Kalp ve Diyabet Hastaligi

Kalp ve Şeker Hastalığı (Diyabet)

Koroner yetmezliğinin sıklığı, diabetik olmayan kişilere kıyasla, diabetik erkeklerde iki kat, diabetik kadınlarda üç kat fazladır. Mortalite oranı iki kat olduğundan kro-ner yetmezliğin prognozu da daha kötüdür.

Bazı spesifik klinik özellikler diabetik iskemik kalp has­talığının ağırlığını açıklar: miyokard infarktüsünün ta­mamen asemptomatik olması istisnai bir durum olsa da, göğüs ağrısı olmayabilir; akut faz sırasında, kardiyoje-nik şokta, iskemik, hipertansif ve mikroanjiyopatik mi­yokard değişikliklerinin varlığı ile kolaylaşan kalp yet­mezliği daha sıktır; kardiyak aritmiler daha sıktır ve hastalığın seyrinde daha geç ortaya çıkar ve yoğun ba­kım ünitesinde daha uzun süre kalınmasını gerektirir; aritmilere yol açması nedeniyle metabolik komplikas-yonların gelişimi (ketoasidoz, hipoglisemi, hipo- ya da hiperkalemi) çok ciddi bir prognoza sahiptir.

Diabetik kardiomiyopati, kronik hiperglisemi, bununla ilişkili metabolik bozukluklar ve bu bozuklukların mik-rovasküler sonuçlarına bağlı olarak diabetiklerde ortaya çıkan spesifik bir miyokard bozukluğudur. Bu neden­le, bu tanıyı bildirmeden önce koroner yetmezliği ve hi­pertansiyonun (sınırda bile olsa) ortadan kaldırılması gerekir. Diabetik kardiyomiyopati, uzun süreli diabeti olan ve retinal ve/veya glomerüler mikroanjiyopatik lezyonları olan bir hastada ortaya çıkan, ön planda sol ventrikülü etkileyen hızlı ya da ani başlangıçlı konjestif kalp yetmezliği şeklinde kendini gösterir.

Kardiyak otonom nöropati varlığı, vagal inhibisyon kaybına bağlı istirahat taşikardisine, miyokard nekrozu­nun ağrısız olmasına, sıklıkla insülin enjeksiyonundan sonra kötüleşen, bazen halsizlik yaratan ve travmatik ve serebrovasküler iskemik olaylara neden olan postural hipotansiyona neden olabilir.

Kardiak nöropati, diabet seyrinde bir kötü prognoz be­lirtisi oluşturur.
Genel anestezi sırasında ani ölüm ve kardiorespiratuvar arrest riski yüksektir.

Ağır postural hipotansiyon belli terapötik önlemler ge­rektirir: ağırlaştırıcı ilaçların (mümkün olduğu kadar) süpresyonu: psikotropik ajanlar, santral etkili antihiper-tansifler, vazodilatörler, diüretikler; tuz azlığının düzel­tilmesi ve yeterince tuzlu diyet verilmesi; alt ekstremite-ler için elastik bandajlar; yüksek doz fludrokortizon (100-300 g/gün) ya da hatta periferik a-2-agonist etkisi için klonidin.