Kus Gribi Salgini ve Alinacak Onlemler

Kuş Gribi Salgınından Alınacak Önlemler

Kuş gribi virüsü insandan insana geçmemektedir. Bugün için insanlar arasında bir salgın tehlikesi bulunmamaktadır. Ancak, H5N1 virüsünün genetik yapısının değişmesi ve insandan insana geçebilir hale gelmesi olasılığından kor­kulmaktadır. Bu tür bir durumda, kuş gribi, insanlara özgü grip virüsü kadar kolay bir şekilde yayılma olanağını bula­cak ve kıtalararası bir salgına yol açabilecektir.

Salgın durumunda asıl korunma yolu aşılamadır. Ancak aşı geliştirmek için 4-6 aylık bir süre gerekebilecektir. İlk salgın sırasında aşılama, büyük olasılıkla, mümkün olmayacaktır.

Salgın başlangıcı konusunda, solunum yolu hastalıklardan kaynaklanan hastaneye yatma ve ölüm oranlarında bek­lenmeyen artışların görülmesi uyarıcı olacaktır. Çocuklarda solunum yolu hastalıkları nedeniyle okul devamsızlıklarının artması da uyarıcıdır. Erişkinlerdeki işyeri devamsızlıkları daha sonra görülür.

Kuş gribinin insanlar arasındaki bir salgına dönüşmesi du­rumunda, çok farklı kesimlerin hastalıkla mücadele etmesi şarttır. Sadece insan ve hayvan sağlığı çalışanları değil, kamu hizmeti veren tüm kurumlar ve belediye yetkilileri de halkla beraber salgına karşı çalışmalıdır.

Hastalık kaynağına yönelik önlemler alınmalıdır.

Kanatlıların itlaf çalışmaları ve virüsün taşınmasın­da rol oynayan kemiricilerle savaş programları hızlı ve uygun bir şekilde yürütülmelidir. Diğer hayvanla­rın da hareketleri önlenmelidir.

Hastalık hava ile bulaştığından insanlar arasında hızla yayılacaktır. Hasta kişilerin hızla saptanması ve gerekli tıbbi bakımın sağlanması gerekir.

Halk sağlığı bilgilendirme iletişim çalışmaları yürütül­melidir.

Risk altındaki halk için bilgilendirme ve riskin duyu­rulması amacıyla basın yayın organları kullanılmalı, poster ve broşürler hazırlanarak bunların yaygın olarak okunması sağlanmalıdır.
Profesyonellerin (sağlık çalışanları, veteriner hakim­ler, çiftlik çalışanları, itlaf ekipleri vb.), hastalığın ve hastalıktan korunma yollarının ayrıntılı bilgisine sa­hip olmaları sağlanmalıdır.
Genel hijyen (temizlik ve sağlık) kuralları topluma anlatılmalı, bu kurallara uyulması sağlanmalıdır.

Salgın birkaç dalga halinde yayılabilir (salgın başlar, durur, sonrasında ikinci salgın başlar). Halk, salgı­nın yeniden ortaya çıkabileceği konusunda bilgilen­dirilmelidir.

Hastaların virüs bulaştırma riskini azaltmak için önlem­ler alınmalıdır.

Hastalık bulunan bölgeler saptanmalı ve hastalara tıbbi ve sosyal bakım sağlanmalıdır.
Hastalık bulguları ve şikayetleri olan kişiler için yüz maskesi temin edilmelidir.
Hasta kişiyle temas etmiş olanlara ve hastalık bul­gusu olmadığı halde hastalanma riski taşıyanlara (kronik hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi ile ilgili hastalığı olanlar vb.) maske sağlanmalı ve maske kullanmaları özendirilmelidir.

Temaslarda virüs geçişini azaltmak için önlemler alın­malıdır.

Salgın durumunda tüm temaslıların sağlık durumla­rının sağlık personeli tarafından izlenmesi mümkün değildir. Bu sebeple sağlıklı temaslıların sağlık du­rumlarının kendileri tarafından izlenmesi gerekir. Temaslı kişiler günde en az bir kez ateşlerini ölçme-li, hastalık bulguları çıktığı anda sağlık merkezlerine başvurmalıdırlar.
Temaslılara gönüllü karantina (ev hapsi) önerilir.
Temaslıların salgın olmayan bölgelere yolculuğu­nun engellenmesi gerekir.

Toplumsal mesafeyi arttırarak hastalığın yayılmasını engellemek için önlemler alınmalıdır.

Gönüllü ev hapsi önerilir.
Çocukların bir araya gelmelerinin önlenmesi (yük­sek okullar da dahil tüm okulların kapatılması) ge­rekir.
Erişkinlerin bir araya gelmesinin önlenmesine (kilit görevlerde çalışmayanlar için izin, işyerlerinin kapa­tılması vb.) çalışılır.
Halka açık yerlerde maske takılması önerilebilir, ancak koruyuculuğu sınırlıdır.
Kişi başına düşen hava hacmi arttırılması için kışla ve cezaevlerinde yatak araları geniş tutulmalı, ko­ğuşlarda kalanların sayısı mümkün olduğunca azal­tılmalıdır.

Hastalık belirtilerinin başlangıcı ile hastanın yalıtılması (başkalarıyla temasının engellenmesi) arasındaki süre­yi azaltmak hastalığın kontrolünde önemlidir.

insanların kendi tanılarını koyabilmeleri için bilgi ve­rici, cesaretlendirici halk kampanyaları düzenlenme­lidir.
Etkilenen bölgede yaşayanların tümü, günde en az bir kez ateşlerini ölçmeleri konusunda teşvik edil­melidir.
Ambulans destekli özel telefon hatları kurulmalıdır (112 gibi).

Dezenfeksiyon önlemleri alınmalıdır.

Sık sık el yıkama önerilmelidir.
Virüs bulaşmış olabilecek araçlar ve yüzeyler konu­sunda halk bilgilendirilmelidir.

Sağlıklı kişilere için alınabilecek önlemler ilk salgında daha sınırlıdır.

Aşılama aslında en etkili yoldur ancak ilk salgın ön­cesinde aşının geliştirilmesi olasılığı çok düşüktür. Aşı geliştirilmiş ise öncelikli olarak risk grupları aşı­lanır. Bu gruplar, hastalarla doğrudan klinik teması olanlar, risk altında olan yaşlı ve kronik hastalar ola­rak belirlenmiştir.
Bir salgın süresince, hasta olmayan temaslılara te­mas sonrası antiviral ilaç vermek mümkün olmaya­caktır. Daha çok, ateşli hastalık veya üst solunum yolu enfeksiyonu olan kişilere tedavi amaçlı antiviral verilmesi doğru olacaktır. Sadece yakın teması olan sağlık personelinin (epidemiyolog, klinisyen, hemşi­re, veteriner vb.) korunma amaçlı antiviral kullanması önerilebilir.

Ülke içinde hastalığın görüldüğü bölgelere giriş çıkış­larla ilgili önlemler alınmalıdır.

Bu bölgelere zorunlu olmayan girişler engellenmelidir.
Bu bölgelerden çıkışlar da kısıtlanmalıdır (risk halk tarafından algılandığında, bu kısıtlamaya gönüllü olarak uyulabilir).
Bu bölgelerden çıkan kişilerin elbise, ayakkabı ve diğer eşyası dezenfekte edilmelidir.