Kronik Nonspesifik Sistit

Kronik Nonspesifik Sistit

Tekrarlayan veya persistan akut sistit atakları kronik inflamatuar değişik­liklere yol açar. Uretranın kısalığı nedeniyle daha ziyade kadınlarda görülen kro­nik nonspesifik sistitlerde etyolojide sıklıkla E.coli, stafilokokus aureus, strepto-kokus faecalis, proteus, pseudomonas auriginosa gibi bakteriyel, herpes virüs, adenovirus gibi viral, actinomyces, candida gibi funfal infeksiyonlar rol oynar. Bunların dışında instrumentasyon, mekanik travma, fekal kontaminasyon, pros-tatik obstrüksiyon ise diğer etkenlerdir. Kronik nonspesifik sistitler asemptomatik olabildikleri gibi şiddetli semptomlara da yol açabilirler. Bakteriüri vakaların bir kısmında gözlenir.

Akut sistit

Tanı için orta akım idrarın mikrobiyolojik incelemesi, uretral kateterizasyon, suprapubik mesane aspirasyonu, mesane yıkantısı gibi teknikler kullanılmaktadır.

Sistoskopide herhangi bir patoloji görülmeyebileceği gibi lenfositik infiltrasyonun yoğun olduğu vakalarda trigonda pembe-gri nodülier gözlenir. Mesane duvarı ileri dönemde kalınlaşmış ve lüminal yüzde nedbeler nedeniyle girintili, çı­kıntılı olarak izlenir.

Mikroskopik incelemede epitel hiperplastik, nadiren ülseredir. Uzun süren vakalarda irregüler hiperplazi alanları polipoid görünüm alabilir ve sıkça skua-möz metaplazi rastlanır.

Lamina propria genişlemiş olup fibroz dokuda normale oranla artış var­dır. Lamina propriada konjesyon, damar duvarında kalınlaşma ve yaygın iltihabi hücre inîiltrasyonu gözlenir. İltihabi infiltrasyonu oluşturan hücreler lenfosit, plaz-mosit, seyrek eosinofillerdir. Aktivasyon döneminde nötrofil polimorflara da rast­lanır. İltihabi hücreler bazen kas tabakası içinde de uzanır. Bazen de lamina propriada lenfositlerin oluşturduğu germinal merkezleri belirgin foliküllere rastla­nır.

Tüberküloz Sistit (so)

Genitoüriner infeksiyonların nadir nedeni olan tüberküloz sıklık sırasına göre böbrek (% 61), üreter (% 19), mesane (% 16)'yı tutar. Genellikle akciğer tü­berkülozunu takiben 5-10 yıl sonra genitoüriner tüberküloz görülür. Basiller ço­ğunlukla hematogen yolla böbreğe gelir, böbrekteki granülom ve kavernlerin alt üriner traktusa açılmasıyla üreter, mesane ve uretrayı da tutar. Nadiren prostat, seminal vezikül veya epididimden hematogen yayılım ile tüberküloz sistit oluşur. Sistoskopide akut fazda üreter orifisleri hiperemiktir. Mukozada eksüdasyon, ül-serasyon, uzun süren vakalarda fibrozis ve kontraktür görülebilir. Mikroskopik olarak lamina propriada kazeifikasyon nekrozlarını çevreleyen epiteloid histiosit ve dev hücrelerden oluşan granülomlar gözlenir. Bu alanlarda genellikle yüzey epiteli ülseredir. Uzun süren vakalarda bağ dokusu gelişimi gözlenebilir. Kesin tanı için kültürde aside dirençli basiller üretilmelidir.

Tedavi amacıyla antitüberküloz medikasyon uygulanır. Ancak aşırı ağrı yakınması olan, medikal tedaviye cevap vermeyen, hayatı tehdit eden hematüri-ye yol açan vakalarda ise cerrahi tedavi tercih edilir.