Fiksasyon Nedir

Fiksasyon Nedir 

Fiksasyon, klasik doku takip işleminin ilk aşamasıdır. Dokunun canlı organizmadaki durumuna en yakın şekilde sabitlenip (protoplazmadaki protein, lipid, karbonhidrat ve diğer maddeleri koagüle veya presipite ederek), dış etkenlere dirençli hale getirilmesidir.

Fiksasyon işleminde başlıca hedefler şunlardır 

1.   Hücresel enzimlerin neden olacağı otolizi önlemek,

2.  İnfeksiyöz ajanları inaktive etmek/öldürmek ve bakteriyel hasarı önlemek,

3.   Dokuyu şekil ve hacim açısından sabitleştirmek,

4.   Dokunun canlıdaki yapısına olabildiğince benzer şekilde korunmasını sağlamak,

5.   Dokuyu daha sonra uygulanacak takip işlemlerine dayanıklı hale getirmek,

6.   Dokuyu daha sonra uygulanacak boyama ve inceleme yöntemlerine elverişli hale getirmek. 

Tespit için kullanılan ajanlar fiksatif olarak adlandılır. Maalesef yukarıda sıralanan fiksasyon hedeflerinin tümünü karşılayan tek bir fiksatif mevcut değildir. Günümüze kadar, her biri bir ya da birkaç açıdan diğerinden üstün, farklı yapıda çeşitli fiksatifler üretilmiştir. Bu fiksatifler aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır: 

1.   Aldehitler (formaldehit, gluteraldehit, glyoxal, acrolein),

2.   Oksitleyiciler (osmium tetroksid, potasyum permanganat, potasyum dikromat),
3.   Protein denatürasyonu yapanlar veya koagülanlar (etil alkol, metil alkol, asetik asit),
4.   Çapraz bağ yapan diğer ajanlar (carbodiiminler),
5.   Fiziksel ajanlar (ısı, mikrodalga),
6.   Diğerleri (civa klorür, pikrik asit, boya maddeleri).
Uzunca bir süredir, patoloji labortuvarlarının genelinde yaygın şekilde kullanılan fiksatif, aldehit grubu fiksatiflerden olan formalindir. Patolojide kullanılan diğer fiksatifler arasında Carnoy gibi alkol bazlı fiksatifler yanısıra, formaldehit içeren Bouin ve B5 gibi fiksatifler bulunmaktadır.