Uriner İnkontinans Nedir

Üriner İnkontinans Patofîzyolojisi

Alt üriner sistemin iki fonksiyonu vardır; Depolama ve idrarı boşaltma. Mesane böbrekten gelen idrarla dolar ve işeme hissi oluşur; sosyal durum göz önüne alınarak miksiyon geciktirilebilir. Miksiyon başlatılacaksa sfinkter gevşer mesane kontraksiyonunu takiben miksiyon başlatılır. Ponsta yerleşmiş olan miksiyon merkezi tarafından kontrol edilen miksiyon, istemli kontrol altındadır. Sakral parasempatik ve somatik sinirlerin, torakolomber yerleşimli sempatik sinirlerin modulasyonu ve integrasyonu miksiyon refleksi için gereklidir.

Stres Üriner inkontinans kadınlarda yaygın olup nadiren ciddi medikal durumlar sonucunda ortaya çıkarken aksine erkeklerde de görülen bu durumda sıklıkla altta yatan daha önce geçirilmiş cerrahi yada yaralanma öyküsü vardır. Klinik yönden bakıldığında inkontinans semptom, bulgu ve durum olarak ele alınır. Semptom idrarın istemsiz kaçırılması, bulgu objektif olarak idrar kaçırmanın gözlenmesi, durum ise altta yatan patofizyolojinin klinik veya ürodinamik açıdan saptanmasıdır. Buna göre yedi tip inkontinans tarif edilmiştir.

1-) Urge İnkontinans; Ani işeme isteğiyle istemsiz olarak idrar kaçırma
2-) Stres inkontinans; Fiziksel aktiviteyle idrar kaçırma (fekal inkontinans)
3-) Bilinçsiz idrar kaçırma; hasta idrar kaçırdığının farkına varmaz
4-) Sürekli idrar kaçırma; Hasta gün içerisinde sürekli ıslak kalmaktadır
5) Enuresis Nokturna; Uyku esnasında idrar kaçırma
6) Postvoid damlama; İşeme sonrası damla damla idrar gelmesi
7) Taşma İnkontinansı; üriner retansiyonla beraber hastanın idrar kaçırmasıdır.

Detrusör hiperaktivitesi detrusör kasındaki istemsiz olarak kasılmalara verilen genel addır altta yatan nörojenik bir sebep varsa bu duruma detrusör hiperrefleksi yoksa detrusör instabilitesi denmektedir. Düşük mesane kompliansı; Artan volüm karşısında mesane içi basıncın yüksek cevabı olarak verilen addır. Sfinkterik bozukluklar kasında fonksiyonel veya anatomik kaynaklı olarak sınıflandırılırken erkekte sıklıkla anatomik kökenli olup radikal prostatektomi gibi geçirilmiş bir operasyona bağlıdır. Üretral hipermobilite pelvik taban kaslarındaki zayıflıktan ileri gelmektedir. Artan intraabdominal basınç karşısında bu zayıflıktan dolayı mesane boynu ve proksimal üretrada rotasyonal desensus olur eğer eş zamanlı olarak üretra açılırsa inkontinans olur. Bununla beraber her üretral hipermobilite inkontinansla sonuçlanmaz. İntrinsik sfinkter yetmezliği mesane boynu açıklığı ve düşük valsalva kaçırma basıncıyla karakterizedir. Üretral hipermobilite ve sfinkter yetmezliği aynı anda da bulunabilir.

ve açılır. İnkontinansın belirlenememesinin sebebi, inceleme sırasında eksternel üretral sfinkterin çok kısa süreli istemli kontraksyonu olabilir.

Tip 1: Mesane boynu istirahat anında kapalı ve simpisis pubisin üzerindedir. Stres sırasında mesane boynu ve proksimal üretra açılır ve inkontinans gözlenir. Sistosel yoktur yada küçük bir sistosel vardır.(bilgiler http://zehirlenme.blogspot.com sitesinde yayınlanmaktadır.)

Tip 2A: İstirahatte mesane boynu kapalı fakat sinfizis pubis altında yer alır. Stres sırasında, mesane boynu ve proksimal üretra açılır ve dönerek aşağıya iner. Bu sistoüretroselin karakteristik özelliğidir. Abdominal basınç artışlarında üriner inkontinans görülür.

Tip 2B: Mesane boynu istirahatte kapalıdır ve sinfizis pubis seviyesinde veya altında lokalizedir. Stres sırasında aşağıya daha fazla inebilir veya inmeyebilir. Fakat proksimal üretra açılır ve inkontinans oluşur.

Tip 3: İstirahat anında mesane boynu ve proksimal üretra açıktır. Proksimal üretra artık bir sfinkter görevi göremez.

Raz’ın yaptığı sınıflandırmada ise ;
-Anatomik inkontinans,
-İntakt sfinkterin malposizyonuna bağlı,
-İntrensek sfinkter yetmezliği,
-Sfinkterin intakt değil, hipermobilite var yada yok.
Mixt üriner inkontinans (Mİ) hastaların % 25-35’inde anatomik stres inkontinans (ASİ) ile detrusör instabilitesi (Dİ)’nın birlikte bulunduğu gözlenmektedir. Bu hastalarda üriner inkontinans (Üİ)’a katkısı fazla olan komponenetin belirtilmesi ve tedavisinde ona öncelik verilmesi önerilmektedir.