Kemik Tumorlerinde Biyopsi

Kemik Tümörlerinde Biyopsi


Hastanın hikayesi, fizik muayenesi, laboratuar, radyolojik ve gerektiğinde sintigrafik tetkiklerinden elde edilen verilerle oluşturulan ön tanının kesin teyiti biyopsi ile yapılır. Bu aşamada kesin tanı koyduracak miktarda yeterli doku almak önemlidir.


Kemik tümörlerinde biyopsi ileride yapılacak tedavilere etki etmesi bakımından bir plan çerçevesinde yapılması gereken önemli bir girişimdir. Bu nedenle biyopsi öncesi hasta mutlaka patoloji ile konsülte edilmelidir. Bu aşamada patolog isteği özel değerlendirme yöntemlerine yönelik biyopsi materyalinin miktar ve gerekli saklama koşulları hakkında cerrahı bilgilendirir.


Biyopsi, hastanın uzvuna ve yaşam süresine doğrudan etki edecek potansiyel riskler taşır. Bu nedenle biyopsi çok dikkatli planlanmalıdır. Kötü planlanmış biyopsi tanı ve tedavide gecikmelere yol açtığı gibi özellikle ekstremite kurtarıcı cerrahinin uygulanmasını engelleyebilir. Özellikle rezeksiyon aşamasında planlanan cerrahi insizyon dışında uygulanması hastanın ekstremitesinin amputasyonuna neden olabilir


Bu nedenledir ki biyopsilerin asıl tedavinin yapılacağı merkezde tedaviyi gerçekleştirecek ekip tarafından uygulanması gerekir.


Biyopsiyi bir tanı aracından çok mevcut tanımızı teyit amacıyla kullanmak gerekir. Dolayısıyla tüm klinik tetkikler ve görüntüleme testlerinin tamamlanmasını takiben muhtemel cerrahi yaklaşımı düşünerek yapılacak insizyon sahası içinde uygulanmalıdır. Biyopsi invazif bir girişim olup mümkün olduğunca dokuya en az zarar verecek ve tümör hücrelerinin kontaminasyonunun en alt düzeyde olduğu teknikleri öncelikle tercih etmek; cerrahi esnasında bu kontamine biyopsi yolunun güvenli bir şekilde, herhangi bir doku grefti veya flebine ihtiyaç olmadan çıkartılmasına imkan sağlamalıdır. Bu anlamda; biyopsiler kapalı ve açık teknikle uygulanabilir. Açık biyopsiler; eksizyonel ve insizyonel biyopsiler olarak ikiye ayrılırken kapalı biyopsiler arasında ince iğne, tru-cut (Kor biyopsi) ve trokar biyopsisi yer alır.


Biyopsi planlamasında ilk olarak ince iğne biyopsilerinin kullanmak takibinde doku tiplendirmesi için yeterli olmaması durumunda basamak basamak diğer biyopsi alternatiflerini uygulamak; tümör-sağlam doku kontaminasyonunun en aza indirilmesi açısından uygundur. Açık biyopsiler nörovasküler yapılardan uzak, ekstremite aksına mutlaka paralel, en kısa insizyonlarla (tercihen cerrahın parmağının insizyondan içeri girerek tümörü palpe edecek kısalıkta olmalıdır), direkt olarak lezyonun üzerinden cilt fleplerini ekarte ederken aşırı traksiyondan kaçınarak, doğrudan tek bir kas yapısının içinden uygulanmalıdır. Biyopsi esnasında kanama miktarını azaltmak için turnike kullanılmalıdır. Tümör dokusunun çevre dokulara ve proksimale yayılımını önlemek için esmark kullanılanımından kaçınmalıdır. Biyopsi sahasını kapatırken sıvı sızmasını engelleyecek sütur teknikleri ile derin dokular kapatıldıktan sonra cilt insizyonu; insizyon hattına yakın dikişlerle kapatılmalıdır. Biyopsi sahasına dren koymaktan kesinlikle kaçınılmalıdır.


http://zehirlenme.blogspot.com