Cevre Kirliligi ve İnsan Etkileri

İnsan Sağlığını Etkileyen Faktörler, Çevre Kirliliği İnsan

Sağlık insanın, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali şeklinde tanımlanır. Yani, kişilerin bedence hasta ya da sakat olmaması yeterli değildir. Ruhsal açıdan dengeli, çevresiyle uyumlu, dirençli, sos­yal ve kültürel yönden iyi olması durumudur. Ekonomik ve eğitim sevi­yesi düşük, yetersiz-dengesiz beslenen ve kirli çevrede yaşayan insanla­rın oluşturduğu toplumların sağlık düzeyleri de düşük olur. Hastalıkla­rın oluşumunda sosyokültürel faktörler önemli rol oynar. Sağlığı etkile­yen fiziksel ve biyolojik faktörler yanında sosyal olaylar da göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlardan en önemlileri beslenme alışkanlıklarıdır. Mesela ishalli bebeğe su verilmemesi gibi...

Hastalık, insanın organ ya da sisteminde görülebilir, ölçülebilir belir­tilerle ortaya çıkan ve yakınmalara sebep olan fonksiyon bozuklukları­dır.

İnsan sağlığını etkileyen etkenler şunlardır

1. Bünyesel Etkenler: Genetik hastalıklar, hormonal bozukluklar ve metabolik hastalıklardır.

2. Çevresel Etkenler: Bunlar da altı gruba ayrılabilir.
Fiziksel faktörler: Isı, ışık, su, iklim gibi faktörlerdir.
Kimyasal faktörler: Çeşitli zehirleri ve kanserojen maddeleri kap­sar.
Biyolojik faktörler
Temel ve vazgeçilmez madde eksiklikleri
Psikolojik faktörler: Stres ve sıkıntı gibi durumlardır.
Sosyal - kültürel ve ekonomik faktörler

Bünyesel Etkenler

Genetik bozukluklar, kromozomlara bağlı olan ve kalıtım yoluyla nesiller boyu aktarılan hastalıklardır. Hemofili, renk kör­lüğü, diabet, Akdeniz anemisi gibi.
Hormonlar, vücut metabolizmasını düzenleyen maddelerdir. Eksik­liklerinde önemli hastalıklar ortaya çıkar. Büyüme hormonuna bağlı ola­rak aşırı ve az büyüme, akromegali, hipotroidizm oluşabilir. Metaboliz­ma hastalıklarına örnek ise gut hastalığı örnek verilebilir.

Çevresel Etkenler

a. Fiziksel Faktörler

Su, lağım ve pis sular, çöpler, gübreler, konut­lar, iklim, hava, gürültü, kamuya açık yerler, mezarlıklar başlıca fiziksel faktörlerdir. Bu faktörlerin temiz olması insanların elindedir. Uyulması gereken çeşitli kurallar bu faktörlerin sağlıklı duruma getirilmesini sağ­lar.
Yaşama ortamlarının temiz, havalandırılmış ve gürültüsüz olması ö-nemlidir. Sağlığımız açısından evlerimizin güneş alması gerekir.

b. Kimyasal Faktörler

Tarım ilaçları, haşere ilaçları, radyasyon ha­vada ve suda bulunan zehirli elementlerdir. Üretimde kullanılan tarım ilaçlarının bilinçsiz ve aşırı kullanılması, haşerelerle mücadelede zehir etkisi oluşturduğu ilaçların kullanılması gibi faktörlerdir.

Radyasyon bir kaynaktan elektromanyetik dalga ya da hızlı parçacık demetinin yayılmasıdır. İnsanlarda kansere, kalıtsal hastalıklara, ölü ve sakat doğumlara neden olur. Bitki ve hayvanlar üzerinde, besin zinciri ile hayvanlar ve insanlara taşınır. Hava ve suda bulunan kimyasallar ise SO2 (kükürt dioksit), NO2 (azot dioksit), CO (karbon monoksit) solunum yolu hastalıklarına civa, kurşun, kadmiyum metalleri ile astbest önemli metabolizma bozukluklarına sebep olur.

c. Biyolojik Faktörler

Mikroorganizmalar: Gözle görülemeyen mikroskobik canlılardır. Ya­rarlı ve zararlı olan türleri vardır. Yoğurdun mayalanması, fermantasyon olayları, insan bağırsağında bulunan ve vitamin üreten bakteriler, bazı baklagillerin köklerinde azot bağlayıcı olarak görev yapan bakteriler ya­rarlı gruba girenlerdir.
Buna karşılık birçok hastalığın sebebi zararlı mikroorganizmalardır. Verem, tifo, zatürre, grip, kızıl, kızamık, suçiçeği, çocuk felci, cüzzam, kolera, kabakulak, menenjit gibi birçok hastalığın etkenidirler. Mikroor­ganizmaların zararlarından korunmak için dezenfeksiyon, sterilizasyon ve pastörizasyon işlemleri yapılmalıdır. Ayrıca dengeli beslenme, havası temiz ortamlarda bulunma, sağlığa zararlı alışkanlıklardan uzak durma da korunma önlemlerindendir.

Vektörler: Hastalık etkeni olan mikroorganizmaları, insanlara taşıyan eklembacaklılar ve kemiriciler vektör olarak adlandırılır. Bunlar bit, pire, kene, tahtakurusu, karasinek, hamam böceği, sivrisinek ve fare gibi can­lılardır. Mekanik ve biyolojik olarak iki şekilde taşıma yaparlar.

Sivrisinek (Sıtma)
Karasinek (Barsak enfeksiyonları)
Pire(Veba)
Tatarcık(Şark Çıbanı)

Bitkiler: Bitkilerin oksijen üretme, besin kaynağı olma ve ilaç yapı­mında kullanılması gibi önemli faydaları yanında insana zararlı etkileri olanları da mevcuttur. Bazı bitkilerin zehirli bazılarının ise uyuşturucu etkisi vardır. Bunlara zehirli mantarlar, delice otu ve uyuşturucu elde e-dilen haşhaş bitkisi örnek verilebilir.

Hayvanlar: Et, süt, yumurta ve gücünden yararlandığımız hayvanlar bazen de bizlere hastalık bulaştırabilirler. Hem insanda hem hayvanda ortak görülen hastalıklara zoonozlar denir. Kuduz hastalığı buna örnek­tir. Bazen insana hastalık, hastalıklı hayvanların besinleri ile de bulaşabilir. Brusella (Yavru atma hastalığı) süt ürünleri ile bulaşan böyle bir has­talıktır. Ayrıca çevremizdeki akrep, yılan ve örümcek gibi zararlı hay­vanlar da insana zarar verebilir.

Besinler: İnsanlar için bir kısmı enerji kaynağı, bir kısmı yapı ve ona­rım maddesidir. Besinlerle aldığımız vitaminler ise vücudun direncini arttırarak hastalıklara karşı savunma oluşturulmasını sağlar. Besinlerin hazırlanması ve saklanması insan sağlığı ve beslenmesi açısından çok önemlidir. Besinlerin uygun şartlarda hazırlanması, iletilmesi ve sak­lanmasına besin hijyeni veya besin sağlığı uygulamaları denir. Bu neden­le başta et ve süt ürünleri olmak üzere tüm besin maddelerinin sağlığa uygun bir şekilde üretilmesi için yasalar koyulmuştur. Besin hijyeni uy­gun olmayan besinler hastalıklara neden olabilir. Tifo, dizanteri, zehir­lenmeler besinlerin olumsuz etkileridir. Ayrıca beslenmede, besin değeri yüksek olan besinler tercih edilmelidir.

d. Temel ve Vazgeçilmez Madde Eksiklikleri

Vitaminler, yağ asitle­ri, esansiyel (elzem) aminoasitler ve mineraller gibi vücutta üretilemeyen mutlaka dışardan alınması gereken maddelerin eksikliklerinde birçok metabolizma hastalıkları oluşur. Örneğin; demir eksikliğinde kansızlık, iyot eksikliğinde guatr, kalsiyum eksikliğinde raşitzm, c vitamini eksik­liğinde skorbüt, Bı vitamini eksikliğinde beriberi, A vitamini eksikliğin­de gece körlüğü gibi hastalıklar.

e. Psikolojik Faktörler (Stres, sıkıntı)

Uzun süre devam eden sıkın­tılı durumlar kalp hastalıklarıyla doğrudan bağlantılıdır. Çaresizlik duy­gusu bağışıklık sistemini zayıflatarak kalp krizi geçirme olasılığını arttı­rır. Olumsuz duyguların, vücut üzerinde şiddetli bir etki yaparak da­marlarda pıhtılaşma olasılığını arttırdığı aynı zamanda yaşlanmayı da hızlandırdığı belirtilmektedir.

Stres vücudumuzu hızlı yaşlandıran faktörlerden biridir. Özellikle sürekli huzursuzluk, kalbe ve damarlara zarar verir, vücut direncini dü­şürerek diğer hastalıklara zemin hazırlar. İnsan hayatında stresle baş edebilmek için egzersiz yapmak, arkadaşlık kurmak ve özel fobiler geliş­tirmek önemlidir.

f. Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Faktörler

Toplumun sosyal çevre­sini meydana getiren faktörlerin, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik etki­leşimler olduğu bilinmektedir. Sosyal olarak gelişme geriliği olan ülke­lerde bu etkileşim olumsuz etkilenir.

Bilindiği üzere toplumun sosyal yapısını aile, nüfus, ırk, din, dil, ak­rabalık gibi faktörler oluşturur. Aynı zamanda bu faktörler o toplumun kültürünü de meydana getirir.

Kültürdeki değişmeler, sosyal yapıyı etkiler. Olumlu kültür değişme­leri, halkın eğitim düzeyini ve ekonomik gücünü arttırmakla gerçekleşir. Eğitim ve kültür düzeyinin iyileşmesi ile sağlık düzeyi de yükselir. Sağ­lık alanında eğitim seviyesinin yükselmesi de, toplumun çevreyi bilinçli kullanmasını ve olumsuzlukları olumlu hale dönüştürmesini sağlar.

Temel Sağlık Hizmetleri ve Yararlanma Yolları

Toplumun sağlık alanındaki ihtiyaçlarına göre, sağlık personelinin yaptığı çalışmalara sağlık hizmetleri denir.


Koruyucu ve tedavi edici olarak her türlü uygulamayı yapmak için örgütlenmiş bir sistemdir. Ancak her türlü çabaya karşın herkesi hasta­lıktan korumak mümkün değildir. İşte bu durumda tedavi hizmetleri devreye girer. Tedavi hizmetlerinin yetersiz kaldığı sakatlık durumla­rında ise, kişileri başkalarına bağımlı olmadan, kendi kendine yeter bi­çimde yaşamasını sağlamak yani rehabilite etmek gerekir.