Kronik Bir Hastalik Olarak Epilepsi

Kronik Bir Hastalik Olarak Epilepsi Nedir
Epilepsi, en sık karşılaşılan kronik hastalıklardan birisidir. Babilliler döneminden bu yana bilinmekte olup, epilepsili hastalar eski çağlardan bu yana bilişsel ve davranışsal açıdan farklı olarak algılanmıştır. Psikiyatrik bozuklukların epilepsiye sık eşlik etmesinin, bu hastaların damgalanarak kötü muamelelere maruz kalmasında etken olduğu ve şeytan tarafından ele geçirildikleri, kötü ruhların içlerine girdiği gibi yakıştırmalar yapıldığı bilinmektedir. Hipokrat’ın yazdığı ‘Kutsal Hastalık Üzerine- On the Sacred Disease’ ve Dostoyevski’nin yazdığı ‘Budala-The Idiot’ gibi eserler, epilepsiye yönelik bu tür tutumları belgeler niteliktedir. Bu yanlış inanışlara ilk direnç gösteren ve şimdiki anlamda bir beyin hastalığı olduğunu söyleyen kişi de Hipokrat olmuştur. Bilişsel ve davranışsal farklılıkların altta yatan hastalığa mı ya da toplum tarafından dışlanmaya uyum yapma çabalarına mı bağlı olduğuna dair tartışmalar halen sonuçlanmamıştır. Hastalığa ait bir takım tanımlama ve sınıflamaların anlaşılması bu noktaların aydınlatılması açısından anahtar rolü oynayabilir.
Nöbet; kontrol dışı, paroksismal, bilinçte vücut hareketlerinde değişikliğe, algı ve duygulanım değişikliğine yol açan kortikal nöronların senkron deşarjıdır veya normal fonksiyon ve davranışı engelleyen bu türlü semptomların karışımıdır diye tanımlanabilir. Kendini sınırlayıcı özelliktedir. Konvülziyon olarak adlandırılan generalize tonik klonik nöbetler prototip olarak düşünülür, ancak nöbet kısa bir bilinç kaybı, istemsiz stereotipik bir hareket olabilir
Epilepsi; tekrarlayıcı nöbetlere işaret eder, merkezi sinir sistemi disfonksiyonunu gösterir. Epileptik bozukluklar oldukça yaygındır ve genellikle erken başlangıçlıdır. Tüm dünyada 20 ila 40 milyon epileptik olduğu düşünülmektedir ve yaşam boyu prevalansı %0.63, yıllık insidansı ise %0.05’tir. Hauser ve Kurland’in (1975) yaptığı bir çalışmada tek bir afebril nöbetin yaşam boyu prevalansı %6, tekrarlayan nöbetler için %4 olarak bulunmuştur. Febril konvülziyonlar 5 yaş altı çocukların % 3’ünde ortaya çıkmakta ancak çok az bir kısmı tekrarlayan nöbetlere dönüşmektedir. Epilepsinin başlangıç yaşı özellikle 20 yaş altında kümelenmektedir. Genel olarak bakıldığında insidans hayatın ilk yılında en sıktır, 30-40 yaş arasında en düşük seviyeye iner ve ileri yaşlarda tekrar artar. Farklı çalışmalara göre epilepsilerin en az %75’i 20 yaş altında başlamakta ve çocukluk çağı epilepsilerinin %50’si 5 yaş altında ortaya çıkmaktadır. Hayatın ilk yılında başlangıç da oldukça sıktır. Bu yüzden çocuk ve ergen yaş grubunda önemli bir problemdir. Çocukluk çağı epilepsilerinin %70’inin idiopatik olduğu öngörülür. Generalize nöbetler en sık tiptir. Erkek kız oranı 1.1/1.2 dir
Uluslararası epileptik nöbetlerin sınıflandırılmasına göre nöbetler parsiyel ve generalize nöbetler olarak iki bölümde incelenir. Parsiyel nöbetler beynin bir tarafında başlarlar ve fokal başlangıçlıdırlar. Generalize nöbetler her iki beyin yarı küresini de etkilerler. Parsiyel nöbetler bilinç değişiminin eşlik etmediği parsiyel elementer nöbetler ve bilinç değişiklikleri ile giden parsiyel kompleks nöbetleri içerir. Bu nöbetler sıklıkla temporal lob ve limbik sistemden çıkar.