D Vitamininin iskelet Sistemine Etkileri

D Vitamininin İskelet Sistemine Etkileri

D vitamini olmadan diyede alman kalsiyumun sadece %10-15’ i, fosforun %60’ ı emilmektedir. Aktif D vitamininin (l,25(OH)2 D vitamini) DVR ile etkileşimi sonucu kalsiyum emilimi %30-40’ a, fosfor emilimi %80’ e çıkmaktadır. D vitamininin hem osteoblastik hem de osteoklastik serinin farklılaşmasında rolü olduğu bilinmektedir. Organizmada kalsiyum dengesi bağırsaklar, fosfor dengesi ise böbrekler üzerinden düzenlenmektedir. Organizmadaki D vitamini düzeyinin normal olduğu durumlarda D vitamini kemiklerin mineralizasyonu üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Bir başka deyişle, bağırsaklardan kalsiyum emiliminin yeterli olduğu durumlarda l,25(OH)2D3 düzeyi de normal olmakta ve bu aktif hormonun etkisiyle bir taraftan bağırsaklardan kalsiyum ve fosfor emilimi sağlanırken, öte yandan kemik mineralizasyonu devam etmektedir. Organizmada D vitamini düzeyi kritik bir düzeyin altına indiğinde ve/veya bağırsaklardan kalsiyum emilimi yetersiz olduğunda PTH düzeyi artmakta (sekonder hiperparatiroidizm).
PTH etkisiyle 1-alfa hidroksilaz enzimi aktifi enmekte ve l,25(OH)2D3 düzeyi yükselmektedir. Bu durumda D vitamininin kemiklerden kalsiyum salmımmı arttıncı etkisi devreye girmektedir. Organizma için serum kalsiyum düzeyi daha önemli olduğundan, artmış l,25(OH)2D ve PTH’ nin ortak etkisiyle, bu kez kemiklerden kalsiyum salımmı artarak serum kalsiyum düzeyi normal aralıkta tutulmaya çalışılmakta ve bu süreç boyunca kemiklerin mineralizasyonu daha fazla bozulmaktadır. İşte nutrisyonel raşitizm şekli D vitamini veya kalsiyum yetersizliği sonucu organizmanın kalsiyum dengesinin barsak emilimi yerine, kemiklerden kalsiyum salımmı ile sağlandığı bu süreç sonunda gelişmektedir.
Kemik mineralizasyonu sürecinde hidroksiapatit kristalleri yapımında hem kalsiyum hem de fosfor bulunduğundan fosfor yetersizliği durumunda da mineralizasyon bozulmakta, ancak bu durumda kemiklerden kalsiyum salımmı olmamaktadır. Yetersiz kalsiyum alımı ve/veya kalsiyum emilimini bozan beslenme şekli nedeniyle oluşan negatif kalsiyum bilançosunun serum 25(OH)D düzeyi normal olan çocuklarda raşitizme neden olması ve raşitizm bulgulannm yalnızca yeterli kasiyum verilmesi ile düzelmesi raşitizm gelişimi için D vitamini yetersizliğinin şart olmadığını göstermektedir. Paratlıormon normal veya düşük serum fosfor düzeyi ile sonuçlanan fosfatüriye sebep olurken kemikte preosteoklastları olgun osteoklastlara dönüştüren osteoblastları da aktifler, kemikte bir denge sağlamaya çalışır.
Osteokl astı ar kemikte mineralize kollajen matriksi çözündürür, osteopeni ve osteoporoza sebep olur ve kırık oluşma riskini arttınr. Bütün bu nedenlerle, organizma açısından en fizyolojik durum, serum 25(OH)D düzeyinin PTH yükselmesine neden olmayacak bir değerde bulunması ve alman/emilen kalsiyum miktarının yeterli olmasıdır. Aksi dummda artmış PTH ve yükselen serum l,25(OH)2D düze}^ nedeniyle kemik yapım/yıkımı (tumover) artmakta ve bu süreç kemik sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle henüz raşitizme ait bulgulann olmadığı ama PTH yükselmesine neden olan D vitamini düzeyi düşüklüğü başka bir deyişle D vitamini-PTH-kalsiyum dengesinde, PTH yükselmesine neden olmayacak 25(OH)D vitamini düzeyi ‘eşik değer düzeyi’ olarak tanımlanmaktadır.
Raşitizm, gelişmesini tamamlamamış (epifizlerin açık olduğu dönemde) kemik dokusunda mineralizasyon yetersizliğine bağlıdır ve bu durumdan hem kemik yapımı hem de kemik sağlamlığı etkilenir. Osteomalazi ise, epifızler kapandıktan sonra, eskimiş kemik dokusunun tamiri sırasındaki mineralizasyon yetersizliğidir ve bu durumda yalnızca kemiklerin sağlamlığı etkilenmektedir (102). Organizmada enkondral kemikleşme büyüme plağından başlar. Kondrositler, dinlenme, çoğalma, olgunlaşma ve hipertrofi aşamalanndan geçerek farklılaşmaya uğramakta ve mineralizasyon gerçekleşmektedir. Büyüme plağında farklı bölgelerdeki kondrosider spesifik proteinler ve farklılaşma modülatörleri üretmektedir. Olgun ve üst hipertrofik bölgedeki kondrositler kalsiyum alımmda etkin rol oynamalctadır. Raşitizm gelişim sürecinde kalsiyum ve/veya fosfor yetersizliği nedeniyle büyüme plağındaki fizyolojik süreç aksamakta ve büyüme plağında organizasyon bozukluğu ve genişleme meydana gelmektedir. Bir başka deyişle mineralizasyon aksayınca büyüme alamndaki kondrositler tarafından uygunsuz miktarda matriks proteini yapılmakta, bu sürece alkalen fosfataz (ALP) yükselmesi eşlik etmektedir. Gecikmiş ya da yetersiz mineralizasyon nedeniyle kemik metafizleri de yumuşamakta ve düzensizleşmektedir.