Burun Cerrahisinde Hastaya Yaklaşım

Burun Cerrahisi ve Hastaya Yaklasim
Burunun şekli ve yapısı, bireyin psikolojisini önemli ölçüde etkiler. Bu etki olumsuz veya olumlu olabilir. Burun ameliyatı olacak olan hastaların, psikososyal durumları bozuk değilse bu hastalar ameliyat sonrası çok daha mutlu olabilmektedirler. Sosyal yaşantılarında iyileşme ve özgüvenlerinde artış meydana gelmektedir. Ancak burun ameliyatı olacak hastalarda altta yatan depresyon, ağır kişilik bozukluğu gibi ruhsal hastalıklar mevcut ise bu hastalar ameliyattan umdukları sonuca ulaşamazlar. Hatta bu hastalarda mevcut sorunlar daha da derinleşebilmektedir. Bu nedenle ameliyat öncesi hastanın psikososyal durumunun iyi analiz edilmesi ve ruhsal bozukluk tespit edilen hastaların bu aşamada cerrahi açıdan uygun olmadığını bilmek gerekir. Bu hastalara öncelikle psikososyal danışmanlık sunulmalıdır.
Preoperative Değerlendirme
Rinoplasti ameliyatı planlanan hastaya ameliyattan önce ayrıntılı fizik muayene yapılmalı, hastanın istekleri ve şikâyetleri detaylı olarak ortaya konmalıdır. Anatomik muayene dikkatle yapılmalı ve kişiye özel ameliyat planlaması bu anatomik muayene, fiziki muayene ve hastanın istekleri doğrultusunda şekillendirilmelidir. Yapılacak ameliyatta kullanılacak teknikte şekillendirilen plan doğrultusunda seçilmelidir.
Teknik Seçimi
Burun ameliyatları plastik cerrahinin en sık ve en dikkat gerektiren ameliyatlarından biridir. Ameliyat esnasında yapılan milimetrik müdahaleler ameliyatın sonucunu ciddi şekilde etkilemektedir. Cerrahi teknik seçilirken, cerrahın tecrübesi, hastanın şikâyet ve istekleri, seçilecek tekniğin avantaj ve dezavantajları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Kapalı tekniğin avantajları arasında, kolumellar skarın olmaması, daha az disseksiyon yapılması, ödemin az olması, yumuşak doku travması ve skar oluşumunun minimal olması, iyileşme sürecinin hızlı olması, çoğunlukla greft fiksasyonunun gerekmemesi yer almaktadır. Bu tekniğin dezavantajları da mevcuttur. Öğrenme sürecinin daha güç ve daha uzun olması, zor ve/veya sekonder vakalarda bu tekniğin kullanımının kısıtlı olması bu tekniğin en ön önemli dezavantajları arasındadır. Açık teknik seçiminde akılda tutulması gereken dezavantajlar arasında; Kolumellar skarın gözlenmesi, ödemin daha fazla olması, kaldırılan flepte nekroz görülme olasılığı, iyileşme sürecinin daha uzun sürmesi, operasyon süresinin uzaması yer almaktadır. Öğrenme ve eğitimin daha kolay olması, anatomik yapıların net görünmesi, manüplasyonların kolaylıkla yapılabilmesi, nazal tipe hakimiyet, her iki elin aynı anda kullanılabilmesi, kanama kontrolünün daha rahat sağlanabilmesi, sütür atmanın kolay olması, greftlerin rahatlıkla tespit edilebilmesi açık tekniğin avantajları arasındadır.
Minör deformitesi olan ve küçük cerrahi müdahale gerektirecek burunlara kapalı teknikle yaklaşmak daha uygun olacaktır. Kapalı teknikle burun dorsum cilt flebinin kaldırılması körlemesine yapıldığından açık tekniğe oranla daha zordur.