Renal Diyabet

Renal Diyabet

Böbrek glomerülünden filtre edilen glükoz normalde proksimal tübülden geri emilir. Fizyolojik olarak, glü-kozun tübüler geri emilimi (TmG) için maksimum ka­pasite, kan glükozunun ortalama 9 ila 10 mmol/L'yi (164 ila 180 mg/dL) aşması durumunda idrarda glükoz çıkacak şekildedir. Ancak fizyolojik şartlarda böbrek eşiği değişkendir ve yaşlı kişilerde 12 ya da 13 mmol/L'ye (218 ila 236 mg/dL) yükselebilir.

Gebelik sırasında glomerüler filtrasyon hızında belirgin artışın tübüler yükün artmasına yol açması, glikozüri sıklığının yüksek oluşunu açıklamaktadır (gebeliklerin % 80'i).
Renal diabet, TmG'de bir azalmanın neden olduğu glükoz için böbrek eşiği azalmasına bağlı olarak glikoziirinin ortaya çıkmasıdır. Saf renal diabet, komp­leks bir tübülopati ile ilişkili renal diabetten ayırt edilir.

Renal diabet/diabetes mellitus kombinasyonları kar­maşık problemler oluşturur ve iki durum şematik ola­rak ayınlabilir.
Renal diabet, gerçek diabetes mellitus ile ilişkili olabi­lir.
Renal diabet, diabetes mellitus ile sekonder olarak komplike olur; patofizyolojik mekanizmaların hala tar­tışmalı olduğu bir durumdur. İyi dökümante edilmiş birçok çalışma, başlangıçta renal diabetle gelen hasta­larda birkaç yıl sonra gerçek diabetes mellitus geliştiği­ni göstermiştir. Hatta renal diabetli hastaların % 20 ila 30'unda diabetes mellitus açısından aile hikayesi vardır. Bu durum iki hastalık için ortak genetik faktörlerin var­lığını düşündürmektedir.

Uygulamada, sekonder diabetes mellitus gelişimini sap­tamak amacıyla renal diabetli hastalar oral glükoz tole­rans testi ile düzenli olarak izlenmelidir.