Kimyasal Bag ve Onemi

Kimyasal Bağ Nedir, Kimyasal Bağların Önemi

Organik moleküllerdeki atomları birbirine bağlayan bağlara kimyasal bağ denir. Kimyasal bağlarda depo edilmiş bir enerji vardır. İki molekül be­lirli bir enerji düzeyinde karşılaştıklarında, kendi iç yapılarında bulunan kimyasal bağlar kırılır, atomlar yeniden düzenlenerek yeni moleküller olu­şur. Bu olaya kimyasal tepkime denir. Yeni oluşan moleküllerde kimyasal bağların toplam enerjisi tepkimeye giren moleküllerin toplam enerjisinden az ya da çok olabilir. Üründe toplam enerji daha fazla ise bu enerji çevreden a-lınmış demektir. Durum bunun tam tersi olursa, yani yeni oluşan kimyasal bağların toplam enerjisi, eski bağlara göre daha az ise, o zaman kimyasal re­aksiyon sırasında bir miktar enerji çevreye verilmiş, ya da enerji açığa çık­mış demektir.

Örneğin; C6 H12 O6 + 6O2 >> 6C02 + 6H20, solunum tepkimesinde C6 H12 O6 ve 02nin toplam kimyasal bağ enerjisi C02 + H20'den fazladır. Bu durumda solunum tepkimelerinde bir miktar enerji açığa çıkar.

6C02 + 6H20 Tepkimeye giren >>>>>C6 H12 06 + 602 Ürünler

Yukarıda verilen fotosentez tepkimesinde ise ürünlerin toplam enerji­si, tepkimeye girenlere göre daha fazladır. Öyleyse fotosentez tepkimelerin­de çevreden enerji alınır.

Kimyasal Tepkimenin Başlaması

Kimyasal tepkimeler moleküller birbirlerine çarptıkları zaman oluşur. Bu moleküllerin çarpışabilmesi için enerji gereklidir. Gerekli olan enerjiye aktivasyon enerjisi denir. Bir tepkimenin başlaması için, çoğu kez dış kay­naktan gelecek aktivasyon enerjisine gerek vardır. Örneğin, hidrojen ve oksi­jen gazlarının molekülleri hiçbir reaksiyon göstermeden bir arada bulunabi­lirler. Küçük bir kıvılcım (kibrit yakma) bu iki molekülü etkileyerek su mo­lekülünü oluşturur. Eğer iki madde bir tüp içinde karıştırılıp, belirli bir sı­caklık derecesine ısıtılırsa çoğu kez bir aktivasyon enerjisi ortaya çıkar. Fa­kat, canlı hücrelerde belirli sıcaklık derecesine kadar ısıtıp aktivasyon enerji­si yaratmak çoğu kez mümkün değildir. Çünkü fazla sıcaklık hücrelerde ö-lümlere neden olur. Canlı sistemlerinde bu tepkimelerin daha düşük enerji seviyelerinde oluşmasını sağlayan katalizörler vardır. Katalizör, aktivasyon enerjisini düşüren, tepkimenin hızını artıran ve tekrar tekrar kullanılabilen yapılardır. Canlı sistemlerindeki katalizörler enzimlerdir. Örneğin; bir sınıf­ta 40 öğrenci olduğunu düşünelim. Önce 2 m. yüksekliğe çıta koyalım ve çı­tanın üzerinden öğrencilerin atlamalarını isteyelim. Bunu başarmak çok da kolay olmayacaktır. Ancak öğretmen çıtayı 30 cm. yüksekliğe astığında, öğ­rencilerin hemen hepsi kolaylıkla karşıya atlayacaktır. İşte bu örnekte çıta seviyesi aktivasyon enerjisi düzeyini, öğretmen ise katalizöre karşılık gelir.