Kan Basinci (Tansiyon)

Kan Basıncı (Tansiyon)

Sistol sırasında kalp kası kasılır. Karıncıklardaki basıncın artışı ile kapaklar kapanır ve kapak ventilleri açılır. Böylece kalp, kanı yüksek bir basınçla, yani sistol basıncı ile, artere pompalar. Aortun elastiki çeperi bu esnada genişler ve hacmi artar. Onu izleyen diyastolde kalp karıncıkları genişler. Kapaklar açılır ve kapak ventilleri kapanır. Bu işlemde kan kalpten pompalanmaz. Buna rağmen kan organlara akar ve genişleyen aortun gevşemesi kanı arterlere gönderdiğinden, oldukça büyük bir kan basıncının yansıması (nabız) ölçülebilir. Bu dönemde görülen kan basıncına diyastol basıncı denir Kan basıncı aortun ve boyun atardamarının çeperine elle dokununca algılanır. Toplardamar ve kalbin içinde de böyle alıcılar vardır. Eğer çeper gerilimi değişirse, sinir impulsları, arka beyin dolaşım merkezine gönderilir. Buradan vejetatif sinir sistemi kanalı ile kalp ve damarlara etki yapılabilir. Ani bir tansiyon düşüşünde örneğin fırlayarak ayağa kalkmada, sempatik sistemin sinir iplikleri uyarılır. Bu ise kalp aktivitesini artırır ve damar çeperlerini daraltır. Bu da tansiyonun kısa zamanda normalleşmesine neden olur. Tansiyonun düşmesi parasimpatik sistemin uyarılması kanalı ile gerçekleşir. Hormonlar da tansiyona etki yapar. Böbreküstü bezi hormonu ADRENALİN kan damarını daraltır ve tansiyonu artırır. Tansiyon stress ve psikolojik baskı altında da artar. Tansiyonun yükselmesine HİPERTANSİYON denir.

Hipertansiyon kalp ve damarlarda hastalıklara yol açar. Hipertansiyonun en çok rastlanan sonucu ARTERİOSKLEROZdur. Burada damarlar, iç çeperlerine biriken kalkerle daralır ve kan akısı böylece engellenir. Kalbe kan götüren koroner bir damarın tıkanması sonucu bir bölgeye yeterince 02 iletilemez ve bu durum "MİYOKARD ENFARKTÜSÜ "ne yol açar. Düzensiz hayat, nikotin, alkol, kafein gibi uyarıcı ilaçlar kalbe ve dolaşım sistemine zarar verir.

LENF

Arterlerin kılcal kan damarlarında kan basıncı nisbeten yüksektir. Bu yüzden burada kan plazması kapilar çeperlerin dar porlarından ara hücre boşluklarına pom­palanır. Büyük kan hücreleri ve büyük protein molekülleri porlardan geçemediği halde, küçük molekül ve iyonlar rahatça geçer. Ara hücre bölümlerinde bulunan ve bu sayede o kısımların kanla ilişkisini sağlayan akıcı maddeye "doku sıvısı" veya "LENF" denir. Lenfin bir kısmı kan basıncının çok düştüğü venöz kapilerler kanalı ile kana geri döner. Lenfin diğer bir bölümü LENF DAMARLARTnda topla­nır ve iletilir. Lenf Damar sistemine bu nedenle bir nevi DRENAJ SİSTEMİ de denir. Bu sistem artan doku sıvısını nakleder. Ana lenf damarı büyük vücut toplar damarına girer ve lenfi tekrar kana iletir

Lenf damarlarında LENF DÜĞÜMLERİ bu­lunur. Burada çok sayıda MAKROFAJ denen akyu­var vardır. Bunlar lenfi fagositozla temizler.


Lenfteki bakteri, hastalık yapıcı ve yaralanan doku­dan vücuda giren canlıları yokeder. Bir başka grup akyuvar olan LENFO-SİT'ler, burada ANTİ­KOR yapar