Artrit Hastaligi ve Diyet Terapisi

Artrit Hastalığı ve Diyet terapisi

Yalnızca kilo vererek vücut ağırlığını taşıyan ağrılı eklemle­rin yükünü hafifletme yoluyla bile olsa, diyetin genellikle artrit tedavisinde bir rolü olduğu bilinir.

Son yirmi yılda tüm dünyada romatoit artritte besin takvi­yelerinin önemi ve hastaların duyarlılığı, ya da, dayanık­sızlığı nedeniyle belirli gıdaların romatoit artritin belirtilerini azdırması konusunda pek çok araştırma yapılmıştır.

Romatoit artritin bu araştırmalara özellikle konu olması­nın nedeni, en yaygın iltihaplı artrit çeşidi olmasıdır. Deje­nerasyon yapıcı etkisi olan osteoartritte, ileri aşamaları dı­şında diyet düzenlemeleri yoluyla iltihabı azaltma girişimleri ender olarak işe yarar. Bununla beraber, kilo verdirici bir diyetin hastalara yararı olur.

Besin takviyeleri


Bilimsel araştırmalar, balık yağı ve eşekotu yağının romatoit artritte iltihabı azaltmada en etkili olabilecek besinler oldu­ğunu göstermiştir.

En iyi balık yağı kaynakları som, ringa ve uskumru gibi yağlı balıklardır; morina, mezgit ve pisibalığı gibi beyaz ba­lıklarda daha az yağ bulunur. Yeterli yağı alabilmek için her gün 250 gram yağlı balık, ya da, 600 gram beyaz balık ye­meniz gerekir. Bu durumda balık yağı takviyesi daha pratik bir seçenektir. Balık yağının etkisini göstermesi için altı aya kadar her gün bir doz almanız gerekir. Belirtileri hafif­lettiğini görseniz de, kullanmayı sürdürmelisiniz, çünkü kul­lanmadığınız taktirde gördüğünüz yarar da sona erecektir.

Eşekotu yağının iltihap giderici etkileri olduğu kanıtlan­mıştır. Tam olarak yararını görmek için üç aydan altı aya kadar kullanılmalıdır. Bunu balık yağıyla birlikte almanın hiçbir yararı yoktur. Bu yalnızca aldığınız kalori miktarını artırarak kilo almanıza yol açar.

Ayrıca diğer besin takviyelerinin de artrit için muhtemel yararlan konusunda araştırmalar yapılmıştır. Bal, sarmısak ve vitaminlerin yararlı besinler olmalarına rağmen romatoit artrite özel bir yararları olduğu kanıtlanamamıştır. Varek (kahverengi, büyük bir tür deniz yosunu), arı sütü, ginseng ve elma sirkesinin de başka şeylere iyi gelmelerine rağmen, artrit için yararlı olduğu kanıtlanamamıştır. Yeni Zelanda' da bulunan yeşil dudaklı kara kabuk midyesinin suyu bazı hastalar için popüler olduğu halde araştırmalar bunu kul­lanmanın da herhangi bir iyileşmeye neden olduğunu ortaya çıkarmamıştır.

Besinlere karşı tepkiler


Yapılan birçok araştırmanın sonucunda belirli besinlerin romatoit artrit semptomlarının ağırlaşmasına neden olduğu ortaya çıkmıştır. Bazı araştırmacılar da belirli besinlere kar­şı dayanıksızlığın romatoit artrite neden olduğuna inan­maktadırlar. Bu konuda en çok sözü edilenler süt ve süt ürünleri, buğday, glüten, mısır, sığır eti, kahve, turunçgiller, domates ve yerfıstığıdır.

Hangi besinlerin etkisi olduğunu bulmak için hastaya bir 'dışlama diyeti' uygulanır. Bu diyette dışlama yoluyla suçlu olan besin belirlenir. Oldukça uzun süren bu işlem altı aya kadar bir süre gerektirebilir.

Önce hastaya çok temel bir diyet verilir. Uygulayıcının yöntemlerine göre farklılık gösterebilen bu diyet genellikle koyun eti, pirinç, lahana, havuç, armut ve filtre edilmiş su gibi sözde 'nötr' besinleri içerir. Bu diyetle iki hafta içinde belirtiler büyük ölçüde iyileşirse, belirtilerin yeniden ortaya çıkmasına neden olacak besinleri bulmak için diğer besinler de dikkatle planlanmış bir sırayla diyete katılır. Bu besinler belirlenince de hastanın diyetinden çıkarılırlar.

Homatoit artritte genel diyet

Bir romatoit artrit hastası için en sağlıklı diyet az yağ (fakat damar sertliğine karşı koruyucu olan doymamış yağlar içe-rilmelidir), az şeker, az tuz, az alkol ve bol lif içermelidir.
Genel sağlık için de bu diyet önerilir: Bisküvi, pasta, ha­mur işleri ve pudingleri tamamen kesmek, kırmızı et ve et ürünlerini, süt ve süt ürünlerini, tereyağı ve yumurtayı a-zaltmak, kızartmalardan kaçınıp bol bol balık, taze meyve ve sebze, kepekli ekmek, kepekli tahıl, pirinç ve makarna yemek gerekir.

Margarin ve yerfıstığı ezmesi gibi damar sertliğine karşı koruyucu olan doymamış yağlardan küçük miktarlar, az yağlı peynir, yağı alınmış süt, az yağlı yoğurt diyete dahil edilebilir. Protein kaynağı olarak da tavuk eti, baklagiller ve fındık-fıstık düşünülebilir.

Kendi kendinize yardım etme yolu olarak diyet

Romatoit artritte diyetin en büyük avantajı hastanın uzman bir uygulayıcının önerilerini aldıktan sonra kendi tedavisinin kontrolünü üstlenebilmesidir. Bir dışlama diyetinin doktor, diyetisyen, ya da, diğer ehliyetli profesyonellerin deneti­minde uygulanması önemlidir, çünkü beslenme dikkatli bir şekilde yürütülmelidir. Bu, büyümenin engellenmemesi için özellikle çocuklarda önemlidir.

Uygulayıcılar

Birçok doktor çeşitli hastalıklar üzerinde diyetin ve diğer çevresel faktörlerin etkileri konusunda uzmanlaşıyorlar. Romatologlar da diyetin iltihaplı artritteki rolüyle ilgilenir­lerken, bazı diyetisyenler de bu dalda uzmanlaşmaktadırlar.

Natüropatinin artrit tedavisinde çok etkili olduğu söylen­mektedir. Bu da diğer doğal terapiler gibi insanı bütün ola­rak tedavi etmekte, belirtilerin altında yatan nedeni bulmayı amaçlamakta ve vücudu kendi iyileştirici gücünü kullanma­ya teşvik etmektedir. Bu terapiye göre yiyecekler mümkün olduğu ölçüde kendi doğal durumları bozulmadan yenilme­lidir.

Diğer fiziksel terapiler

Şifalı bitki ilaçları, refleksoloji, yoga, t'ai chi ve aroma-terapi geniş bilimsel araştırmalara konu olmamalarına rağ­men dikkate almaya değer doğal terapilerdir.
Şifalı bitki ilaçları

Bitkiler veya, bitki sularıyla tedavi, birçok ülkede, özellikle Çin'de hâlâ aktif bir şekilde uygulanan eski bir sanattır ve tedavi ettiği ileri sürülen birçok hastalıktan biri de artrittir. Örneğin, Şeytan pençesi denilen bir ilacın çok etkili olduğu söylenmektedir.


Bazı bitki ilaçlarının piyasada ilaç olarak satılabilmesi için çeşitli ülkelerdeki sorumlu makamlarca (İngiltere'de İlaç Kontrol Kurumu) ürün lisanları verilir. Diğerleriyse gıda maddesi olarak satılır ve gıda maddeleriyle ilgili kanunlara (İngiltere'de Gıda Güvenliği Kanunu) tabidirler. Bir şifalı bitki ilacını reçetesiz olarak almanın riski ilacın sizin için uygun olmaması, ya da, kullanmakta olduğunuz başka bir ilaçla etkileşime girmesidir. Bu nedenle, sizi dikkatle muayene ederek size özel ilacı verecek olan ehliyetli bir şifalı bitki uzmanına gitmeniz çok gereklidir.

Eğer İngiltere'de reçetesiz olarak bir şifalı bitki ilacı satın alırsanız, ambalajında 'PL' (product licence = ürün lisansı) harfleri olmasına dikkat edin. Bu en azından ilacın özellikle­rinin değerlendirilip onaylandığı anlamına gelir. Reçetesiz olarak satılan şifalı bitki ilaçlarının hepsinin garantisini sağ­lamak için şifalı bitkiler konusunda daha fazla araştırma yapılmasına gerek vardır.