Demir Eksikligi Anemisi Nedenleri

Demir Eksikliği Anemisi Nedenleri

Demir eksikliği anemisinin en sık nedeni, demir alımının yetersiz olmasıdır. Bunun dışında demir emilim bozuklukları, demirin aşırı tüketimi ve vücuttan demir kaybı demir eksikliğinin ve anemisinin diğer nedenleridir. Siyanotik doğuştan kalp hastalıklı çocuklarda ise özellikle sekonder eritrositoz ile demir tüketiminin artması, kanama ve tekrarlayan flebotomi ile vücuttan demir kaybının görülmesi demir eksikliğinin öncelikli sebeplerini oluşturur.
Demir Eksikliği Anemisi Tanısı, Belirtileri ve Bulgular
Demir eksikliği anemisinin klinik bulguları birçok sistemi ilgilendiren semptomlar olarak karşımıza çıkar. Hastalığın erken döneminde halsizlik, huzursuzluk, iştahsızlık gibi nonspesifik bulgular görülebilir. Ağır anemide sıklıkla kalpte üfürüm, taşikardi, kardiyomegali, dispne, tırnaklarda kolay kırılma, ağız çevresinde stomatit, tat alma bozukluğu, yutma güçlüğü, poliüri, polidipsi, aşırı uyuma, dikkat eksikliği, letarji, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, davranış bozuklukları, öğrenme güçlüğü, çabuk yorulma, oturma emekleme ve yürümede gecikme görülebilir (57). Kronik demir eksikliği anemisinde hastaların %30’unda mavi sklera, dil papillalarında atrofi, kaşık tırnak, olguların %10- 15’inde ise hepatosplenomegali görülebilir.
Demir eksikliğinin önemli bir klinik bulgusu da bilişsel fonksiyonlar üzerine etkisidir. Son yıllarda giderek artan sayıda çalışma kognitif özelliklerin ve zekânın demir eksikliği anemisinde olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Demir eksikliği olan süt çocuklarında olmayanlara göre daha kognitif skor daha düşük bulunmuştur (58,59). Demir eksikliği anemisinin zeka üzerine uzun süreli etkilerine bakıldığında ise hemoglobin düzeyinin her 1 gr/dl düşüklüğü ile zeka puanının 1,7 puan düştüğü görülmüştür (60). Yine 9-12 aylık süt çocuklarında demir eksikliği anemisi olan ve olmayan iki grup arasında yapılan dikkat ve hafıza değerlendirmesinde demir eksikliği anemisi olan grupta olmayanlara göre yetersiz olduğu görülmüştür. Bu kadar erken yaşta nörogelişimsel yeteneklerin etkilenmiş olması demirin nöronal gelişim üzerindeki etkilerinin önemini ortaya koymaktadır (61). Bu nedenlerle çocukları erken yaşta ortaya çıkabilecek demir eksikliği anemisinden korumak amacıyla rutin demir profilaksisi önerilmektedir.
Laboratuvar
Türk Hematoloji Derneği’nin, ulusal tanı ve tedavi kılavuzunda yer alan demir eksikliği anemisinin laboratuvar verileri şöyledir;
Tam kan sayımı:
1.                  Çocuklarda yaş gruplarına uygun Hb değerlerinin -2SD altı anemi olarak kabul edilir.
2.                  Anemiye eşlik eden mikrositoz, hipokromi ve anizositoz varsa demir eksikliği anemisi olma olasılığı yükselir. Ancak, tam kan sayımı tek başına tanısal bir tetkik olarak kabul edilmez.
3.                  Trombosit sayısı genellikle artmış (trombositoz) veya daha nadiren azalmış (trombositopeni) olabilir.
4.                  Periferik yayma: Tam kan sayımını destekler şekilde, hipokromi, mikrositoz, anizositoz ve poikilositoz görülür.
5.                  Retikülosit sayısı: Genellikle normal veya düşük, bazen de hafif artmış bulunabilir.
6.                  Serbest eritrosit protoporfirin düzeyi yükselir.