Renal Yetmezlik

Renal Yetmezlik

Bir diabetikte kalıcı proteinüri gelişmesi böbrek fonksi­yonunda progresif bir kötüleşmenin başladığını gösterir, bu da çok sık olarak hipertansiyonla ilişkilidir. Glome­rüler filtrasyon hızındaki azalma, bir diabetikten diğeri­ne büyük ölçüde değişir (0.6 ila 2.4 ml/dk/ay, ortalama 1.2 ml/dk/ay); ancak bu, belli bir hasta için son derece lineerdir. Serum kreatininin 180 mol/L olmasıyla ta­nımlanan kronik böbrek yetmezliğinin gösterilmesiyle diürez gereksinimi arasında geçen süre genellikle 2 yıldan kısadır.

Kreatinin 180 mol/L'yi aşar aşmaz ya da kreatinin kli rensi 50 ml/dk'nın altına düşer düşmez nefroloji konsül tasyonu endikasyonu doğar.

Kan glükozunun optimum hale getirilmesinin kanıtlan­mış hiçbir yararlı etkisi olmadığından, mükemmel HT kontrolü, böbrek fonksiyon bozukluğunu yavaşlatabilen tek tedavi olarak görünmektedir. Böbrek yetmezliği di-abetin tedavisini değiştirir. Serum kreatinin 180 mol/L'yi aşınca oral hipoglisemik ilaçlar kontrendikedir. İnsuline bağımlı diabetiklerde insülin gereksinimleri ge­nellikle azalır. Daha düşük insülin dozları ile diabeti kontrol etmek daha kolay olabilir ya da tersine diabet, kan glükoz düzeylerinde belirgin düzensizlikle karakterize olabilir.
Sonuçta, idrar izlenmesi tüm değerini kaybeder.

Böbrek yetmezliğinin tıbbi tedavisi, diabetik ve diabetik olmayan hastalarda aynıdır. Diüretik tedavi gerekli ise sadece furosemid etkilidir ve antialdosteronlar kontren­dikedir. Protein denutrisyonu riskini önlemek için pro­tein alımı yaklaşık 1 g/kg/gün düzeyinde tutulmalıdır. Tüm nefrotoksik ilaçlardan kaçınılmalıdır.tyoûu kontrast madde (Nefropati'ye bak.) enjeksiyonu ile rad­yolojik tetkik durumunda özel önlemler alınmalıdır. Son olarak, hemodiyaliz gerektiğinde bir koldaki da­marları korumak için venöz kan örnekleri sadece bir koldan toplanmalıdır.