Yarik Dudak Damak Yarigi Dudak Yariklari

Dudak Damak Yarıkları, Yarık Dudak, Damak Yarığı

Üst dudağın gelişimi, intrauterin yaşamın 8. haftasında tamamlanır. Embryolojik olarak, insisiv foramen önündeki yapılar 3 temel parçadan oluşa­rak kaynaşırlar. Filtrum ile ön ve yan kesici dişleri taşıyan maksillanm ön kısmı ortada, üst dudağın yan taraflarını oluşturacak olan iki yan (lateral) segment yanlarda bulunurlar. Gebeliğin 8. hafta­sında kesici dişleri taşıyan maksillanın ön kısmı (premaksilla) yanlardaki alveolar segmentlerle, kolumella altındaki üst dudak orta kısmını oluşturan prolabium ise lateral dudak segmentleri ile birleşir. İster sözü edilen dokulardaki oluşum yetmezliğin­den, isterse birleşme kusurundan kaynaklansın, so­nuçta tek veya iki taraflı dudak yarıkları oluşabilir.

Dudak Yarığı ayrıca, burun tabanında da ya­rık oluşturacak şekilde tam (komplet) veya üst du­dağın sadece bir kısmında hemen hemen çentik şeklinde bir yarık oluşturacak şekilde kısmi (inkomplet) olabilirler. Embryolojik olarak insisiv fo­ramen önündeki yapılara primer damak, arkasın­daki yapılara sekonder damak adı verilir. Böylelik­le alveol ve/veya dudak yarıklarına primer damak yarığı da denebilir. Sekonder damağın gelişimi ise 12. haftada tamamlanır. İnsisiv foramen arkasında­ki yapılar iki ayrı yaprak halinde bulunurlar ve 12. hafta sonunda birleşerek damağı oluştururlar. Da­mak yarıkları, dudak yarıkları ile birlikte bulunabi­leceği gibi ayrı olarak da bulunabilirler.

Yarık Dudak Damak Pierre-Robin gibi bazı sendromların parçası (sendromik yarık­lar) olabileceği gibi çoğu kere ayrı bir klinik tablo olarak görülürler. Sıklığı ırklara (en sık sarı ırkta) ve coğrafi bölgelere göre değişmekle birlikte du-dak-damak yarıkları, ortalama 1/1000 canlı do­ğumda görülür. Etyolojide yaşlı ebeveyn (özellikle baba), ilk trimestrde geçirilen özellikle viral infeksiyonlar, gebelikte kullanılan steroidler, antiepilep-tikler, sitostatikler, vitamin eksiklikleri ve beslen­me bozuklukları ve iyonizan radyosyan önemlidir ancak asıl etyolojik faktör hereditedir.

Dudak/damak yarıklı bir çocuğa sahip olan ai­le, yaşanan ilk psikolojik travmanın ardından bu çocuğun beslenme problemi ile de karşı karşıya ka­lır. Damak yarıklı bebeklerde ağız ve burun boş­lukları ilişkili olduğundan bu bebeklerin ağızların­da vakum oluşturmaları ve meme emmeleri ola­naksızdır. Ancak, yutma işlevinde bir bozukluk yoktur ve beslenme kaşık veya deliği genişletilmiş plastik biberonun ağza sıkılması yoluyla yapılabi­lir. Bir kenarının damaktaki yarığa oturması sure­tiyle ağız ve burun boşluklarını ayıran biberon baş­lıkları çok yararlıdır. Anneye verilecek en önemli öğüt, bebeğin aspirasyonu engellemek amacıyla 45° açıyla tutularak beslenmesi, gazının sıkça bo­şaltılması ve anne sütünün sağılarak bebeğe veril­mesi olmalıdır. Beslenme amacıyla nazogastrik sonda takılması veya acil ameliyat yapılması tama­men gereksizdir.

Dudak yarığı onarımında klasik zamanlama, onarımın bebek 10 haftalık olunca yapılmasıdır. Bebek ayrıca 10 gr/dL hemoglobine sahip olmalı ve yaklaşık 4.5 kg ağırlığında olmalıdır. Ancak anestezi ilaçları ve teknolojisindeki gelişmeler ile cerrahi alet ve malzemelerdeki gelişmeler sayesin­de dudak yarığı ameliyatları doğumdan itibaren yapılabilir hale gelmiştir. Hatta, deney hayvanla­rında, intrauterin onarımlar da yapılabilmektedir

Dudak yarığını, parçaları değişik yerlere dağıl­mış bir yap-boz oyununa benzetebiliriz. Cerrahi te­davide, olması gereken yerden farklı yere gitmiş dudak dokuları bulundukları yerden kaldırılarak kendi yerlerine götürülürler. Yapılan işler çok özet olarak multipl Z plastilerdir ve çeşitli flepler iç içe geçirilerek filtrum, filtrum kabartıları, vermilion sı­nırı ve dudak tüberkülü oluşturulur, mukoza, orbikülaris oris kası ve deri karşı karşıya dikilir.

Damak yarıkları, klasik olarak, 18. ayda onarılırlar. Onarımın 3 yaşından sonraya ertelenmesi ka­lıcı konuşma kusurlarına sebep olur. Bazı cerrahlar, foramen insisivum önündeki damak yapılarındaki yarığı dudak yarığı ile birlikte onarır. Önce yumu­şak damağın onarılmasını öneren veya damak yarı­ğının tümünü aynı zamanda onaran cerrahlar da bulunmaktadır. Onarım zamanlamasındaki bu çe­şitlilik, damak yarığı onarımında damaktan zorun­lu olarak kaldırılacak mukoperiosteal fleplerin ilerde maksilla hipoplazisine sebep olmasıdır. İki­lem şudur; erken onarılan damak yarıklarında ko­nuşma daha düzgün olmakta ancak maksiller hipoplazi daha fazla olmaktadır. İnsisiv foramen önündeki yapıların dudak onarımı sırasında, geri­deki yapıların da 8. ayda onarılması, bugün için, daha çok taraftar toplamaktadır.

Damak yarığının tedavisinde her iki taraf oral ve nazal yüzünde hazırlanan mukoperiosteal flep­ler karşı karşıya getirilerek dikilmekte, levator ve tensor damak kasları ile uvulanm bütünlüğü sağ­lanmaktadır. Onarım sonrasında Eustachi tübü fonksiyonlarında da düzelme olmakta, bebeklik ça­ğında görünen otitis media atakları azalmaktadır.