Beyin Olumu Tanisi

Yetişkinlerde Beyin Ölümü Tanısı

Beyin ölümü, korteks ve beyin sapı fonksiyonlarının geri dönüşümsüz bir şekilde kaybı ile sonuçlanan beyin hara-biyetidir. Bu durum genellikle ağır kafa travmaları, yaygın intraserebral hemo-raji veya infarktlara bağlı ortaya çıkar. Bazen de hipoksi veya hipotansiyona yol açarak beyin hasarına neden olan durumlar beyin ölümü ile sonuçlanabi­lir.

Tarihsel gelişime bakıldığında ölüm, hekimler tarafından "somatik ölüm" ve­ya "kardiyak ölüm" olarak da tanımlan­dığı üzere; kalp atımlarının ve solunu­mun kalıcı bir şekilde durması olarak kabul edilmekteydi. Solunumun venti-latörler ile yapay olarak sağlanması, ilaç infüzyonları ile kalp atımlarının sürdürülmesi ve dolaşımın desteklen­mesi gibi ileri medikal yaklaşımların uygulanmasına bağlı olarak beyin ölü­mü gelişmiş bir hasta yaşıyormuş gibi görünebilir. Uzun süreli yapay solunum ve ileri medikal yaklaşımların uygula­nabildiği yoğun bakım ünitelerinin ge­lişmesi ve yaygınlaşması sonucu ölüm, anlık bir olay olmaktan çıkarak bir sü­reç içinde oluşmaya başlamıştır. Ancak, beyin ve beyin sapının ölümünü sapta­mak, hastanın öldüğünü saptamakla eş değerdedir. Kalp atımları süren ve solu­numu yapay olarak sağlanan hastaya beyin ölümü tanısının erkenden konul­ması gerekliliğinin üç önemli nedeni vardır:

1- Henüz fonksiyonlarını sürdürmek­te olan organların transplantasyon amacıyla değerlendirilmesine olanak sağlan­ması

2- Beyin ölümü kesinleşmiş hastanın ailesine sonucun bildirilmesi ve yakın­larının daha fazla yıpranmasının önüne geçilmesi

3- Ülkemizde sayısal olarak yetersiz olan yoğun bakım yataklarının kurtarı-labilecek hastaların tedavisine sunul­ması

Beyin ölümünün ilk kez 1959'da Mollareî tarafından tanımlanmasından sonra, çeşitli ülkeler kurallar oluştura­rak yayınlamaya başlamıştır. Ölümün tanımlaması 1968 yılında yayınlanan "Harvard" bildirisi ile değişerek, beyin ölümü saptanmış hasta ölü olarak kabul edilmiştir.

Türkiye'de, 29.5.1979 tarih ve 2238 sayılı Organ ve Doku Nakli hakkındaki kanunun III. Bölüm 11. maddesi gere­ğince "Tıbbi Ölüm Hali" olarak ifade edilen beyin ölümü; kardiyolog, nöro­log, beyin cerrahı, anesteziyoloji ve rea-nimasyon uzmanından oluşan dört kişilik hekimler kurulunca oy birliği ile saptanmaktadır. Ayrıca 20 Ağustos 1993 gün ve 21674 sayı ile Resmi Ga-zete'de yayınlanan Organ Nakil Mer­kezleri Yönetmeliği'ne ilave edilen Ek-l'de beyin ölümü kriterleri belirlen­miştir.

Yilan Bocek Akrep Sokmasi Tedavisi

Yılan Sokmaları

Dünyada 2500 cins yılan vardır. Bunlardan 200 tanesi tehlikelidir. Tehli­keleri zehirleri nedeniyle olabildiği gibi ağırlık ve güçleri ile de olabilir. En çok yaz aylarında, Bombay, Hindistan ve ABD'de, erkeklerde, çocuklarda yılan sokmaları olaylarına rastlanılmıştır. Yıl­da 300.000 yılan sokması vakası bildi­rilmektedir. Olguların 1/3'ü zehirli yılan sokmasıdır. Ülkemizde engerek yılanı çoktur. Yılanların önde ve arkada dişleri olanlar olmak üzere 2 türü vardır. Diş­leri önde olanlar insanlar için tehlikeli­dirler. Dişleri arkada olanlar çiğnedik­ten sonra zehirini akıtırlar. Dişler hipo-dermik iğne gibidir. Delik dişin ön yü­züne açılır. Bir grup kasın kasılması ile dişler deriye batırılır. Daha sonra başka bir kas grubunun kasılması ile zehir ke­sesinden zehir akıtılır. Bu nedenle her ışınlan zehirlenmiş sayılmaz.
Yılan zehiri tüm dokuları etkileyen enzimatik kompleks proteinlerdir. Nö-rotoksik, hemorajik, trombojenik, he-molitik ve sitotoksik özellikleri vardır.

Isırılma olayından sonra devamlı ve şiddetli, yanıcı bir ağrı olur. Şişme, ödem ve kanama; ışınlan yerin altında ve üstünde ikişer delik görülür. Kaslar­da fasikülasyon ve seyirmeler olur. Ko­nuşma bozukluğu, bulantı-kusma, sen-kop-koma, terleme, taşikardi, hipotansi­yon, solunum yetersizliği meydana ge­lir.

Tedavi çok çabuk ve vakit geçirme­den dinamik olarak yerine getirilmelidir ve 2 aşamada gerçekleştirilir:

1. Olay yerinde tedavi: Kesinlikle turnike uygulanmamalıdır. Ekstremite yüksekte tutulmalıdır. Işınlan yer yıkanmalıdır. Buz uygulanmalı, analjezik verilmelidir.

2. Hastanede tedavi: Hasta istirahate alınır ve tetanoz aşısı yapılır. İntravenöz hidrokortizon, adrenalin, antihistaminik ve yılan zehiri serumu verilir. Yılan zehiri serumu atlardan elde edilir ve buna karşı duyarlılık araştırılmalıdır. Isırık yerinden eliptoid deri çıkarılır. Ekstremitede şişlik olursa fasiotomi yapılır. Amputasyon dahi gerekebilir.

Akrep Sokmaları

Sıcak aylarda özellikle Güney Doğu bölgemizde sıklıkla görülür. Akrep ısır­maz, fakat kuyruğunu kaldırarak iğnesi ile sokar. Akrep zehiri, nörotoksikdir. Önce lokal etkiler görülür. Yanıcı bir ağrı, şişlik, iğnenin battığı yerin çevre­sinde renksizlik olur. Daha sonra ise sistemik etkiler görülür. Hipoestezi, uyuşukluk, uykuya meyil, konuşma bo­zukluğu, trismus, bulantı-kusma, idrar ve gayta tutamama, konvülziyon, koma, solunum ve dolaşım yetersizliği ve so­nunda ölüm görülebilir.
Olay yerinde proksimale turnike uy­gulanmalı ve 5 dakika sonra turnike açılmalı, derhal hastaneye sevkedilmeli-dir. Antivenin çoğu kez gerekmez. Ama çocuk ve yaşlılarda dikkatli olmak ge­reklidir.

Örümcek Sokmaları


Örümceğin soktuğu yer görülmez ama soktuğu yerde uyuşturucu bir ağrı olur. Işınlan yerde kırmızı bir nokta ve etrafında hafif bir şişme görülür. Karın kaslarında rijidite olur. Bu bulgular 12-48 saat içinde ilerler. Ateş, hipertansi­yon, lökositozis, idrarda albümin ve he-matüri, BOS basıncında artış olur. Te­davisinin ilk planında yapılacak buz tat­bikidir. Böylelikle şişlik engellenir. Asıl etkin tedavi antiserumdur. Bu serum da atlardan elde edilir. Bu nedenle buna karşı duyarlılık araştırılmalıdır. Ana-flaksi tedavisi verilir.Yara yeri eksize edilir.

Böcek Sokmaları

Arı, karınca, sivrisinek, tatarcık, çe-çe sineği, uyuz böceği ve kene sokma­ları bu gruba girer. Bunların sokmaları ağrılı olur. Ölüme bile neden olabilirler. Böcek ne kadar çok sayıda sokarsa, kişi bu zehire karşı allerjikse, yaşlı ve sağlıksızsa ölüm görülme riski yüksektir. Duyarlılarda anaflaktik şok başlıca ölüm nedenidir.

Mümkünse olguda hangi böcek tara­fından sokulduğunu belirlemek gerekir. İğne cilt içindeyse çıkarılmalı,-sokulan yer su, sabun veya antiseptik solüsyon ile iyice temizlenmelidir.Soğuk tatbiki uygulanır. Anaflaktik reaksiyon olmuş­sa steroid, aminofılin, adrenalin yapıl­malıdır.

Sicak Carpmasi

Sıcak Çarpması

Sıcak çarpması; sıcak ortamda akut termoregulatör merkezin yetmezliğidir. Santral sinir sistemi depresyonu gözle­nir. Santral ısı 40°C'nin üstündedir. Kla­sik sıcak çarpması daha çok yaşlılarda ve predispoze olanlarda görülür. Sıcak çarpmasında predispoze durumlar şöyle sıralanabilir:

1. Isı üretiminin artması: Enfeksi­yon, tirotoksikoz, feokromasitoma, am-fetaminler

2. Isı kaybının bozulması: Çevre ısı ve nemliliğin yüksek olması, dehidra-tasyon, konjestif kalp yetmezliği, diabe-tes mellitus, nörolojik lezyonlar, alko­lizm ve bazı ilaçlar

3. Dermatolojik lezyonlar: Ekdoder-mal displazi, ağır skleroderma
Bu hastalarda termoregulasyon mer­kezinde ısının atılmasını sağlayan me­kanizmalar yetersiz kalır, dolayısıyla tüm organlar artmış vücut ısısı karşısın­da korumasız kalrlar.

Korunma ve Tedavi

Amaç olguyu soğutmak ve termoge-nezisi azaltmaktır. Üfleme tarzı soğut­ma, üstü açık araçlarla veya helikopter ile hastanın transportu sağlanır. En iyi soğutma hastaneye varıldığında yoğun bakımda uygulanır. Hasta soğuk odaya alınıp , üstü ıslatıldıktan sonra üfleme ile buharlaşma sağlanarak soğutma ya­pılabildiği gibi; hasta buzlu su içine ko-nularak veya hasta buz paketlerine sarı­larak soğutma yapılabilir. Soğuk su ile peritoneal drenaj, gastrik lavaj, hemodi-aliz, kardiopulmoner bypass yakın ısı monitorizasyonu ile uygulanabilir.

Isıtma Metodları

Pasif eksternal ısıtma:En az invaziv ve en yavaş ısıtma yöntemidir. Olgunun ısısı 30°C'nin üstünde ise yapılır Olgu kurutulur, rüzgar ve soğuktan korunur. Bu yöntemle saatte 0.5°Ç ısı artışı olur.

Aktif eksternal ısıtma: Sıcak battani­yeler, elektrikli ıstıcılar, sıcak su şişele­ri, sıcak su içine sokma gibi metodlar uygulanır. Isısı 17°C'ye kadar düşmüş olgularda faydalıdır.

Aktif santral ısıtma: En hızlı veren invaziv ısıtma metodlarıdır. Ekstrakor-poreal dolaşım, mediastinal lavaj, gastrik lavaj, peritoneal lavaj ve sıvı lav­manları uygulanır. Maske ve endotrake-al tüp ile ısıtılmış 02 verilir. Radyofre-kans ısıtma teniklerinin de yararlı oldu­ğu ileri sürülmektedir.