Kolesterol ve Kalp Hastaligi

Kolesterol ve Kalp Hastalığı

Kolesterol bir hastalık mı, yoksa bir hastalığın belirtisi mi?


Kolesterol vücudumuzun bütün hücrelerinde normalde bulunan yağ benzeri bir madde. Hücre zarında bulunuyor, hücrenin ve bazı hormonların yapımında kullanılıyor, kanda da belli bir düzeyde bulunuyor. Kanda fazla bulun­ması zararlı. Vücut, kolesterolü karaciğerde üretiyor, dışa­rıdan besinler yoluyla da alıyoruz. Ette, sütte, süt ürünle­rinde, yumurtada, hayvansal besinlerde bulunuyor, meyve, sebze, tahıllarda ise kolesterol yok. Biz hayata özellikle er­genlik çağına kadar çok daha düşük kolesterol düzeyleriy­le başlıyoruz, ama yaşam tarzımız sonucunda kolesterol düzeylerimiz giderek artıyor. Ergenlikte kan kolesterol dü­zeyimiz 150 mg civarındayken, 40'lı, 50'li yaşlara geldiği­mizde kötü yaşam tarzımızın etkisiyle bu değer 220'lere, 240'lara kadar çıkıyor. Halbuki doğru bir yaşam tarzı sürmüş olsak, bunun yükselmesi için bir sebep yok. 150 mg kolesterolle ergenlikten nasıl çıkmışsak, hayatımızın sonuna kadar bu değeri korumamız lazım.
O zaman kolesterolümüzün ideal düzeyi ergenlikteki gibi 150 mg mı olmalı.

Normal kolesterol değerlen, son 20-30 yılda değişti. İdeal kolesterol değerini toplumun ortalamasına bakarak belirlemek doğru değil. Önemli olan kalp hastalığı tehlike­sinin hangi düzeyde başladığı. Kişinin kolesterolü kaç olursa kalp hastalığına yakalanma ihtimali düşük, kaç olursa yüksek? Yapılan araştırmalarda kalp hastalığı ihtimalinin toplam kolesterol için 150 mg'dan itibaren arttığı gösterildi. Ama laboratuvar sonuçlarına baktığımızda, orada, 200'ün üstünün yüksek olarak belirtildiğini görürüz. Burada devreye diğer risk faktörleri ve kişinin toplam riski girer. Şeker hastası için toplam kolesterolün 190 mg, kötü kolesterolün 130 mg olmasını yüksek kabul ediyoruz, buna karşılık başka risk faktörü olmayan bir kişi için 200 mg toplam kolesterol düzeyi normal kabul edile­bilir, çünkü tek başına yarattığı risk o kadar yüksek değil. Risk yaratmayacak normal değeri tanımlarken kolesterol yüksekliğine eşlik eden diğer durumlar çok önemli, herkes için geçerli bir normal değerden ziyade, kişinin risk faktör­lerine özgü bir normal değer vermek gerekiyor.

Kolesterolü anlatırken, kan yağlarından da söz ettiniz. Kanın da kıyma veya peynir gibi yağlı veya yağsızı mı var?

Keşke kanımızın yağını da peynir ve kıyma gibi ayarlayabilsek, ama o kadar kolay değil! Kolesterol ve trigliserid düzeyleri kan yağları olarak adlandırılıyor genellikle. Bir hastanın kan yağlarını incelediğimizde toplam kolesterol, HDL kolesterol (iyi huylu), LDL kolesterol (kötü huylu) ve trigliserid düzeylerine bakıyoruz. Trigliserid, yağın do­ğal hali. Trigliserid de tıpkı kolesterol gibi hem vücutta ya­pılıyor hem de besinlerle alınıyor. Yağlar bizim için enerji kaynağı. Kan yağları deyince, kolesterol ve trigliserid dü­zeylerini anlıyoruz esas olarak.

İyi kolesterolün düşük olması risk

Diyelim ki bir bastanız var, toplam kolesterolü 200 mg, şeker hastalığı yok, spor yapıyor, ama günde iki paket sigara içiyor, bu kişinin kalp hastası olması mümkün mü?

Tahlil sonuçlarında 200 mg'ın altını normal gördüğü için bu hasta her şeyin yolunda olduğunu zannedebilir. Ama acaba iyi kolesterol düzeyi ne kadar? Toplam koles­terolün yüksekliği yanında iyi kolesterolün düşük olması da çok önemli bir risk faktörü. İyi kolesterolünüz düşük, sigara içiyorsunuz, tansiyonunuz biraz yüksek, şekeriniz hafif yükselmiş, kilonuz fazla, çok hareketsizseniz toplam kolesterolünüz yüksek olmasa bile yüksek risk grubuna gi­rersiniz. Buna karşılık kolesterolünüz 240-250 mg, nor­mal değere baktığınız zaman çok üzerinde gözüküyor. Ama iyi kolesterolünüz de yüksek, sigara içmiyorsunuz, tansiyonunuz düşük, şekeriniz gayet iyi, egzersiz yapıyor­sunuz, o zaman, o 250 mg kolesterolün sizin için tehlikesi çok daha az. Sorduğunuz hasta da eğer sigara içmeseydi, iyi kolesterolü de normalse tehlikede olmayacaktı.

Kolesterol yüksekliği bu kadar kötüyse iyi huylusu na­sıl oluyor?

Kolesterol ve diğer yağlar kanda erimedikleri için li-poprotein denilen birtakım paketler halinde taşınıyorlar. Kolesterolü taşıyanlar iki cins: kötü kolesterol olarak bili­nen LDL kolesterol ve iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterol. İyi kolesterolün özelliği damarlarda kolesterol birikimini önlemesi, damarlarda birikmiş kolesterolü alıp karaciğere tekrar taşıması. İyi kolesterol değeri ne kadar yüksekse, kötü kolesterolün damarlarda birikmesi o kadar az oluyor. Yapılan araştırmalar HDL kolesterolü yüksek kişilerde, kalp hastalığının daha az görüldüğünü kesin olarak gösterdi.

Gazetelerde okuyoruz, televizyon programlarında, haber­lerde izliyoruz, reklamlarda slogan haline geldi. O yüzden sormak istiyorum, fındık ve ceviz kolesterolü düşürüyor mu?
Ceviz ve fındık bir çeşit doymamış yağ asidi olan meşhur Omega-3 yağ asitlerini içeriyor. Hani en çok balıkta olan yağ cinsi. Omega-3 yağ asitleri ayrıca bitkilerde de bulunuyor. Ceviz ve fındık Omega-3 yağ asitlerinden çok zengin. Bu tür yağlar, iyi kolesterolü yükseltip, kötü koles­terolü yükseltmiyorlar. Aşırı tüketilmedikleri sürece, ya­rarlı olduklarını söyleyebiliriz.
Her gün öneriyor musunuz?

Önerimiz farklı besin türlerinden ölçülü yemek. Klasik olarak, kahvaltıda iki tane ceviz, bir avuç fındık yiyebilir­siniz. Fazla miktarlarda tüketilirlerse kilo artışına yol aça­bilirler.

Türkiye'de yakın zamanda piyasaya verilen ve reklam­larda da sık gördüğümüz bir madde var: stenol. Bu mad­deyi katı yağ, süt veya yoğurdun içine koyup insanlara, "15 gün içinde kolesterolünüzü düşürür" şeklinde tanıtı­yorlar. Bu katkı maddesinin yararı var mı?

Stenoller kolesterole yapı bakımından benzeyen mad­deler ve kolesterolün bağırsakta emilimini azaltıp kan dü­zeyini düşürüyorlar. Bu açıdan yararlılar.