İlaç Alerjisinin Siniflandirilmasi

İlaç Alerjisinin Sınıflandırılması

Îlaç alerjileri, altta yatan immun reaksiyonların tipine ve reaksiyonun ortaya çıkma süresine göre sınıflandırılabilir.
İlaç Alerjilerinin İmmun Reaksiyonun Tipine Göre Sınıflandırılması
Îmmun sistem başlangıçta hangi mekanizma ile aktive olursa olsun, ilaç immun sistem tarafından tanındıktan sonra farklı tipte bir çok alerjik reaksiyon başlatılabilir. Gell ve Coombs’un gerek ilaç aşırı duyarlılık reaksiyonlarını, gerekse diğer immun reaksiyonları sınıflandırdığı reaksiyonlar uzun süredir bilinmektedir. Bu sınıflama Ig E antikorlarının oluşumuna, antikor-kompleman fiksasyonuna ve inflamasyonun farklı formlarını yöneten T hücre reaksiyonlarına dayanmaktadır. Bu sayılan farklı hücreler ve antikorlar arasında yakın birliktelik olduğu unutulmamalıdır.
Bu sınıflamanın ilk kez yapıldığı yıllarda T hücrelerin fonksiyonel heterojenitesi hakkında bilinenler çok azdı. Günümüzde immun sistemin spesifitesi dışında bir çeşit hafızasının olduğu ve karşılaştığı yabancı moleküllerin özelliklerine göre farklı adaptasyonlar geliştirdiği görülmüştür. Bu fark gözetmenin değişik T hücre grupları tarafından sağlandığı görülmektedir. Bu yeni bilgiler ışığında klasik Gell-Coombs sınıflaması revize edilmiştir (35). Bu modifiye ve geniş sınıflamanın hastalık ağırlığını derecelendirmede, tedavide, diğer yapısal olarak ilişkili ilaçlarla çapraz reaktiviteyi belirlemede, doğal gidiş ve prognozu anlamada katkıları vardır. Benzer şekilde altta yatan immun mekanizmalar hakkında bilgi sağlamakta ve bu mekanizmaların hangi farklı hastalıklara yol açtığını göstermektedir. Öte yandan bu sınıflandırmanın in vivo ortamda gerçekleşen kompleks eylemlerin basitleştirilmiş bir gösterimi olduğu unutulmamalıdır. Îmmun sistem genelde dış etmenlere karşı savunmada farklı yaklaşımları kombine eder. Îmmun yanıt ne kadar kompleks olsa da çoğu aşırı duyarlılık hastalığında belli bir immun yanıtın eylemi domine ettiği görülmektedir.
Aşırı duyarlılık reaksiyonları kabaca incelendiğinde Tip 1, 2 ve 3 reaksiyonların antikor aracılı immun reaksiyonlar; Tip 4 alt gruplarının ise T hücre aracılı immun reaksiyonlar olduğu görülecektir.
Tip 1 aşırı duyarlılık reaksiyonlarının Ig E antikorları antijenik uyarı sonrası mast hücreleri ve bazofillerde degranülasyona yolaçarlar. Penisiline bağlı gelişen anafilaksi örnek olarak verilebilir.
Tip 2 reaksiyonlar sitolitik reaksiyonlardır. Hücre yüzeyindeki antijenlere karşı Ig G ve nadiren Ig M yanıtı vardır. Fagosit ve NK hücreleri gibi FcR+ hücreler efektör hücre olarak yer alırlar. Kinidine bağlı hemolitik anemi bu tip reaksiyonla oluşur.
Tip 3 reaksiyonlarda yine Ig G, immun reaktandır. Komplemanın katılımıyla ilaç spesifik immun kompleksler meydana gelerek serum hastalığı (sefaleksine bağlı), vaskülit ve ilaç ateşi gibi hastalıklara yol açarlar.

Tip 4a’da hücreler tarafından antijenin sunulmasıyla ya da direkt uyarıyla Th1 hücreler Interferon gama ve TNF alfa adlı sitokinleri üreterek makrofajları aktive ederler. Tüberkülin reaksiyonu ve (Tip 4c ile beraber) kontak dermatit bu grupta yer alırlar (35).
Tip 4b’de Th2 hücreler Tip 4a’dakine benzer antijen uyarsıyla IL-5, 4/13 salgılayarak eozinofilleri uyarırlar. Eozinofili ile beraber seyreden makülopapüler egzanteme bu tip reaksiyonlar yol açar (35).