Sakroiliet ve Ayirici Tanisi

Sakroiliet ve Ayirici Tanisi



Sakroiliet, kilnik olarak spondiloartropatiye benzer bir şekilde diğer bakteryel infeksiyonlarla da oluşabilir. Sakroiliak eklem tüberküloz ve burusellozda tutulabilir. Bu hastalıklarda bakterinin lokal olarak bulunduğu ve belki de sakroiliak eklemde lokalize olduğu genel düşüncedir, fakat bu gösterilememiştir.



Septik Sakroilietli hastalarda bakterinin sakroiliak ekleme giriş yollan iyi bilinir ve kısmen apse formasyonu ile şiddetli Sakroiliet nedeni olmaktadır. Piyojenik Sakroilietin en sık nedeni stafılokoklardır. Fakat başka mikroorganizmalarda saptanmıştır. Bu bakteri önce organizmaya vücudun farklı sahalarmdan penetre olur. Muhtemelen sakroiliak ekleme kan yoluyla ve olasılıkla kemik iliği yoluyla ulaşır. Sakroiliak eklemin genç eroin bağımlılarında septik artrit ile en sık etkilenen eklem olduğu rapor edilmiştir. Buna göre ilginç bir gözlem olarak sakroiliak eklemin vaskülaritesinin yaşamın ikinci dekatmda pik yaptığı belirtilmiştir. Yetişkin ankilozan spondilitte de hastalığın sakroiliak eklemde başlamasında ortalama yaş 20 civarlarındadır. 12 yaşından daha genç olan juvenil SpA' li çocuklarda hastalık nadiren sakroiliak eklemden başlar. Sakroiliak eklemin kan akımındaki farklılıkların Sakroiliet prevalansında bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir.



Diğer romatolojik hastalıklarda, klinik olarak SpA' ye benzerlik gösteren sarkoidozda Sakroilietin meydana gelmesi nadirdir. Sakroiliak inflamasyonun önemli bir ayırımı malignensilerdir.



Özellikle erken dönemde tüm bu hastalıklarda Sakroilietin görüntülemesi zor olabilmekte ve ayırıcı tanı genel olarak klinik kriterlere göre yapılmaktadır. Bel ağrısı ve inflamatuar bel ağrısı tanısal yaklaşımı için akut faz reaktanlarının değerlendirilmesi ankilozan spondilit ve mekanik bel ağrısı ayırımına yardımcı olabilmektedir. Bununla birlikte bu parametreler


spondiloartropatilerde inflamasyon, ve septik artrit yada metastaz arasında ayrım yapamaz. Klinik olarak ankilozan spondilitin tanısı için istirahat ağrısı (%65 sensitivite, %79 spesiflte), sabah tutukluğu(%95 sensitivite), başlama yaşı (35 den aşağı olmasıdır%92) ve egzersizle rahatlama (%88 spesiflte) gibi özellikler değerlendirilir. İnflamatuar bel ağrısını yansıtan bu klinik özellikler içerisinde en sensitiv olan sabah tutukluğu en spesifik olanı ise egzersizle rahatlamadır.



Bir inflamatuar bel ağrısı hikayesi Sakroiliet açısmdan yüksek spesifik bir gösterge değildir. Sakroilietin tanısında ve ayırıcı tamsmda fizik muayenenin yeri sınırlı olarak bilinir. Etkin kullanışlı görüntüleme tekniklerine ihtiyaç vardır. Böylece Sakroilietin ve spondiloartropatilerin tanısının önemli bir bölümünde görüntüleme tekniklerine güvenilmektedir.

Sakroiliak Eklem Nedir

Sakroiliak Eklem Nedir



Niçin sakroiliak eklem? spondiloartropatilerde etiopatogenez tam olarak bilinmemektedir. Sakroiliak eklemler lokalizasyon itibarı ile barsaklardan uzak değildir. Bu durum inflamatuar barsak hastalıklarındaki Sakroilietlerde çeşitli düşünce ve hipotezlere yol açmıştır. Barsak duvarının artmış olan permeabilitesinin önemli bir etken olduğu söylenmektedir. Bakteri kan akımına çok daha kolay geçebilir.


Spondiloartropatiler içerisinde enfeksiyon sorası geliştiği en iyi bilinen hastalık reaktif artrittir. Reaktif artritte şigella, salmonella yersinia gibi enterobakterler yada klamidya, üreoplazma mikoplazma gibi ürogenital mikroorganizmalar suçlanmaktadır. Bu mikroorganizmalar sakroiliak eklemde direkt olarak saptanamamıştır. Ancak bazı serolojik tetkiklerle antijenlerine karşı gelişen reaksiyonlar değerlendirilmeye çalışılmıştır



Son zamanlarda kullanılmaya başlayan polimerase zincir reksiyonu (PCR) tekniği ile yapılan incelemelerde sinovyal dokuda bakteryel DNA ve RNA' nın küçük bir miktan saptanabilmiştir. Bu durum nedeni tam olarak çözümlenmemiş olan spondiloartropatili hastalardaki Sakroiliette bakterinin rolü ile ilgili soruları da beraberinde getirmiştir. Bu nedenle hastalığın çok erken döneminde olayı bir bakterinin tetiklediği, hastalığın geç döneminde ise otoimmün mekanizmanın daha baskın ve önemli olduğu düşüncesi hakim olmuştur



Spondiloartropatilerde sakroiliak ve diğer eklemlerin yada entesislerin inflamasyonunda, mikroorganizma yada otoimmünitenin neden olduğu hiperaktivasyonun immünolojik bir dönemini söz konusu olmaktadır. Bakteriye karşı hücresel düzeyde oluşan kros reaksiyon suçlanmaktadır.



Bu konudaki son güncel yaklaşımlar T hücreleri, makrofajlar HLA-B27 ve bakteriler ile ilgili hipotezlere dayanmaktadır ve tartışılmaktadır



Yem bir araştırmada 'bakteri ısı protein 60' adlı bir faktörün spondiloartropatilerin patogenezinde otoimmün mekanizmada rol oynadığı ileri sürülmektedir.

Sakroiliet ve HLA B27 Antijeni

Sakroiliet ve HLA B27 Antijeni



HLA-B27 doku antijeni spondiloartropati grubunun ortak genetik özelliğidir ve etiopatogenezde önem kazanmaktadır. Batı toplumlarında normal kişiler arasında %5-7 pozitif olan HLA-B27, ankilozan spondilitli hastaların %90-95'inde, reaktif artritlerin %80'inde pozitiftir.



Romatolojik bir hastalığı olan HLA-B27 pozitif 440 kişi ile yapılan bir çalışmada Sakroiliet ile HLA-B27 beraberliği gösterilmiştir. Bu hastaların %83'ünde Sakroiliet varlığı saptanmıştır.



Spondiloartropatili bir hastada HLA-B27' ye ek olarak reaktif artrit, barsak inflamasyonu ve psöriasis Sakroiliet ankilozan spondilit gelişmesinde önemli üç risk faktörüdür.



Spondiloartropatilerin seyrinde HLA-B27'nin prognostik etkisi son zamanlarda yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Olası erken ankilozan spondilit düşünülen 54 hasta ile yapılan prospektif bir çalışmada 10 yıllık takip sürecinde, 32 hastada (%59) ankilozan spondilit ve 10 hastada da (%19) belirlenemeyen spondiloartropati gelişmiştir. Bu çalışmada 41 HLA-B27 pozitif hastanın 29'unda (%71) ankilozan spondilit gelişmiş iken, HLA-B27 negatif 13 hastanın ise yalnızca 3'ünde (%23) ankilozan spondilit gelişmiştir.



Yapılan başka bir çalışmada HLA-B27 pozitifliği ile tipik semptomlar mevcut olduğunda sakroilitis ve spondiloartropati olasılığının on kat arttığı gösterilmiştir.



HLA-B27 pozitifliğinin eşlik ettiği ankilozan spondilitli hastalar da sindesmofît gibi bazı radyolojik bulguların daha sık olduğu gözlemlenmiştir.



Ankilozan spondilit ve diğer spondiloartropatilerde HLA-B27 prognostik bir faktör olarak görülmekte ancak tamdaki değeri tartışılmaktadır.