Biyocografya Tarihi

Biyocoğrafya Tarihi

Günümüz bitki ve hayvanlarının yayılışı, canlı varlıkları iki milyar yıldan daha fazla bir süreçten geçen evriminin sonucu olarak karşımıza çıkar. Burada çeşitli ekolojik etmenlerin yol açtığı değişimlerin önemli rolü vardır.

Kıtaların Kaymasının Etkisi

Çeşitli rejyon ve bölgelerdeki karaların biyocoğrafik olarak sınıflandırılması, jeolog ve jeofizikçilerin paleomanyetik ölçümleri ve derin deniz tabanından alınan sondaj sonuçları, kıtaların kaydığına özgü bilgileri daha da güçlendirmektedir. 225 milyon yıl önce; yani permin sonuna doğru, yeryüzünün kara kütleleri "PANGEA" adı verilen bir kompleksde, bir arada bulunuyordu

Triasa doğru, büyük kıtanın güneye ve kuzeye doğru ayrılması ile "GONDWANA", ve "LAURASIA" adlı kısımlar ortaya çıkmıştır. Bu iki kara kütlesi arasında, içinde Anadolu'nun da yer aldığı "TETİS DENİZİ" vardır Mezozoik dönemde, güney kıtasının bölümleri birbirinden uzaklaşarak oluşmuş; Güney Amerika kuzeybatı, Afrika kuzey yönünde; Hindistan ve Avustralya kuzey doğu yönünde kaymıştır. Kuzey yarımkürede Kuzey Amerika ve Avrasya ayrılmış, tersiyer sırasında Hindistan Avrasya ile birleşmiştir. Afrika da aynı şekilde Avrasya ile temas etmiştir. Tersiyer sonuna doğru Güney Amerika'nın Kuzey Amerika ile olan kara bağlantısı oluşmuştur

Kıtaların Büyük miktarda Birbirinden Ayrılması

Kıtaların kayması ve kutuplar göçünün başlaması ile günümüz kara kütlelerinin oluşumu gerçekleşmiştir. Örneğin Güney Amerika ve yeni Zellanda'da güney kayınının (Nothofagus) ortaya çıkışı, Protaeceae ve Restionaceae familyalarının bir yandan Güney Afrika ve diğer taraftan Avustralya'da veya koşucu böcek familyası Migadopidae'nin Güney Amerika'nın güneyinde ve Avustralya, Tasmanya, Yeni Zellanda ve Auckland Adalarında birçok toprak solucanı cinsinin güneydeki kıtaların güney bölgelerinde izlenmesi gibi konular, karaların bir­birinden çok büyük uzaklıklara ayrılması sonucuna bağlanabilir. Diğer yandan, bu güne kadar tam ve bilimsel anlamda bir açıklaması yapılamıyan, bazı hayvanların gösterdiği göç davranışı, karaların birbirinden bu şekilde ayrılması ile açıklanabilir. Örneğin deniz kaplum­bağası {Chelonia mydas) populasyonunun, yumurta bırakmak için Brezilya'nın kuzey kıyısı yakınındaki adalardan kalkarak, 2000 km uzaktaki Ascension (Atlantik Okyanusunda) Adalarına ya da Anadolu'nun güneyindeki Kaunos'a yakın İstuzu Bölgesi kıyı şeridine gelmeleri, son derece ilginçtir. Bu çok yorucu uzun mesafe göçü, Afrika, Güney Amerika ve Akdeniz'in önceleri birbirine çok daha yakın olduğunu kanıtlar. Bu bölgelerin, birbirinden her seferinde daha fazla uzaklaşması nedeniyle, günümüz deniz kaplumbağaları bu bölgelere ulaşmak için, daha fazla mesafe katetmek zorunda kalmıştır