Kuduz Nedir Hastaligi Asisini Bulan Kisi Kimdir

Kuduz Hastalığı, Kuduz Nedir

Kuduz, çok tehlikeli olan bulaşıcı hastalıklardan biridir.
Köpek, kedi, fare gibi insanlarla çok yakından münase­bette olan hayvanlarda görülen ve bunlar vasıtasıyla insanlara da geçen bir hastalıktır.
Kuduzun pek tehlikeli olması, hastalığa tutulduktan sonra, kur­tulmak ihtimalinin imkânsızlı­ğından ileri gelmektedir.

Kuduzu hâsıl eden mikrop bir virüstür. Kuduz en ziyade köpeklerde görülür. Fakat köpekten başka kedi, fare, maymun, ayı, kurt, tilki, çakal, at, eşek, koyun, sığır, sincap, kobay tavşan... gibi me­meli hayvanlarda hattâ yarasa kuşlarında bile görülmüştür.


Kuduz virüsü kuduza tutul­muş hayvanların salyasında ve salya ile bulaşan pençe, tırnak, deri ve tüylerinde bulunur. İnsan kuduza tutulduğu zaman (İnsanlarda Kuduz) salyası ve salya ile kirle­nen eşyası bulaşmada vasıta olabilir. Fakat en çok görülen bu­laşma tarzı kuduz hayvanın ısırması veya dili ile deriyi yala­ması, tırmalaması, yırtması gibi hallerdedir.

İnsanda Kuduz hastalıkları, virüs vücuda girdikten sonra sinir yollarını tutup yavaş yavaş ilerleyerek merkezî sinir sistemine (Beyine) gelip orada iltihap yapmak suretiyle hastalığı hâsıl eder. Onun için­dir ki kuduz bir hayvanın ısırmasından itibaren insanın hasta­lanmasına kadar, ortalama olarak, (15) günden (60) güne kadar uzayan bir (kuluçka süresi) geçer. Bu zamanın aşılanmak ve hastalıktan korunmak fırsatını vermesi bakımından büyük bir önemi vardır.

Kuduz Belirtileri, Kuduz Belirtisi Hakkında

İnsanda kuduz hastalığı başlarken önceden hastada yorgunluk, durgunluk, baş ağrısı, sinir bozuklukları kalp sıkıntıları olur. Hasta, bazı defa, yerinde duramayacak derecede sıkıntılıdır. Bundan sonra boğaz ve teneffüs kasların­da kramp tarzındaki sıkışmalar dolayısıyla hasta sulu madde­leri içmeğe ve gıdaları yutmağa muvaffak olamaz. Su içmek is­tediği zaman derhal boğaz kaslarındaki sıkışmalar, bir tepki tarzında ziyadeleşerek buna engel olurlar. Bu halde bütün si­nir sistemi sarsılmış olan hasta, sudan ürküp kaçmağa başlar ki buna (sudan korkma) derler.

Kasların bu sıkışması nöbet nöbet gelip geçer. Hastanın yüzü yorgun ve korkulu, gözleri dalgın ve endişeli bir haldedir.

Bu esnada dışarıdan gelecek sesler, ışıklar, rüzgârlar has­tanın vücudunda şiddetli tepkiler yapmağa başlarlar. Derisi çok hassas, gözbebekleri büyümüştür.
Zaman zaman bütün vücudundaki kaslar, sıkışıp gerilirler. Hastanın sesi kısılır, boğuk feryatlar çıkarır. Tükürüğünü yutamadığı için ağzından salyalar ve köpükler akar.

Eşyasını, elbisesini ısırır. Korkulu ve acınacak bir manza­ra gösterir. Sonra, yavaş yavaş, bu nöbet hâli geçer. Çok geç­meden yeni bir tesirin yarattığı tepki ile yeni bir nöbet daha hâsıl olur.

Bütün bu nöbetler esnasında hasta şuurunu kaybetme­miştir. Etrafındakileri tanır, tehlikeyi bilir ve haber verir.

Hasta bu sıkıntılar içinde pek fazla ter döker. Uyku uyuyamaz. Nihayet arka arkaya gelen nöbetlerin yaptığı felçler ve sıkıntılı haller arasında boğulma veya bir kalp durması onun hayatına nihayet verir.
Kuduz hastalığı başladıktan sonra, çokçası, (3 - 4) gün içinde hastanın ölümü ile hastalık sonuçlanmış olur.

Kuduran hayvanlar (hayvanlarda kuduz) ise ilk günlerde çekingen, düşünceli ve karanlık köşelere kaçıp saklanır bir haldedirler.

Daha sonra hiddetli ve azgın bir hal alarak her rastladık­larının üzerine saldırıp ısıracak ve parçalayacak bir durum gösterirler.
Boğaz kaslarının sıkışması dolayısıyla köpekler su içemez­ler ve sudan korkarlar. Ağızlarından salyalar akar, sesler kı­sık, dilleri dışarıya sarkıktır. Sık sık gelen bu nöbetler tesiri ile (2-3) gün içinde ölüp giderler.
Demek oluyor ki kuduz virüsü en ziyade, sinir sistemine tesir eder. Onun için kuduz hayvanın ısırdığı yer beyine ne ka-' dar yakın olursa, hastalık daha çabuk ve daha şiddetli olarak hâsıl olacağı için, mesele de o kadar önemli ve tehlikeli olur.

Kuduz Tedavisi

Kuduz hastalığına bir defa tutulduktan sonra artık ölüm muhakkak olduğundan bu hastalığın tedavisi yok­tur. Yalnız hastanın çektiği derin sıkıntıları bir az olsun hafif­letmek için ağrı kesici, sükûnet ve uyku verici ilâçlar kullanı­lır. Kuduz aşısı ile kuduz serumunun hastalık ortaya çıktık­tan sonra tedavide hiç bir kıymeti yoktur. Bütün marifet şüp­heli hayvanın ısırmasından sonra uzun olan kuluçka süresin­den faydalanarak şahsa derhal kuduz aşısı yapmağa başlamak, hastalığın ortaya çıkmasını önleyerek onu muhakkak bir ölüm­den kurtarmaktır.

Kuduzdan Korunma, Kuduz Aşısını Kim Buldu

Kuduz aşısını bulan, (Pastör) adındaki Fransız âlimi tarafından ondokuzuncu yüzyılda kuduz aşısını bulan kişi olmuştur. İnsanları kuduz gibi çok tehlikeli bir hastalıktan koruyup kurtaran biricik ilâçtır. Bu bakımdan şüpheli bir ısırığa uğramış olan her insa­nın, bir dakika bile vakit geçirmeden, derhal en yakın bir sağlık müessesesine başvurarak kendisine kuduz aşısı yaptırması gayet lüzumludur. Bu tedbirde gösterilecek birkaç günlük ih­mal insanı amansız bir Ölüme sürüklemeğe kâfidir.

Kuduzun şakası yoktur. İşin önemini bilmeyenlerin cahil­ce lakırdılarına kapılmamalı, gayet uyanık bulunmalıdır.

İnsanı kuduz bir hayvan ısırdığı veya insan bu hayvanla temas ettiği zaman, hayvan ölmeden veya öldürülmeden tutul­muş ve sağ olarak elde edilip muhafaza altına alınabilmişse, bunun kuduz müessesesinde veya veterinerin gözü önünde (12) gün kadar bulundurulması lâzımdır.

Hayvan bu müddet içinde kudurmaz, kuduz belirtileri gös­termez veya ölmezse bir tehlike olmadığı anlaşılacağından baş-, lanmış olan aşı durdurulur. Eğer hayvan insanı ısırdıktan ve­ya temastan sonra ölmüş, öldürülmüş veyahut ortadan kaybol-muşsa, ısırılanı derhal kuduz aşısına tâbi tutmak lazım gelir.

Kuduz şüpheli bir hayvan ölmüş bile olsa onun beynini muayene ederek ve hayvan tecrübeleri yaparak kuduz olup ol­madığını anlamak kabil olabileceğinden bu hayvanın ölüsünü de, ışınlan kimse ile beraber, kuduz müessesesine götürmek uygun olur.

Kuduz şüpheli ısırıklardan bolca kan akıtmalı, yarayı ok­sijenli su ile güzelce yıkamalı, üzerine tendürdiyot sürmelidir. Yaranın temiz tutulması ve sik sık pansuman yapılması lâ­zımdır. Kuduzun en önemli kaynağı sokakta bırakılmış başı­boş köpekler ve kedilerdir. Köpek besleyenler bu hayvanları gayet iyi bakmalı ve temiz olarak muhafaza etmeli. Hattâ za­man zaman bunlara kuduz aşısı yaptırmalıdırlar. Başıboş so­kak köpeklerini derhal öldürüp ortadan kaldırmak lâzımdır. Bazı merhametli insanların köpeklere acıyıp savaş teşkilâtın­dan sakladıkları, hattâ zehirlenen köpekleri kurtarmağa çalış­tıkları görülmektedir.
Bunlar yaptıkları işin fenalığını anlayamayan bilgisiz kimselerdir. İnsanlara acımayıp da köpeklere acımakta hiç bir mâna yoktur.

İnsan sağlığına zarar veren her hayvanın öldürülmesi caiz ve lâzımdır. Kuduz gibi tehlikeli ve korkunç bir hastalık karşısında derhal doktora ve ilgili resmî makamlara haber vermek her vatandaşın vazifesidir. Kanunlarımız bakımından da bu vazife herkes için mecburidir.