Tukruk Bezleri Neoplastik Lezyonlari

Tükrük Bezlerinin Neoplastik Lezyonları

Genel Özellikler
Tükrük bezinde farklı tümör tipleri görülebilmekte, hatta bazen belli bir tümör kitlesi içinde çarpıcı morfolojik değişiklikler izlenebilmektedir. Bazı benign tümörlerin dedifferansiyasyonu ve malignensiye dönüşme yatkınlığı, bazı tümörlerin ise rölatif olarak nadirliğinden dolayı histopatolojik teşhis oldukça zorlaşmaktadır.
Tükrük bezlerinin önemli bir kısmı bifazik (epiteliyal ve myoepiteliyal) hücre komponenti içerir. Myoepitel hücre komponentinin bulunması morfolojiyi çeşitlendirici ve tanıyı güçleştirici bir özelliktir. Myoepiteliyal farklılaşma var ise matriks üretimi vardır, daha az vaskülarite gösterirler, sınırlı invaziv gelişim yaparlar ve genellikle düşük dereceli tümörlerdir. Myoepitelial hücreler pleomorfik adenoma, myoepitelyoma ve adenoid kistik karsinoma gibi tümörlerde ana komponenti oluştururlar. Onkositik farklılaşan benign tümörler, mukoepidermoid karsinom, asinik hücreli karsinom ve duktus hücreli karsinom gibi tümörlerde myoepitelial farklılaşma görülmez. Benign tükrük bezi tümörleri sınırlı veya kapsüllüdür. Minör glandlarda görülen benign tükrük bezi tümörleri ve pleomorfik adenomalarda sınırlılık tam olmayabilir. Malign tükrük bezi tümörlerinde invazyon paternleri tümörün natürü açısından önemli ipuçları verir. Nodüler yapılar halinde invazyonun, invazyon olarak değerlendirilmesi güç olabilir, ancak bu patern düşük dereceli tümörler ve myoepitelyal farklılaşmalı tümörlerde görülür, düzensiz infiltratif gelişim ise yüksek dereceli tümörlerde rastlanır. Tükrük bezi tümörlerinin mukoza ve epitel ile ilişkisi, tümörün natürünü belirlemede önemlidir. Mukoza ve deride ülserasyon oluşturan ve epiteli invaze edenlerin büyük kısmı maligndir
Perinöral invazyon tükrük bezi tümörlerinde özellikle adenoid kistik karsinomda ve polimorfik düşük dereceli adenokarsinomda sık görülür. Mukoepidermoid karsinomda görülmesi tümörün yüksek dereceli olduğunu gösterir. Hiçbir benign tümörde perinöral invazyon görülmediğinden malignite için tanısal bir bulgudur. Ayrıca perinöral invazyon lokal nüks riskinin bir göstergesidir
Majör tükrük bezi tümörleri tüm baş boyun tümörlerinin %3-4’ünü oluşturur ve hastaların ortalama yaşları malign tümörler için 55, benign tümörler için 40’ dır. Parotisde görülen tümörlerin yaklaşık %25’i maligndir (34). Tükrük bezi tümörleri parotiste submandibuler bezden 12 kez daha sık olup çoğu benigndir ve büyük oranda benign mikst tümördür.
Eneroth’un bildirdiği 2632 vakalık tükrük bezi tümörleri serisinde malignite insidansı parotis bezi için %17, submandibuler bez için %38 ve damak tükrük bezleri için %44 olarak bulunmuştur.
Minör tükrük bezi tümörlerinde malignite olasılığı majörlere göre daha yüksektir. Malignite insidansının en fazla olduğu bez sublingual bezdir (35). Parotisin en sık görülen malign tümörü mukoepidermoid karsinomdur, bunu sırasıyla andifferansiye ve asinik hücreli karsinom takip eder. Adenoid kistik karsinom, çoğunlukla submandibuler ve damağın malign tükrük bezi tümörüdür.
Çoğu tükrük bezi tümörü unilateral ve tektir, fakat Warthin tümörü sıklıkla bilateral ve multipl olabilir, ancak bu özellik benign mikst tümör ve asinik hücreli karsinomda da görülebilir.
Minör tükrük bezi tümörleri sert ve yumuşak damak, yanak, gingiva, dil, tonsilleri içeren oral kavite içerisinde herhangi bir yerde bulunabilir ve sıklığı bu sahalardaki normal glandüler dokunun miktarı ile orantılıdır ve bu da sert damakta daha sık bulunmalarını izah eder.
Çeşitli tipte tükrük bezi tümörleri majör tükrük bezi etrafında ya da içerisindeki lenf nodlarında ve ektopik tükrük bezinde de tanımlanmıştır. Warthin tümörü en sık görülen tiptir, fakat sebasesöz lenfadenoma, benign mikst tümör, bazal hücreli adenoma, asinik hücreli karsinom ve mukoepidermoid karsinom da tanımlanmıştır .