Antidepresan Kullanimi ve Etkileri

Antidepresan Kullanımı, Antidepresan Etkileri

Antidepresanları başka ilaçlarla birlikte alabilir miyim?

Bu antidepresana ve diğer ilaca bağlıdır. Genellikle SSRI'lar diğer ilaçların pek çoğuyla birlikte kullanımda güvenlidir. Ancak, sizin ve hekiminizin dik­katli olması gereken bazı etkileşimler vardır. Örneğin, kumadinin kan dü­zeyleri, sertralin kullanımıyla yükselebilir. ANTİDEPRESANLARLA HER­HANGİ BİR İLACI KARIŞTIRMADAN ÖNCE, REÇETESİZ SATILANLAR BİLE OLSA, DAİMA HEKİMİNİZE VE ECZACIYA SORMALISINIZ.

İlacı ne kadar sıklıkla almalıyım?

Yeni antidepresanlarla ilgili hoş olan şey kullanımlarının oldukça kolay ol­masıdır. Sıklıkla sabah kahvaltıda bir ya da iki tane ilaç yutmak yeterlidir. Bazı antidepresanlar daha sık almayı gerektirebilir, çünkü içindeki etken mad­deler bedeninizde uzun süre kalmaz. Bu, bir miktar zorluk yaratabilir. Bu, özellikle bir ilacı günde üç kez almanız gerekiyorsa önemlidir. İlaç üreticileri rekabetin çok olduğu bir ilaç pazarında bölünmüş dozların antidepresanları daha az çekici hale getirdiğini farkettiler. Bu nedenden dolayı şirketler, günde birden fazla dozda alınması gereken ilaçlar için, uzun ya da kontrollü salınan formüller geliştirmiş ya da geliştirmektedirler (örneğin bupropion ve ven-lafaksin).

Hastalığımı ve ilaç kullandığımı kimlere söylemeliyim, kimlere söylememeliyim?

Hastaların hastalıklarını ve ne tür bir tedavi gördüklerini saklama gereksinimi duymaları şanssız bir durumdur. Acaba hiç kimse bronşit olduğunu ve an­tibiyotik kullandığını sır olarak saklamayı düşünür müydü? Duygudurum bo­zukluğunuz ve ilaç kullanımınız hakkında ne kadar açık olursanız gereksiz utanç ve mahcubiyet duygusundan kurtulmak için kendinize o kadar çok yar­dım etmiş olursunuz.

Diğer yandan, halen bir duygudurum bozukluğuna sahip olma ve ilaç kul­lanmanın yanlış şekilde damgalandığı bir gerçek. Başkaları bunu size karşı kullanabilir. Onlar gerçekleri gözardı etmektedir, ama yine de dikkatli ol­manız gerekir.

İş başvurusunda bulunanlar tanılarını ya da ilaç kullandıklarını ilerideki iş­verenlerine söyleyip söylememe konusunda şüpheye düşerler. Birincisi, iş­verenlerin bu bilgiyi istemeleri yasa dışıdır. İkincisi, depresyonunuz ya da iki uçlu bozukluğunuz bir süredir kontrol altındaysa ve iş yapabiliyorsanız, bunu ortaya koymak için çok az neden var gibi görünüyor.

Bir süredir işten uzaksanız veya hastanede yatmış iseniz o zaman iş ya-şamınızdaki bu boşluklar konusunda sorularla karşılaşabilirsiniz. Dürüst olun, fakat konuyu basitçe anlatın. Depresyon geçirdiğinizi fakat şimdi iyi ol­duğunuzu ve işe dönme konusunda hevesli olduğunuzu söyleyin.
Öte yandan, duygudurum bozukluğunuz kontrol altına alınmadıysa ve tam kapasiteyle çalışamayacağınız ya da işten izin almak zorunda kalacağınız za­manlar olacağını düşünüyorsanız, o zaman bunu işvereninize anlatmayı işe başladıktan birkaç hafta sonra düşünün. Duygudurum bozukluğunuz iyice kontrol altına alınmadıysa ve siz bir süredir bir kurumda çalışıyorsanız o zaman da patronunuzla, durumunuz, bunun seyri ve tedavisi hakkında ko­nuşmayı düşünebilirsiniz. İşvereninizin, bir hekim tarafından izlendiğinizi, te­davi gördüğünüzü ve işle ilgili sorumlulukları büyük bir ciddiyetle üst­leneceğinizi, ancak istediğiniz kadar iyi çalışamayacağınız dönemler olabileceğini bilmesine izin verebilirsiniz. Bu tür bir konuşma yapmanın avan­tajı şudur, ileride belirtiler yinelediğinde ve üretkenliğiniz azaldığında iş­vereniniz sizin iyi bir eleman olmadığınız sonucuna varmayacaktır.


Yine de hastalığınızdan söz etme karannızı iyice tartmalısınız, çünkü pek çok işveren verdiğiniz bu bilgiye olumsuz olarak tepki gösterir. Her­halde 15-20 yıl sonra çok fazla sorun yaratmayacak. Depresyon ileride bir ruhsal hastalık olarak bile adlandırılmayıp bir beyin hastalığı olarak ele alı­nacaktır.

Son zamanlarda bazı antidepresanlar duydum. En iyi olan hangisi?

En iyi olan bir antidepresan yok. Tüm antidepresanlar, eski ve yeni, kabaca eşit etkiye sahiptir. Hepsi pek çok kişide küçük yan etkilere yol açar. Bir antidepresan sizde diğerinden daha çok işe yarayabilir ya da sizin bedeniniz bir antidepresanı diğerinden daha kolay kabul edebilir. Hekiminiz tedaviye başlamak için belirtilerinizin doğasına göre, antidepresanlann bir tanesini seçer. Değişik belirtiler değişik gruplardaki antidepresanlara yanıt verir. Ati-pik depresyon, örneğin, MAOI'lerine trisiklik antidepresanlardan daha iyi yanıt verir. Atipik depresyon ayrıca, bupropion ve SSRI'lara da trisiklik antidepresanlardan bir miktar daha iyi yanıt verebilir.
Hekimim dozda bir artış yapmayı önerdi. Ben gerçekten, depresyonumun yüksek bir dozu gerektirecek kadar ciddi olduğunu sanmıyorum.


Bu itiraz, doz ile hastalığının şiddetinin ilişkili olduğu şeklindeki yanlış var­sayıma dayanmaktadır. Tedavi edici doz, hastalığın şiddetinden çok, tedavi edilen belirtilere ve ilacın kişinin bedeninde nasıl yıkıldığına bağlıdır. Örneğin fluoksetinin depresyon için alışılmış tedavi edici dozu 20 mg'dır. Ancak, bazı kişiler 10 mg'a yanıt verir. Bazılarında ise 40 mg gerekebilir. Obsesif-kompulsif belirtiler, bulimi ve değişik dürtü denetim sorunları tipik olarak 60-80 mg gerektirir. İlaca iyi dayanabildikleri için fluoksetinin 100 mg'm üze­rinde dozlarda verildiği olgular bildirilmiştir.
Hekimim ilacımı flııoksetinden venlafaksine değiştirdi. Bana 20 mg fluoksetin kullandırırken şimdi venlafaksine 75 mg'dan başlamamı istiyor. Bu bana çok gibi geliyor. Bu başlamak için biraz fazla ağır değil mi?


İlaçlar birbirine eşit değildir. Her ilaç için uygun olan tek bir doz yoktur. Ve hiçbir antidepresan diğerinden daha güçlü değildir. Hekiminiz seçilen ilaç için gerekli olan dozu reçete edecektir.

İlacımın bir dozunu almayı unutursam ne olur?

Bu kısmen aldığınız ilacın türüne ve hangi sıklıkta aldığınıza bağlıdır. He­kiminize danışmalısınız. Ancak genellikle bir önceki dozu unuttuysanız bu dozu iki katı olarak almamalısınız. Günün henüz erken saatleriyse ya da son dozu almanız gereken zamanı çok fazla geçmediyse ilacı o saatte almanız uygun olabilir. Bir dozu kaçırdığınız için çok fazla endişelenmemelisiniz (özel­likle fluoksetin gibi bir ilaç kullanıyorsanız) çünkü bedeninizde oldukça uzun sürede atılır. İlacı almayı sık sık unutuyorsanız o zaman kendinize herhangi bir nedenden dolayı ilaç alma konusunda isteksiz olup olmadığınızı sor­malısınız. Bu konuları hekiminiz ve terapistinizle konuşun.

İlaç işe yaramazsa ne olacak?

Bu sorunun yanıtı, ilaç işe yaramıyor derken neyi kasdettiğinize bağlı. Pek çok kişi ilk denenen ilaca iyi yanıt verir. Denediğiniz ilk ilaç işe yaramıyorsa o zaman emin olmanız gereken ilk şey ilacı yeterli dozda, yeterli süredir ve re­çete edildiği şekilde kullanıp kullanmadığınızda. Yeterli bir dozda uygun sü­reyle kullanımdan sonra yalnızca kısmen etkili olduysa, siz ve hekiminiz başka bir ilaçla bunun etkisini arttırmayı ya da başka bir antidepresana geçmeyi de­nemelisiniz.
Birkaç ilaç kullandığınız halde iyileşmediyseniz o zaman tanısı konmamış bir tıbbi hastalık her zaman akılda tutulmalıdır. Pek sık olan bir şey olmasa da hiçbir ilaç ve ilaç bileşimi sizde işe yaramadıysa, etkili başka tedaviler de var­dır, örneğin şiddetli ve dirençli duygudurum bozukluklarında EKT (elektrokonvülsif tedavi) ve hafif şiddette depresyonlar için aşağıda söz edilen diğer olasılıklar. (Bu konuda daha fazla bilgi için Alternatif Tedaviler ile ilgili bö­lüme bakınız.)


İlaç kullanmaya karar verirsem tamamen iyileşmek için şansım nedir?

Bu birkaç etmene bağlıdır. Bir miktar şans yardımcı olur: Yaşam insaflı ve görece stressizse, büyük olasılıkla daha hızlı ve daha doyurucu bir düzelme elde edeceksiniz. Başarılı olduğunuz güvenilir ve doyurucu bir iş ve anlayışlı ve destekleyici bir eş çok işe yarar. Fırtınalı bir ilişkiniz ya da sizi doyurmayan bir işiniz ya da aile sorunlarınız varsa, bu ateşi körükleyecek ve işleri zor­laştıracaktır ancak tamamen iyileşmek yine de olanaksız değildir. Bu gibi du­rumlarda bir terapistin rehberliği yararlıdır. Kendinizi büyük ölçüde iyi his­setmeye başladığınzda, terapistiniz size acı veren bir şey yapmanız konusunda yardımcı olmalıdır. Kendinize bakın ve ilk aşamada hastalığınızın ve kişiliğinizin bazı sorunlarınıza nasıl katkıda bulunduğunu anlayın (sinirliliğinizin evlilik sorunlarına katkıda bulunması gibi). Kendinizle, duy­gularınızla ve sevdiğiniz kişilerle başetme yollarınızı değiştirmek iyilik halinizi sürdürmede önemli yardımcılardır.