Kronik Hepatit Nedir

Kronik Hepatit Nedir 

Kronik hepatit hem klinik hem de patolojik tanımdır. Klinikte altı aydan uzun süre devam eden karaciğer enzim yüksekliği, histopatolojik olarak farklı derecelerde hepatosellüler nekroz ve inflamasyonun neden olduğu karaciğerin nekroinflamatuar hastalığı olarak tanımlanır. Kronik hepatitlerde genellikle ilerleyici bir karaciğer hasarı söz konusu olup, değişik evrede fibrozis ve en sonunda siroz ile sonuçlanabilir. 

Kronik Hepatit – Etiyoloji 

Karaciğerin kronik nekroinflamatuar hastalıkları aşağıdaki gruplara göre ayrılır:

-     Viral hepatitler (HBV, HCV, HDV vb)

-     Otoimmün hastalıklar (otoimmün hepatit,  otoimmün kolanjit,  primer bilier siroz, primer sklerozan kolanjit)

-     Diğer durumlar (ilaç hepatiti, Wilson hastalığı, alfa-1-antitripsin eksikliği, genetik hemokromatozlar, alkolik karaciğer hastalığı)

-     İdiopatik (etkenin saptanmadığı yaklaşık %10-25 hasta) En sık görülen primer karaciğer enfeksiyonu viral hepatittir.

KVH - Patogenez ve Klinik Bulgular 

Karaciğer Hasarı Tipleri ve Hasarın Laboratuar Bulguları 

Karaciğer hasarının ana morfolojik tipleri ve hücresel yanıt şekilleri şunlardır: Dejenerasyon ve hücre içi birikimler. Toksik ya da immünolojik nedenlerle meydana gelen orta derecede hücre şişmesi geri dönüşlüdür. Balon dejenerasyonunda karaciğer hücreleri şişkin, yuvarlak, soluk sitoplazmalı olup, sitoplazmik kalıntılar nükleus etrafında toplanır. Hücre membranları belirgin değildir. Balon hepatositler litik nekroza gider. Hepatosit sitolizi küçük olduğu zaman gözle görülmez ve iltihap içeren odağın varlığı ile anlaşılır. Bu bulgu skorlama sistemlerinde lobüler aktiviteyi belirleyen parametre olarak uygulanmaktadır.
Hepatositlerde yağ, demir, bakır ve safra maddeleri birikebilir. Hepatositlerde yağ damlacıklarının birikimine steatoz adı verilir. Nükleusun yerini değiştirmeyen birden fazla yağ damlacığının varlığı mikroveziküler steatoz olarak adlandırılır. Bu alkolik karaciğer hastalığı, Reye sendromu ve gebeliğin akut yağlı karaciğeri (gebeliğin üçüncü trimesterinde potansiyel olarak ölümcül karaciğer yetmezliği) gibi bazı durumlarda meydana gelir. Nükleusu iten bir tek büyük yağ damlacığının varlığına makroveziküler steatoz adı verilir. Bu alkolik ve metabolik nedenli karaciğer hastalıklarında izlenmektedir. Steatoz, non-alkolik yağlı karaciğer hastalığında genellikle zon 3’ten başlar. Viral hepatit C’de ise zon 1’den başlar. Yağlı değişimin skorlama sistemlerinde yeri olmamasına karşın fibrogenetik etkisi bilinmektedir.
Nekroz ve apoptoz. Karaciğerde hasara neden olan her hangi bir olay hepatosit harabiyetine yol açabilir. Koagülatif nekrozda soluk boyanan hepatositler görülür. Apoptozda izole hepatositler büzüşmüş, piknotik ve koyu eozinofilik görünümdedirler (Councilman cismi). Hepatik hasara neden olan çoğu durumda hem hücre hasarı hem de hücre ölümü mevcuttur. Hepatosellüler nekroz tek tek veya bir grup hepatositi etkiler. Bu şekilde fokal olarak hücrelerin yokluğu ve o alanda lenfositlerin bulunması/ofar/ (“spoty”) nekroz olarak tanımlanır. Retikülin ile bu alanlarda stromal kollaps izlenir.
Vasküler yapıları bir birine bağlayan santral ven, portal alanlar veya her iki portal alan arasında nekroz (köprüleşme nekrozu) sıklıkla kronik hepatitte izlenir. Bir lobülü kapsayan submasif nekroz ya da karaciğerin büyük kısmını kapsayan masif nekroz genelde karaciğer yetmezliğinde izlenir.
Konfluent nekroz. Fokal nekroza göre daha ağır hepatosellüler hasar sonucu daha fazla komşu hepatosit grubunun kaybı ile karakterli nekroz türüdür. Balon dejenerasyonunu takiben veya daha az sıklıkla iskemi benzeri koagülatif değişiklikleri takiben oluşabilir. Genellikle zonal dağılım gösterir. Özellikle sentrilobüler konfluent nekroz hepatotoksik ilaç kullanımında, mantar ve karbon tetraklorür zehirlenmelerinde, hipoperfüzyon durumlarında (şok, kalp yetmezliği) izlenir. Fokal nekrozda olduğu gibi nekrotik alanda lenfosit ve makrofajların birikimi, retikülin kollapsı ve ağır hastalarda safra duktus proliferasyonu izlenir.