Dezenfeksiyon Nedir Dezenfekte Sistemleri

Dezenfeksiyon Nedir, Dezenfeksiyon (Dezenfekte) Sistemleri

Dezenfeksiyon, cansız ortamdaki hemen tüm patojen mikroorganizmaları elimine eden, ancak mikroorganizmaların tüm formlarını, örneğin; bakteri sporlarını etkilemeyen bir yöntemdir. Gü­nümüzde bakteri sporlarını da öldüren, yani yük­sek düzey dezenfeksiyon sağlayan ve sterilan adı verilen kimyasal maddeler de bulunmaktadır. Bu nedenle, dezenfeksiyon terimi, mikrobiyal kontaminasyonu minimal düzeyde azaltmaktan, sterilizasyona kadar uzanan geniş bir kavramı içine alır.

Dezenfeksiyon sadece dezenfektan adı verilen kimyasal maddelerle yapılmaz. Mekanik temizle­me veya ısıtma ile de dezenfeksiyon sağlanır. De­zenfektan kullanımının getireceği ekonomik yük, yaratacağı çevre kirliliği ve dirençli hastane suşlarının seleksiyonuna neden olabilmeleri gibi olumsuz yönleri dikkate alınırsa, uygun durumlarda meka­nik temizliğin ve 75-100°C'de nemli ortamda ısıtıla­rak yapılan dezenfeksiyonun en iyi dezenfeksiyon yöntemleri olduğu gerçeği ortaya çıkar. Dezenfek­tanlar, infeksiyon bulaştırma riski yüksek olan objelerdeki patojen mikroorganizmaların sayısını azaltmak üzere veya dezenfektan kullanımının; in­feksiyon bulaşma riskini önemli ölçüde azalttığının deneysel olarak ispatlanması halinde kullanılır. Bu durumların dışında, örneğin sterilizasyon koşul ol­duğunda, ısı ile dezenfeksiyon uygulanabildiğinde ve mekanik temizlik ile yeterli dezenfeksiyon sağ­lanabildiğinde dezenfektan maddeler kullanılmaz.

Kontamine eden mikroorganizmaların yapısı ve sayısı: Bakteri sporları kimyasal ve fiziksel etkenlere en yüksek direnci gösterirler. Mikroorga­nizmalar bu direnç yönünden incelenecek olursa, bakteri sporlarından sonra Mycobacteriıım cinsin­den bakteriler, küçük (lipid taşımayan) viruslar, vejetatif mantarlar ve aseksüel mantar sporları, vejetatif bakteriler ve orta büyüklükte (lipid taşıyan) viruslar olarak sıralanırlar. Bu sıralamadan da an­laşılacağı gibi, bakteri sporları ile lipid taşıyan vi­ruslar arasında büyük bir direnç farklılığı vardır. Mycobacterium cinsi, hücre duvarının hidrofob ol­ması nedeni ile dezenfektanlara yüksek derecede direnç gösterir. Diğer vejetatif bakteriler arasında stafilokok ve enterokoklar en dirençli cinslerdir. Ayrıca Pseudomonas, Klebsiella, Enterobacter, Serratia cinsinden bakteriler de yüksek dezenfektan direnci gösterirler. Bu bakterilerin hastane infeksiyonlarında en sık etken olmaları, bu direnç özelliğine bağ­lanabilir.

Kontamine eden mikroorganizmaların sayısı fazla ise, ortamdaki mikroorganizmaların tümü­nün öldürülmesi için, dezenfektan ile çok daha uzun süre temas ettirilmesi gerekir. Ayrıca, 100 bakteri sporunun inaktive edilmesi için gerekli olan temas süresi, 106 virüsün ve 104 Staphylococcus auıreusun inaktive edilmesi için gerekenden çok daha uzundur. Bu bulgular, mikroorganizma yapı­sının ve kontaminasyon yoğunluğunun, dezenfeksiyonu birlikte etkileyen faktörler olduğunu göster­mektedir.

Ortamdaki organik artıkların miktarı: Kan müküs veya dışkı gibi organik artıklar hem sterilizasyon, hem de dezenfeksiyonun etkinliğini önem­li ölçüde azaltır. Bu etki üç yolla olmaktadır. Bun­lar, organik artığın çok sayıda ve türde mikroorga­nizma içermesi, dezenfektanın penetrasyonunu ön­lemesi, klor ve iyot türevi dezenfektanlar ile kuaterner amonyum bileşikleri gibi bazı dezenfektan­ları direkt olarak inaktive edebilmeleridir. Bu ne­denlerle, sterilizasyon (özellikle etilen oksitle sterilizasyon) ve dezenfeksiyondan önce objelerin iyice temizlenmesi gerekir.

Dezenfekte edilecek nesnenin tipi ve yapısı:


Düzgün, porsuz ve temizlenebilir yüzeylere ve eş­yalara uygulanan dezenfeksiyon ve kimyasal steri­lizasyon (soğuk sterilizasyon), daha güvenilir sonuçlar verir. Yüzeylerinde çatlak, por ya da eklemler bulunan nesnelerin temizlenmesi ve bu objelere dezenfektan çözeltinin penetrasyonu güç­tür. Bu durum en azından dezenfeksiyonun sağlan­ması için gerekli temas süresinin uzamasına neden olur.

Dezenfektan seçimi: Güvenilir bir seçimin ya­pılabilmesi, dezenfekte edilecek nesnelerin iyi sı­nıflandırılmasına bağlıdır. Bu seçimde alet ve ge­reçlerin dezenfeksiyonu ile yüzey dezenfeksiyonu ayrı ayrı ele alınır.

Hasta Bakımı ile ilgili Alet ve Gereçlerin dezen­feksiyonu

Bunlar, yaratabilecekleri infeksiyon riski göz önüne alınarak aşağıda belirtildiği şekilde gruplandırılır.
Kritik olanlar: Dokuya direkt temas eden alet ve gereçler, pansuman ve sargı malzemeleri ve injekte edilen sıvılar steril olmalıdır. Isı ile sterilizasyona dayanıklı olmayan nesneler (örneğin; plastik kısım­ları olan tıbbi gereçler, hemodiyaliz aletleri, laparoskop ve artroskop gibi bazı endoskopi aletleri, fleksibl fiberoptik endoskoplara ait aksesuarlar) için etilen oksitli sterilizatörler önerilir. Bu tür sterilizatörlerin bulunmadığı veya kullanılamadığı durumlarda kimyasal (soğuk) sterilizasyon uygu­lanır. Bu amaçla yüksek düzey dezenfektanı (sterilan) olarak tanımlanan, bakteri sporlarını da inakti­ve edebilen dezenfektanlardan yararlanılır. Örne­ğin: Gluteraldehit, formaldehit, hidrojen peroksit, klor dioksit yüksek düzey dezenfektanlarıdır. Bun­larla sterilizasyonun sağlanması, steril edilecek nesnenin önceden mekanik olarak temizlenmiş ol­masına büyük ölçüde bağlıdır. Birkaç saatlik (6-10 saat) bir temas süresi gereklidir. Bu sürenin sonun­da aseptik koşullarda durulama ve kurulama ya­pılmalı ve sterilite bir sonraki kullanıma kadar ko­runmalıdır. Yakın zamana kadar klasik non-patojen olarak bilinen ve sporlu bakterilerden olan Bacillus subtilis'in bile bağışıklığı baskılanmış hasta­larda ciddi ve hatta öldürücü infeksiyonlara neden olduğu belirlenmiştir.

Yarı kritik olanlar: Vücudun steril dokularına gir­meyen, sadece mukoza ile temas eden nesneler (örneğin; fiberoptik endoskop, laringoskop, vaginal speküla, anestezi solunum devreleri, diş hekimliğinde kullanılan gereçler, direkt kontakt tonometreleri gibi göz ile ilgili bazı gereçler) bu kategoriye girer. Konağın lokal bağışıklık mekanizmaları, dışarıdan giren az sayıdaki mikroorganizmayı elimi­ne edebilir. Bu nedenle yarı kritik nesnelerin fazla sayıda vejetatif bakteri, mantar veya virüs ile kontamine durumda olmaması gereklidir. Bunların otoklav veya etilen oksitli sterilizatörlerle sterilizasyonu en güvenilir ve en ekonomik yoldur. Bu sağlanamıyorsa, bir yüksek düzey dezenfektanı ile dezenfekte edilmelidirler. Hastane ortamındaki cansız yüzeyler ve nesneler içinde, steril ya da dezenfekte edilmemiş kritik ve yarı kritik kategorisin­den nesnelerin, hastane infeksiyonlarının bulaşmasında en önemli rolü oynadığı tespit edilmiştir.

Kritik olmayanlar: Bu grupta sağlam deri ile te­mas eden; elektrokardiyogram elektrodları, fiziksel ölçüm aletleri, tansiyon aleti kelepçeleri ve stetoskoplar gibi nesneler yer alır. Bunlar, patojen mikroorganizmaların bulaştırılmasında çok az risk oluş­tururlar. Su ve deterjan ile temizlenmeleri veya fe­nol, iyodofor ya da kuaterner amonyum bileşikleri gibi düşük düzey dezenfektanları ile dezenfekte edilmeleri yeterlidir.

Yüzeylerin dezenfeksiyonu: Yeterli dezenfeksiyon sağlandığı sürece, tıbbi aletlere ait tutma yer­leri, düğmeler ve kollar, pansuman arabaları, lava­bo, yer, duvar gibi çevresel yüzeylerin, teorik ola­rak infeksiyon bulaşmasında önemli rol oynama­dıkları kabul edilmektedir. Yüzey dezenfeksiyonu, tıbbi aletlerin yüzeyleri ve hastaneye ait yüzeyler olarak, iki ayrı grupta ele alınır.

Tıbbi aletlerin yüzeyleri: Tıbbi gereçlere ait tutma yerleri, düğme ve kollar, tepsi ve arabalar, hastanın direkt temas etmediği yüzeylerdir. Ancak, bu yü­zeyler hasta materyali ve özellikle hasta kanı ile sık sık kirlenebilir. Bu nedenle böyle yüzeyler de has­tadan hastaya veya hastadan personele infeksiyon bulaştırma potansiyeline sahiptir. Bu tür yüzeyler en azından su ve sabunla mekanik olarak temizlenmeli ve klor, fenol, iyodofor bileşikleri veya alkol­ler gibi bir orta düzey dezenfektanı ile dezenfekte edilmelidir.

Hastaneye ait yüzeyler: Yer, duvar, lavabo, masa ve benzeri objeler, hastalara veya personele infeksiyon bulaştırma ile ilgili olmadıklarından dezenfek­te edilmeleri gerekmez. Bununla beraber, genel te­mizlikleri rutin olarak yapılır ve bu işlem için dü­şük düzey dezenfektanı seçilebilir. Bu yüzeylere patojen mikroorganizma içeren hasta materyali döküldüğü takdirde, bu bölüm bir orta düzey dezenfektanı ile dezenfekte edilir. Gereksiz dezenfektan kullanımı, hem ekonomik kayıplara, hem de kulla­nılmakta olan dezenfektana dirençli potansiyel pa­tojen mikroorganizmaların hastane ortamında kolonize olarak epidemik nozokomiyal infeksiyonlara yol açmasına neden olmaktadır.

Dezenfektan Kullanım Politikası, Dezenfeksiyon Talimatı

Her hastane bilimsel bir dezenfektan politikası­na sahip olmalıdır. Bu politikayı belirlemek ve işle­yişini kontrol etmek hastane infeksiyonu kontrol komitesine düşer. Komitenin görevleri şunlardır:

1. Dezenfektanların kullanım amaçlarının belir­lenmesi.
2. Gerekli olmayan durumlarda, sterilizasyonun koşul olduğu veya steril disposable eşyaların kullanılabildiği durumlarda dezenfektan kulla­nımının engellenmesi.
3. Az sayıda ve iyi denenmiş dezenfektanların se­çilmesi: Bu seçimde çabuk etkili, geniş spektrumlu sadece mikrobiyostatik değil, mikrobisid aktivitesi olan, güvenilir, eşyalara zarar verici etkisi olmayan, inaktivasyona dirençli ve eko­nomik yönden uygun dezenfektanlar ön plana alınır. Her durumda ve çok amaçlı olarak kulla­nılabilecek bir dezenfektan bulunmamaktadır. Bu nedenle, tüm dezenfeksiyon işlemleri için olabildiğince kısa bir liste hazırlanır ve bu iste-de; çevre, tıbbi gereç için uygun dezenfektanlar ve el, operasyon yeri ve yara dezenfeksiyonu için uygun antiseptikler belirtilir.
4. Hastane personelinin dezenfektan seçimi, kulla­nım konsantrasyonu, etkinlik süresi, hangi koşullarda inaktive olduğu ve güvenilirliği açısın­dan eğitilmesi: Herhangi bir yanlışlığın önlen­mesi için piyasadaki dezenfektanların kullanı­ma hazır konsantrasyonda olmaları tercih edilir. Yine de, taşınma güçlüğü nedeni ile, dezenfek­tanlar konsantre durumda piyasaya verilir. Tek çözüm; kullanım konsantrasyonlarının hazır­lanmasında, bu konuda eğitilmiş personelin görevlendirilmesidir. Batı ülkelerinde bu görev ec­zacılar tarafından yürütülmektedir.
5. Dezenektan kullanan personelin çalışma yerinde izlenerek politikanın doğru uygulanıp uygulanmadığının kontrol edilmesi ve dezenfektan çözeltilerinden kültür yapılması dezenfektan seçimi için çok önemlidir.

Günümüzde Kullanılan Dezenfektanlar

Dezenfeksiyon metodları; temizlik, ısı ve kim­yasal ajanların kullanılması olarak belirlenir. Tavsi­ye edilecek ilk tedbirler, iyi bir temizlik ve müm­kün olduğu kadar ısıdan faydalanmak olmalıdır. Kimyasal ajanlar ise en son başvurulacak imkan olarak görülmelidir. Hastane içinde alınacak hijye­nik tedbirler içinde en geçerli olan sıcak su ile yapı­lacak temizliktir. Yer ve yüzeyler için sıklıkla de­ğiştirilerek hazırlanan sıcak su (yoksa soğuk su) ve deterjanla her gün yapılacak olan temizlik en iyi bir dezenfeksiyon usulüdür. Böylece bakteri sporları da dahil olmak üzere hemen hemen tüm patojenler yok edilebilir.

Canlılar için de sıklıkla ellerin yıkanması, banyo ve duş alınması hastane infeksiyonlarından korun­ma zincirinin önemli bir halkasını oluşturur. Çap­raz infeksiyonları oluşturan önemli bir kaynak olan ellerin doğru ve düzenli bir şekilde yıkanmasıyla hastane infeksiyonlarında % 50 oranında bir düşüş olabileceği tahmin edilmektedir. Ancak hala bunun önemi anlaşılamamıştır ve uygulayıcılar yeteri ka­dar üstünde durmamaktadırlar. Bunun eğitimi günlük el yıkama alışkanlığıyla başlar ve gerekti­ğinde hijyenik ve/veya cerrahi müdahaleler için yapılan el yıkama kaidelerinin uygulanmasına ka­dar gider.

Dezenfeksiyon usulü olarak etkili bir temizliğe de gerektiği kadar önem verilmemektedir. Hastane içinde servisler, tuvaletler, yıkama yerleri, mutfak gibi bölgeler kimyasal maddeler kullanılmaksızın sadece lekesiz, etkili bir temizlik yapılarak hastala­ra sunulacak sağlıklı yerler olabilirler. Çamaşır ve bulaşık makinelerinin kullanılması, ütüleme işlem­leri hijyenik şartları oluşturmada kullanılabilecek önemli öğeler olarak görülmelidir. Buna karşın, kimyasal maddelerle dezenfeksiyon yapılmasının vazgeçilmez olduğu ve her bölgede kullanılması gerektiği çeşitli yollarla o şekilde sunulmuştur ki insanlarımız dezenfeksiyonun sadece kimyasal dezenfektanlarla yapıldığı düşüncesine kapılmıştır. Zaman zaman kimyasal dezenfektanların temizlik materyali olarak da kullanıldığı görülmektedir. O yüzden dezenfeksiyon amaçlı kimyasal maddele­rin asla bir temizlik maddesi olmadığı, kirli yüzey­lere uygulandığında inaktive olabildiği ve bu tür uygulamalar sonucu büyük tehlikelerle karşılaşıla­bileceği bilinci yerleştirilmelidir. Temizlenmiş yü­zeylere uygulanan kimyasal maddelerin dezenfek­siyon etkisini arttırdığı gözlenmiştir. Ayrıca ekono­mik olarak da yanlış uygulamalar nedeniyle zarar görüleceği bilinmelidir.

Genel olarak dezenfektan ve antiseptiklerin kul­lanılması şu faktörlere bağlıdır:
1. Dezenfektan maddenin yoğunluğu (uygula­ma konsantrasyonu)
2. Temas süresi
3. Ortamın ısısı
4. pH
5. Ortamda bulunan organik artıklar (dezen­fektan maddeyi inaktive etme özelliği)
6. Mikroorganizmalarla ilgili faktörler (mikro­organizmanın cinsi, yasanı siklusunda bu­lunduğu evre, direnç durumu vs.)
7. Antimikrobiyal spektrum

Dezenfektanlar kullanılırken hedef alman mik­roorganizmalar üzerine etkili olup olmadıklarının iyi bilinmesi gerekir. Hastanemizde kullanılacak dezenfektan ve anti­septik maddelerin seçilmesi için İstanbul Tıp Fakül­tesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda Modifiye Kelsey-Sykes metoduyla ya­pılmış olan testlerle kimyasal ajanın antimikrobiyal aktiviteleri belirlenmiştir.