Kanserin Tamamlayici ve Alternatif Tedavisi

Kanserin Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavisi
Tamamlayıcı tedavi ve alternatif tedavi birbirlerinden çok farklı kavramlar olmasına karşın genelde bir arada kullanılmaktadır. Alternatif tedaviler, genelde konvansiyonel (geçerliliği kabul edilmiş, üzerinde uzlaşılmış) tedaviler yerine geçebilen tedavileri tanımlarken, tamamlayıcı tedaviler ise konvansiyonel ya da alternatif tedavilere ek olarak verilen/tamamlayan tedavilerdir. Bu bağlamda tamamlayıcı ve alternatif tedaviler modern ve bilimsel tedaviler dışında kalan, modern tıbbın paralelinde uygulanan, destek amaçlı yapılan uygulamalardır (6,79). Birleşmiş Milletler Ulusal Sağlık Enstitüsü tamamlayıcı ve alternatif tıp’ı belirli bir zaman diliminde belli bir toplum veya kültürdeki politik olarak baskın olan sağlık sisteminin dışında kalan bütün sağlık hizmetlerini, yöntemlerini, uygulamalarını ve bunlara eşlik eden teori ve inançları kapsayan geniş bir sağlık alanı olarak tanımlamıştır .
Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavilerin Kullanım Amaçları ve Özellikleri
Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin genel olarak kullanım amaçları; tedaviye destek olmak, yaşam kalitesini geliştirmek, ilaçların yan etkilerini azaltmak, immün sistemi güçlendirmek, hastalık sürecini gerileterek potansiyel bir kür sağlamak, hastalığın yeniden oluşmasını önlemek, kanseri önlemek, kendini iyi hissetmek, konvansiyonel tedavi yerine kullanmak, ağrıyı azaltmak, stres ve anksiyeteyi azaltmak, uykuyu sağlamak, fiziksel ve psikolojik destek sağlamak ve hatta kaliteli ölümü sağlamaktır. Farklı amaçlar için kullanılan tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin ortak özellikleri;
Tinsel boyutları vardır,
Çoğu invaziv değildirler,
Kolay kabul görürler,
Ulaşılmaları daha kolaydır,
Daha ucuzdurlar,
Kemoterapinin yan etkilerini azaltırlar,
Doğaldırlar,
Yan etkileri daha azdır,
Hastalar tedavilerinde etkin rol alabiliyorlar,
Hastalara daha çok vakit ayrılmasını sağlarlar.
Tamamlayıcı ve alternatif tedaviler çeşitli nedenlerle kullanılmalarına ve son yıllarda önem kazanmalarına rağmen yıllardır çeşitli tamamlayıcı ve alternatif yöntemlerin kullanıldığı bilinmektedir.