İnsanda Sindirim Sistemi Nedir Hakkinda

İnsanda Sindirim Sistemi Nedir

Sindirim Sistemi Organları İle İlgili

İnsanlarda Sindirim sistemi vücudumuzun temel besin maddelerini, elektrolit ve sıvı gereksinimini sağlamakla yükümlüdür. Sindirim kanalı kendi özel sinir ağı ile peristaltik olarak hareket edebilme yeteneğine sahiptir. Parasempatik ve sempatik sistemlerden sinirler alır. Parasem­patik sistem, sindirim sisteminin etkinliğini artırır. Bağırsakların boşalmasını kolaylaştırır. Salgılar artar. Sempatik sistemi ise genel olarak sindirim sisteminin etkinliğini yavaşlatıcı et­ki yapar. Ancak sfinkter bölgelerinin yani büzücü kas kapılarının kasılmasına neden olur. Bağırsaktalar ve diğer sindirim sistemi bölgelerinde karıştırıcı, itici segmental hareketler olur. bir bağırsak bölümü sıvazlama hareketi yaparken diğeri gelen kapsamı kabul edici ge­nişleme yapar.

Alman besinler ağızda küçük parçalara parçalanır. Tükrük salgısı ile iyice karıştırılır. Kayganlaştırılır ve mideye inmeye hazır hale getirilir. Sindirim ağızda başlar sözü sık duyu­lan bir sözdür. Gerçi sindirimin kimyasal bölümünün bir kısmı çok az da olsa ağızda başlar. Bu söz bir anlamda bunu anlatıyor kabul edilebilir. Ama zayıf bir anlamdır bu. Aslında sindi­rim ağızda başlar sözü dişlerin yemekleri öğütme etkinliğini ve yemeklerin ağızda iyi çiğnen­mesi gereğini ortaya koyan bir sözdür.

Çiğnenen yiyecekler yutulduktan sonra yemek borusu aracılığı ile mideye iner. Mide besinleri depolama, karıştırma, kimus denilen bulamaç haline getirdikten sonra ince bağırsa­ğa verme özelliğine sahiptir. Midede ayrıca açlık dönemlerinde kasılmalar olur. Buna açlık kasılmaları denir.

Safra kesesi ve salgısı yağların sindiriminde özellikle onların emülsiyon haline getirile­rek indirimlerinin sağlanmasında rol oynar. Kolesistokinin denen hormon safra kesesinin kasılması ve boşlamasını sağlar.

İnce bağırsakta da ilerletici ve sindirimi kolaşlaştıncı hareketler vardır. Kaim bağırsak suyun en büyük oranda emildiği bağırsak bölgesidir. Karıştırıcı, itici ve işemeyi sağlayıcı ha­reketler vardır.

Gastrokolik ve duodenokolik refleksler denilen bazı refleksler mide ve oniki parmak bağırsağından başlayarak kalın bağırsakların kasılmasını sağlarlar. Kalın bağırsaktan dışkı­nın sürekli akmasını önleyen iç ve dış büzücü yapılar (sfinkterler) vardır. İşeme, işeme reflek­si denilen bir refleksle sağlanır. Kalın bağırsakların düzenli olarak boşaltılması bu refleksle­rin etkin olarak gelişmesini sağlamaktadır. Mide bağırsak kanalında ilerlemekte olan besin­ler tipine göre özel salgıların yardımı ile alt birimlerine çevrilir ve parçalanır. Emilebilecek hale gelir. Salgılar yerel uyan ve otonom sinir sisteminin uyarısı ile salgılanırlar. Bağırsakla­rın en önemli salgılarından birisi kayganlaştırıcı ve bağırsak yüzeylerinin korunmasını sağla­yan mukus salgılayan bezlerin yaptığı salgıdır. Sindirim olayı ile ilgili olarak bağırsaklardan günlük olarak salgılanan sıvı miktarı günlük yedi litreyi bulmaktadır. Tükrük salgısı 1200 santimetre küp, mide salgısı 1.5-2 litre, pankreas salgısı 1.2 litre, safra 0.7 litre, diğer salgılar 2.1 litre kadardır.

Tükrük içerisinde pityalin enzimi ile nişasta sindirimi başlatırken, salgıladığı iyonlar, diğer maddeler aracılığı ile ağız sağlığının korunmasına da katkıda bulunur. Lokmaların kayganlaşmasını yemek borusu aracılığı ile kolayca mideye inebilmesini sağlar. Yemek borusun­da daha çok kayganlaştırıcı salgılar bulunmaktadır. Mideden büyük oranda hidroklorik asit, az miktarda lipaz ve mide amilazı salgılanır. Diğer bir salgı mukus salgısıdır. Bu mide duvarı­nın direncini arttırır. Mide salgılanmasında gastrin denilen hormonunun salgıyı arttırıcı ve uyarıcı etkisi bulunmaktadır. Ayrıca bütün mide bağırsak kanalında olduğu gibi sinir sistemi­nin sempatik ve para sempatik uyarıların salgıların niteliğinde değişiklikler yapması miktarı­nı değiştirmesi mümkündür.

Pankreas proteinleri parçalayan tripsin, kemotripsin, karboksi polipeptidaz, ribonükleaz ve deoksiribünükleaz enzimlerini salgılar.

Karbonhidratları sindiren pankreas amilazı, yağlan sindiren pankreas lipazı salgılar. Bu enzimler özellikle proteolitik enzimler öncü enzimler halinde salgılandıktan sonra bağırsakta etkin duruma geçerler. Ayrıca tripsin inhibitörü ve bikarbonat iyonları salgılanır.

Safra karaciğer tarafından salgılanır. İnce bağırsakta da proteinleri, karbonhidratları ve yağları salgılamakta olan bir çok enzim salgılanmaktadır.

Karbonhidratlar polisakkarit yapısındadırlar. Önce disakkaritlere daha sonra monosakkaritlere kadar parçalanırlar. Yağlar yağ asitlerine ve gliserolle gliseridlere parçalanarak emilir hale gelirler.

Bağırsaktan emilim villus denilen ve bağırsakların parmak biçimindeki çıkıntıları tara­fından sağlanmaktadır.
Su bağırsaklardan diffüzyonla emilir. Sodyum aktif olarak alınırken, klor ince bağırsa­ğın üst ucundan pasif olarak alınmaktadır. Karbonhidratlar genellikle monosakkarit halinde emilmektedir. Proteinler ise hemen hemen tamamiyle amino asit halinde emilmektedir.

Hergün kalın bağırsağa 500-1000 santimetre küp kadar kimus girer. Su ve elektrolitlerin büyük bölümü kalın bağırsakta emilir. Ayrıca kaim bağırsakta bakterilerin etkisi parçalan­ma davlarını tamamlar. Dışkının genellikle dörtte üçü su dörtte biri ise katı artıklardır. Kah­verengi renk sterkobilin ve ürobilin denilen bilurubin parçalanma ürünlerinden gelmektedir. Dışkının kötü kokusu ise indol, skatol, merkaptanlar ve hidrojen sülfürün bulunmasına göre değişir.
Sindirim kanalının sık rastlanılan hastalıktan:

Sinir felçleri, bazı hastalıklar (botulismus:gazlı kangren gibi)yutma kaslarının felcine neden olarak yutmayı önlerler.

Mideyi döşeyen mukozanın iltihabına gastirit denir. Mideyi tahriş eden yiyeceklerin. bakterilerin üremesine yada midenin kendi salgılarının aşırı salgılanmasına bağlı olarak olu­şabilir. Genellikle yanma biçiminde bir ağrısı olur. Eğer gastrit süregenleşirse mide mukoza­sı gerilemeye uğrar ve midenin salgı işlevlerini de olumsuz etkiler.

Eğer mide salgısı midenin bir bölümünde bulduğu zayıf bir kısmı sindirir, aşındırır ve vara haline getirirse buna mide ülseri denir. Yüksek mide salgısı, tahriş, midenin kan akımının bozulası yetersiz mukus salgılaması mide ülserlerinin gelişiminden sorumludur. Mer­kez sinir sisteminin uyanları mide salgısı üzerindeki etkisi ile mide ülserlerinin gelişimine katkıda bulunabilir. Özellikle ruhsal olayların ve gerginliklerin mide ülserlerini ve diğer sin­dirim kanalı ülserlerini kolaylaştırıcı etkisi vardır.