Verem Nedir Verem Hastaligi Tedavisi

Verem Nedir, Verem Hastalığı Hakkında

Verem, dünya üstünde çok yayılmış hastalıklardan birisi­dir. Vücudun birçok yerlerine girerek oralarda kendisini türlü türlü şekillerde gösteren bu hastalık, musallat olduğu kimse­nin vücudunu, sinsi sinsi kemirerek, zayıflatıp tehlikeye düşür­düğü için ona karşı bütün dünyada büyük bir savaş açılmıştır.

Verem, vücudun birçok organlarında, ayrı ayrı bozukluk­lar ve arızalar hâsıl etmesi itibariyle, doktorluğun hemen bü­tün şubelerini ilgilendiren geniş ve karışık bir mevzu halinde­dir.


Verem Aşısını kim buldu?
Veremi yapan mikrop bir Alman âlimi tarafından keşfe­dilmiş olan çomak şeklindeki (verem basili). Keşfedenin adı ile (Koch basili) diye de anılır. Bu mikrop, ufak, kıvrık, içinde noktacıklar gösteren bir çomaktır. Hastaların hastalık bulunan organlarına göre kanlarında; yaraların kanlı ve cera­hatli ifrazlarında, bazı hallerde hastaların büyük abdes, idrarlarında ve balgamlarında bulunur. Laboratuarlarda bu mik­ropları aramak, bulmak ve üretmek mümkündür.

Verem mikrobu insanlarda, sığırlarda, kuşlarda ve soğuk kanlı hayvanlarda görülmekte olduğuna nazaran dört tip ha­linde bulunmaktadır. İnsan ve sığır verem mikropları birbiri­ne çok benzer. İnsana ait olan, sığırlarda hastalık hâsıl ede­bildiği gibi sığırlarınki de insanlarda hastalık yapabilir.
Verem mikroplarının bir takım zehirleri vardır. Verem hastalığı birçok sıkıntılı arızalar ve zehirlerle hâsıl olur.

Verem mikrobu insan vücuduna çeşitli kapılardan girer. Bunlardan en başta gelen teneffüs yollarıdır. Veremli kimsele­rin öksürürken ağızlarından, burunlarından fırla­yan ve içinde verem mikrobu bulunan tükürük ve balgam dam­lacıkları sağlamların ağız ve burunlarına bulaştığı zaman mik­rop teneffüs yollarından, içeriye girerek akciğerlerde oturur ve orada bir odak teşkil eder.

Verem mikrobu hastalardan çıktıktan sonra güneş, ışık ve aydınlıktan mahrum karanlık köşelerde uzun müddet ya­şamakta olduğundan bu mikropla bulaşmış yatak takımları, perdeler, halılar, eski kitaplar... gibi eşya mikrobun etrafa bu­laşmasında rol oynayabilirler.

Verem mikropları bulaşık sütler ve kirli ellerle ağız yolun­dan da vücuda girebilirler. Bu takdirde mideyi geçip bağır­saklara gelirler ve bağırsakların lenfa boğumlarında yerleşip bir odak hâsıl ederler.

Verem mikrobunun gözlerden içeriye girdiğini söyleyen­ler de vardır.
Veremli insanlar hiç bir sağlık tedbirine kıymet verme­den sokaklara, evlere ve açık yerlere kayıtsızca tükürecek olur­larsa bunlardan çıkan ve içinde pek çok mikrop bulunan bal­gamlar etrafa yayılarak toz ve topraklara karışıp kuruyarak bu suretle sağlam insanların teneffüs yollarına geçer ve has­talığı husule getirirler.

Teneffüs yollarından akciğerlere giren verem mikropları ciğerin birçok yerlerinde oturup oradan vücuda yayılarak ne­ticede yine akciğerde yerleşerek (akciğer veremi) dedikleri en çok görülen verem şeklini ortaya çıkarırlar. Bu hastalık bün­yeye ve hastanın mukavemetine göre türlü şekiller gösteren bir illettir.

Verem Hastalığının Belirtileri, Verem Hastalıkları

Verem Hastası Belirtileri; Halsizlik, yorgunluk, sebepsiz gibi görünen zayıflamalar, kan tükürme, öksürük, ateş ve terlemelerle ken­disini gösteren akciğer veremi, dört nala giden ve çok çabuk öldüren şekillerinden tutunuz da, uzun yıllar birçok sıkıntılar­la yatakta yatmağa mecbur eden ve hastayı, bir mum gibi günden güne zayıflatıp eriten şekillerine kadar, pek çok saf­halar gösteren sinsi ve korkunç bir hastalık halindedir.

Akciğerlerde husule gelen bu safhaları iyice görüp anla­mak için (Röntgen) en iyi bir teşhis vasıtasıdır.

Akciğer veremleri sırasında akciğerlerde hâsıl olan yara ve iltihaplar dolayısıyla bu organlarda türlü türlü bozukluklar ortaya çıkabilir.

Bazı defa akciğerin bir veya birkaç noktasında beliren ilti­haplar, vücudun müdafaa kuvvetleri karşısında, az zamanda, kapanıp kireçlenebildikleri halde, bazı defa da iltihaplar git­tikçe ilerleyerek ve akciğerlerin çürüdüğüne delâlet eden bir takım (boşluklar) hâsıl dip bütün ciğerlerin harap olmasına sebebiyet verebilirler.

Uzun yıllar sinsi bir halde devam edebilen akciğer vere­minin bütün safhalarında hasta, hastalık, günlerinin önemli bir kısmını ayakta gezmekle geçirebildiğinden balgamlarında pek çok verem mikrobu bulunan bu gibi hastaların, mikrop­ları etrafa saçmamak için, çok dikkatli hareket etmeleri lâzım gelir. Böyle olmadığı takdirde sağlam insanların bu gibi has­taların etrafa saçılan tükürük ve balgamlarıyla verem mik­roplarına bulaşmaları pek tabiidir. Küçük çocuklar verem mikrobuna karşı gayet hassastırlar. Bunlar, öksürüp aksıran ve balgamında mikrop bulunan bir veremlinin ağzından fırla­yan tükürük damlacıklarına karşı bulunmak zorunda kalır­larsa ağız, burun ve teneffüs yollarından mikrobu kolaylıkla alabilirler.

Hatta bunların gözleri ile de mikropları alıp vereme bu­laştıkları ve bu tesirle çocuğun vücuduna giren verem mik­roplarının boyundaki lenfa bezlerine gelip oturarak onların şişirdikleri (sıraca) ve ilk verem odağını orada hâsıl ettikleri her zaman görülen hallerdendir.

Zaten verem mikropları vücuttaki lenfa bezlerini çok se­verler. Bedene ilk girdikleri zaman lenfa yollarından ilerleye­rek vücudun boyun, iki akciğer arası, koltuk, kasık gibi yerle­rindeki lenfa bezlerine yerleşerek uzun müddet oralarda canlı kalabilirler.

Buralarda sinsi bir tarzda oturan mikroplar, yorgunluk, uykusuzluk, açlık, sefalet gibi vücudu zayıf düşüren birçok se­beplerle günün birinde azgınlaşarak kana karışırlar ve vücu­dun bazı organlarına gelip oturarak orada verem iltihabı ve yaralarını hâsıl ederler.

îşte bu suretle azgınlaşan verem mikroplarının kana karı­şarak beyin zarlarına oturup orada (verem menenjiti) dedikle­ri hastalığı hâsıl etmesi mümkün olduğu gibi gırtlakta otura­rak (gırtlak veremi), böbrekte oturarak (böbrek veremi), gö­ğüs boşluğunda, akciğerde ve akciğerlerin üzerini kaplayan in­ce zarlarda hastalık hâsıl ettikleri her zaman görülür.

Bunlardan başka verem mikropları kemikleri, kemiklerin içindeki ilikleri, organların oynak yerlerini (eklem'leri) de tu­tabilirler. Oralarda sık sık yerleşerek uzun süren iltihaplar yaptıkları görülür.

Böylece (kemik veremi), (eklem veremi) denilen şekiller ortaya çıkar. Bazı hallerde gözlerde, kulaklarda bile verem hastalığının . yaptığı bir sürü sıkıntılı arızalara rastlamak mümkündür.
Deri üzerinde verem mikroplarından hasıl olan yaralar (lüpüs) uzun yıllar süren, insanı pek ziyade rahatsız eden has­talıklar halindedirler.

Verem İrsi değildir

Verem hastalığı insanlara babadan ve anadan geçen irsî bir hastalık değildir. Veremli ana ve baba­dan doğan çocuklar zayıf bir halde ve belki de vereme istidatli bir bünyede doğabilirler. Fakat veremli olarak doğmazlar. Onların verem hastalığı almaları doğduktan sonra ana ve ba­balarının ve başka yakınlarının saçtıkları mikroplarla bulaş­mak suretiyle olur.

Veremli ana ve babanın çocuğunu, doğar doğmaz, ailesi arasından alıp temiz bir muhite götürecek olursak onu verem hastalığına tutulmadan, sağlam ve gürbüz olarak, büyütmek kabildir.

Fakat toplum halinde ve bilhassa kalabalık şehir ve kasa-balarda yaşayan insanlar, ne kadar dikkat edilirse edilsin, ço­cukluk ve gençlik çağlarında iken etraflarından, az miktarda da olsa, yine mikrop alırlar. Vücutlarına giren bu mikrop eğer hastalık husule getirmezse bedenin gizli köşelerinde, lenfa bez­lerinde saklanır, aşikâr bir hastalık yapmadan, uzun yıllar, oralarda canlı kalır.

Birçok tecrübeler kalabalık yerlerde yaşayan insanların bilhassa şehir ve kasabalarda küçük yaştan itibaren verem mikrobu ile bulaştıklarını fakat ona mukavemet edip hasta­lanmadıklarını göstermektedir.
İnsanların gizli bir şekilde verem mikrobuna bulaşmış ol­malarının bir bakımdan faydası vardır. Çünkü çok zarar gör­meden alınan bu ilk hastalık mikroplarının vücutta gizli bir halde kaldıkça, sonradan gelecek verem hastalığına karşı vü­cudu korumakta oldukları anlaşılmıştır.

îşte bu suretle ilk defa mikrobu almış fakat ondan büyük bir zarar görmemiş olan kimselerin, vücutlarını çok yormadıkça ve verem hastalığına tutulmadıkları, bu suretle ilk alı­nan verem mikroplarının insana nispi bir bağışıklık sağladığı meydana çıkmıştır.
işte bugün kullanılan koruyucu verem aşısının esası bu olaya dayanmaktadır.

Verem Tedavisi

Verem hastalığı vücudun bütün organlarına yayılarak oralarda ayrı ayrı arızalar yaptığı için hastalığın te­davisi de bütün bunlara göre ayrı ve uzun bahisler halindedir.

Verem Tedavi için genel olarak şunları söyleyebiliriz: Veremliler ne şekilde olurlarsa olsunlar bunların tedavisinde bugün elde mevcut yeni ilâçların kullanılmasından büyük faydalar sağlan­maktadır.

(Streptomycine) denilen ilâç modern verem tedavisi için bütün dünyada büyük bir şöhret kazanmıştır. Bu ilâç veremin her şeklinde büyük bir tesir göstermekte ve bugün geniş ölçü­de kullanılmaktadır. Ancak zamanla anlaşılmış bulunan bir gerçek vardır ki o da verem mikroplarının bu ilâca karşı mu­kavemet kazanmakta olmalarıdır. O takdirde ilâcın verem hastalığına karşı şifalı tesiri ortadan kalkmaktadır. Bunu ön­lemek için yapılacak tedbir bu ilâcın gerek tatbik ve gerekse miktar bakımlarından daima doktorların tavsiyesine göre ya­pılmasıdır. Ulu orta tatbikler daima zarar doğururlar. Bun­dan başka kimya yoluyla sentetik olarak hazırlanmış daha baş­ka yeni verem ilâçları da vardır.

(Streptomycine) in bu sentetik ilâçlarla birlikte kullanıl­ması hem mikropların mukavemet kazanmasını önlemekte, hem de verem tedavisinin daha tesirli olmasını temin etmek­tedir.
Verem tedavisini mutlaka doktorların yapması lâzım gel­diğinden bu küçük kitapta yeni verem ilâçlarının adlarını yaz­mağa ve bunların tatbik şekillerini uzun uzun izah etmeğe lü­zum yoktur.
Bilinmesi lâzım gelen şey bu gün artık verem hastalığının yeni ilâçlar sayesinde, tamamen şifası kabil bir hastalık hali­ne gelmiş olmasıdır.

Eskiden mutlaka öldürücü olduğu kabul edilen (verem menenjiti) gibi ağır şekiller bile bu ilâçlar vasıtasıyla mükem­mel bir surette tedavi edilebilmektedirler.
Veremli hastanın iyi beslenmesi, temiz bakılması, açık havalı yerlerde yaşaması, verem hastalığının yaptığı çeşitli sı­kıntıların bazı ilâçlarla giderilmesi ve vücudun kuvvetlendiril­mesi yine doktorların yapacakları tedavi arasında yer almak­tadır.
Bugün artık verem tedavisi çok ilerlemiş, veremlilerin ev­lerinde tedavileri bile imkân altına alınmış bulunmaktadır.

Verem tedavisinde bugün hastalığın şekline göre yapıla­cak, cerrahî tedaviler de vardır.

Eskiden çok kullanılan akciğer zarları arasına hava vere­rek iltihabı söndürme (Pnömotoraks) tedavisi, birçok ihtilât-lara sebep olması ve yeni ilâçların ortaya çıkması dolayısıyla, hemen hemen bırakılmış gibidir.
Bu yolda bir müdahale icap ederse bugün daha ziyade ka­rından hava vermek suretiyle akciğerlerdeki yaraların söndürülmesi tercih edilmektedir. Veremli'nin göğüs kafesi ve akci­ğerleri üzerine yapılacak bazı cerrahî müdahaleler de vardır. Bunlar ancak verem hastane ve sanatoryumlarında lüzu­munda tatbik edilen tedavi tarzlarıdır.

Veremden Korunma Yolları

Veremden korunmada en başta gelen tedbir, balgamıyla etrafa mikrop saçan hastaların sağlamlardan ayrı­larak tedavisidir. Bu gibi hastaların her şeyden önce, kendile­rinin başkalarına hastalık vermemek lâzım geldiğini takdir et­meleri, şuraya buraya tükürmemeleri, sağlam insanlarla, bil­hassa gençler ve çocuklarla temas etmemeleri lâzımdır.

Yorgunluk, uykusuzluk, açlık gibi hallerden bakınmak, vücudu daima kuvvetli ve temiz bulundurmak vereme tutul­mamak için gerekli olan tedbirlerindendir.
En önemli olan bir koruyucu vasıta da verem aşısıdır. Bu­gün dünyanın her yerinde kullanılan verem aşısı aşıyı keşfe­den iki Fransız âliminin adlarının baş harfleri alınarak (B.C. G.) diye adlandırılan aşıdır.

Bu aşı ile aşılanmak veremden korunmak için büyük bir garanti sağlar. Verem aşısı herkese lâzım değildir. Aşının kim­lere lüzumlu olduğunu kol derisi için verem zehirlerinden ya­pılmış bir mahlûlden bir damla şırınga etmek ve şırınga ye­rinde bir kızarma olup olmadığını tetkik ile anlaşılır. Şayet deride olmasa o kimsenin vücudu verem mikroplarına karşı hassas olduğu anlaşılacağından bu gibilere derhal verem aşısı tatbik etmek lâzım gelir.

Bu aşı verem savaşında doktorların elinde bulunan en ucuz ve en kuvvetli bir silâhtır. Dünyanın her yerinde verem savaşı bu aşı ile yapılmaktadır. Bu sayede veremin bir gün kökünden kazınmasına muvaffakiyet hâsıl olacağı bile umul­maktadır.
Bilhassa doğum çağından itibaren bütün çocuklar ve gençler verem bakımından tetkik edilmeli, ihtiyacı olanlara derhal aşı yapılmalıdır.