Bitkilerde Kok Yapisi

Bitkilerde Kök, Kök Hakkında Bilgiler

Kök kara hayatına uyum sağlamış olan gelişmiş bitkilerde toprak içine doğru büyüyen bir organdır. Köklerde stoma bulunmaz. Kök hücreleri klo-roplast içermez. Bazı bitkilerin kökleri su ve havada gelişebilmektedir. Suda gelişen köklere su kökleri, havada gelişen köklere ise hava kökleri denir. Hava kökleri fotosentez yapma işini de üstlendiklerinden kloroplast içeriri-ler. Köklerin toprağı tutma özelliği son derece önemlidir, çünkü bu sayede toprak kaymaları, toprağın verimli üst katmanlarının yağmurlarla kaybı gibi insan yaşamını etkileyecek olumsuz etmenler de ortadan kalkmış olur. Bitki­lerde köklerin dört önemli işlevi vardır. Bunlar: 1) Bitkileri toprağa bağla­mak 2) Topraktan su ve mineral maddeleri almak 3) Su ve mineral maddele­rin alındıkları yerden gövde ve yapraklara taşınmasını sağlamak 4) Bitki hormonları ile diğer organik bileşikleri sentezlemek. Bunlardan başka kök bazı besin maddelerini depo etme görevini de yapar.

Kökler üçe ayrılır: 1) Primer Kök (Ana Kök) 2) Sekonder Kök (Yan Kök) 3) Adventif Kök (Ek Kök)
Gelişme gösteren tohumdan meydana gelen ilk kök genellikle doğru­dan aşağı doğru büyür ve primer kök (ana kök) olarak adlandırılır. Primer kök, bitkinin toprağa bağlanmasını sağlar. Primer kökten dallanarak gelişen köklere sekonder kök (yan kök) denir. Sekonder köklerin sayıları fazladır ve bitkinin toprağa tutunmasını sağlarlar. Bazı şartlar altında bitkinin gövde ve yapraklarından kök meydana gelebilir. Bu şekildeki köklere adventif kök (ek kök) denir.


Kök Metamorfozları

Kökler, kendi görevlerinden farklı görevleri üstlendiklerinde meta­morfoza uğrayabilmektedirler. Bunlar:

1) Yumru (Depo) Kökler: Besin maddelerini depo ederek şişkinleşen köklere denir. Yumru kökler şekil bakımından bir çok farklılıklar gösterir. Örnek: Havuç, turp, pancar, salep.
2) Çekme (Kontraktil) Kökler: Bu tip kökler önce fazla miktarda yedek besin maddesini depo eden kabuk bölgesinin (korteks) sonradan besin maddesini kaybetmesi sonucu yüzeyinde enine katlanmalar oluşturarak kı-salmasıyla meydana gelir. Böylece bitkinin gövdesi daha fazla derine çekile­rek toprağa daha sıkı tutunmuş olur. Örnek: Kırmızı zambak, safran, dana ayağı.
3) Tutunma Kökleri: Bazı sarılıcı köklerin gövdelerinde oluşan ve bitkinin duvara tutunup yükselmesini sağlayan köklerdir. Örnek: Duvar sar­maşığı.
4) Sömürme Kökleri: Bazı parazit bitkilerin yaşadıkları konak bitki­nin besininden faydalanmak için konak bitkinin iç dokularına doğru geliştir­dikleri köklerdir. Örnek: Canavar Otu, Ökse Otu.
5) Hava Kökleri: Özellikle tropikal bölgelerde, deniz kenarlarındaki bataklıklarda yaşayan bitkilerde görülür. Bu köklerin hücreleri arasında ge­niş, boş alanlar yani hücre arası boşluklar bulunur. Bol hava içeren böyle kökler yapraklı dalları su üzerinde tutmaya yarar. Bazı bataklık bitkilerinin kökleri su yüzeyine çıkarak oksijen sağladıklarından bunlara solunum kökle­ri denilmektedir. Örnek: Bazı bataklık bitkileri.
6) Destek Kökler: Bunlar genellikle tropikal bölgelerde ve bataklık topraklarda yetişen bitkilerin tutunabilmeleri için geliştirdikleri ek köklerdir. Örnek: Devetabanı ve mısır.
7) Diken Kökler: Bazı palmiye, hurmagiller gibi bitkilerde kökler di­ken şeklini almıştır. Bunlar koruyucu ve savunma görevini görmektedir.

Kökün Anatomik Yapısı

Kökün en dış kısmında tek hücre sırasından oluşan bir epidermis taba­kası bulunur. Kök emici tüyler genellikle epidermis hücrelerinden oluşur.

Epidermise koruyucu doku da denir. Epidermisin altında parankima hücre­lerinden oluşan geniş bir korteks (kabuk) tabakası yer alır. Parankima hüc­releri arasında intersellüler alanlar bulunur. Parankimatik korteks hücreleri içinde çoğu kez nişasta tanelerine ve salgı maddelerine rastlanır. Hava kökle­ri dışında bu hücreler kloroplast içermezler.

Korteks tabakasının iç kısmında merkezi silindir olarak adlandırılan bölge vardır. Merkezi silindirin en dış kısmında endoderma tabakası bulunur. Endoderma tek bir hücre sırasından oluşur. Bu hücre sırası merkezi silindirle korteksi birbirinden ayırır. Endoderma hücrelerinin çeperlerinde suberin ve ligninden oluşan "kaspari şeridi" adı verilen şeritsi kalınlaşmalar vardır. Bu şerit su geçişini engeller. Su ancak teğetsel çeperlerden geçebilmektedir. Kökler yaşlandıkça hücrelerin çeperlerinde başka kalınlaşmalar da olmakta­dır. Merkezi silindir endoderma tabakası altında yeralan ikinci tabakası yine tek hücre sırasından oluşmuş periskl tabakasıdır. Periskl tabakası hücreleri parankimatik özellikte olup yan kökler bu hücrelerden oluşmaktadır. Periskl tabakasının altında kökün iletim sistemi yer almaktadır. Kökte ksilem ve floem ışınsal tarzda yanyana yerleşim gösterir. Ksilem sayısına göre bitkinin monokotil veya dikotil olduğuna karar verilir. Monokotillerde ksilem sayısı 15-20, dikotillerde 2-3'dür. Merkezi silindirin en alt kısmında kökün öz kısmı yer alır. Öz bölgesi sklerankimatik hücrelerden oluşmuştur. Sklerankimatik öz toprak içinde ilerleyen köklere direnç özelliği kazandırmıştır.

Monokotil bitkilerin köklerinde ilk oluşan elementler sürekli (daimi) doku haline dönüştüğünden bunlarda sekonder yapı meydana gelmemektedir ve kökte enine büyüme bir süre sonra sona ermektedir. Kökte sekonder bü­yümeye genellikle açık tohumlularda ve dikotil (çift çenekli) bitkilerde rast­lanmaktadır. Kök ile gövde arasındaki bölgeye hipokotil denilmektedir.