Alerji Tedavisi İcin Bilgiler

Alerjiye Geçit Yok

Çoğu alerjik tepkinin nasıl ortaya çıktığını artık biliyoruz. Po­len, küf sporu ya da başka bir alerjendeki zararsız bir protein vücuda girer, bağışıklık sistemiyle karşılaşır. Bağışıklık siste­mi tehlikeli bir saldırgan sandığı bu proteine karşı antikor üre­tir. Aynı alerjen yine vücuda girdiğinde, antikor (IgE kısaltma­sıyla tanınan immünoglobülin E'den yapılmıştır) yakaladığı proteini bir mast hücresine ya da bozofile bağlar. Bu hücrele­rin saldığı histamin gibi güçlü kimyasal maddeler alerjeni öl­dürürken, gelişen süreç burun akmasından anafilaksiye kadar değişen belirtilere yol açar.

Bağışıklık tedavisi bu süreci devre dışı bırakır. Hekim vü­cuda çok az miktarda, seyreltilmiş bir alerj en zerk eder. Enjek­siyon immünoglobülin G (IgG) denen farklı bir antikorun dikkatini çeker. Bu antikor alerjeni saldırgan bir mikrop sanır. Vücut ileride "mikrop" ile savaşmak için daha çok IgG üretir. Antikorlar alerjeni yakalar ve korkutucu alerji belirtilerinden sorumlu IgE antikorlarına fırsat bırakmadan görevi tamamlar.

Zamanla vücut alerj enlerin bütün yüklenmesine yetecek miktarda IgG antikoru üretir. Bunlar bütün alerj enlerle başa çıktığından, IgE antikorlarına yapacak iş bırakmaz. IgE anti­korları sonunda yok olur ve alerj ene duyarlılık sone erer.

Hekimler 20. yüzyıl boyunca dört dörtlük bir bağışıklık te­davisi geliştirmek için var güçleriyle uğraşmışlardır. Bu konu­da epeyce mesafe alınmış olmasına karşın, tedavinin hâlâ ye­tersiz kaldığı birçok nokta vardır.

Her zaman işe yaramaz. Bağışıklık tedavisi böcek sokma­sına karşı şiddetli alerjik tepki gösterenlerde hayat kurtarıcı olabilir. Çalışmalar bağışıklık tedavisinin arı zehrine karşı en azından sınırlı düzeyde olmak üzere hastaların yüzde 98'e va­ran bölümüne bağışıklık kazandırdığını göstermiştir. Havayla taşınan çeşitli polenler, ev tozu ve küf gibi alerjenlere karşı ba­şarı oranı da çok yüksektir (en az yüzde 80). Kedi ve köpekle­rin kıl-deri döküntülerine alerji gösterenlerin de bağışıklık te­davisinden yarar görme şansı vardır.

Bunlar dışında kalan alerjenlere karşı bağışıklık tedavisinin kanıtlanmış bir başarısı yoktur. Örneğin bitkilere ve nikel gibi maddelere karşı deri alerjileri, IgE ile bağlantılı bir vücut tep­kisi olmadıkları için bağışıklık tedavisine yanıt vermezler. Birçok besine gösterilen tepki de bu kapsama girer. Kuştüyü gibi şeylere ya da parfüm, duman gibi güçlü kimyasal madde­lere gösterilen duyarlılıklarda düzelme sağlanamaz.

Bağışıklık tedavisinin işe yaradığı alerjiler listesi gittikçe büyüyor. Araştırmacıların birçok alerj en özütünü nasıl stan-dardize edeceklerini öğrenmesiyle birlikte, daha iyi tedavi so­nuçları da alınıyor. Ama şimdilik bazı alerj enler karşısında sa­kınmayı öğrenmekten başka çareniz yok.

Herkese uygun değildir. Alerji uzmanı bağışıklık tedavisi­ne aday sayılma durumu için bile önce hastada bazı ölçütleri arar:

Alerji belirtileri yıllarca sürebilecek bir tedavinin uygu­lanmasına gerekçe oluşturacak kadar şiddetli mi? Gün­lük yaşam açısından ciddi sorunlar yaratıyor mu?

Deri testi ya da RAST (radyoalerjosorban testi) yardı­mıyla saptanan alerjenin günlük yaşamda vücuda girdi­ğinde sorun yaratan alerjenle aynı olduğu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konabiliyor mu?

Alerjenlerle teması azaltacak bütün önlemler alındı mı? Yatak ve yastıklara alerj enlerin geçişini engelleyecek örtüler geçirildi mi? Geceleyin pencereler kapatılıyor, el­biseler ve yatak örtüleri sıcak suyla yıkanıyor mu?

Alerjiye neden olan şeyden kaçınmak olanaksız mı? Ör­neğin, sorun kedilerden kaynaklanıyorsa, evdeki hay­vanlara başka bir yuva aramak çok daha yerinde olur. Ama alerji bir veterinerde ortaya çıkmışsa, kedilerle ya­kın temas kaçınılmazdır.

Alerji iş ve okulda zaman kaybına yol açıyor mu?

Fazla miktarda ilaç alındığında bile alerji sorunu çözülemiyor mu?
Yukarıda sıralanan maddeler yalnızca başlangıçtır. Bu stan­dartlara uysanız bile, hekiminiz başka birçok noktayı daha ay­dınlığa kavuşturmak isteyecektir:

Alerjiyle ilgili enjeksiyonlar sırasında gelişebilecek tep­kileri tedavi ederken sorun yaratabilecek tıbbi bir durum söz konusu mu? Kontrol altına alınmamış göğüs ağrısı (anjina pektoris) varsa ya da yakın bir zamanda kalp kri­zi geçirilmişse, adrenalin iğnesi ölümcül tehlike yarata­bilir. Yüksek tansiyon ya da kalp sorunları nedeniyle be­ta bloker kullananlar için bağışıklık tedavisi uygun de­ğildir.

Hasta gerekli uyumu gösterebilecek mi? Bağışıklık te­davisi uzun bir süreye yayılabilir ve bu süre içinde heki­min önerileri doğrultusunda hareket edilmesi gerekir. Bağışıklık tedavisi hap almayı sık sık unutan ya da ken­di başına tedavisine son verme alışkanlığı olan kişilere göre değildir. Bu tedavi için çok sabırlı olmak gerekir.

Yeterli iletişim kurulabilecek mi? Anafilaksi bağışıklık tedavisinin olası bir yan etkisidir. Gerçi ender görülür, ama anafilaktik şok belirtilerini hekimlerine bildiremeyen kişilerde ölümcül olabilir. Dolayısıyla küçük (dört yaş dolayının altı) çocuklar, zihinsel ya da psikolojik so­runları olanlar ve durumlarını açıklamakta zorlanan ki­şiler bu tedavi için iyi birer aday değildir.

Bağışıklık tedavisi ağır astımı olanlarda öteden beri kulla­nılmaktadır. Astım tümüyle bir alerjik tepki olmasa da, birçok durumda astım ataklarını küf ve polen gibi alerjenler tetikler. Yapılan çeşitli araştırmalar bağışıklık tedavisinin astıma karşı etkili olabildiğini ortaya koymuştur. Ama yakın tarihli bir araştırmaya göre, günümüzün geliştirilmiş ilaçlarıyla uygun astım tedavisini görmekte olan ve sakınımlı davranmaya yö­neltilen çocuklarda yarar elde edilemeyebilir. Bu sonuçlar alerji araştırması alanında hararetli tartışmalar yaratmış ve na­sıl bir yol izleneceği konusunda henüz görüş birliği sağlana­mamıştır. Şimdilik yapmanız gereken şey, hekiminizle bu ko­nuyu görüşmek ve alerji uzmanınız karar vermeden bağışıklık tedavisini kesmemek olmalıdır.