Cocuklarda Anafilaksi

Çocuklarda Anafilaksi

Çocukluk çağında anafilaksinin en sık görülen sebebi besin alerjileridir. İkinci ve üçüncü sırada ise ilaçlar ve böcek sokmaları gelmektedir. Sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte yer fıstığı ve diğer kabuklu kuruyemişler, süt, yumurta, susam, balık ve diğer deniz ürünleri anafilaksiye en sık neden olan besinlerdir. Etiyolojide ikinci sıklıkla suçlanan tetikleyiciler ise ilaçlardır. Özellikle penisilin ve diğer beta-laktam grubu antibiyotikler ilaçlara bağlı gelişen anafilaksilerin en sık nedenidir. İlaç ilişkili reaksiyonların yaklaşık olarak %22’sini oluştururlar. Antibiyotiklerden sonra en sık sorumlu tutulan ilaçlar ise aspirin ve diğer non-steroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) dır (1). Bu ilaçlara bağlı anafilaksi gelişme riski astımı olan kişilerde daha yüksektir. Kas gevşeticiler, perioperatif gelişen anafilaksilerin en sık nedenidir. Ayrıca son yıllarda sıklıkla kullanılmaya başlayan monoklonal antikorlar (infliximab, cetuximab), radyokontrast maddeler, opiyatlar, vankomisin, hemodiyaliz preparatları, intravenöz immünglobülin, kan ve kan ürünlerinin tranfüzyonu, immünoterapide kullanılan alerjenler de daha nadir olarak görülen ilaç ile ilişkili nedenlerdir. Aşılar da anafilaksi gelişimine neden olabilir. Aşı sonrası gelişen anafilaksi daha çok içlerinde bulunan yumurta, antibiyotik ve jelatin gibi maddelere bağlıdır. Başta arı sokmaları olmak üzere sivrisinek, ateş karıncası gibi diğer hayvan ısırıkları sonrasında da anafilaksi gelişmektedir. Daha nadir olarak fiziksel faktörler (soğuk, sıcak, egzersiz, güneş ışığı) de anafilaksi gelişimine neden olabilmektedir. Anafilaksilerin yaklaşık üçte ikisinde herhangi bir neden bulunamaz ve bunlar idiopatik anafilaksi olarak tanımlanmaktadır.
Anafilaksi gelişimini ve anafilaksiye bağlı ölüm riskini artıran faktörler Tablo 4’de gösterilmektedir (7). Çocukluk çağındaki en önemli risk faktörlerinden birisi yaştır. Süt çocukluğu döneminde atak sırasında gelişebilecek bulguların tanımlanamaması, kızarıklık, ses değişikliği ve morarma gibi durumların ağlama krizlerinde de gelişiyor olması, sfinkter kontrolünün olmaması nedeniyle idrar ve gaita kaçırma gibi bulguların anafilaksi lehine değerlendirilememesi ve bazen hipotansiyon gibi bulguları değerlendirmede yapılabilecek hatalar tanının atlanmasına ve/veya tanı ve tedavide önemli gecikmelere neden olmaktadır
Adölesan yaşta ise bilinen tetikleyicilerden uzak kalma konusundaki dikkatsizlikler, tutarlı olmayan davranışlar ve önerilen adrenalin otoenjektörleri yanında taşımamaları riski artıran en önemli faktörlerdir (23). Ayrıca, tüm yaşlarda semptomların algılamasında güçlük oluşturacak; kalıtsal-akkiz görme veya işitme bozukluğu, büyüme ve gelişme geriliği, nöropsikiyatrik bozukluklar (depresyon, hiperaktivite ve dikkat eksikliği) ve bilişsel aktiviteyi etkileyen ilaçların kullanımı (H1 antihistaminikler, hipnotikler, amfetamin) diğer önemli faktörlerdir.
Astım, özellikle şiddetli ve kontrolsüz olduğunda çocukluk çağında anafilaksi atak şiddetini ve ölüm riskini artıran en önemli komorbid hastalıktır. Ölümle sonuçlanan anafilaksili olgu raporlarının büyük bir kısmında eşlik eden astım varlığı bildirilmektedir. Ayrıca, şiddetli alerjik rinit ve atopik egzema da özellikle bazı besin ile ilişkili anafilaksi ataklarında risk artırıcı bir faktördür (26). Çocukluk çağını daha az sıklıkla etkilemekle birlikte, beta adrenerjik bloker (P-blokör) ve anjiotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörlerinin kullanımı da riski artırmaktadır. Ayrıca, egzersiz, akut enfeksiyonlar (akut üst solunum yolu enfeksiyonu), ateş, emosyonel stres, yüksek yoğunlukta polen, yüksek sıcaklık ve neme maruziyet diğer risk artırıcı faktörler olarak tanımlanmaktadır.