Leptin Hormonu ve Sismanlik

Şişmanlıkta leptin hormonu

Sizin Türkiye'deki şişmanlarda saptadığınız genetik bozukluklar nelerdir?

1997 yılından bu yana Türkiye'deki şişmanlarda gene­tik bozuklukları saptamak için çalışma arkadaşlarımla be­raber bir dizi bilimsel araştırma yapma olanağım oldu. Bu araştırmalarımız Türkiye'deki aşırı şişman hastaların yüz­de 4 ila 5'inde melanokortin 4 reseptör gen bozukluğu olduğunu ortaya koymuştur. Bu araştırmalarımız sırasında dünyada ilk kez bir Türk ailesinde leptin hormon yetmez­liğine bağlı olarak oluşan şişmanlık saptadım. Yine bu araştırmalarım sırasında şişman kişilerin yüzde 5 ila 6'sında leptin hormonunun az salgılandığını tespit ettim. Kan­larında leptin hormonu düşük şişman kişilerin, leptin hormonuyla tedavi edilme olanağı vardır. Bununla birlikte leptin hormonu şu an ilaç olarak piyasada bulunmamak­tadır. Yakın gelecekte piyasada satılacağını sanıyorum. Bu nedenle şişmanlarda leptin hormonunu ölçmek faydalı olacaktır. Ancak şunu da vurgulamam gerekir: Toplumda görülen şişmanlığın çoğu tek gen bozukluğundan değil, birçok genin etkileşiminden dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sağlıklı beslenme, yaşam tarzı değişikliği ve egzer­siz yapmak şişmanlık mücadelesinde en önemli araçları­mız olmaya devam edecektir.

Türkiye'de şişmanlık sıklığı ne orandadır?

2002 yılında yapılan TOHTA (Türkiye Obezite ve Hi­pertansiyon Taraması) çalışmasında Türkiye'de aşırı kilolu (toplu) oranı yüzde 41, şişmanlık oranı ise yüzde 25,2 ola­rak saptanmıştır. Görüldüğü gibi Türkiye'de şişmanlık hızla artmaktadır.

Bu rakamlardan yola çıkarak Türkiye ile ilgili nasıl bir öngörüde bulunursunuz?

Maalesef ülkemizde şişmanlık artmaya devam ediyor. Kent yaşamının insanları hareketsiz kılması, bilgisayar ve televizyon başında geçirilen saatlerin ve fast food türü gı­da tüketiminin artması insanlarımızın kilo almasına neden oluyor. Artık köylerde de evde yapılan tam buğday ekme­ği yerine fırınlardan alınan beyaz ekmeğin tüketilmeye başladığı ve bunun günlük gıdanın önemli bir kısmını oluşturduğu dikkate alınırsa önümüzdeki 10 yıl içinde köylü nüfusta da şişmanlık, şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp hastalığı görülme sıklığında önemli bir artış bekle­mek yanlış olmaz.