Epilepsi Tanimi ve Tarihcesi

Epilepsi Tanımı ve Tarihçesi 

Epilepsi; santral sinir sistemindeki nöral aktivitede senkronize artışın eşlik ettiği davranış, motor veya otonomik fonksiyonlarda veya bunların birkaçında birden olan paroksismal bozukluklardır. 

Tarihsel veriler bir hastalık belirtisi olarak epilepsinin, epileptik fenomenlerin çok eski çağlardan beri çeşitli toplumlarca fark edildiğini göstermektedir. Epilepsi sözcüğü eski Yunanca'da uzakta tutulmak, yakalamak, kavramak anlamına gelen 'epilambanein' sözcüğünden türemiştir (20). İlk olarak Türkiye'nin güneyinde bulunan bir Babil inceleme tezindeki kayıtlarda epilepsiye rastlanmıştır. Daha sonra M.Ö. 770-221 yılları arasında yazılı olarak klasik Çin kitaplarında epilepsiden bahsedilmiştir. M.Ö. 400 yıllarında, Hipokrat epilepsiyi 'kutsal hastalık' olarak tanımlamıştır. Fakat çoğu kültürde çeşitli belirti ve semptomların birlikteliğine dayanarak cinli ve şeytanlı bir açıklama yerleşmiştir. 

XVII. yüzyılda İngiliz hekim Thomas Willis'in beyin anatomisine, kas dokusuna ve nörofızyolojiye çok önemli katkıları oldu. 1849 yılında İrlandalı hekim Robert Bently Todd epilepsi nöbetlerinin beyindeki elektriksel deşarjlardan kaynaklandığını ileri sürdü. Hayvan beyninde elektriksel akımın varlığı ilk kez 1875 yılında Richerd Caton tarafından gösterildi. 

Takip eden yıllarda Pravdich-Neminsky, köpeklerde beyin yüzeyine yerleştirdiği elektrotlar aracılığıyla   elektriksel   etkinliği   kaydetmeyi   başardı.   Beyindeki   elektriksel   etkinliğin kaydedilmesi ve özelliklerinin tanımlanması konusunda Hans Berger'in çalışmaları kilometre taşı oldu. XIX. yüzyılın sonlarında John Hughlings Jackson hastalan ayrıntılı inceleyerek epilepsinin anlaşılmasını kolaylaştırdı. Jackson epilepsiyi “sinir dokusunun ara sıra gelen düzensiz ve aşırı boşalımı” şeklinde tarif etti. Bu ve benzeri çalışmalar epilepsi üzerindeki sır perdesini yavaş da olsa araladı ve Hipokrat'ın 2400 yıl önce yaptığı açıklamalar doğrulanmaya başladı.