Hepatit B Belirtileri Hakkinda

Hepatit B Belirtileri Hakkında

HBsAg ve Anti-HBs: Lipoprotein yapısında olup, serumda veya diğer vücut sıvılarında Dane partikülünün bir komponenti olarak veya 20-22 nm çapında küre veya silindir biçiminde ayrı olarak bulunmaktadır. HBsAg, klinik belirtiler ortaya çıkmadan önce serumda saptandığından serumda HBsAg varlığı; akut HBV enfeksiyonunu ve kanın enfekte olduğunu gösterir ve serumda saptandıktan 4 hafta sonra klinik hepatit tablosu ortaya çıkmaktadır. Belirtilerle birlikte HBe Ag, DNA polimeraz ve HBV-DNA saptanabilmektedir. HBsAg, akut viral hepatit B olgularında 2-6 ay içinde kaybolur ve antikor saptanıncaya kadar pencere dönemi oluşur. Pencere döneminden sonra anti-HBs antikorları pozitif olarak saptanmakta ve ömür boyu varlığını korumaktadır. Bu nedenle saptanması, daha önce HBV enfeksiyonunun geçirilmiş olduğunu ve kısmen ileriye yönelik korunmayı göstermektedir. HBsAg’nin 6 aydan uzun sürmesi durumunda hastalığın kronikleşmesi söz konusu olmaktadır.

HBcAg ve Anti-HBc: Virion 42 nm çapındadır ve dış zarf parçalandığında 27 nm çapındaki nükleokapsid kor partikülü izole edilebilmektedir. Çıplak kor partikülleri dolaşımda bulunmazlar. Nükleokapsid üzerindeki antijen Hepatit B Core antijen olarak adlandırılır. HBsAg ile asla çapraz reaksiyon vermez ve HBcAg kanda sadece Dane partikülleri içinde bulunurken, hepatositlerde ise nükleusta yer almaktadır. Çekirdeğe karşı antikor (Anti-HBc) genellikle hastalığın klinik olarak ortaya çıkışı ile belirir ve giderek azalarak yıllar ve yaşam boyunca negatifleşmeden devam eder. Anti-HBc kronik HBsAg taşıyıcılarında da bulunmaktadır.

HBeAg ve Anti-HBe: Virüsün çekirdeğinden türeyen bir peptittir. Sadece HBsAg pozitif serumlarda bulunur ve üretimi DNA polimeraz aktivitesine paralellik gösterir. HBeAg klinikte yüksek bulaştırıcılık ve viral replikasyonun mevcut olduğunu göstermede son derece önemli bir antijendir. Akut hepatitli hastada erken evrede geçici olarak yükselmekte, düşüşü ile birlikte Anti-HBe ortaya çıkmaktadır. Bu durum biyokimyasal iyileşmenin ve enfeksiyonun ortadan kalktığının göstergesi olabilir

Serumda en az 6 ay süreyle HBsAg pozitifliğinin saptanması durumunda kronik HBV infeksiyonu söz konusu olmaktadır. HBV direk sitopatik bir virüs olmayıp infeksiyonun seyrini vücudun virüse karşı immün yanıtı belirlemektedir. HBV’ne karşı immün yanıtın henüz yetersiz olduğu yenidoğan döneminde kronik infeksiyon gelişme riski ortalama %90 iken, bu oran erişkinler de %10’dan daha az olmaktadır. Diğer yandan cins (erkeklerde kadınlara göre 6 kat daha fazla kronik infeksiyon gelişmektedir), etnik köken, AIDS, böbrek yetersizliği ya da kanser gibi hastalıkların varlığı, immünsüpresif ilaç alımı ve uyuşturucu madde bağımlılığı gibi durumlar kronik infeksiyon gelişme riskini artırmaktadır