Kanser Tani Teshis Kanserli Hastalar

Kanser Tanısı ve Teşhisi konduktan sonra ne yapılabilir?
Kanser tedavisinde başarı artıyor mu?
Kanserli Hastalar, Kanserli Hastalarda Yapılacaklar


Bir dönem kanser, şifa şansının hiç olmadığı bir hastalık sa­yılıyordu. Bugün artık, değişik türlerinde farklı oranlarda olmakla birlikte, kanserde de şifa sağlanabilmektedir. Gün geçtikçe bu oranlar daha da yükselmektedir. Bu başarıda teknolojik geliş­menin getirdiği erken tanı ve tanıda kesinliğin yanında, tedavi imkânlarının ve bu konudaki deneyimin artışı büyük rol oyna­mıştır. Tedavi planının doğru yapılabilmesi için tanıdaki ayrın­tılar çok önemlidir. Kanser bir süreç içinde değişik devreler gösteren bir hastalıktır ve tedavi planı da bu dönemlere göre düzenlenmelidir.
Kanserin tedavisinin temel taşı bu tanı basamağındaki isim­siz kahramanlar, patologlardır. Diğer uzmanların kararlan bu ta­nının doğruluğuna bağlıdır.

Kanser tanısı kesinleşen hastanın tedavisi ise üç daldaki uzmanların konusudur: Cerrahlar, radioterapistler ve tıbbi onkologlar (kemoterapistler). Kanser tedavisindeki amaç, bozuk yapıdaki hücre yumağının ve eğer varsa dağılmış hücrelerin tü­münün ortadan kaldırılmasıdır. İşte erken tanı bu nedenle çok önemlidir. Çünkü erken devrede ilk odaktan yayılma olmadan hastalık yakalanabilir. Bu takdirde yapılacak işlem kitlenin cer­rahi yoldan çıkarılmasıdır. Eğer kanser gerçekten erken yaka­lanmış ise ameliyatla şifa bulacaktır. Ancak deneyimler şunu göstermiştir ki; muayenede ve tetkiklerde erken kabul edilerek ameliyat edilen ve şifası beklenen hastaların bir bölümünde, bir süre sonra hastalık tekrarlanmakta veya vücudun başka nokta­larında ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni kanserdeki hücre dü­zeyindeki küçücük yayılmaların muayene ve İaboratuvar teknikleriyle tespit edilememesidir. Yoksa kansere bıçak vurul­masının, olayı büsbütün artırdığı kesinlikle doğru değildir. Ame­liyattan çekinme, sıklıkla tedaviyi geciktirmekte ve şifa şansının kaçmasına yol açmaktadır.

Son elli yıl; kanser hücrelerine etkili ilaçların gittikçe artan kullanımına şahit olmuştur. Uygulamada deneyim ve yeni ilaç­ların devreye girmesi sayesinde bu konuda başarı her geçen gün artmaktadır. Cerrahi şansı olmayan lösemilerde başlayan uygulama; gecikmiş diğer türlerde de kullanılma ala­nı bulmuştur. İlerlemiş devrelerde bile bazı vakalarda ilaçlarla (kemoterapi) iyi sonuç alınması üzerine; bu yöntem ameliyat sonrası tekrarlamaları önleyici olarak da kullanılmaya başlan­mıştır.

Kemoterapinin gelişmesinden önce bu önleyici ödevi rad­yoterapi (ışın tedavisi) üstleniyordu. Bir farkla ki, ışın teda­visi ancak bir bölgeye yöneltilebiliyor ve o bölgeye ancak bir dizi uygulanabiliyordu. O nedenle, yayılma olasılığı da­ha çok tümörün çevresinedir mantığı ile ameliyat bölgesine yöneltiliyordu. Halbuki yayılım tespit edilemediğine göre sı­nırları kestirmek mümkün değildi. Bugünkü anlayış, bu çok etkin, fakat bir bölgeye ancak bir defa kullanılabilecek rad­yoterapi silahının, tespit edilebilen bir odak varsa ona karşı kul­lanılmasıdır. Ayrıca ameliyatla çıkarılma sınırlarını aşan ilerlemiş vakalarda ilk odağın eritilmesi için de radyoterapi uy­gulanır. Birden fazla odağın varlığı halinde ise çare,ilaç tedavi­sidir. Son yıllarda ameliyat sonrasında hastalık artıklarını temizlemek için kullanılan kemoterapi; ameliyat öncesinde ve­rilmeye başlanmıştır. Böylece aynı zamanda esas tümörü de kü­çülterek ameliyatı kolaylaştırıcı etkisinden yararlanılmaktadır. Kemoterapinin avantajı,ilaçların seçiminin, dozunun tespitinin daha esnek olması; bu nedenle de kişiye göre ayarlanabilme­sidir.

Öyleyse etkili olduğunu belirttiğimiz bu tedavi imkânlarına karşın kansere neden daha kesin bir çözüm getirilememiştir? Çünkü tedavide hedef aldığımız kanser hücrelerinin hemen yanıbaşında vücudumuzun normal hücreleri de vardır. Tedavi yön­temlerimizi yapısı bozuk kanser hücresini öldürecek, ama normal hücrelere zarar vermeyecek bir doza ayarlamak zorun­dayız. Yoksa yüksek dozlar ile kanseri tümüyle silmek mümkün­dür, ancak bu dozlara normal hücreler de (özellikle kemik iliğinin hücreleri) dayanamayacaktır. Her gün artan bir hızla gelişen ilaç araştırmaları normal dokulara daha az zarar veren, yan etkileri az maddeler veya bu etkileri azaltıcı, önleyici tampon ilaçları geliştirmektedir. Klinik çalışmalar da ilaçların en uygun veriliş şeklini bulmayı amaçlamaktadır. Ayrıca dolaylı yönden etkin olan vücut direncini, bağışıklığı kamçılayıcı ilaçlar da gelişti­rilmektedir.

Kanseri, önlenmesi ve tedavisinde kullanılan üç temel tıbbi yöntemin kullanış: şekli ve amaç farkları ile olanak ve sınırlarına göre biraz daha aynntılı açıklayabiliriz. Bu siz okuyucuları­mızın güncel yaşamda duyacağınız bazı deyimlere de anlam kazandıracaktır.