Ameliyat Sonrasi Komplikasyonlari

Ameliyat Sonrası Komplikasyonları; Komplikasyon Nedir

Ameliyat edilen hastalarda anestezinin bitimi ile hastanın tamamen iyileşip hastaneden çıkabile­cek hale geldiği dönem arasında, yapılan cerrahi iş­lem ile veya sistemlerle ilgili olarak ortaya çıkan so­runlar ameliyat sonrası "postoperatif" komplikas-yonlar olarak adlandırılır Komplikasyonların gö­rülme sıklığı ve önem derecesi çok sayıda faktörle etkilenir. Bunlar arasında hastanın yaşı, beslenme ve genel durumu, ameliyat öncesi hazırlığın niteli­ği, anestezinin yöntem ve süresi, ameliyat tekniği, ameliyat gerektiren hastalığın kendisi, kalp yeter­sizliği, obtrüktif akciğer hastalığı, diabet, böbrek yetersizliği gibi hastalıkların olup olmayışı, ameli­yatın acil veya elektif koşullarda yapılıp yapılma­dığı sayılabilir.

Ameliyat Komplikasyon

Ameliyat sonrası komplikasyonların önlenmesi, ameliyat öncesi dönemde hastanın iyi değerlendi­rilmesi, komplikasyonlara yol açan risk faktörleri­nin iyi bilinmesi ve onlara uygun tedbir alınması ile olur. Elektif ameliyatlardan önce sigaranın bıra­kılması sağlanır. Hastada beslenme bozukluğu var­sa, özellikle albümin seviyesi 3 gr/lOOml.'nin altın­da ise enteral veya parenteral beslenme ile destek­lenir. Antikoagülan (aspirin, kumadin) alan ve he­matolojik hastalığı olan hastaların değerlendirilme­si yanında aspirinin bir hafta önce kesilmesi gere­kir. Hastaya solunum egsersizleri öğretilir.

Ameliyat sonrası komplikasyonların erken dö­nemde saptanması, ameliyatla ilgili alanlarla birlikte diğer sistemlerin de düzenli olarak ameliyatı yapan ekip tarafından kontrol edilmesi ile mümkün olur.

Vücut Isısı Sorunları

Ateş, ön hipotalamusta bulunan vücudun ter-moregülasyon merkezinin çeşitli pirojenler tarafın­dan duyarlılığının bozulması sonucu oluşur. Ateşe bakteri, virüs veya mantarlar tarafından oluşturu­lan pirojenler ve bu organizmaların bizzat kendile­ri, toksinleri veya bunlara karşı lökositler tarafın­dan salgılanan interlökin gibi mediatörler sebep ol­maktadır. Mediatörler termoregülatör merkezin duyarlılığını artırınca, kan ısısı buna hemen cevap veremez, vasokonstrüksiyon nedeniyle ilk dönem­de titreme ve ciltte soğukluk olur.

Hipertermi: Ameliyat sonrası ilk 24 saatte görü­len ateş her zaman infeksiyon belirtisi değildir. Vü­cudun ameliyat travmasına karşı normal cevabıdır. Büyük cerrahi girişim geçiren hastaların yaklaşık % 40'mda görülür. Septik şok, idrar miktarında azal­ma ve inflamasyon gibi sistemik bulgular olmadık­ça önemli değildir. Ateş, 48 saat kadar devam eder­se kaynağının araştırılması gerekir. Solunum yolla­rının temizlenememesi nedeniyle bu dönemde en sık görülen ateş nedeni atelektazidir. Transfüzyon reaksiyonu, bazı ilaçlar, hematom, dehidratasyon, miyokard enfarktüsü, pankreatit, tirotoksikoz gibi durumlar da ameliyat sonrası dönemde ateşin yük­selmesine neden olur. Tedavi, ateşin nedenine yö­nelik olur. İlk 24-48 saat içinde görülen ateş, genel­de solunum komplikasyonları veya kateter ile ilgi­li olur. Yarada sellülitin varlığı da araştırılır.

72 saatten sonra izlenen ateşin en sık nedeni, ya­ra infeksiyonudur. Ayrıca, sondalı hastalarda üri-ner sistem infeksiyonları, tromboflebit, pnömoni, ameliyat sahasında abse, ağız hijyenine dikkat et­meyen dehidrate yaşlı hastalarda parotis iltihabı ve santral ven kateterine bağlı olarak ateş yükselmesi olabilir. 5. günden sonra ateş yükselmesi yarada enfeksiyon yoksa, anastomoz kaçağı ve karın içi ab­se yönünden değerlendirilmeyi gerektirir.
Habis hipertermi: Anestezide adale gevşetici süksinil kolin, halotan gibi inhalasyon anestetikleri ve lokal anestetik olarak kulanılan procainamid gi­bi ilaçların verilmesinden sonra nadir olarak görü­lebilir. Elektrolit bozukluğu, metabolik asidoz ve hiperkalsemi gelişir. Ateş hızla 42 dereceye kadar yükselir. Hiperkapni ve aritmi gelişir. Dantrolene 1 mg/kg İV verilir. Gerekirse tekrarlanır. Aynı ilaç akut dönemden sonra 1 mg/kg günde 4 kez oral verilir. Yüzeyel soğutma, buzlu serum fizyolojikle mide lavajı ve lavman ile vücut ısısı düşürülmeye çalışılır. Hastanın elektrolit dengesizliği ve asidozu hızla düzeltilir. Solunuma destek sağlanır. Hiper-terminin devam etmesi fatal olabilir.

Hipotermi Nedir, Hipertermi Tedavisi

Genel anesteziden sonra uyanma döneminde hastaların yaklaşık %25'inde titreme ve üşüme görülür. Ameliyatta ısı kaybına yol açan bir çok faktör vardır (Tablo 13/1). Ameliyat esnasında bebekler, küçük çocuklar ve yaşlıların vücut ısıları­nın düşmesi daha kolaydır. Böyle hastaların özofa-gus veya rektumdan vücut ısıları takip edilir. Hi-potermide ısı kaybının azaltılması ve ısı yapımının artırılması için periferik vazokostrüksiyon ve titre­me gibi istenmeyen refleksler oluşur. Metabolik asidoz ve miyokard yetersizliğine yol açabilir. Hi-potermide anestezi gazlarının atılması zorlaşır.
Ameliyatlarda hipotermiye neden olmamak için oda ısısı 21 derecenin üzerinde tutulur. Çocuk-


larda ve yaşlılarda alüminyum folyo veya elektrik­li battaniyelerle ekstremiteler sarılır ve ısı kayıpları önlenir.
Ameliyat sonrası ortaya çıkan hipoterminin te­davisi için battaniye veya ısı lambaları kullanılır. Titremesi olan hastalara meperidin (dolantin) gibi ilaçlar yapılır.

Ameliyatta Isı Kaybı Nedenleri

Ameliyathanenin soğuk olması Vücudun hareketsizliliği Kan ve serumların soğuk verilmesi Ameliyat alanın açık olması Ameliyatın uzaması
Karm ve toraks ameliyatlarında organların uzun süre açıkta kalması