocuk­ta hareket yoksa, solumuyorsa, hayat bu­sesini deneyin. Nabız durmussa, Bebekleri, büyüklerin yatağına yatır­mayın. Çocuklan, boğulmalarına sebep olabilecek plastik torbalardan uzak tutun.

Ağıza kaçan engeller

Bir kişi bilinçsiz ve baygın yatıyorsa, refleksleri yoksa, hele sırt üstü durumdaysa, dili, solunumu önleyecek çok teh­likeli bir engel olabilir. Çünkü aslında bir kas olan dil, bayılan ve komadaki kişiler­de boğaza doğru düşer. Havanın akciğer­lere gidişini engeller.

Solunum Güçlüğü Belirtiler


Böyle bir dil düşmesi halinde, hastanın soluk alması sırasında belirgin şekil­de bir tür horlama işitilir. Bu, solunum güçlüğü belirtisidir. Aynı koşullarda tak­ma dişler de yerlerinden çıkıp, solunumu önleyen bir engel oluşturabilir. Bu neden­le her türlü bayılma, anestezi uygulama­sı sırasında, takma dişler çıkartılır.

Akciğer Solunumu Hastalığı

Akciğerlere iyi hava gelmiyorsa

Solunum yolları: Burun ya da ağızdan giren havanın, boğazdan ve bronşlardan geçerek akciğer­lere varmasını sağlar.

Akciğerler: Akciğer peteklerinden oluşan ve kanda gazlı değişimi sağlayan organlar.

Göğüs kafesi: Kaburga kemiklerinden, kas­lardan, göğüs zarından oluşan, altta diyaframla ka­palı ve akciğerlerin içinde bulunduğu sıvı geçirmez kafes.

Diyafram: Kasılmaları göğüs kafesinin, dola­yısıyla akciğerlerin hacım değişikliklerine imkân ve­ren güçlü kas.

Merkezi sinir kumandası: Solunumu sağla­yan otomatik kumanda sistemi (omurga soğancı­ğı).

İnsanın soluduğu nasıl anlaşılır?

Diyafram gerildiğinde, bir piston gibi iner, karın, karın üzerine dayanır ve karın şişer. Bu sırada mide
boşluğuna elle basılırsa, yaratılan hava alma hare­ketiyle, akciğerlere hava girmesi sağlanır.

Sıklık: Dakikada 1020

Dakikada solunum sağlamak için kaç hareket yap­tığınızı bilmeniz gerekir. Normal sıklık süresi, daki­kada 10-20 harekettir.

Diyafram gevşeyince, "piston" yeniden yukarı çıkar, karın cidarı normal yerine döner ve karın inerBu sırada hava da dışarı atılır. Soluk vermeyi, kişinin ağzına elinizi yaklaştırarak denetleyebilirsiniz.

Oksijen Yetersizliği

Patlama, yanma yüzünden tüketilen oksijen

Bazı patlamalarda ani ölümlerin sebeple­rinden biri de, oksijenin ani yanması ve ta­mamen yok olmasıdır. Özellikle mağaralarda çıkan yangınlarda, kazazedeler, yanmadan önce oksijen eksikliğinden ölür.

Bu olayı kolayca kanıtlayabilirsiniz: Bir fanus altında, yanan bir mumla bırakılan bir fare, çok çabuk ölür. Çünkü mumun alevi kı­sa sürede fanusun içindeki bütün atmosferi tüketir.
Çevredeki havada oksijen yokluğu, sar­hoşluğa benzeyen bir durum yaratır. Kişi, bu­nun bilincine varamadan kendisini kaybeder. Daha sonra komaya girip, kalp durmasıyla ölür.

Soluk Tıkanmaları ve Tedavisi

Soluk tıkanmaları

Solunan havada oksijen yetersizliği
Yoğunluksuz atmosfer


Deniz düzeyinde, yani 0 seviyede, çevre­deki havada 980 milibarlık bir atmosfer ba­sıncında yüzde 20 oranında oksijen bulunur. Yüksek seviyelerde, atmosfer basıncı düşer, oksijen oranı da yetersiz hale gelir. Bu koşul­larda yaşayabilmek için, solunan karışımda­ki oksijen oranını artırmak gerekir. Bu nedenle uçaklarda ve dağcıların tırmanışların­da oksijen maskeleri kullanılmaktadır.

Daha da yükseklere tırmanıldığında, nor­mal bir hava basıncı sağlamak gerekir. Stra­tosfer tabakasında uçan ya da uzaya giden uçak ve uzay araçlarında bu sistem uygula­nır.

Kapalı ortamda solunum

Kapalı bir ortamda solumak gerekiyorsa, oksijen oranı giderek azalırken, karbonik gaz oranı da aynı şekilde artar. Ortamdaki hava­da oksijen tükenince, soluk tıkanımı başlar.

Hareketsiz halde bir insan, dakikada yak­laşık çeyrek litre oksijen tüketir. Kapalı bir ortamda kalan insanların sayısı ne kadar çok-sa, elbette solunum tıkanıklığı olasılığı da o oranda yüksektir.


Göçük altında kalanlar, oyun oynarken dolaba, sandığa ya da buzdolabına kapanıp kalan çocuklar ve su üstüne çıkamayan de­nizaltı mürettebatı, hava yenilenmediğinden ölürler.

Solunum Bozuklukları ve Tedavisi

Solunum bozuklukları

Solunum Bozukluğu, insanoğlunun yaşayabilmesi için, hücrelerin havadaki oksijeni alıp, içlerindeki kar­bonik gazı atmaları gerekir. Bu süreç aksarsa, solunum zorlukları ve tehlikeler ortaya çı­kar. Aksamaya, çevredeki havada oksijen eksikliği, solunum yollarının tıkanması, akciğerlere havanın kötü gelişi ya da havanın kan tarafından taşınmasının durması neden olabilir. Hücre çalışmaz hale gelince, birkaç dakika içinde ölüm gelip çatabilir. Bu ne­denle çok çabuk davranmak gerekir. Birkaç basit ve tehlikesiz davranış, ölümü önleyebi­lir ve doktorun yetişmesine fırsat hazırlayabilir.

Solunum İnsanoğlunun solunum sistemi
Hücrenin solunumu


Her hücre, yaşayabilmek için çevre­sindeki oksijeni tüketir. Eğer oksijen hüc­reye giremezse ve hücre içindeki karbonik gazı atamazsa, soluk tıkanımı ve hücrenin ölümü gelip çatar. Bu konuda en çabuk etkilenen hücreler, beyin hüc­releridir. Üç dakikada ölürler.

İnsanoğlunda oksijen (O2), çevredeki havadan hücrelere kadar taşınmak zorunda­dır. Karbonik gaz (CO2) da, dışarı atılmak için aksi yönde hareket eder. Çevreyle hücre arasında doğrudan alışveriş, imkânsızdır. Bu taşımayı gerçekleştirmek için, iki sistem, bir­birini izler:

Akciğerlerdeki havalandırma

Havayı alıp verme gibi birbirini izleyen bir ha­reketle, bu havalandırma akciğerlerdeki ha­vanın yenilenmesini sağlar. Soluk alma sırasında, oksijen yüklü hava akciğerlere gi­rer. Soluk verme sırasında da karbonik gaz yüklü hava dışarı atılır. Bu alışveriş, akciğerlerin zarlarında gerçekleşir.

Kan dolaşımı, Kan dolaşımı bozukluğu

Bu sistem oksijenin akciğer zarından hücreye, karbonik gazın da hücreden dışarıya kadar taşınmasını sağlar. İnsanoğlunda bu taşıma sistemindeki her tür­lü duraklama, aksama, hücrenin soluk tıka-nımıyla ölümüne sebep olur. Solunum tehlikesi bundan doğar.

İstenmeyen Beklenmedik Doğumlar

İstenmeyen Gebelik Beklenmedik doğumlar

Bebeğin başı rahim ağzında görüldüğü ve rahmi araladığı zaman, beklenmedik ani bir doğumdan bahsedilebilir. Başları ve saçları görünür haldedir.


Bu durum, gebelikleri sırasında, sürekli kontrol altında olan kadınlarda seyrek görü­lür. Doğumun yaklaştığının ilk belirtileriyle birlikte, gebeler zamanında hastaneye yetiş­tirilir: Sancı, giderek sıklaşan kasılmalar, su kesesinin patlayarak, amniyotik sıvının vajinadan dışarı boşalması...

Ancak kırsal kesimlerde sağlık tesisi yok­luğundan veya uzaklığından, bazen de tatil si­telerinde, ani doğum olayları görülür.

Tedavi ve Yapılması gereken

Doğumu başlayan bir kadın karşısında, telaşa kapılmayın: Doğumun, çok doğal bir olay olduğunu ve on doğumdan dokuzunun, hiçbir komplikasyon yaratmadan gerçekleştiğini, uzman bile gerektirmediğini hatırlayın. Anne adayını sa­ğkinleştirdikten sonra, hemen doktor ve
cankurtaran çağırın.

Yardım gelene kadar

— Altına temiz çamaşırlar serdikten son­ra, kadını, bacaklarını açarak ve dizlerini bükerek yatırın. Çamaşır bulamazsanız, temiz kâğıt da serebilirsiniz;
— Ona sık ve kesik kesik soluması için yardımcı olun;
— Ikınmamasını tavsiye edin;
— Ellerinizi yıkayın ve bol bol sabunlayıp, tırnaklarınızı fırçalayın;
— Temiz çamaşırlar hazırlayın.

Bebeğin başı çıkıyor

— Çekmeden ve annenin karnına bastırmadan, iki el­le başı tutun;
— Göbek kordonu bebeğin boynuna dolanmışsa, başı­nın üzerinden kaydırın ve gevşetmeyi sağlayın; aksi halde kordon, bebeği boğa­bilir.
— Omuzları bir biri ardın­dan dışarı çıkınca, çıkan bedenini de tutun. Ancak çok kaygan ve ıslak oldu­ğundan, dikkatli hareket edin.

Kadının rahim boynu açıldı­ğından, bebek yavaş yavaş iner ve önce başı görünür: Bu andan itibaren anne adayı ayağa kalkmamalı ve hiçbir şekilde başka bir ye­re taşınmamalıdır. Özellik­le "ıkınmaması" tavsiye edilmeli, bebeğin kendi kendine gelmesi beklen­melidir.


Göbek kordonu daha önce bebeğin başının üstüne kaydırıldıktan sonra, önce başı, sonra omzu elle tutul­malı ama çekmemeye özen gösterilmelidir. Bebek ya­vaş yavaş annesinin karnın­dan çıkacak ve ana kucağı­na yatırılacaktır.

Gebelikte Meydana Gelen Kazalar

Gebelik sırasında meydana gelebilecek kazalar


Kadın Doğum Sorunları
Ancak gebelerin sistemli bir gözetim altında tutulmaları, erken önleyici teda­vi, aşırı şişmanlama, albümin artışı, idrar yolu ve genital yollan enfeksiyonlarının önlenmesi, doğum tehlikelerini azaltabi­lir; zor doğum olasılığını önler ve doğa­cak bebeğin güç durumda kalmasını en­geller.
Bütün gebelik boyunca, öncelikle aşağıdaki noktalara özen gösterilmelidir:



— Rahimden gelebilecek bütün sıvı akın­tılar ve kanamalar;


— İdrar yolu ve genital yollarda enfeksi­yonlar;


— Ateş: Her türlü enfeksiyon, doktora bildirilmeli, o da nedenini araştırıp, iler­de bebeğe zarar vermeyecek şekilde te­daviyi sağlamalıdır;


— Ortaya yorgunluk, bacaklarda şişme, baş ağrıları, nefes nefese kalma ve aşırı kilo alma durumları çıkarsa, yüksek tan­siyon olasılığı ve idrarda albümin aran­malıdır.
Bu belirtilerden biri bile, vakit kaybet­meden jinekologa başvurmayı gerektirir. Gereğinde ebeye de danışılabilir. Gebe­lik hastalıklarını onlar meydana çıkarıp, tedaviyi sağlarlar. Aksi halde cenin ve ba­zen annenin hayatı bile tehlikeye girebi­lir.

Rahim Dışı Gebelik Sonlanması

Rahim dışı gebeliğin sona erdirilmesi

Döllenme sırasında, bir spermatozoid'le fallop borusunun üçte bir dış kıvrımında karşılaşan yumurtacık, yumurtayı veya embriyo­nun ilk hücresini oluşturur. Bölünmeye baş­layan bu yumurta, döl yatağına doğru iler­ler. Burada yuvarlanır ve prensip olarak sümüksü zar içine yerleşir. Plasenta'nın oluş­masını da bu hazırlar.

Fakat bazı hallerde yumurta, yuvasını döl yatağından başka bir yerde yapar (bu neden­le dış gebelik denir). Uygun olmayan bir yer­de gelişmesini sürdürür. Örneğin durum ra­him boynunda gelişirse, gebelik sona erer. Çünkü boynun, döl yatağı gibi esneme yete­neği yoktur. Yumurta iyice büyüyünce, ezi­lir.

Çoğunlukla önce karında bir takım kazın­malar, hafif bir fenalık ve siyah kan kaybı görülür. Çok endişe verici olmayan bu belirti­ler, özellikle gebe olduğunu bile bilmeyen ka­dının, doktora gitmesini engeller.

Ancak çok ani ve dramatik bir kanama zamanında yetişilmediği takdirde, kadının 15-20 dakika içinde ölmesine sebep olur.

Tedavisi ve Yapılması gereken

Bu tür kazalar, her şeyden önce sıkı bir jinekolojik kontrolle önlenebilir. Bü­tün gebe kadınlar en ufak bir anormal be­lirtide (kanama, fenalık) doktora görün­mekten çekinmemelidir. Önemli bir kana­ma başlar veya gebe şok haline girip, bayılırsa, derhal acil yardım is­temek ve kendisini en yakın hastaneye nakletmek şarttır.

Doğum Belirtileri Gebelik

Bir doğumun ilk belirtileri, Gebelik Belirtileri

Gebelik ve Doğum
Bir doğumun çok yakın olduğu, ra­himden sıvı gelmesi ve belirli aralıklarla gelen rahim kasılmalarının sıklaşmasın­dan anlaşılır. İlk defa doğum yapacak bir kadın, rahmindeki kasılmayı, elini düz ola­rak karnının üzerine koyarak anlayabilir:

Döl yatağının sertleştiğini ve yuvarlaklaştığını hissederse (sancı olsun, olmasın), kasılma başlamış demektir. Bu belirti kar­şısında, doğumun gerçekleşeceği doğu­mevi veya hastaneye hemen gitmek gerekir.

Hatta mümkünse kliniğe veya doğu­mu yapacak doktora telefon ederek, bu belirtiler haber verilmelidir.

Bu durumda size bir süre daha bulun­duğunuz yerde beklemeniz tavsiye edile­bilir. Bundan yararlanıp, gerekli belgele­ri ve size klinikte gerekecek malzemele­rinizi toparlayabilirsiniz. Ama hemen gel­menizi isterse, bir cankurtaran veya tak­siyle beklemeden hastaneye hareket edin.

Doğumevinde de bebeğin geliş pozis­yonu ile sizin morfolojik yapınıza göre ba­zı durumlar belirlenir. Doktor buna göre doğumu hızlandırabilir veya geciktirebi­lir.İzlenecek yol, gebeliği başından beri takip eden doktor ve ebeler tarafından saptanacaktır.

Frengi Hastalığı ve Tedavisi

Frengi, Frengi Hastalığı ve Belirtileri

Bu hastalıkta da enfeksiyon belirtileri er­kekte daha belirgindir. Fakat hastalığın baş­lamasından sonra bir hayli geç (üç hafta) or­taya çıkar. İlk aşamada bulaşma noktasında bir kabarıklık görülür. Frengi kabarcığı ge­nellikle genital sümüksü zarlar üzerinde yer alan bir yaradır. Çoğu kez oval bir deri ka­barcığı şeklindedir; ağrı sıktır. Sert bir çıkın­tı halindedir. Genital yaralara; kasık kıvrı­mından sert ve yine ağrısız boğumlak eşlik eder.

Kadınlarda da bu tür kabarcıklar olmak­la birlikte, bunlar görülmez ve enfeksiyonun varlığı anlaşılmaz.


Bu arada bulaşmaya sebep cinsel ilişkiy­le, kabarcığın çıkışı arasında, üç hafta geçti­ğini hatırlatalım. Bu kabarcık, iyileşecektir. Aradan yıllar geçtikten sonra, frengi bu kez pembe bir deri lekesi halinde yeniden ortaya çıkacaktır. Bu da bulaşıcıdır. Hastalığın mik­robu artık hastanın kanında var olduğundan,
sinir hücrelerine saldıracak ve bunları tahrip ederek felce yahut deliliğe sebep olacaktır. Ve­ya damarlara hücum edecektir.

Hastalığın bağışıklığı yoktur. Frengiye ya­kalanıp gerektiği gibi tedavisi yapılsa da, has­talık ikinci defa aynı kişiye bulaşabilir.

Frengi Hastalığı Tedavisi ve Yapılması gereken

Bu tür zührevi hastalıklarda, en küçük bir şüphe duyulduğunda, en yakın has­tanenin bevliye servisine veya zührevi hastalıklar hastanesine başvurmak ge­rekir.
Elbette cinsel ilişkide bulunan kişile­re de, tedavileri için haber vermek gere­kir.


Belsoğukluğu

Gonokok adı verilen bazı mikropların ge­nital ve idrar yollarında varlığından meyda­na gelir. Erkeğin idrar boşaltması son derece ıstırap vericidir. Cerahat da geldiğinden, en­feksiyon açıkça bellidir. Cinsel ilişkimle geçer. Ama kadında bulaşmanın hiçbir belirti­si görülmez. Erkekte siyek üst bölümünde da­ralma tehlikesi vardır.Hemen bir doktora başvurmak ve eşine haber vermek gerekir.

Ülser Delinmesi ve Tedavisi

Ülser delinmesi

Bir ülser olayı, sindirim sistemini deler ve içindeki cerahatli madde, karın zarına doğru yayılırsa, peritonit başlar. Bu hallerde karında dayanılmaz ağrılar ortaya çıkar ve buna, hemen hiç durmak bilmeyen kusmalar eşlik eder.

Ülser Tedavisi ve Yapılması gereken

Acilen doktor çağrılmalıdır. O da has­tayı derhal hastaneye naklederek, büyük olasılıkla hemen ameliyata alacaktır.

Çok defa mide delinmekle birlikte, ba­zen bağırsağın da delindiği görülür Tıkanma Delinme ayrıca pankreas, safra kesesi veya apandis düzeyinde de görülebilir
Karın nahiyesindeki her türlü yaralar, mutlaka doktora gösterilmelidir. Çünkü bunu bir organ delinmesi izleyebilir.

İç organ kopması

Bir ay önce karın nahiyesinde bir travma­ya maruz kalan her kişide ortaya çıkabilecek sindirim belirtileri, kusmalar, karın ağrıları, başta dalak olmak üzere bu nahiyedeki iç or­ganlardan birinin kopmuş veya zedelenmiş olmasının belirtisi sayılır. Ağrı, sol taraftaki üçüncü kaburga düzeyinde başlar ve sırttan omuzlara doğru çıkar.Genellikle kaza sırasında başvurulan dok­tora bir muayene daha olmakta yarar vardır.

Rahim Kanamalari ve Donmesi

Rahim dönmesi, Rahim Kanamaları

Bezleri besleyen atar ve toplardamarlarla, sinirlerden biri burulacak olursa, meyda­na gelen boğulma, oksijensizlikten yumurta­lığın yavaş yavaş ölümüne sebep olur. Olduk­ça ağrı verici bir olaydır.

Rahim Dönmesi Tedavisi ve Yapılması gereken

Rahim ters dönmesi durumunda, Acil ve doğru bir teşhis gereklidir; çünkü tıbbi bir müdahale, bezin yeniden damar sistemini tesis edebilir. Çok geç konacak bir teşhis, yumurtalığın ölümü­ne ve alınmasına yol açacaktır. Sancı, bir şok durumu yaratacak olursa acil yardım isteyin.

Rahim kanamaları

Rahim içi kanama, Aybaşı kanamaları, kan kaybı olayı olup, gerçek anlamda kanama sayılmaz. Aybaşı ka­namaları dışında veya meponozdan sonra gö­rülen bütün rahim kanamaları, mutlaka dok­tor muayenesi gerektirir. Zamanımızda bazı gebelikten korunma ilaçlarının da aybaşı ka­namaları dışında rahim kanamalarına sebep oldukları bilinmektedir.

Rahim Kanaması Tedavisi ve Yapılması gereken

Rahim kanamaları durumunda Her ne olursa olsun, bir uzman dok­tora görünün. Kanamadan sonra şok ha­li de görülürse acil yardım isteyin. Bu arada sırt üstü sıcağa uzanıp, endişelenmeden bekleyin. Özellikle su içmeyin; çünkü bir genel anestezi uygu­lamak gerekebilir.

Çocuk Düşürme Nedenleri

Çocuk düşürme, Çocuk Düşürme Nedenleri

Altıncı aydan önce gebelik halinin sona er­mesine, düşük denir. Bebek, istenerek veya anide düşebilir. Enfeksiyon tehlikelerini or­tadan kaldırmak için, bilinçli düşüklerin bir tıp kurumunda ve mümkün olduğunca erken yapılması gerekir.

Düşük anide meydana gelirse, buna ya hormonal bir anormallik veya genital bir bozukluk yol açmış demektir. Çağımızda yoru­cu yaşam koşulları, aşırı sigara içimi, kahve düşkünlüğü, uzun seyahatler de, düşüklere se­bep olmaktadır. Gebeliğin başlangıcındaki düşükler, bol kanamalı bir aybaşı haline ben­zer.
Birkaç aylık olduktan sonra, gerçek bir cenin düşürülür.

Çocuk Düşürmede Tedavi ve Yapılması gereken

Gebelikte meydana gelen her türlü kanama, hele ateş yükselmesi de buna eşlik ediyorsa, derhal jinekologa bildiril­melidir. Gebelik sırasında sık ve kuvvet­li kasılmalar, bir düşük belirtisi olabilir. Hemen sırt üstü uzanıp yatmak ve vakit kaybetmeden doktora haber vermek şart­tır.

Hastaneye gidemeden veya doktor gelmeden bir düşük başlayacak olursa, sakin bir şekilde uzanıp yatın; düşüğün gerçekleşmesini bekleyin. Fakat rahim­den çıkan bütün sertlikleri saklayın ki, doktor geldiğinde ceninin bütün parça­larının çıkıp çıkmadığını anlasın. Ciddi bir enfeksiyonu önlemek için bu önlem şart­tır. Daha sonra yine de tam bir jinekolo­jik muayeneden geçmek gerekir.

Genital sancılar Kadının genital organlarındaki bozukluk­lardan kaynaklanan ağrılar, her zaman bu­na sebep organın bulunduğu yerde duyulmaz. Örneğin böbreklerde, karında, karın alt na­hiyesinde veya karnın sağında ya da solunda hissedilen sancılar da, genital organlardan kaynaklanabilir. Bu tür ağrıların gerçek se­bebini, ancak bir doktor söyleyebilir.

Aybaşı kanamaları dönemi dışında, kar­nın alt nahiyesinde hissedilecek bütün ağrı­lar ve hatta bir "ağırlık", bir "çekilme", dok­tor tarafından araştırılmalıdır. Sancı had aşa­mada ise, hiç vakit kaybetmeden muayene olunmalıdır. Çünkü bu bir dış gebelik de ola­bilir

Sist Had İdrar Tutulması

Had idrar tutulması

İdrar Hastalığı ve Tedavisi
Sidik tutulması denen ve sidik torbasının boşaltılması ihtiyacı duyulduğu halde, bunu gerçekleştirememek, büyük bir ağrıya sebep olduğundan, doktora başvurmak kaçınılmaz hale gelir.
Sidik tutulması bir hastalık belirtisi olacağından, bunun tedavisi de gerekir. Fakat ani bir korku da, tutulmaya sebep olabilir. Bu durumda normale dönüş, doktora gerek kalmadan gerçekleşir.
İdrar yollarına uygulanan sondaj, genel­likle en yakın ilk hastanede gerçekleştirilir.

Sistit Hastalığı ve Tedavisi

Mikroplardan meydana gelen idrar torbası iltihabı, son derece ıstırap verici sızlamalara ve sık sık idrar çıkartmaya se­bep olur. Sistit, çok defa bir kadın has­talığı olup, ihmal edilmemelidir. Çünkü taş gibi tedavisi gereken bir hastalıktan da kaynaklanabilir. Her durumda, iltihap böbreklere kadar tırmanmadan, yok edil­mesi şarttır. Çünkü burada kesin tahribat yapabilir.Derhal doktordan bir randevu alın.

Fıtık Boğulması Hastalığı

Fıtık boğulması, Fıtık Hastalığı

Bağırsak tıkanmasına benzer. Fakat çif­te sorun çıkartır: Bir yandan fıtık torbası için­de kalan bağırsak bölümü, bükülür (böylece her türlü sindirim trafiği durur); diğer yan­dan da bağırsağın bu bölümünü besleyen atar ve toplardamarlar da ezilir. Bu büzülme, ba­ğırsağın o parçasında çok çabuk boğulmaya ve doku kangrenine yol açar.

Fıtık Boğulması Tedavisi ve Yapılması gereken

Acilen çağrılan doktor gelene kadar, hastayı rahatça yerine yerleştirin. İstese bile, içecek hiçbir şey vermeyin. Çünkü kusmaları artırmaktan başka bir işe ya­ramaz.
Ağrıyan her fıtık, mutlaka doktora gösterilmelidir. Aksi
halde acil bir durum­la karşılaşılabilir.

Bağırsak Tıkanmaları Hastalığı

Bağırsak tıkanmaları, Bağırsak Hastalıkları
Bağırsak Hastalığı


Bağırsak tıkanmalarına, bağırsaklardaki trafiğin bir iç engel nedeniyle durması sebep olur (örneğin, bir tümör) veya bağırsağın bir bölümünün boğulması veya bükülmesi yol açar. Mutlaka hastaneye yatırılmayı ve çok defa da cerrahi müdahaleyi gerektirir. Bağır­sak tıkanmalarının belirtileri, sebeplerine göre değişir. Fakat bazıları hep aynıdır; iştah kay­bı, mide bulantıları ve çok kötü kokan kus­malar, dışkı ve gaz çıkarmanın durması, ba­zen de ateş yükselmesi. Şişen karın, ağrır. Doktor, stetoskopla karnı dinlediğinde, her zamanki sesleri işitmez.

Makat Kanamaları

Makat kanamaları

Makat Kanaması
Genellikle hemoroid (basur memeleri) var­lığı, bu kanamalara yol açar ve paniğe kapıl­mamak gerekir. Çünkü belirli dönemlerde tekrarlarsa, tehlikeli değildir.
Ancak hemoroidleri tedavi ettirmek için bir doktora başvurun. Bu arada kanamala­rın başka bir nedeni olup olmadığı da mey­dana çıkacaktır.

Karaciger Koligi Bobrek Koligi

Karaciğer koliği

Karaciğer koliği krizi, safra kesesinin has­ta olduğunun belirtisidir (safra taşları). Bilinç­siz yenen besinler de bunu destekler (yağlı ye­mekler, çikolata, kaymak). Ağrı, karnın sağ nahiyesinde, kaburga kemiklerinin hemen al­tında görülür. Bazen derin solumayı dahi en­geller. Mide bulantıları, kusma halleri de var­dır.

Karaciğer Koliği Tedavisi ve Yapılması gereken

Kriz, çok kez anide başlar ve acilen çağrılan doktor, krizin süresini kısaltmak için damar içine spastolitik iğne yapabi­lir.
Dikkat: Ateş yükselmesi, ürperme, si­yaha yakın idrar çıkartma veya sarılık var­sa, haber verin. Çünkü bu ağrı, safra ke­sesi yolları ve karaciğer hastalıklarının belirtisidir.

Böbrek koliği (nefretik kolik)

Böbrek taşının idrar yollarına inmesiyle ortaya çıkar.
İdrarda, böbrekler tarafından tasfiye edi­len mineraller vardır. Bazı koşullarda bu maddeler bir arada toplanarak, böbrek taşarını oluştururlar. Bu taşın idrar yollarına doğru harekete geçmesi son derece şiddetli ağ­rılara sebep olur (bilinen en şiddetli ağrılar olarak tanımlanır). Ayrıca belirtiler de o denli yeğindir ki, hasta fenalık geçirip, kusabilir;

ihtilaçla çırpınabilir. Ağrı genelde arkada, son kaburga kemiği ile belkemiğinin oluşturdu­ğu açı üzerindedir. Ama karnın alt nahiyele­rine, erkeklerde husyelere kadar yayılabilir. Kısa aralıklarla tekrarlaması daha sık görü­lür.

Çok defa idrarda kan görülür. Hasta ürperse bile, prensip olarak olayda ateş yükselmez. Seyahatlerde sallanmalar, taşın oyna­ma nedenlerindendir.
Yapılması gereken
Böyle bir durum elbette acilen dok­tor çağrılmasını ve bazen hastanın has­taneye kaldırılmasını gerektirebilir.
Böbrek taşlarının oluşmasına, sıvıla­rın tasfiyesindeki yetersizliğin yol açtığı­nı bilmek gerekir. Pek çok kimse özellik­le sıcak günlerde yeterince su içmezler. Oysa bu arada terleme nedeniyle su kay­bı daha da artar. Böylece idrar miktarı azalır.

Karın Hastalıkları Apandisit

Karın hastalıkları

Karın nahiyesi, sindirim sisteminin tamamı ile genital ve üriner (sidik boşaltma) or­ganların hemen tamamının bulunduğu yerdir. Bu nahiyede had bir hastalığın en büyük belirtileri, karın ağrıları ve kusmalardır. Daha üst taraftaki ağrılar iset bir böbrek veya genital organ rahatsızlığı olabilir.

Akut Apandisit, Apandisit Belirtileri

Apandisit, sihdirim sistemindeki küçük apandis çıkıntısının iltihaplanma­sıdır. Müdahalede bir gecikme bugün da­ha ciddi tehlikeler yaratabilir. Apandisit
krizi, oldukça şiddetli görünümler alabi­lir:
Karnın alt sağ tarafında ağrı, ateş, mi­de bulantıları ve kusmalar.

Apandisit Hastalığı Tedavisi ve Yapılması gereken

Başvurduğunuz doktor muayeneden sonra gerçek bir krizden şüphelenirse, bir cerrah görüşü, tamamlayıcı incelemeler ve hastaneye yatırma dahi isteyebilir. Gerçekten de apandisit teşhisi çok zor olup, bazen hasta24 ile 48 saat arasında gözetim altında tutulduktan sonra, bir müdahaleye karâr verebilir. Bu arada ge­rekli biyolojik ve klinik tetkikler yapılır. Cerrahtan görüş alındıktan sonra, müda­hale acilleşir. Zamanında yapıldığında, hiçbir tehlikesi yoktur.

Bu arada hastanın bilinen apandisit belirtileri göstermeyebileceği bilinmeli­dir. Doktor muayenesinden önce alına­cak bazı ilaçlar (antaljik ve antibiyotik) ge­çici olarak hastalığın belirtilerini maske­leyebilir. Gerekli cerrahi müdahale de, bu nedenle gecikebilir.
İhmal edilen apandisitin en büyük tehlikesi, peritonittir. Apandis bazen pat­layarak, içindeki iltihabı bütün karın za­rına dağıtır ve hastanın hayatını tehlike­ye düşürür.

Akciğer Tıkanması Hastalıkları

Akciğer tıkanması - Akciğer Hastalıkları

Akciğer tıkanması, akciğerdeki atarda­marlarda bir pıhtıcık nedeniyle dolaşımın dur­ması demektir Genellikle bu pıh­tıcık, toplardamarın bacak kısmındaki ilti­haplanmanın (flibit) akciğere yürümesinden kaynaklanır.

Bu tıkanma, çok ciddi sonuç verebilir ve kalp durmasına yol açabilir Da­ha hafif hallerde, hasta göğüs kafesinde şid­detli bir ağrı hisseder. Bağrına hançer saplanıyormuş gibi olur. Ayrıca solunum zorluğu meydana gelir. Teşhis, tahliller ve röntgen filmleriyle doğrulanmalıdır. Ancak önemli bir kavram unutulmamalıdır: Önceden bir flibitin varlığı. Tıkanmanın kökeni olan flibit, çe­şitli koşullarda ortaya çıkar: Uzun süre ya­tar vaziyette kalmak (cerrahi bir müdahale­den sonra, özellikle yaşlılarda), toplardamar­larda kan dolaşımının aksaması, ciddi kalp hastalıkları. Akciğer tıkanmasının teşhisinden çok, bundan da önemlisi, böyle bir hastalı­ğın önlenmesinin çeşitli yönleridir.

Akciğer Tıkanıklığı Tedavisi ve Yapılması gereken

Akciğer Hastalığı, Uzun bir süre yatağa bağlanan kişide, bacakta baldır kısmı ısınırsa, birden ağ­rırsa, flibitten şüphelenmek gerekir. Olay doğrulanırsa, akciğer tıkanmasını önle­mek için derhal pıhtılaşmayı önleyici te­daviye girişilmelidir. Hasta evinde yatı­yorsa, baldırında ağrı ortaya çıktığında, doktoruna hemen haber verilmelidir. Aynı şekilde, ayak bileğinin şişmesi, göğüs kafesinde ağrılar ve solunum güçlüğü de, doktora duyurulmalıdır.

Flibitin ortaya çıkmasını önlemek için pek çok hasta ve yatalak, kan pıhtılaşmasını önleyen ilaçlarla tedavi edilir. Bacakların hareket etmesi sağlanır.

Kalp Damar Hastalıkları

Kalp damar hastalıkları

Göğüs kafesinin içinde, kalp, akciğerler ve büyük kan damarları bulunur. Ancak göv­deyle ilgili "acil durumlar", bazen belirgin organların dışından kaynaklanır. Örneğin had bir kalp-damar hastalığı, gövdeden çok uzak bir yerde tezahür eder. Aynı şekilde yemek borusu, mide ve karaciğer de diyaframın altında bulundukları halde, had bir hastalığın sebebi iseler, "gövde "de bir acil durum yaratabilirler.

Anjindöpuatrin - Anjin Belirtileri, Anjin Hastalığı

" Anjindöpuatrin krizi genellikle bir çaba sarfından sonra meydana gelir ve iki meme arasındaki bir ağrı ile kendisini belli eder. Ağ­rı, sıkıcı, bunaltıcı, gövdeyi iki mengene ara­sına alınmış gibi hissettiren türdendir. Ağrı, yayılarak boyna ve sol kola, bileğe kadar uza­nır. Kişiyi, gösterdiği çabayı terketmeye zor­lar ve çaba gösterilmeye devam edilirse, aynı yeğinlikle başlar. Trinitrin gibi bazı ilaçlarla hemen sakinleşir.

Anjindöpuatrin (Anjin) nedir? Gösterilen bir ça­ba sırasında, kalbin yeterince oksijen alama­dığım gösteren bir alarmdır. En yaygın nedeni de, kalp damarlarının çapının daralmasıdır.

Anjindöpuatrin (Anjin) Tedavisi ve Yapılması gereken

Kontrol altına alınıp tedavi edilmez­se, anjindöpuatrin miyokard enfarktüsü­ne kadar uzanabilir. Tedavi, yaşam tarzı­na yeniden bir çeki düzen vermektir. Ya­ni beslenme rejimini değiştirmek, nice­lik ve nitelik olarak başka bir yol seçmek­tir. Düzenli bir doktor kontrolü ve ilaçla­rın alınması, hastayı rahatlatır. Nöbetler sıklaşır ve ilaçlara yanıt vermezse, dok­tor uyarılmalıdır.
Anjindöpuatrin tedavisi gören kişide krizlerin süre ve şekil değiştirmesi, dok­torun hemen uyarılmasını gerektirir.

Çarpıntı Göğüs Kaburgaları

Çarpıntı, Göğüs kaburgaları

Kalp Çarpıntısı ve Çarpıntı Nedenleri
Göğüs kafesindeki lokal ağrıların ço­ğu, kalbe bağlanır. Oysa bugün çok da­ha başka nedenleri de olabilir ve insanı telaşlandırmamalıdır. Aile doktorunuza bir telefon, gerçeği ortaya çıkaracağı için, genellikle sizi ve hastayı rahatlatmaya yetecektir. Çünkü bunların nedeni, hiçbir zaman acil bir müdahale gerektirmez. Ay­nı şekilde insanları telaşlandıran çar­pıntılar da, pek ender olarak bir "kalp hastalığı" ile ilgilidir.

Bir göğüs travmasından sonra ortaya çıkan ve soluk almakla öksürmeyi güçleştiren sancılar da, insana kaburga ke­miği kırıldığı izlenimi verir. Kalp hastaları ve yatalaklarda da, hemen akla akciğer tıkanmasını getirir

Bu tür sancıya gerçekten bir kaburga kırılması nedense ve çarpıntı, soluk alma güçlüğüyle beraberse, hasta bayılırsa, derhal doktor çağrılmalıdır.

Damar Bozuklukları Tansiyon

Damar bozuklukları: Yüksek ve alçak tansiyon

Tansiyon (damar basıncı) bozuklukları, baş dönmeleri, bayılma eğilimi, gözlerin önün­de kelebeklerin uçuşması ve bayılma ile ken­dilerini belli eder. Bazen şok hali de görülebilir. Doktor, acilen çağrılmalıdır. Yüksek tansiyon olayları sıkı perhiz ve teda­vi gerektirir. Doktor tavsiyesine sıkı sıkıya uyulmalıdır.
Genellikle tedavideki ihmaller nedeniyle acil yardım gerektiren had durumlar ortaya çıkar:

— Had akciğer ödemi

— Beyin kanamaları

Kalp Bayılmaları Senkop Tedavisi

Kalp bayılmaları - Senkop Nedir

Senkop çok kısa süren (birkaç saniye ve­ya dakika) bir bayılma (koma) halidir. Has­ta, kas gücünün anide kaybolmasıyla düşüp, hemen ardından kendine gelir. Fakat bu sı­rada yaralanması da mümkündür.

Olay, gerçekten kalpten kaynaklanıyorsa, buna ya kalp atışlarında bir bozukluk veya kalbin, beyni kanla beslemek için gereken pompalamayı yapamaması yol açar .Genellikle yaşlılarda görülür.

Çoğunluk senkop, kalp kökenli değildir. Atardamarların kas gücünü yeterince besle-yememesi ve pek ender olarak da bir beyin bozukluğu, olaya sebeptir

Kalp kökenli gerçek senkoplar, kısa veya uzun süreli "pacemaker" (pilli çalıştırıcı) mü­dahalesi gerektirebilir.

Senkop Tedavisi ve Yapılması gereken

Kişi bir an bayılıp, doğrulursa: Kalp atışlarında bir yavaşlama olmadığı­nı anlamak için, nabzına bakın Hemen doktora haber verin. Çünkü bunu bir başkası daha izleyebilir. Bacaklarını yukarı kaldırarak uzanması­nı söyleyin.

Soluyor, fakat baygınsa: Kendisini yan emniyet pozisyonunda ya­tırın Solumuyor ve nabzı atmıyorsa: Hayati bir acil durum var demektir, he­men doktora haber verin Kalp masajına hazırlık olarak, hayat busesi uy­gulayın

Pile bağlı iken yine bayılıyorsa:

Kendisini tedavi eden kalp uzmanını ara­yın ve acil tıbbi yardım isteyin.
Sık sık bayılan ve kolay kendisine ge­lemeyen bir kalp hastası karşısında, eği­tilmiş kimseler hastanın göğüs kemiği­ne üst üste küçük yumruklar indirmeyi bi­lirler (kalp masajı ile bir ilgisi yoktur). Bu müdahale, kalbi yeniden çalıştırır. Ancak bunu yalnız eğitilmiş biri uygulayabilir.

Kan Pıhtılaşmasına Karşı İlaçlar

Kan Pıhtılaşmasına karşı ilaçlar

Dünyada kan pıhtılaşmasına karşı te­davi görenlerin sayısı, giderek artmakta­dır. Örneğin kalp rahatsızlığı çekenlerin çoğu (kalp yetersizliği, kalp kapakçıkları arızaları), bir pıhtı oluşmasını önlemek ve­ya akciğer atardamarı tıkanmasına karşı bu yolu seçmektedir. Kolay ve tehlikesiz bu yöntemin amacı, kanın pıhtılaşması­nı önlemektir. Tedavi dozu iyi ayarlanır­sa, hasta tedaviyi bıraksa bile, normal biri gibi kanamanın durduğuna tanık olabilir.

Bu kesilme yavaş gerçekleşse bile, sorun yaratmaz . Bu nedenle pıhtı­laşmayı önleyen ilaçların kanama yarat­tığını söylemek, yanlıştır. Örneğin idrar­da kanama belirtileri görülürse, hasta derhal doktoruna başvurup, yeni bir doz isteyebilir.

Kan Pıhtılaşma, Bu tür tedavi görenlerin üzerlerinde bir kart veya plaka bulundurmaları önemlidir. Çünkü kaza ve travma durumların­da, reanimasyon ve anestezi uzmanları durumu ancak böyle öğrenebilir.Bu tür kişilerde bir yara kanaması da, normalde kompresle durdurulur.

Akciğer Ödemi Had Tedavisi

Had akciğer ödemi

Akciğerlerde Ödem, akciğer peteklerini dolduran kan plazması neden olur. Olay, kalbin sol ka­rıncığının had zaafından kaynaklanır.

Kişi, genellikle bir kalp hastası veya müz­min yüksek tansiyon kurbanıdır. Olay, göğüs kafesini adeta kıskaca alan amansız bir sancıyla başlar. Hasta öksürerek ve adeta boğu­larak balgam çıkartır.

Acele çağıracağınız doktor, tedaviye da­mar içine girerek başlar. Bu müdahale, bo­ğulma halini ve sol karıncıktaki kalp yeter­sizliğini önleyemezse, hastayı acil servise kal­dırmak gerekir.

Miyokard Enfarktüsü Akut

Akut Miyokard enfarktüsü

Miyokard enfarktüs, lokal tıkanma so­nucu kalp kasının bir bölümünün hayatiyetini yitirmesidir.


Bir zamanlar yaşını-başını almış genel mü­dür hastalığı diye bilinen enfarktüs, giderek daha genç kişilerin de başına musallat olma­ya başlamıştır. Hastalık, uzun bir süredir var olan veya ani ortaya çıkan bir anjindöpuatrinin de sonucu olabilir. Olay, göğüs kafesin­de, genellikle çok şiddetli bir sancıyla başlar. Bunu genel bir fenalaşma izler. Elektro, ola­yı doğrular. Enfarktüs geçiren herkes, yoğun bakıma alınmalıdır. İlk saat içinde başlayan bakım on gün sürebilir. Bu önlem sayesinde enfarktüsten ölümler, her yıl biraz daha azal­maktadır.

Bazı enfarktüsler de bir solunum bozuk­luğu veya had akciğer ödemiyle başlar Acil reanimas­yon gerektirir. Bazı olaylar da sindirim güç­lüğüne benzer ve bîr doktora başvurmayı geciktirebilir.

Myokard Enfarktüsü Tedavisi ve Yapılması gereken

Hemen çağrılan doktor yetişene ka­dar, hastayı sakinleştirin. Kendisini en rahat edeceği şekilde yatırın veya otur­tun (en iyisi, yarı oturma halidir). Her türlü harekette bulunmasından kaçının.

Enfarktüs belirlendikten sonra ilk sa­at içinde doktora haber vermek çok önemlidir. Doktor, hastanın durumu iyi gibi görünse de, kendisini en yakın rea­nimasyon servisine kaldırmak isteyecek­tir. Böylece daha sonra ortaya çıkabile­cek komplikasyonlar da önlenmiş olabi­lir.

Gerçekten de tedavi edilmeyen bir kalp ritmi bozukluğu nedeniyle, hasta "şok hali"ne girebilir veya kalp yetmezliği ortaya çıkabilir

Baş Dönmesi Bayilma Fenalik

Kısa süreli baş dönmesi, bayılma ve fenalıklar

Ani Baş Dönmesi, Bayilma
Denge bozuklukları, bayılmalar, ça­buk atlatılan koma halleri veya "senkop", çok defa doktoru doğru teşhis koymaya yöneltir.

— Beyin: Sara bozuklukları, beyin damar­larının geçici tıkanması veya sadece ruh­sal bozukluklar.
— Kalp ve damarlar: Tansiyon bozukluk­ları, kalp bozuklukları (öncelikle atış dü­zensizlikleri), kan eksikliğinden doğan bozukluklar (kansızlık ve kanamalar). Ay­rıca insana havalanıyormuş ya da çöküyormuş hissini veren baş dönmeleri, bir iç kulak iltihabı belirtisi de olabilir.

Baş Dönmesi Hastalığı Tedavisi

Bu belirtilerden bir veya birçoğunun ortaya çıkması, derhal doktora bildirilme­li, o da sebeplerini bulmak için gereken araştırmaları yapmalıdır.

Krizler yinelenir veya uzarsa (özellik­le koma halleri) veya şok hali meydana gelirse acilen doktor çağırmakta ve doktor gelene dek gerekli iş­lemleri uygulamakta yarar vardır

Konuşma ve Ses Bozuklukları

Ses bozuklukları

Konuşma ve Ses Bozuklukları
Çocuklarda, her şeyden önce nezleden sonra ortaya çıkan gırtlak yangısı, bu tür bo­zukluklara sebep olur. Sinüzit de bir başka sebeptir. Çok defa zararsız bir rahatsızlık ol­makla birlikte, bazen dramatik komplikasyonlar meydana çıkar. Çocukta her türlü ses bozulması ve kısıklığında, doktora başvurul­malıdır. Yetişkinlerde de sık rastlanır. Bir uz­mana danışın!

Ses Bozukluğu Tedavisi ve Yapılması gereken

Gırtlak yangısı çeken kişiyi rahatlat­mak için, solunan havayı nemlendirmek gerekir. Örneğin banyoya girin, sıcak su musluklarının hepsini açıp, bir süre akı­tın. Bu imkânınız yoksa, mutfağınızda bü­yük bir tencereyi suyla doldurup, ocak üstünde kaynatın. Kapağı açık kaynayan suya, okaliptüs yaprakları da atabilirsiniz.

Diş Ağrısı Diş Sağlığı Tedavisi

Diş ağrısı, Diş Sağlığı ve Diş Ağrısı Tedavisi

Şiddetli, hançer saplanır gibi gelen, dişin kökünden kaynaklanan, temas, so­ğuk, sıcak, şeker, asit ve basınçla artan bir ağrıdır. Basit bir çürük veya bir diş ap­sesinin belirtisi olabilir, ihmal edilmeme­lidir. Bilinen ağrı kesicilerle durdurulması zor olan ağrıyı, ancak dişçinin müdahalesi rahatlatabilir.

İyi bir diş bakım ve kontrolü bu tür diş ağrılarına elden geldiğince az hedef ol­manızı sağlayabilir. Yılda en az bir kez, hatta altı ayda bir dişçiye görünmek, tek çıkar yoldur.

Çene Kilitlenmesi (Trismus)

Çene kilitlenmesi (Trismus)

Çene Ağırısı ve Kitlenmesi
Çiğneme kaslarının kasılması nedeniyle ağzın açılmasının imkânsız hale gelmesiyle or­taya çıkar.
Bunun başlıca sebeplerinden biri, yirmi yaş dişinin çıkışı, bademcikler ve tetanozdur

Bütün trismus olaylarında yeni kapanan bir yara araştırılmalı ve tam bir tıbbi kont­rol gerçekleştirilmelidir.

Pamukçuk Ağız Yangısı Filegmon

Pamukçuk (aft) Ağız Ağrısı

Aft Ağız Ağrısı ve Tedavisi

Aft Hastalığı, Ağız içinde meydana gelen bir veya daha çok sayıda, çok acı veren küçük, beyaz lekeciklerdir. Acı, 4-5 gün sürebilir. Çok defa ye­mekte, zorluk çekilir. Antiseptik bir sıvıyla ağzın içine banyo yapılır.

Ağız yangısı (stomatit)

Ağız Ağrısı ve Ağız Sağlığı
Çeşitli nedehlerden meydana gelebilir (pa-mukçuk, ilaçlar, birkaç hastalığın aynı anda seyri, diş yaralan, hatta alkol ve sigara gibi maddeler). Ağız boşluğu çok büyük ıstırap ve­rir ve beslenme zorlaşır. Özellikle küçük ço­cuklar, sıkıntı çeker. Bu nedenle hiç vakit kay­betmeden doktora gitmek ve gereken tedavi­yi yapmak için, dişçiye görünmek gerekir!

Flegmon

Ağız boşluğu içinde derin, acılı, çok ça­buk genişleyip büyüyen, insanı mecalsiz bı­rakıp, ürpertiler ve ter dökmelere sebep olan bir iltihaptır. Beslenmek imkânsız hale gelir.
Hatta ağzı açmak bile zorlaşır. Hasta, dişlerini açamaz (Bak. Çene Kitlenmesi). Boğaz tetkik edildiğinde, orta yerinde ağrılı bir şiş­kinlik saptanır.

Vakit kaybetmeden doktorunuza başvu­run, çünkü acil tedavi, kaçınılmazdır.

Bademcik İltihabı ve Anji Hastalığı

Ağız, boğaz, Bademcik İltihabı

Anji Hastalığı ve Tedavisi
Basit bir tahriş veya özellikle çocuklarda ciddi ağız ve boğaz hastalıkları, çok çeşitli­dir. Basit pamukçuktan anjine dek, hepsinin ciddiyet aşamaları vardır: Hiçbir zaman ih­mal edilmemeleri gerekir; çünkü çok çabuk tehlikeli durumlar yaratabilirler.

Anjinler ve bademcik iltihapları

Boğazın arkasında, bademciklerin bulun­duğu bölgedeki bütün rahatsızlıklara yaygın olarak anjin denir. Anjin, boğaz ağrısıyla (tek veya çift taraflı) başlar; hasta çok defa yut­kunmakta büyük güçlükler çeker.

Hele ateş de rahatsızlığa eşlik ederse, an­jini ihmal etmemek gerekir. Çünkü komplikasyon rizikosu büyüktür: Had romatizma, kalp, böbrek yetersizlikleri ve tansiyon yük­sekliği gibi. Bu tür anjinler, antibiyotik teda­visi gerektirir; ancak buna yalnız doktor ka­rar verebilir.

Dikkat! Bulaşıcı hastalıkların çoğu, özel­likle difteri, anjin belirtileriyle başlar. Fakat yoğun aşı uygulamasıyla, ülkemizde de dif­teri hastalığı çok azalmıştır.

Anji ve Bademcik İltihabı Tedavisi ve Yapılması gereken

Öncelikle kızarıp kızarmadığını anla­mak için, boğazın dibine bakmak gerekir. Böylece hafif veya çok kızardığı, üzerin­de beyaz lekecikler olup olmadığı sapta­nır. Boğaz çok kırmızı ve beyaz lekecik­ler de varsa, doktoru çağırmak gerekir. Bu arada hastanın ateşini de alabilirsiniz.

Burun Kanaması Tedavisi

Burun kanamaları, Burun kanaması

Burun kanaması, çok çeşitli nedenler­den kaynaklanabilir. Burun veya kafata­sında bir travma, ani tamsiyon yükselme­si, kan pıhtılaşmasında aksaklık (örneğin kanı sulandırıcı ilaç alan hasta). Burun kanamaları, genelde zararsızdır. Tedavi, kanayan deliği bir parmakla tıkamaktır. Bu sırada kişi, oturtulmalıdır. Özellikle burun deliğine pamuk sokulmamalıdır; çünkü pamuk çıkartılırken, yeni bir kana­ma başlayabilir.

Ani Burun Kanama Tedavisi

Burna yarım saat kompres yapıldığı halde kanama devam ederse, doktora da­nışmak kaçınılmaz olur.

Kulak İltihabı ve Tedavisi

Kulak iltihabı Belirtileri

Çocuklarda çok sık rastlanan orta kulak iltihabı (otit), kulak ağrısıyla.başlar. Ateş de yükselir. Ağrı olmasa bile, çocuk doktoru, hastanın daima kulaklarını muayene eder.

Çocuğunuz görünür bir neden olmadan mızıklanıp, keyifsizlik çekiyorsa, orta kulak iltihabından şüphe edebilirsiniz. Ağrı, çene eklemiyle kulağın arkasındaki bölgede başlar.

Kulak İltihabı Tedavisi ve Yapılması gereken

iltihap, orta kulağı sarınca, tedavide cerahati dışarı akıtabilmek için kulak za­rını delmek gerekir. Bu müdahale, bir kli­nik veya hastanede gerçekleştirilmelidir.

Bazı hallerde antibiyotik verilmesi ge­reği, her türlü kulak ağrısında doktora ha­ber verilmesini haklı göstermek için yeterlidir.Kulak zarının delinmesi (parasantez), hastayı derhal rahatlatır. Bu son derece basit bir müdahale olup, abartılmamalıdır

Kulak Kulak Ağrısı Yabancı Cisim

Kulak, Kulak Ağrısı,

Özellikle küçük çocuklarda kulak ağrıla­rı sık görülür. Buna sebep olan iltihaplanma, zamanında tedavi edilirse, ciddi sayılma; Fakat ihmal edilirse, önemli bir alan zarar gö­rür ve dönüşü olmayan arıza bırakır.

Basınç değişikliği travması

Ani basınç değişikliklerinin sebep olduğu kulak ağrılarıdır. Uçaklarda ve denizaltılar-da ani alçalmalarda görülür. İşitme duyusu zayıflar ve iki kulakta da şiddetli ağrı hisse­dilir.

Kulak Hastalığı Tedavisi ve Yapılması gereken

Hiç vakit kaybetmeden bir doktora danışın. Tam iyileşmeden önce yeni ba­sınç değişikliklerine maruz kalırsa, kulak­ta arıza yerleşir.

Kulağa yabancı cisimlerin Kaçması

Özellikle çocuklarda çok sık rastlanır. Ku­lağa kaçan yabancı cisimleri çıkartmaya kal­kışmamak gerekir. Aksi halde kulak zarı delinebilir.Hiç vakit kaybetmeden bir uzmana baş­vurun.

Göz Zonası Göz Sağlığı

Göz zonası

Göz Sağlığı
Göz sinirinde meydana gelen bu iltihap­lanma, göz çevresinde yanmalı ağrılarla baş­lar. Aynı bölgede daha sonra çiçek hastalığı kabarcıklarına benzer sivilceler belirir. Ardın­dan gözde ışığa karşı aşırı bir duyarlılık ortaya çıkar.

Bu belirtiler görülür görülmez, derhal bir göz doktoruna görünün. Bazı ciddi durum­larda, hastaya karanlıkta tedavi önerilir.

Goz Yaralanmalari Goz Tedavisi

Göz yaralanmaları

Saydam tabaka yaralan, bazı işlerde (ma­deni parçaların çekiçle dövülmesi, kaynak) ve­ya bisiklet, otomobil kazaları, attan düşme, hatta yaya yürürken düşüp, gözün bir dala çarpmasıyla meydana gelebilir. Gözde ağrı, yaşlanma ve kızarma sürekliyse, küçük bir göz yarasından şüphe edilebilir.

Göz Yaralanması Tedavisi ve Yapılması gereken

Gözdeki en küçük bir yara dahi, göz doktoru tarafından muayene edilmelidir. Böylece başlangıçta önemsiz olan yara­nın, ciddi bir hal alması önlenebilir. Bu yaralar göz içinde veya göz kapaklarında olabilir.

Göz Yaralanmaları Göz Tedavisi

Göz yaralanmaları

Göz Hastalığı
Saydam tabaka yaralan, bazı işlerde (ma­deni parçaların çekiçle dövülmesi, kaynak) ve­ya bisiklet, otomobil kazaları, attan düşme, hatta yaya yürürken düşüp, gözün bir dala çarpmasıyla meydana gelebilir. Gözde ağrı, yaşlanma ve kızarma sürekliyse, küçük bir göz yarasından şüphe edilebilir.

Göz Yaralanması Tedavisi ve Yapılması gereken (Göz Tedavi)

Gözdeki en küçük bir yara dahi, göz doktoru tarafından muayene edilmelidir. Böylece başlangıçta önemsiz olan yara­nın, ciddi bir hal alması önlenebilir. Bu yaralar göz içinde veya göz kapaklarında olabilir.

Yüz Trigeminal Nevraljisi

Yüz Nevraljisi - Trigeminal Nevralji

Nevralji Hastalığı ve Tedavisi
Son derece şiddetli, şimşek gibi başlayan, yine tek yanda görülen ve yalnız gözle sınır­lanmayan bir ağrıdır. Gözün çevresini, bur­na kadar sarabilir. Elmacık kemiği ve alı­na da uzanabilir. Çok defa soğuktan veya yüzün bazı hareketlerinden kaynaklanır. Nöbet, kısa ve çok şiddetlidir; birkaç saniye ile bir­kaç dakika arasında sürer.

Doktorunuza danışın.

Glokom Karasa Su Hastalığı

Kara su - Glokom Hastalığı

Glokom Nedir
Had kara su nöbeti, gözde ani bir ağrıyla başlar. Çoğunlukla bir heyecan, bir enfeksi­yon hastalığı veya cerrahi müdahaleden son­ra ortaya çıkar. Ender olarak bazı ilaçlar da krizi başlatabilir.
Ağrı, gözün bir tekinde vardır. Mide bu­lantıları, kusmalar ve ışıkta görme zorluğu da buna eşlik eder. Göz genellikle kızarır, göz­bebeği hafif genişler.

Glokom Tedavisi ve Yapılması gereken

Ağrının başladığı ilk saat içinde göz doktorunun müdahalesi şarttır. Aksi hal­de göz, görme yeteneğini kesinlikle kay­bedebilir.

Göz Ağrısı Yanması Tedavisi

Göz - Göz Ağrısı Nedenleri

Göz Sağlığı
Göz ağrıları, çok çeşitli ve ıstırap verici­dir. Bazıları pek ciddi olmayıp, kısa sürede geçer. Fakat göz hastalıklarının pek çoğu, görme duygusunu etkileyebilir.
Bir göz ağrısı halinde, göz doktoruna da­nışın ve uzman tarafından tavsiye edilmedik­çe, kesinlikle herhangi bir göz damlası kul­lanmayın.

Göz yanmaları

Gözlerdeki katılgan doku yanmaları, da­ha çok kış mevsiminde görülür, özellikle gü­neşin, kar tabakası üzerinde yansıması tehli­keye yol açabilir.
Kar körlüğü, göze kum kaçmış gibi bir hisle başlar; bunu ışıkta gözleri acamama hali izler. Bazen göz kapaklarında ödem de gö­rülür

Göz Yanmaları ve Tedavisi

36 ile 48 saat arasında, karanlık veya loş bir yerde gözlerinizi dinlendirin. Soğuk su emdirilmiş pamukla göz kapaklarına kompres yapın. Göz doktorunun tavsiye­si olmadan, kesinlikle damla kullanma­yın. Ağtabakanın tehlikeye maruz kalma­ması için, kara camlı gözlük olmadan, hiçbir ışığa bakmayın.

Göze kaçan yabancı cisimler (sinek, toz, kurum) çok rahatsız edici olmakla birlikte, kolay çıkartılır. Zorlanmadan erişilecek yer-deyse, mendilin ucuyla veya kompresle çıkartılabilir. Pamuk kullanmayın; çünkü zerrecik­leri sıkıntıyı daha da artırır. Cismi çıkartamazsanız, ısrar etmeyin; çünkü göze saplana­bilir ve göz doktoruna gitmek gerekir.
Parçalanıp dağıtabilecek malzeme karşı­sında çalışanlar, daima koruyucu gözlük kul­lanmalıdır.

Boyun Tutulması Tedavisi

Boyun tutulması

Boyun Tutulması Tedavisi
Normalde geçici olan ve soğuktan kaynak­lanıp, "romatizmal" denen boyun tutulma­sı, boynun normal hareketlerini sinsi ve ağ­rılı gerilmelerle önleyen bir rahatsızlıktır. Ancak özellikle çocuklarda boyun ağrılarının ba­zı ciddi hastalıkların belirtisi olduğunu bilin. Hemen çocuğun ateşine bakıp, doktor çağırın.

Ödem Yüzde Ödem Tedavisi

Yüzde had ödem - Ödem Tedavisi

Ödem Belirtileri, Bazı kişilerin yüzleri, böcek sokmaların­dan veya ilaç enjekte edildikten sonra, garip bir şekilde şişebilir. Bu, alerjiktir. Ancak öde­min solunum yollarına geçmesiyle, solunum güçlükleri de çekilebilir

Çok defa ödem birden iner. Ancak yeniden tekrarlaması halinde, hastanın nasıl bir yol izleyeceğini öğrenmesi için doktora baş­vurması yerinde olur.

Bir kaza sırasında hata yapılmaması için, alerjik kişiler yanlarında neye karşı duyarlı olduklarını gösteren bir kart taşımalıdır.

Baş Ağrıları Migren Menenjit

Başağrıları - Baş Ağrısı Nedenleri

Baş Ağrıları
Ruhsal kökenli veya nezleden, gözlerin yorgunluğundan ya da bir grip başlangıcın­dan kaynaklanmış da olsa, hiç hoş olmamakla birlikle, başağrısı önemsiz bir rahatsızlıktır.

Ancak bazı başağrılarına, daha ciddi has­talıklar da sebep olabilir: Ateşli enfeksiyon hastalıkları, beyin ve sindirim hastalıkları, ba­zı toksik maddeler kadınlarda aybaşı halleri ve özellikle tan­siyon yüksekliği: Uygun ilaç (aspirin gibi) alındığında ağrılar geçmezse, bu bir uyarı gi­bi kabul edilip, doktora başvurulmalıdır.

İki başağrısı, birbirinden ayırt edilir: Mig­ren veya yarım başağrısı (bazı kişilerde çok şiddetli ve sıktır) ile, menenj ağrıları (acil teş­his ve tedavi gerektirir).

Migren (yarım başağrısı) Migren Tedavisi

Migren Nedir?
Migren Hastalığı, Başın bir yarısında duyulan ağrıdır. Ön­ce kusma, baş dönmesi. ışığın sebep olduğu görme bozuklukları ortaya çıkabilir. Birkaç saat veya birkaç gün sürer. Uyku sırasında ge­çer. Migren nöbetleri, değişik zamanlarda, aralıklarla yineler. Buluğ çağında, âdet kanamalarında, bazı besinler yendiği zaman ortaya çıkar.

Menenjit ağrıları

Başağrılarının yanı sıra, önemli kusma, kabız ve ensede ağrı varsa, dikkat edin! Bu belirtiler, menenjlerde bir kanamayı göstere­bilir, özellikle menenjitli çocuk, başı arkaya yatık, gözlerini ışıktan kaçırarak yatar. Ateş çok yüksek olup, acil tedavi şarttır. Hastayı, en kısa zamanda doktora gösterin.

Kan Çıbanı ve Tedavisi

Kan çıbanı

Kıl dibinde çıkan sancılı bir çıbandır. Bu nedenle bedenin her türlü bölgesinde, hatta saçlar arasında bile görülebilir, örneğin bu­run kanadında veya üst dudakta çıkacak bir kan çıbanı, derhal doktora tedavi ettirilmeli­dir; çünkü meydana gelebilecek bir enfeksi­yon, beyne yürüyebilir

Kan Çıbanı Tedavisi

Kan çıbanına mümkün olduğunca az dokunun. Olgunlaşmasını bekleyin. Ken­disi patlayarak, beyaz bir irin akıtacaktır. Ancak o zaman çıban derinlemesine de­zenfekte edilmelidir
Birkaç kan çıbanı bazen bir araya ge­lip, tedavisi daha güç bir durum yarata­bilir.
Doktor müdahalesi şarttır. Şeker hastalarında bu çıbanlar daha sık görü­lür ve ciddidir.

Belkemiği Kırığı Tedavisi

Belkemiği kırılması

Belkemiğinin boyun düzeyinde kırılması, boyun tutulmasında görülen ağrılara benzer acılar getirir. Buna çok defa sinir kaslarının gerilmesi, parmaklarda karıncalanmalar ve­ya boyun ve kollarda elektriklenmeler eşlik edebilir.
Merdivenden, damdan düşme ve otomo­bil kazası olayları, görünür belirti olmasa da, belkemiğinin kırılmasına yol açabilir.

Bel kemiği kırığı Tedavisi ve Yapılması gereken

Bu tür belirtileri gösteren biri, olağan­üstü bir dikkatle nakledilmelidir. Aksi hal­de felç tehlikesi ortaya çıkabilir; baş-boyun-gövde eksenine uyulması. Bir şüpheniz varsa, doktor gelip muaye­ne edene dek, omuriliğe zarar vermemek için, boynunu hareketsiz tutun.

Yarım İnme İnme Tedavisi

Yarım inme Nedir

Felç İnme
Beynin iki yarım küresinden birini besle­yen kan damarlarından biri tıkanır veya çat­larsa, beyin zarının o taraftaki gücü tıkanır. Vücudun da aksi yöndeki yarısında derhal felç (inme) hali başlar. Buna, "yarım inme" denir.

Durum, yüz hatlarındaki görünür simet­ri bozukluğu, kol ve elde felç hali (hasta eli­ni sıkamaz) ile ortaya çıkar. Felç hafifse, has­ta bacağını kaldırmakta güçlük çeker. Ancak inme hali daha ciddiyse, yattığı yataktan doğ­rulmak için, ayağını kaldırıp aşağı indiremez.

Hastanın bilinci yerinde olduğu halde, in­me durumunda bazı kelimeleri söyleyemez; hiç konuşamayacak kadar dili tutulabilir. Beyindeki tıkanma daha genişse, koma hali or­taya çıkar

Yarım İnme Tedavisi (İnme Hastalığı)

Beynin bir yanının tıkanmasına neyin sebep olduğunun anlaşılması için, derhal doktora danışmak gerekir.

Koma hali varsa, hasta yan emniyet pozisyonuna getirilmelidir Doktor gelene kadar içecek verilmeme­lidir. Hasta bilinçsiz yatarken, larenks ref­leksleri kısmen veya tamamen durduğun­dan, boğulabilir

Yarım inme, bir ay kadar önce bir ka­fatası travması geçiren bir kişide görülür­se, doktor acilen çağrılmalıdır.