Kan Nedir Kan Gruplari Gurubu Alyuvarlar

Kan Nedir, Kanın Görevleri

Erişkin bir insanda bulunan kan miktarı yaklaşık 4-5 litre ka­dardır. Kanın birçok görevleri vardır. Bu görevleri şöyle sı­ralayabiliriz:

— Oksijenin dokulara taşınması.
— Kullanılan oksijenin yerini alan karbon dioksitin hüc­relerden alınması.
— Besin maddelerinin hücrelere iletilmesi ve artık mad­delerin tekrar hücrelerden alınması.
— Hormon ve diğer kimyasal maddelerin taşınması yo­luyla yaşam için gerekli çeşitli olayların kontrolü.
— Derin dokularda oluşan aşırı ısıyı vücut yüzeyine taşı­yarak ısı alışverişinin düzenlenmesi.
— Yabancı maddelere ve mikroplara karşı vücut savun­masının sağlanması.

Kanı dört bölümde incelemek mümkündür:

1. Alyuvarlar Nedir (Eritrositler): Ortası çukur, kenarları kalınca, çekirdeksiz, zarları yumuşak, esnek ve kürecikler halinde olan hücrelerdir. Alyuvarlarda hemoglobin ve demir bulunur. Alyu­varlar ömürleri kısa olan hücrelerdir. Yaklaşık 3-4 ay yaşadık­tan sonra karaciğer ve dalakta yıkılırlar. Yıkılan alyuvarların yerlerini, ilk planda kırmızı kemik iliğinde oluşan, yeni alyu­varlar alır. Vücut her saniye yaklaşık 3 milyon kadar alyuvar üretir. Erişkin bir insanın 1 milimetre küp kanında 4,5-5 mil­yon kadar alyuvar bulunur. Alyuvarların sayılarının çokluğu ve yüzeylerinin geniş oluşu, yüklü oldukları demirli hemoglo­bin aracılığıyla gereksinmeye göre oksijen alabilmeleri içindir. Alyuvarların en önemli görevi, demirli bir protein olan hemog­lobinin yapısındaki demir atomu aracılığıyla akciğerlerde oksijeni bağlayıp (kimyasal bağlantı) dokuların hücrelerine ilet­mek, oksijeni orada bırakıp, hücrelerden karbon dioksiti alıp götürmektir.

2. Akyuvarlar Nedir (Lökositler): Akyuvarlar, çekirdekli hücre­lerden oluşmuştur. Bir milimetre küp kandaki sayısı 5000-8000 civarındadır. Yapılarındaki bazı özelliklere göre ayrı ayrı ad alırlar. Bir amip gibi aktif hareket yapabilme ve şekil değiştir­me yeteneğine sahip olduklarından vücuda giren mikropları sararak öldürürler. Gerçekte, akyuvarlar vücudun bekçileridir ve kan damarlarından ayrılarak vücudun çeşitli yerlerine gide­bilirler. Akyuvarlar çok kısa ömürlü hücrelerdir. Yeni akyu­varlar lenf düğümlerinde, dalakta, kemik iliği ve benzeri yer­lerde oluşurlar.

3. Kan levhacıkları (trombositler): Bunlar çok küçük ya­pılar olup, ancak altı tanesi bir araya geldiği takdirde bir al­yuvar büyüklüğüne erişebilirler. Trombositler, alyuvarlar ve akyuvarların tersine, tam hücre değildir. Bunlar, kemik iliği büyük hücrelerinin parçalanmasından oluşmuş hücre parça­cıklarıdır ve ömürleri birkaç günlüktür. Bir milimetre küp kanda yaklaşık 350-500 bin trombosit bulunur. Trombositler kanın pıhtılaşmasında rol oynarlar.

Kan pıhtılaşması Nedir, Kan Nasıl Pıhtılaşır


Olayı şöyle geçer: Karaciğerde K vitami­ni aracılığıyla protrombin maddesi oluşur. Kan plazmasına ve­rilen protrombin, trombositler tarafından oluşturulan trombokinaz enziminin etkisiyle trombine dönüştürülür. Bu dönü­şümde kalsiyumun da etkisi vardır. Böylece oluşan trombin, kan plazmasında erimiş halde bulunan fibrinojeni telsel görü­nüşteki fibrin haline dönüştürür ve kan pıhtılaşmasını sağlar.

Kan damarlardayken pıhtılaşma olmaz, çünkü kanın da­marlar içinde pıhtılaşması karaciğer tarafından üretilip kana verilen heparin maddesiyle önlenir.

4. Kan Plazması Nedir: Plazma, soluk sarı renkli bir sıvıdır. Ka­nın görevlerinden biri hücrelere madde taşımak olduğu için kan plazmasında protein, aminoasitler, fibrinojen, protrombin, yağlar, glikoz, çeşitli tuzlar, hormonlar, vitaminler, antikorlar, üre, ürik asit, süt asiti, karbon dioksit ve su gibi maddeler bulunmaktadır. Bünyesindeki oksijen varlığı nedeniyle, oksijenin hücrelere taşınmasında da rol oynar. Kan plazmasının yüzde 90'ını su, yüzde 10'unu ise eriyik halindeki maddeler oluşturur.

Kan Grupları, Kan Gurubu Çeşitleri

insan kanı, alyuvarlardaki aglütinoj enlerin çeşitlerine ve durumuna göre gruplandırılmıştır. Kan gurupları olarak 0 (sıfır), A, B ve AB olmak üzere dörde ayrılmıştır. 0 (sıfır) gurubu kanda, alyuvarlarda aglütinojen yoktur. A gurubu alyuvarlarda yalnız A, B gurubu al­yuvarlarda yalnız B, AB gurubu alyuvarlarda ise hem A hem de B aglütinojenleri bulunur. Kan gruplarının üzerinde çalışmalar sü­rerken bazı insanların kanlarında bulunan alyuvarlarda Rhesus faktörü adı verilen bir maddenin olduğu ortaya çıkarılmıştır. Rhesus faktörü kısaca Rh faktörü olarak belirlenmektedir. Rh faktörü pozitif (+) ve negatif (—) işaretleriyle belirtilir. İnsan­ların yüzde 85'inde Rh faktörü pozitif olarak vardır. İnsanların yüzde 15'inde ise Rh faktörü yoktur ve bu insanlar Rh (—) ola­rak belirlenir.

Bir İnsandan bir diğer insana kan aktarılması (transfüzyon) yapı­lırken hem kan gruplarına hem de o gruplarda Rh faktörünün bulunup bulunmadığı göz önüne alınır. Rh faktörsüz kanı olan kişiye Rh faktörlü kan verilemez. 0 (sıfır) gurubu olan bir in­san, yalnız kendi gurubundan kan alabilir, ama hem kendi guru­buna hem de diğer gruplara kan verebilir, çünkü alyuvarla­rında aglütinojen yoktur. 0 (sıfır) gurubu kanı olanlara genel verici denir. AB kan gurubuna sahip insan, her gruptan kan ala­bilir, çünkü kan serumunda hem A hem de B aglütinoj enleri vardır. Ancak kendi gurubundan başka gruplara kan veremez. AB kan gurubundan olanlara genel alıcı denir. A kan gurubu olan bir insan, kendi gurubundan ve 0 (sıfır) gurubundan kan olabilir ve kendi gurubu ile AB gurubuna kan verebilir. B kan gurubundan olan bir insan, kendi gurubu ile 0 (sıfır) gurubun­dan kan alabilir ve kendi gurubu ile AB gurubuna kan verebilir.

Kan grupları özellikleri ve Rh faktörü kalıtsaldır. Kan grupları uyuşmayanlar arasındaki kan alışverişi sonucu kan alan kişide aglütinasyon olur ve kan alanı öldürür. Kan aktarımında Rh faktörü göz önünde tutulmalıdır. Bunun nedeni, Rh negatif guruba girenlerin kan serumunda antikor bulunma­sıdır. Evlenmelerde Rh faktörünün önemi bu nedenle büyük­tür. Rh faktörü pozitif bir erkekle Rh faktörü negatif olan bir kadının evlilikleri sonucu çocuk, babanın Rh pozitif faktörlü kanını alabileceğinden, annenin Rh negatif faktörlü kanında çocuktan anneye geçen Rh pozitif faktörüne karşı oluşacak an­tikorlar çocuğa geçer ve çocukta ağır bir hastalık oluşarak ölü­me neden olur Bir insana kan verilmesi, ya da aktarımı top­lardamar aracılığı ile yapılır ve bir keresinde ancak 300 gram kan verilebilir. Bu miktar gerekirse tekrarlanır.