Dil ve Damak Kanseri Belirtileri

Dil Kanseri Nedir, Dil Kanseri Belirtileri

En çok 60 yaş grubunda görülür. Ağız içinde en çok tutulan organdır. Alkol, sigara en önemli et­kendir. Kadınlarda insidansi hızla artmaktadır (% 26). Genellikle dilin 1/3 orta yan kısmında görü­lür. Ventral bölgeye yakın oluşur. Orta hatta çok nadirdir. Eğer olursa sifilizi düşündürür. Lezyon-larin 1/3'ü sirkum vallata papillalarmın arkasında oluşur. Genellikle ağrı olmaz, ülser ve kitle ile ken­dini gösterir. Geç dönemde ağrı, konuşma ve yutma zorluğu oluşur, ilerlediğinde dil kasları ve komşu organlar tutulur. Tümör göründüğünden daha büyüktür. Ağız tabanına yayılma ve mandi-bulayı tutma eğilimi vardır. Tümör dili hareketsiz hale getirmişse Ankiloglossi denilir ve inoperabili-te kriteridir. Tümör ilk görüldüğünde genelde T2 (2,1 cm - 4,0 cm) boyutundadır. % 55 bilateral tutu­lum olur.

Tedavisinde, T1 lezyonlarda cerrahi ve Radyote­rapinin kür şansı eşittir. Cerrahide wedge rezeksi-yon yeterlidir. RT sonrasinda dil çok şişebilir ve tra-keostomi gerekebilir. Daha büyük lezyonlar (T2) parsiyel glossektomi gerektirir. No olsa T2, T3'lerde mikrometastaz kuvvetli muhtemeldir. Elektif boyun disseksiyonu eklenir.

Ağız Tabanı Kanserleri

60 yaş civarında görülür. Dil kanserinden sonra ikinci sıklıktadır. Kadır-erkek oranı 1/4'dür. Anteri-or bölge en sık tutulur. Hastaların muayeneleri sıra­sında genellikle nodal tutulum izlenir. Bazen VVhar-ton kanal blokajından dolayı çene altı şişebilir, yan­lışlıkla metastaz sanılabilir. Lezyon inflammatuar bir ülser gibi başlar. Bazen lökoplazi ile birliktedir. Daha sonra ülser derinleşir. Dil ve alveole lokal in-vazyon olabilir. Bimanuel palpasyonla derin infilt-rasyon olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer boyun derisine penetrasyon varsa geniş rezeksiyon gerekir. Mandibulanın periostal invazyonu geç bir bulgudur ve radyolojik olarak belirlenebilir.

Lenf düğümü tutulumu ilk muayenede %40-60 kadardır. Şüpheli submandibular kitlelere iğne as-pirasyon biopsisi yapılabilir. Tedavisi, dil kanseri ile benzerlik gösterir. Avantajı, ağızm ön bölgesin­de olmasıdır. Tedavi sonrası oluşan defektler açık bırakılabilir, primer kapatılabilir, greft yada dil ne­biyle örtülebilir. Tükrük bezi kanalına dikkat edil­mesi gerekir. Mandibula gerekirse marjinal veya parsiel olarak tek parça halinde çıkartılabilir. Teda­viye boyun disseksiyonu ve gerekirse radyoterapi eklenebilir.

Alt Alveol Tümörleri

Üçüncü sıklıkta görülür. 50 yaşın üzerindeki er­keklerde çoktur, Lezyonlar, multifokal olabilir. Ül-
serli ve ağrısızdırlar. Yüzeyel yayılım gösteren tü­mörlerdir. Derin bölgeye diş köklerinden yayılır. O zaman ancak kemik invazyonu olur. Digastrik nodu tutarlar. Tedavisinde küçük lezyonlar eksize edilir; mandibulaya marjinal rezeksiyon yapılır. Daha yay­gın tümörlerde dil, ağız tabanı, üstte maksilla geriye kadar çıkartılmalıdır. Gerekirse, boyun disseksiyo­nu yapılır.

Retromolar Trigon Bölgesi

Ağız bölgesinin posterior tabanı olarak da bilinir. Tümörlerinde, tanı genellikle geç konulur. Lezyon görüldüğünde büyük olasılıkla metastaz yapmıştır. Hem ulaşılması hemde rekonstrüksiyonu zor bölge­dir. Fatal seyreder.

Bukal Mukoza Kanserleri

İleri yaşlarda görülür. Kadın ve erkekte eşit orandadır. Genellikle lökoplazi zemininde gelişirler. Etiyolojisinde, kronik travmanın önemi vardır. Düz, beyaz veya kırmızı ülserli alanlar gösterir. Daha sonra derin ülser oluşur. Ağrı nadirdir; eğer olursa, prognozun kötü olduğunu gösteril Komissür veya alveollere yayılabilir. Tedavilerinde cerrahi ve rad­yoterapiden faydalanılır. Lezyon büyükse, yanak ta­mamen çıkartılır; çeşitli fleplerk onarılabilir. Diğer tedavi şekilleri, önceki tümörlere benzer.

Damak Kanserleri

Damak tümörler açısından sevrek tutulan yerler­dendir. Eğer olursa şişlik, ağrı, kanama olabilir. Ül­serli, egzofitik kemik invazyonlu lezyonlardır. Yayı­lım, en iyi tomografi ile gösterilir Yumuşak damak tümörlerinde, nodal tutulum sert damağa kıyasla daha çoktur. Nadiren retrofaringeal nodlar tutulur. Tedavisinde tümörle birlikte alttaki kemik de çıkar­tılır. Radyoterapi, nekroz meydana getirebilir. Mak-sillektomi yapılırsa, alan greft ile örtülür.

Diğer ağız içi tümörlerinden minör tükrük bezi tümörlerinden yaygın olanıdır. 60 yaş civarında gö­rülür. Kadın ve erkeklerde eşittir. Submukozal kitle olarak başlar, çok yavaş büyür ve sıklıkla ağrı görü­lür. Cerrahi olarak çıkarılır, nodal tutulum seyrektir. Radyoterapiye de cevap verirler.

Rekonstrüksiyon


Ağız içi kanserleri çıkarıldıktan sonra, önemli görünüş ve fonksiyonel eksilmeler oluşur. Onarım planlanırken hastanın yaşı, tümörün biyolojisi, pri-mer veya nüks olup olmadığı hesaba katılır. Küçük defektler direkt kapatılma ile dil flepleri kullanıla­rak veya greftlerle kapatılabilir. Lokal flepler yet­mezse uzak serbest flepler hazırlanabilir.

Büyük defektlerde, deri grefti çok kullanılır. Ay­rıca; yanak flepleri, alın, deltopektoral, pektoralis majör, platisma flepleri kullanılabilir. Uzak flepler içinde en popülerleri: alın, p.majör, trapez, latissi-mus dorsidir. Kemik gerekirse skapula, kosta, ster-num bitişik kaslarla taşınabilir. Büyük mandibula defektlerinde, serbest fibula en iyi seçenektir.

Boyun Disseksiyonu

Baş boyun bölgesinin tedavilerinde önemli yar­dımcı modalitidir. Deri altı ile derin boyun fasyası arasındaki lenf yolları ve düğümlerini taşıyan bütün dokular çıkartılır. Sadece vagus ve karo-tis arteri yerinde bırakılır. Tümörlerin yayılım özel­liklerine göre çeşitli boyun disseksiyonları geliştiril­miştir. Bunlar:

1- Suprahioid boyun disseksiyonu.
2- Supraomohioid boyun disseksiyonu.
3- Modifiye boyun disseksiyonu: Internal jugu-ler, aksesuar sinir ve SCM kası yerinde bırakılır.
4- Fonksiyonel boyun disseksiyonu: Sadece akse­suar sinir yerinde bırakılır.5- Radikal boyun disseksiyonu: Bu disseksiyon; boyunda metastaz olmasa bile, tümör çok hızlı me­tastaz yapan türden ise ve hasta ihmalkar ise yapıla­bilir.