Migren Tedavisi Çocuklarda Migren

Migren Tedavisi, Migren ve Tedavi, Migren Teşhis

Migrene karşı alınabilecek genel önlemlerle ilgi­li olarak yukarıdaki bölümde yeterince durduktan sonra, şimdi de ayrıntılı olarak ilaçla tedavinin üze­rinde durmak istiyoruz.

Not: Aşağıda belirtilen ilaçlardan aspirin, paracetamol, migraleve ve onların muadili olan ağrı kesici­leri piyasada serbestçe temin edebilirsiniz. Öteki ilaç­lar için mutlaka doktor reçetesine gerek vardır. Aşa­ğıda önce ilaçların kimyasal adını, sonra da paran­tez içinde ticari adını bulacaksınız. Ticari adlar, bü­yük harfle başlayanlardır. İlaçların kimyasal adlan ge­nel olarak aynı kalmakla birlikte, ticari adları ülkeden ülkeye değişebilmekte ve zamanla yenileri yapılabil­mektedir

Nöbet sırasında

Migrenin karakteristik özelliklerinden biri, nöbe­tin ilk anlarında midenin işlevini durdurmasıdır. Rönt­gen muayeneleri, mide duvarının normal hareketle­rinin durduğunu göstermiştir. Bu durum, mide bulan­tısı ve besinlerle ilaçların yeterince emilmemesi ve özümlenmemesini de beraberinde getirir Üstelik bu besinlerin ve ilaçların büyük olasılıkla kusulması da söz konusudur. Bütün bu açıklamalar, migrende ağız yoluyla alınan ilaçların neden yeterince etkin olama­dığını gösterir. Kusmayı önleyici bir ilaç olan metoclopramide (Maxolon) tavsiye edilebilir. Çünkü bu ilaç bir yandan mide bulantısı ve kusmayı önlerken öte yandan da çok zayıf olan mide etkinliğini harekete geçirerek ilaçların daha iyi özümsenebilmelerini sağlar.
Tedavinin, nöbetin hemen başında, ağrıların da­ha şiddetlenip şiddetlenmeyeceğini beklemeden ya­pılması gerekir. İlkin hemen bir iki tablet aspirin (mümkünse eriyebilen)alınmalıdır. Eğer aspirin çeşitli nedenlerden dolayı alınamıyorsa yine iyi bir ağrı ke­sici olan paracetamot önerilir. Aspirin ve paracetamolun kodeinsiz türlerini reçetesiz olarak bulmak mümkündür. Kodeinli olanları ise ağrı kesici olarak daha etkindir.

Eğer bu önlem bir yarar sağlamamışsa ya da kus­ma sonucu ilaç dışarı atılmışsa, îlkin 10 miligramlık bir metoclopramide (Maxolon) tablet alın. Aradan ya­rım saat geçtikten sonra bir ya da iki tablet aspirin veya paracetamol yutun. Bu terkip sizin için çok da­ha etkili olabilir. Aradan bir saat geçtikten sonra ağ­rılarınız hâlâ hafiflememişse, bir doz aspirin daha ala bilirsiniz.

Birçok migren ağrısı, basit ağrıkesicilerden etkilenemeyebilir. O zaman ergotamine içeren ilaçların kullanılması gerekir. Bu kimyasal madde, özellikle baştaki damarların çapları üzerinde etkili olur ve mig­ren nöbetleriyle ilişkileri belirlenen serotonin üzerin­de bir denetim kurar. Ergotamine, nöbetin başlangıç anında alındığı taktirde çok etkili olur. Eğer hasta, başağrısı başlamadan önce, görme bozukluğu, uyuşukluk, konuşma güçlüğü gibi bazı ön belirtileri ken­dinde hissetmişse, hemen ergotamine almalı sonra da başağrısını önlemeye çalışmalıdır.

Ağız yoluyla alınabilecek çeşitli haplar üretilmiş­tir. Bunların en yaygın biçimde kullanılanları, migrii, effergot, cafergot ve femerin'dir. Migrii ve effergo-tun her tabletinde 2 miligram ergotamine vardır. Ca­fergot ve femerinin her tabletinde ise 1 miligram er­gotamine bulunur. Migrin ayrıca kafeğin ve kusmayı önleyici bir etki yapan cyclizine de içerir. Cafergo-tun içeriğinde de kafein bulunur. Efergot suda eriye­bilen, efervesan bir haptır. Bazı hastalar, ergotami­ne içeren bir ilacı dil altında emerek daha kolay ya­rarlanabilmektedir. Lingraine (2 miligram) bu amaç­la piyasaya sürülmüştür.


Ergotamineli ilaçların başlangıç dozu, 2 miligram­dır. Eğer ağrı 45-60 dakika arasında belirli bir düşüş göstermezse, 1-2 miligram daha alınabilir. Günlük alınabilecek en fazla ergotamine miktarı 6 miligramdır. Ancak, ilaç en çok ağrının başlangıcında etkili oldu­ğundan 3-4 miligramdan fazla kullanmak pek yarar sağlamaz. İlacın görme ve duyumsama belirtileri üze­rinde çok az bir etkisi vardır ve bu etki herhangi bir tedaviye gerek kalmaksızın 30-60 dakika içinde kendiliğinden geçer.

Ergotamine içeren ilaçlar eğer çok sık kullanılır­sa, zehirli başağrılarına yol açabilir, kimi zaman da. kan damarlarındaki etkilerinden dolayı üşümeye, par­mak uçlarının beyazlaşmasına ve kas kramplarına ne­den olabilir. Ancak bu yan belirtilere oldukça az rast­lanır. Bu kitabın yazarı 25 yıllık meslek yaşamında bu tür yan etkilerden yakınan üç hasta ile karşılaşmış­tır. Ergotamine içeren ilaçları üreten kuruluşlar ila­cın kutusuna koydukları kullanma talimatnamesinde, haftada alınabilecek en fazla miktarı da belirtirler. Ki­şilerin bu kimyasal maddeye olan duyarlılığı değişe-bildiğinden, doktorunuz tarafından aksi önerilmedikçe bu kurala uymanızda yarar vardır.

Ergotamine içeren ilaçların hamilelik döneminde kullanılması sakıncalıdır.

İçeriğinde ergotamine bulunan ilaçların yarattığı en büyük sorun, mide bulantısı ve kusmayı tahrik et­meleridir. Hatta ilaç yutulduktan hemen sonra da kus­ma yoluyla vücuttan atılabilir. Bunu engellemek için beraberinde cyclizine içeren Migril almak, yüzde yüz garantili olmasa bile yarar sağlayabilir.
Bazı ilaçları anüs yoluyla almak gerekebilir. Ca-fergot bunlardan biridir. İçeriğinde 2 miligram ergo­tamine dışında bir miktar kafeğin ve sakinleştirici bu­lunur. Hap vücuda girer girmez erir ve anüsten dışa­rı akma tehlikesi yoktur. Yine de hastaya yatağa uzan­ması ve uyumaya çalışması önerilir. Çünkü, ilaç, baş-dönmesi yapabilir. Hasta uyandığında başağrısı ya tamamen ortadan kaybolmuş ya da büyük ölçüde ha­fiflemiş olur. Mide bulantısı, bu ilacın çok ender gö­rülen biryan etkisidir. İlaç günde en fazla iki kez kul­lanılabilir.

Daha kolay alınabilecek bir başka ergotamine içe­ren ilaç da solunum yoluyla alınan Medihaler ergotamine'dir. Aerosol halindeki ilacın içeriğinde 0.36 mi­ligram toz ergotamine vardır. İlacın püskürtücüsü ağıza alınır ve güçlü bir biçimde soluk alınarak ilacın ci­ğerlere ulaşması sağlanır. Birkaç dakika içerisinde akciğerlerden kan dolaşımına karışan ergotamine be­yine ve vücudun öteki kısımlarına ulaşarak gerekli et­kiyi sağlar. Bir ya da iki kez yeterli olmakla birlikte 24 saat içinde altı doz soluk yoluyla alınabilir. Son derece etkili olan bu ilacın güçlü bir yan etkisi vardır: Kusmaya neden olur.

Ergotamine, vücuda şırınga ile de verilebilir. Fa­kat ilacı enjeksiyonla almanın belirli zorlukları vardır. Migren belirtilerinin başladığı anda, yani ilacın der­hal vücuda girmesi gerektiği anda, hastanın yanın­da bir doktor ya da hemşire bulunması çok uzak bir olasılıktır. Bu nedenle ancak, hasta bizzat kendisi ya da bir yakını bu işi çok iyi biliyorsa ilacı şırınga yo­luyla alabilir. Damardan verilecek ergotamine miktarı, 0.25-05 miligramdır. Doğrudan kan dolaşımına karış­tığı ve damarlar üzerindeki işlevini hemen yerine ge­tirdiği için çok etkilidir. Küçük dozajlar, mide bulan­tısı ve kusma gibi yan etki olasılıklarını azaltırsa da yine de görülebilir. Ergotamine alınabilecek öteki yol­ları kullanabilmek mümkün değilse, hastanın kendi­sine şırınga yapması çok yararlı olur. Migren nöbet­lerini bu yolla engelleyen çök sayıda hasta vardır. Mide bulantısı ve kusma, migren nöbeti sırasın­da hastayı bazen en az baş ağrıları kadar rahatsız ede­bilir. O taktirde alınabilecek ilaçlar,stemetil, valoid ya da maxolon'dur. Bunlar, âğız yoluyla alınabilecek­leri gibi damardan ya da fitil şeklinde de alınabilir.

Önleyici tedavi

Migren nöbetlerinin engellenmesi amacıyla kul­lanılan ilaçların sayısı çok fazladır. Bunlardan her biri, migreni uyarıcı ve davet edici unsurlar üzerinde et­kilidir. Bu yüzdendir ki, eh uygun ilaç türü her hasta­nın kendi bünyesel gereksinimlerine göre değişiklik gösterir.

Duygusal bunalım ve gerilimlerin söz konusu ol­duğu durumlarda, hasta, sakinleştirici ilaçlar alabi­lir. Bunların günümüzde en yaygın kullanılanları librium, valium, equanil'dir. Bu ilaçlardan herhangi bi­ri, doktor tarafından hastanın içinde bulunduğu ruh halinden kurtulmasına yetecek süreler için, örneğin birkaç hafta ya da ay, kullanılmak üzere verilebilir. Sedativ olarak da bilinen sakinleştirici ilaçların çok çe­şitli türleri vardır. Bunlardan hangisinin en uygun ol­duğunu ve en az yan etki yaptığını saptayabilmek için değişik zamanlarda değişik ilaçlar kullanmak gere­kebilir.

Hasta gerilimle birlikte bir de depresyon geçiriyorsa, yahut yalnızca depresyon söz konusu ise ve bu durum da migreni tahrik ediyorsa, hastaya tryptizol, tofranil, prothiaden, surmontil gibi antidepresif diye bilinen ilaçlardan biri verilebilir. Aslında sayıla­rı çok değişen bu ilaçlardan bazıları, gece kullanılır. Yatağa yatmadan önce alındıkları taktirde, etkilerini ertesi gün de sürdürülen Antidepresif ilaçların belir­li süreler içinde (örneğin üç ay) kullanılması ve bün­ye için en uygun olanının doktor tarafından saptan­ması gerekir.

Migren hastalığının belirtilerine, baştaki dolaşım değişimlerinin yol açtığını görmüştük. Bu nedenle söz konusu değişimleri denetleyebilecek ilaçların kullanımı da önleyici tedavi açısından yararlı ola­caktır.

Günde üç kez bir ya da iki tabletlik dozlar halin­de alınacak bellergal, hastaya büyük yarar sağlar. Bellergalin içeriğinde ergotamine dışında belladonna ve enobarbitone vardır. Bunlardan belladonna, kan da­marlarının çapı üzerinde etkili olan otonom sinir sis­temine etki eder. Phenobarbitone ise orta derecede etkin bir sakinleştiricidir. Bu özellikleri bellergali yu­karıda sıralanan trankilizan ve sedatiflerden farklı kılar.

Kan damarlarının çapıyla ilgilenen sinirsel vuruş­ları bloke eden ilaçlar da vardır. Bunlar arasında clonidine içerenler (örneğin dixarit) ve propranolol (ın-deral) gibi "beta-bloker"ler sayılabilir.

Dixarit günde iki kez birer tablet (0.025 miligram) alınabilir. Sonradan, günde iki kez ikişer ya da üçer tabletlik dozajlara çıkmak mümkündür. Aylarca iyi bir yarar sağlayarak rahatlıkla kullanılabilir. Ancak, en yüksek dozaja ulaşıldığında zaten yararını gösterme­ye başlayacaktır. Eğer dört haftalık tedaviden bir fay­da görülmemişse, ilacın kullanımına son verilmelidir. Yan etkileri; ara sıra görülen zihinsel uyuşukluk ve yatarken ayağa kalkmak ya da otururken ansızın doğ­rulmak gibi değişiklikler sırasında ortaya çıkan baş dönmesidir.

Beta-bloker türü ilaçların da çok çeşidi vardır. Bu ilaçlara beta-bloker adının verilmesinin nedeni, sempatik sinir uçlarındaki kimyasal işlemler üzerin­de yaptıkları etkilerdir. Söz konusu sinir uçları, çok sayıdaki görevlerinin yanı sıra, kan damarlarının çap­ları üzerinde de etkindirler. Beta-bloker türü ilaçlar, "amlfa" sinir uçlarının karşıtları olan "beta" sinir uç­ları üzerinde etkindirler. Tıpta çok geniş bir kullanım alanları vardır. Gerilim ve heyecanın giderilmesinde, nabız atışlarının düşürülmesinde ve uygun dozlarda alındığı zaman tansiyonun aşağı çekilmesinde büyük yarar gösterirler. Ayrıca migren nöbetlerinin seyrek­leşmesine de yardımcı olurlar. Migren tedavisinde en çok kullanılan beta-bloker, propranolol içeren inde-ral'dir. Dozajı, günde üç ya da dört kez 40 miligrama kadar yükseltilebilir. Inderal ve dixarit kullanımında dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. İlacın kul­lanımını birden bire kesmek bazı sakıncalar doğura­bilir. Dozajı gittikçe azaltarak bir süre sonra bırakmak yararlı olur.

Migrene karşı bir başka önlem de, nöbetle birlik­te meydana gelen biyokimyasal değişimler üzerinde bir denetim kurmaktır. Bir önceki bölümde, migren sırasında serotonin adlı maddenin beyindeki dolaşım bozuklukları üzerinde önemli bir rol oynadığını belirt­miştik. Serotoninin etkisi, pzotifen (sanomigran) ya da methysergide (deseril) kullanılarak bloke edilebilir.

Sanomigranın günlük dozajı üç tablettir. Gerek­tiğinde altı tablete kadar çıkılabilir. Yan etkileri çok azdır. Çok hafif bir zihin bulanıklığına yol açabilir ki bu da bir sorun yaratmaz. Ancak ilacın büyük bir iş­tah açma özelliği vardır ve kullanan kişilerde sık sık kilo alma görülebilir. Şişmanlama sozkonusu oldu­ğunda ilacın dozajı azaltılabileceği gibi perhiz de ya­pılabilir.

Methysergide içeren ilaçlar (örneğin deseril), se­rotonin üzerinde büyük ölçüde etkili olan fakat uzun vadede ciddi yan etkiler gösteren ilaçlardır. Özellik­le doktorun ciddi gözetiminde ve reçeteye tam uya­rak kullanılmadığı taktirde yan etkiler büyük sorun yaratabilir. Mümkün olan en küçük dozaj kullanılmalı ve ilaç dört ya da altı ay kullanıldıktan sonra, birkaç ay ara verilmelidir. Bu nedenlerden dolayıdır ki, methysergide içeren Maçlar, ancak çok şiddetli migren nö­betleri geçiren ve başka hiçbir tedaviden yarar gör­meyen hastalara verilir.

Antihistamin ilaçlar, bir zamanlar migren tedavi­sinde oldukça yaygın bir kullanım alanı buluyordu. Özellikle, güçlü alerjiler söz konusu olduğu zaman bu tür ilaçlar ilgi gördü. Antihistamin ilaçlar ayrıca sakinleştirici özellikleri ve mide bulantısı tedavisin­deki güçlü etkileri ile başarılı oldu. Terkibinde promethazine bulunan phenergan adlı ilaç, bu gruptan olup, doktorlar tarafından en çok önerilenlerin başın­da gelir. Günde iki ya da üç kez, 10-25 miligramlık doz­lar halinde alınabilir. Zihin bulanıklığı yapabileceğin­den, tedaviye küçük dozlarla başlanması, gerektiği taktirde dozajın yükseltilmesi uygun olur.

Bu türün bir başka örneği olan migraleve, paracetamol, buclizine (bir antihistamine) ve ağrı kesici olarak kodein terkibiyle yapılır, tablet şeklindedir.
Prochlorperazine içeren ilaçlar (örneğin stemetil), baş dönmesine, mide bulantısına ve kusmaya karşı etkili olması nedeniyle bu rahatsızlıkların fazlaca his­sedildiği durumlarda yararlıdır. Gündüz ya da gece olmak üzere günde iki veya üç kez beşer miligramlık dozlar halinde alındığı taktirde, sabah uyanmadan az önce başlayan migFen ağrılarına karşı koruyucu olarak da kullanılabilir.

Migrensel nevralji

Bu rahatsızlığın tedavisinde, ağız, solunum yada anüs yoluyla alınacak ergotamine içeren ilaçların bü­yük yararı görülür. Yatağa girmeden önce alınacak olanlar, özellikle gece gelebilecek migren nöbetleri­ne karşı etkindir. Ergotamine dozları gündüz kulla­nılacağı zaman, genellikle belirli saatlere rastlayan migren nöbetlerinden 30 ya da 45 dakika önce alın­malıdır. Bu yöntemin gerçekten büyük faydaları gö­rülmüştür.
Günde üç kez alınacak clonidine veya pizotifen içeren ilaçların da migrensel nevralji tedavisinde, özellikle hafif seyreden durumlarda yararlı olduğu biIinmektedir.

Migrenli çocuklar, Çocuklarda Migren

Çocuk Migreni, Çocukların ergotamine, pizotifen ya da methysergide türü güçlü ilaçlara gereksinimleri yoktur. Bu ilaç­ların çocuk hastalara verilmesi doğru değildir. Onlarda başağrıları genellikle az şiddetli geçtiğinden, eri­yebilir aspirin yeterli olacaktır. Mide bulantıları da promethazine veya prochlorperazine içeren bulantıkusma kesici antiemetik ilaçlarla önlenebilir. Bir ge­rilim sonucu migren ataklarının sıklaşması durumun­da, bir ya da iki ay süreyle orta derecede etkin bir sakinleştirici (sedatif) vermek yararlı olacaktır.