Böbrek Kanserinde Evreleme

Evreleme yapabilmek için yapılması gereken tetkikler şunlardır: Anamnez, fizik muayene, tam kan sayımı, kan biyokimyası (böbrek ve karaciğer fonksiyonları ), idrar analizi, akciğer grafisi (gerekirse toraks BT), batın ve pelvis BT, kemik sintigrafisi 1990’lı yıllara kadar BHK evrelemesinde Flocks ve Kadesky’nin Robson modifikasyonu kullanılmakta idi

Ancak bu evreleme, özellikle Evre 3 için çok yetersiz bulunmuştur. Zira burada, çok kötü prognostik bir bulgu olan lenfatik tutulum ile cerrahi tedavisi mümkün olan venöz tutulum birlikte sınıflanmıştır(33). Üstelik nodal ve venöz tutulumun derecelerine değinilmemiştir. Sonuçta bazı çalışmalarda Evre 2 ve Evre 3’te eşit sağkalım süreleri saptanmıştır.

90’lı yıllarda bu sakıncalar TNM sistemi ile önemli ölçüde giderilmiş ve son olarak 1997’de UICC ve AJCC’nin önerdikleri TNM sistemi kullanılmaya başlanmıştır

Primer Tümör (T)

TX: Primer tümör değerlendirilemiyor.
T0: Primer tümör varlığına dair belirti yok.
T1: Tümör böbrek dışına çıkmamış ve çapı 7 cm. veya daha küçük.
T2: Tümör böbrek dışına çıkmamış ancak çapı 7 cm.’den fazla.
T3: Tümör Gerota fasyası dışına çıkmamış ancak ana venlere uzanmış,
adrenal beze veya perinefrik dokulara invazyon yapmış.
T3a: Tümör adrenal bez veya perinefrik dokulara invazyon yapmış.
T3b: Tümör makroskopik olarak renal venlere veya subdiafragmatik
vena kavaya invazyon yapmış.
T3c: Tümör supradiafragmatik vena kavaya makroskopik invazyon
yapmış. T4: Tümör Gerota fasyası dışına invazyon yapmış.

Radyolojik Bulgular

Ultrasonografi


RHK ‘ların büyük çoğunluğu solid lezyonlar olarak izlenirler. Bu lezyonlar %86 izoekoik, %10 hiperekoik, %4 hipoekoik olarak izlenmektedir(40). Renkli doppler US, hem tümör vaskülaritesini ortaya koymada ve hemde ana renal arter, ven ya da vena cava inferior invazyonunu göstermede, tanıda kullanılabilecek faydalı bir yöntemdir. Özellikle böbrek anjiomyolipomlarının tanısında ve takibinde bu özellik daha da ön plana çıkmaktadır.

Kompüterize Tomografi (BT)

Spiral BT ve hemen arkasından çok kanallı BT teknolojisi, böbrek kitlelerinin daha ayrıntılı olarak tanınmasında çığır açmıştır. Tanımlanan bu yeni teknolojilerle, tek seferde kontrast madde enjeksiyonundan sonra, pek çok farklı fazda inceleme yapmak mümkün olmuş ve lezyon karakterizasyonunda başarı daha da artmıştır(41-42). BT ile böbrekteki solid kanser kesin olarak teşhis edilebilir. Đnce kesitli bir BT böbreğe ait kitleleri tanımlamada en değerli radyolojik testtir. BT’de kontrast enjeksiyonu sonrası kontrast tutarak yoğunluğu artan bir kitle, aksi kanıtlanana dek BHK olarak kabul edilmelidir.

Anjiomyolipomlar ise negatif attenüasyon (Hounsfield ünitesi) ile tanınırlar. BT’lerin yaklaşık %10’u böbrek kitlelerini tanımlamada yetersiz kalabilirler. Böbrekle aynı yoğunlukta kontrast tutan kitleler hipertrofik Bertini kolonlarına ait olabilirler ve böyle bir görüntünün psödotümöre ait olduğu izotop renografi ile gösterilir. Ayrıca böbrekte kistik hastalıklar, böbrek absesi, hidronefroz gibi kitlelerle ayırıcı tanı yapılabilir. Komplike kistlerde de bu yöntem çok değerlidir. 3 boyutlu BT ve BT anjioyografi bu yöntemin değerini daha da arttırmaktadır.