Cocuklarda İseme Bozuklugu Siniflandirmasi

Çocuklarda İşeme Bozukluğu ve Sınıflandırması

2011 yılında güncellenen Avrupa Çocuk Ürolojisi Topluluğu (ESPU) kılavuzuna göre işeme bozukluğu dolum evresi bozuklukları ve boşaltım evresi bozuklukları olmak üzere iki ana gruba ayrılır.
Dolum Evresi Bozuklukları
Aşırı Etkin Mesane (AEM)
Çocuk hastalarda AEM klinik olarak sık ve ani idrar yapma epizodlarının varlığı, pelvik taban kaslarının kasılması ve tutma manevraları ile kendini gösterir (32). Aşırı etkin mesanede görülen semptomlar mesane dolum fazında ani detrüsör kasılmaları sonucu oluşur. Detrüsör kasılmaları istemli pelvik taban kasları ve üriner sfinkter kontraksiyonlarınca engellenmeye çalışılır, amaç işemeyi geciktirmek ve ıslanmayı azaltmaktır. Bu çocukların mesanelerinin fonksiyonel kapasiteleri yaşıtlarına göre azalmıştır. İşeme fazı genellikle normal olmakla birlikte işeme esnasında detrüsör kontraksiyonları çok güçlü olabilir. Akım hızı en hızlıya ulaşarak aniden düşer. Çocuklar genellikle ıslatmayı azaltmak için sıvı alımını kısıtlarlar. Bu nedenle ilk başta idrar kaçırma olmayabilir (1, 2). Aşırı etkin mesanesi olan çocukların bir kısmı kontraksiyonlar sırasında suprapubik ve perineal ağrı hissedebilirler.
Az Etkin Mesane (AZEM)

Az  etkin   mesane   terimi   günümüzde   tembel   mesane   teriminin   yerine kullanılmaktadır.     Detrüsörün     kasılma     gücünün     azalması     nedeniyle mesanenin boşalmasının uzaması veya normal zaman içerisinde mesanenin tam boşaltılamaması söz konusudur. Hastalarda tipik olarak tuvalet eğitimi sonrasında    ve    puberte    öncesinde    çeşitli    şekillerde    damlatma    görülür.    Bu çocuklar detrüsör kontraksiyonları yetersiz olduğu için seyrek işerler ve işediklerinde de mesanelerini tam boşaltamazlar. Büyük miktarda rezidüel idrarla birlikte İYE sık görülür. Üroflowmetride kesintili işeme paterni görülür. Ürodinamik olarak mesane normalden geniştir. İşeme için yardımcı tek kas abdominal kasdır.
Ertelenmiş İşeme
Gündüz idrar kaçırması olan çocuklar işemeyi ertelemek için tutma manevraları yaparlar. Bu hastalara tanı koyarken iyi bir gözlem gerekmektedir. Psikolojik ve davranışsal bozuklukların da eşlik edebileceği gözönünde tutulmalıdır.
Boşaltım Evresi Bozuklukları
Disfonksiyonel işeme
İşeme esnasında pelvik taban ve üriner sfinkterin tam gevşeyememesi söz konusudur. Dolum fazında bozukluk yoktur. İşeme sırasında gevşek halde olması gereken pelvik taban kasları ve sfinkterde aktivite artışı olur. Çocuk bu direnci yenmek için detrüsör basıncını arttırır ve karın ön duvarı kaslarını kullanır. İdrar akım hızı artar, akım zamanı uzar, rezidüel idrar kalır ve bu hastalarda enfeksiyon sık görülür. (2) Bu terim ÜF-EMG’de stakato işeme paterni ve/veya pozitif EMG aktivitesi görülmeden veya invaziv ürodinami ile kanıtlanmadan kullanılmaz.
Sınıflandırılamayan Durumlar
Kahkaha İnkontinansı
Kız çocuklarda sadece kıkırdama ya da kahkaha sırasında ortaya çıkan idrar kaçırma durumudur. Pelvik taban kaslarını yeterince kullanamadıkları düşünülmektedir. Stres inkontinansından farkı kahkaha sırasında mesanedeki idrarın tümünün boşalması söz konusudur.
Stres İnkontinansı
Değişik nedenlerle artmış karın içi basıncı ile az miktarda idrar kaçırmadır. İşemeyi geciktiren, tuvalete zamanında gitmeyen ve AEM’li çocuklardaki inkontinans ile karıştırılmamalıdır. Çocuklarda çok nadir görülür
Vaginal Reflü İnkontinansı
Prepubertal dönemdeki kız çocuklarında normal işemeden sonra orta miktarda idrar kaçırmanın görülmesine vajinal reflü inkontinansı denir. Alt üriner sistem semptomları ile bir ilişkisi yoktur. Labiaların işeme sırasında kapalı kalması nedeniyle vajina alt kısmında idrar birikmektedir. Buna bağlı olarak mesane tam boşalamamakta, ayağa kalkınca kaçırma meydana gelmekte ve hasta tekrar işeme ihtiyacı duymaktadır. İşeme sırasında ki pozisyon bozukluğu ile ilişkilidir. Genellikle şişman kız çocuklarında görülmektedir. Bacaklarına işeme şikayeti olan çocuklarda vajinal reflüden şüphelenilmelidir. Ayrıca labial füzyon fizik muayene sırasında dışlanmalıdır. Hastalara tuvalet esnasında idrarını yaptıktan sonra hemen kalkmaması ve labialarını ayırarak tekrar idrarını yapması söylenir.
Hinman Sendromu (Nonnörojenik nörojen mesane)
Altta yatan nörolojik bozukluk olmamasına rağmen nörojen mesane bulgularının bulunmasıdır. Hinman tarafından tanımlanmıştır ve işeme bozukluğunun en ağır formudur. İşeme sırasında dış üretra sfinkterinin uygunsuz olarak istemli kasılması, detrüsör aşırı aktivitesi, takiben detrüsör-sfinkter dissinerjisi (DSD) ve detrüsör dekompanzasyonu ile karakterizedir. Erkek çocuklarda daha sık görülmektedir (35). Radyolojik olarak kalın, trabeküle mesane duvarı, VÜR (%50) ve reflü nefropatisi bulguları gösterilebilir. Tedavide temiz aralıklı kateterizasyon (TAK), psikoterapi, biyogeribildirim, antibiyotik, antikolinerjikler etkili olmaktadır .
Ochoa Sendromu
Urofasial sendrom olarak da adlandırılır. Kromozom 10q23-q24 de yer alan HPSE2 geni ile ilişkilidir. Otozomal resesif kalıtım gösterir (37). İdrar kaçırma ile birlikte İYE, hidronefroz, VÜR, konstipasyon ve çocuk ağlarken gülüyor gibi görülmesine neden olan özel bir yüz görünümü vardır. Tedavi konstipasyonun tedavisi, biyogeribildirim ve TAK uygulanmasıdır